- K A R A R - Davacı vekili, müvekkili aleyhine davalı yanca genel kredi sözleşmesinden kaynaklı alacağın tahsili için icra takibine girişildiğini, müvekkilinin dava dışı ... Akaryakıt Ltd. Şti.'nin bir dönem şirket ortağı ve müdürü olduğunu, 06.10.2006 tarihinde dava dışı şirket nam ve hesabına genel kredi sözleşmesi imzaladığını, sözleşmede müvekkilinin şahsi kefaletinin bulunmadığını, müşterek borçlu müteselsil kefil hanesinde müvekkilinin ismi karşısındaki imzanın müvekkiline ait olmadığını ileri sürerek, icra takibinden dolayı borçlu olmadığının tespitine ve %20 oranında tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davacının sözleşmedeki kefalet imzasının kendisine ait olmadığı yönündeki iddiasının tamamen mesnetsiz olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir. Mahkemece toplanan delillere, ......
Somut olayda da 2006 yılında düzenlenen genel kredi sözleşmesinden konu kefaletin doğmuş ve doğacak borçlar için verildiği açıktır. Bu durumda kural olarak bankada daha sonra düzenlenecek kredi sözleşmeleri kapsamında verilecek kredilerden de kural olarak kefil sorumludur. Diğer yandan Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin birçok kararında kabul edildiği gibi kefalete konu borcun tamamen ödenip kredi ilişkisinin tasfiye edilmesi ve bu kredi sözleşmesine konu teminat bonosunun iade edilmesinden sonra, borçlu tarafından bankayla yapılan yeni bir genel kredi sözleşmesi çerçevesinde kredi kullanılması ve bu kredi sözleşmesine önceki kefillerden başka kefillerin kefaletinin alınması, bu kredi kapsamında kredi limitine uygun bir bono alınması halinde, artık kefalet ilişkisinin sona erdiği ve bankanın yeni teminatlarla bağımsız bir kredi ile kefalet sözleşmesinin ilişkisine girdiği kabul edilmelidir....
, müvekkilinin takip nedeniyle borçlu olmadığının tespitine, takibin açıkça kötü niyetli olması nedeniyle %20 oranında kötü niyet tazminatının tahsiline, haksız hacizler sonucu uğranılan zararın tespiti ile tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Merkez Bankası tarafından belirlendiğini, davacının kredi kartını hesap kat edilene kadar kullandığını, imzalanan sözleşmede hukuka aykırılık bulunmadığını belirterek, davanın reddini talep etmiştir. Mahkemece, yapılan yargılama ve toplanan delillere göre, 10/10/2011 tarihli bilirkişi raporu gereğince davacının ana para faiz ve gecikme faizi iadesi istemi dışındaki diğer kalemlerin iadesinin haklı olduğu kanaatine varıldığı, davacıya iadesi gereken tutarın 3.574,64 TL olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava kredi kartı sözleşmesinden kaynaklanan fazla tahsil edilen bedellerin tahsiline ilişkindir. Mahkemece, hükme esas alınan bilirkişi raporunu düzenleyen bilirkişiler konusunda uzman olmayıp ayrıca bilirkişi raporu, banka kayıt ve defterleri de incelenmeksizin dosya üzerinden düzenlenmiş olması nedeniyle yetersiz olup hükme esas alınamaz....
in de sözleşmenin özel şartlar bölümünün F bendi uyarınca aldığı çeklere karşılık teminat olarak kendisine ait kooperatif hissesinin devri için vekaletname verdiğini, ancak anılan davalının herhangi bir kooperatif hissesinin olmadığının anlaşıldığı ve sözleşmedeki teminat koşulunun yerine getirilmemesi nedeniyle sözkonusu çeklerin bedelsiz kaldığını belirterek; asıl dava dosyasında müvekkilinin davalı ...'e 27.10.1998 tarihli ve 8.000- TL bedelli çek nedeniyle borçlu olmadığının tespiti ile davalı aleyhine kötüniyet tazminatına karar verilmesini, birleşen dava dosyasında ise davalılara verilen 22.10.1998 tarihli ve 6.000- TL bedelli çek ile 23.10.1998 tarihli ve 12.000-TL bedelli çeklerin ... tarafından tahsil edildiğini, tahsil edilen toplam 18.000-TL'nin 2.000-TL'sinin sonradan müvekkiline iade edildiğini belirterek, müvekkilinin iki çekten dolayı davalılara borçlu olmadığının tespiti ile 16.000-TL'nin davalılardan müştereken istirdatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Davalı vekili, davacının aleyhine başlatılan takibe itiraz ederek takibi durdurabilecek iken, bu yola başvurmayarak söz konusu davayı açtığını, bu sebepten hukuki yararının olmadığını, banka tarafından dava dışı Kartal Mutfak Ekipmanları San Tic Ltd Şti’ne 30.01.2008 tarihli ve 52 sayılı genel kredi sözleşmesi çerçevesinde kredi açılmış ve kullandırılmış olup, söz konusu kredi sözleşmesinde ...’in kefaleten imzası bulunduğunu, borçlu firma ve kefillerine Beyoğlu 12....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi (Tüketici Mah. sıfatıyla) Taraflar arasında düzenlenen devre mülk sözleşmesinin iptali, borçlu olmadığının tespiti ve ödenen bedelin iadesi istemine ilişkin olarak açılan davada ... 12. Tüketici ve ... 4....
Referanstı 400.000 TL lık ikinci dilim krediye ilişkin olarak 18.03.2015 tarihinde 750.000 TL tutarında K2 00185082 sayılı Genel Kredi Sözleşmesi imza edilmiştir. İşbu KGF kaynaklı krediye ilişkin işbu Sözleşmede ... San.Tic.Ltd.Şti Asıl borçlu ... müşterek borçlu ve müteselsil kefil olarak imza etmiş olduğu görülmüştür. İkinci dilim 400.000 TL tutarındaki KGF kaynaklı kredide davacılar ... ile ...'a at müteselsil kefalet imzası bulunmamaktadır.Tüm bu açıklamalar ışığında davacıların imzasının bulunmadığı 18.03.2015 tarihli sözleşme nedeniyle sorumluluklarının bulunmadığı, ilk düzenlenen kredi sözleşmesinden kaynaklanan kredi borcunun ise ödenerek kapatıldığı, bu sözleşme nedeniyle davalı bankaya verilen ve kredinin kapatılması ile birlikte iadesi gereken dava konusu İstanbul Anadolu ......
Davacı banka yetkilileri tarafından 28/12/2021 tarihli ihtarname ile borçluya Kredi Sözleşmesinden kaynaklanan ve muaccel hale gelen kredi borçlarının ödenmesinin aksi halde yasal yollara başvurulacağının ihtar edildiği görülmüştür. Yanlar arasında kredi ilişkisinin varlığına dair uyuşmazlığın bulunmadığı , uyuşmazlığın davalının davacıya kredi borcu olup olmadığının tespiti ile davacının davalı aleyhine icra takibi yapmakta haklı olup olmadığı noktalarında toplandığı anlaşılmıştır. Mahkememiz dosyası, toplanan tüm delillerle birlikte, davalının davacıya kredi borcu olup olmadığının tespiti ile davacının davalı aleyhine icra takibi yapmakta haklı olup olmadığının tespiti ile davacının davalı aleyhine icra takibi yapmakta haklı olup olmadığı hususlarında rapor tanzim edilmek üzere bilirkişiye tevdi edilmiştir. Bilirkişi raporunu mahkememize ibraz etmiş, raporun usul ve yasaya uygun, hüküm kurmaya elverişli olduğu anlaşılmıştır....
GEREKÇE: Dava, kefil olan davacının genel kredi sözleşmesinden dolayı borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir. Davacı, davalı banka ile dava dışı asıl borçlu arasında düzenlenen genel kredi sözleşmelerini kefil sıfaıtyla imzaladığını, sözleşmenin kefaletin Kanunda belirtilen geçerlilik koşullarını taşıması nedeniyle geçersiz olduğunu, ayrıca 27/01/2016 tarihli son genel kredi sözleşmesinde kefaletin önceki borçları kapsayıp kapsamadığı ile ilgili soruya verilen "evet" yanıtının kendisi tarafından yazılmadığını belirterek borçlu olmadığının tespitini talep etmiştir....