İcra Müdürlüğü'nün 2009/10772 sayılı dosyasına davalı bankanın 6.735,00 TL borç olduğunu bildirdiğini, müvekkili şirketlerin davalı bankaya borcu bulunmadığını iddia ederek borçlu olmadıklarının tespiti ile para bankaya ödenmişse ödenen miktarın istirdadına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davacılar vekili; 12.08.2013 tarihli dilekçesinde dava dilekçesinin netice-i talep kısmının, davacı şirket araçlarından kaynaklı rehin borcunun olmadığının tespitine şeklinde ıslah ettiklerini bildirmiştir. Davalı vekili cevabında, müvekkili bankanın kullandırdığı genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan kredi nedeniyle davacılardan nakdi ve gayrinakdi alacağın devam ettiğini, davacı tarafın araç üzerindeki rehnin kaldırılması gerektiği yönündeki iddiasının hukuki dayanağı bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir. Mahkemece iddia, savunma, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre, davalı bankanın Levent Sanayi Şubesi ile davacı ......
Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile ilk drece mahkemesince alınan denetime ve hüküm kurmaya elverişli bilirkişi raporunda davacının müşterek borçlu müteselsil kefil sıfatıyla imzaladığı 19.03.2013 tarihli kredi sözleşmesine istinaden kullandırılan kredilerden dolayı imzasının bulunmadığı 02.03.2015 tarihli kredi sözleşmesinden önce 01.03.2015 tarihi itibarıyla davalı bankanın 371.555,83 TL alacağının olduğu, davacının davalı bankaya kefalet borcuna karşılık 13.10.2017 tarihinde 40.000,00 TL ve 06.08.2018 tarihinde 58.550,00 TL olmak üzere toplam 98.550,00 TL ödemede bulunulduğu, bu nedenle davacının bankaya ödediği 98.550,00 TL nin iade edilmesi yönündeki talebinin yerinde olmadığının tespit edildiği, dolayısıyla dava tarihi itibarıyla davacının borçlu olduğu ve icra takip dosyalarına fazladan bir ödeme yapılmadığı, davacı tarafından takibe müvekkilinin imzasının bulunmadığı kredi sözleşmesinin konulduğu ileri sürülmüş ise de davacı...
Davacının sözleşmenin haksız olarak feshedildiği tespiti ve kar mahrumiyeti talepleri bakımından 6098 sayılı TBK md. 147/5'de "vekâlet, komisyon ve acentalık sözleşmelerinden, ticari simsarlık ücreti alacağı dışında, simsarlık sözleşmesinden doğan alacakların" 5 yıllık zamanaşımına tabi olduğunun kanun tarafından belirlenmiş olması, sözleşmenin fesih ihtarname tarihi 08/02/2013 olup bu tarihin taraflarca da kabul edildiği, dava tarihinin 28/09/2018 olması, 5 yıllık zamanaşımı süresinin dolduğu tespitiyle sözleşmenin haksız olarak feshedildiğinin tespiti ve kar mahrumiyeti bakımından davanın zamanaşımı nedeniyle reddine, davacının ceza faturalarının haksız olduğunun tespiti ve bedellerin iadesine dair talebi bakımından dava açılmadan önce faturalar doğrultusunda davaya konu edilen miktar belirli olup artık bu talep konuları bakımından davanın belirsiz alacak davası olarak nitelendirilmesinin mümkün olmadığı, gerekçesiyle ceza faturalarının haksız olduğunun tespiti ve bedellerin iadesi talebi...
ın kredi sözleşmesini dava dışı kişi veya şirket yetkilisine imzalatırken basiretli tüccar gibi davranmadığını, temlik eden davalı ...'ın ihmalinin sorumlusunun müvekkillerinin olamayacağını, bu nedenlerle davanın kabulü ile müvekkillerinin borçlu olmadığının tespitini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılar üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Dava, genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacak için başlatılan icra takibinde davacının borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir. 26.09.2004 tarihli ve 5235 sayılı Adlî Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanunun 5. maddesinin beşinci fıkrasında, özel kanunlarda başkaca hüküm bulunmadığı takdirde ihtisaslaşmanın sağlanması amacıyla, gelen işlerin yoğunluğu ve niteliği dikkate alınarak daireler arasındaki iş dağılımının Hâkimler ve Savcılar Kurulu tarafından belirlenebileceği düzenlenmiştir....
Noterliği'nin ... yevmiye nolu 05.08.2009 tarihli ihtarnamesine göre, borçlu/davacının ... no.lu ticari kredi hesabının, 06.08.2009 tarihinde kat edildiğinin ihtar edildiğini; görüldüğü üzere, icra takibine konu olan hesapların farklı olduğunu; temlik öncesi bankanın ibranamesine konu olan hesaplar ile takibe konu borcu doğuran hesaplarında farklı olduğunu; davacının; ... nolu bireysel ek hesabı ve 1091-46490 no.lu konut kredi hesabının borcunun bulunmadığına dair ibranameye bir diyeceklerinin olmadığını ancak, icra dosyasındaki ihtarnameler incelendiğinde fark edilecek olan ... ve ... no.lu ticari kredi hesaplarının bakiyelerinin borçlu tarafından katılmadığını; davacının ödemiş olduğu krediler konut kredisi ve bireysel ek hesabı olduğunu; oysa davalı tarafından temlik alınan ticari kredi hesaplarından doğan borçlar olduğunu, bu nedenle, davacı yanın borcun ödendiğine dair yapmış olduğu itirazlara katılmadığını; huzurdaki dava da her tür hukuki temelden ve delilden yoksun olduğunu...
Asliye Hukuk Mahkemesi'nce verilen 23.12.2020 gün ve 2018/406 - 2020/659 sayılı kararı onayan Daire'nin 26.09.2022 gün ve 2021/3866 - 2022/6275 sayılı kararı aleyhinde davalı vekili tarafından karar düzeltilmesi isteğinde bulunulmuş olmakla, tüm belgeler okunup, incelendikten sonra gereği konuşulup düşünüldü: Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 5219 sayılı Kanun ile değişik 440/III-1 nci maddesi uyarınca 01/01/2022 tarihinden itibaren karar düzeltme sınırı 35.830,00 TL’ye yükseltilmiştir. Dava, genel kredi sözleşmesi uyarınca alınan kesintilerin iadesi ve kullandırılan bir kısım krediler nedeniyle borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkin olup mahkemece, davanın kısmen kabulü ile toplam 9.285,00 TL'nin davalıdan tahsiline dair verilen karar, davalı vekilinin temyiz istemi üzerine Dairenin 26.09.2022 günlü ilamıyla onanmıştır....
-TL tahsil edilmesine rağmen 11.144,67 TL daha bakiye borç muhtırası gönderildiğini, takip talebinde %61,68 oranında temerrüt faizi talep edildiğini ve işlemiş faizin de fahiş hesaplandığını belirterek takip sonrasında fazladan ödenen paranın istirdadına karar verilmesini talep ve dava etmiş,12.03.2019 havale tarihli beyan dilekçesiyle takip öncesi işlemiş faiz yönünden müvekkilinin 2.149,91 TL borçlu olmadığının tespitine, takip sonrası için sadece değişen oranlardaki yasal ticari faiz talep edilebileceğinden bunun üzerine talep edilen faiz yönünden müvekkilinin borçlu olmadığının tespitine, borçlu olunmadığı halde takipten sonra fazla ödenen 10.000,00 TL paranın istirdadına karar verilmesini talep etmiştir....
KARAR Davacı, davalı banka tarafından hakkında 17.01.2001 tarihli kredi sözleşmesine dayanılarak icra takibi yapıldığını, süresinde itiraz edemediğinden takibin kesinleştiğini ve maaşına haciz konulduğunu, ancak böyle bir kredi çekmediğini ve bu sözleşmeyi imzalamadığını ileri sürererek borçlu olmadığının tespiti ile haczedilen paralarının yasal faizi ile istirdadına ve kötüniyet tazminatına karar verilmesini istemiştir. Davalı, davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, davanın kabulü ile davacının kredi sözleşmesi dolayısıyla borçlu olmadığının tespitine, 3.727,00 TL'nin dava tarihinden işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsiline ve kötüniyet tazminatı talebinin reddine karar verilmiş, hüküm davalı tarafça temyiz edilmiştir. Davacı bu dava ile, davalı bankadan kredi kullanmadığı gibi banka ile arasında sözleşme bulunmadığını ileri sürerek borçlu olmadığının tespitini talep etmiştir....
ŞTİ.ile bir kısım şahısların borçlu olduğu ... Bankası AŞ'nin alacaklı olduğu İzmir ... İcra Müdürlüğünün ... esas sayılı dosyasında ilamsız icra takibinin bulunduğu, takibin yenilendiği ve icra dosyasının ... esas numarası aldığı icra takibinin dayanağının kredi sözleşmesi olarak gösterildiği, ekinde sunulan sözleşmenin incelenmesinde; alacaklı banka ile borçlu şirket ve diğer borçluların kefil olarak imzaladığı genel kredi sözleşmesinin olduğu, davanın genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili istemiyle başlatılan icra takibi nedeniyle takip borçlusu davacının takip nedeniyle borçlu olmadığının tespitine karar verilmesi istemli menfi tespit davası olduğu, uyuşmazlığın Bankacılık Hizmetleri Sözleşmesi, Genel Kredi Sözleşmesi uyarınca kullandırdığı kredilerden kaynaklandığı anlaşılmakla; Hakimler ve Savcılar Kurulunun 25/11/2021 tarih ve 1232 sayılı kararı ile 6102 Sayılı TTK'nun 4....
A.Ş. ile dava dışı/borçlu şirket ... İnş. Müş. Proje Madencilik San.ve Tic. Ltd. Şti. arasında 18/07/2006 tarihli genel kredi sözleşmesi imzalandığını, imzalanan sözleşme kapsamında dava dışı şirket adına kredi hesabı açıldığı ve 300.000 YTL kredi kullanıldığını, işbu sözleşmeye davacı/borçlu ..., dava dışı/borçlu ... ve dava dışı/borçlu ... tarafından 300.000 YTL ile sınırlı olmak suretiyle müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla imzaladığını, davacı borcun tamamının ödenmesinden asıl borçlu ile birlikte sorumlu olduğunu, 18/07/2006 tarihli genel kredi sözleşmesinden kaynaklı zamanında ve/veya hiç ödenmemesi üzerine borçlular aleyhine Ankara ... Noterliğince onaylanan 12/09/2010 tarih ve ... yevmiye sayılı ihtarname keşide edilmek suretiyle kredi hesabının 31/08/2010 tarihi itibariyle kat edildiğini, toplam ödenecek olan 38.325,84 TL nin 1 gün içinde ödenmesi gerektiğini, ayrıca şirket talebi üzerine ......