WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

KARAR Davacılar, arsa sahipleri olarak davalı şirketle 11.4.2013 tarihinde kat karşılığı inşaat sözleşmesi imzaladıklarını, ancak davalının edimlerini gereği gibi yerine getirmediğini, hisselerine düşen bağımsız bölümlerde eksik ve ayıplı işlerin bulunduğunu, bu nedenle zarara uğradıklarını ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere, eksik işler nedeniyle 1.000,00 TL, değer kaybı nedeniyle de 1.000,00 TL’nin yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemişlerdir. Mahkemece dosya üzerinden yapılan incelemede, taraflar arasındaki uyuşmazlığın eser sözleşmesinden kaynaklanması nedeniyle davaya bakmakla görevli mahkemenin, 6502 sayılı Yasa gereğince tüketici mahkemesi olduğu belirtilerek, mahkemenin görevsizliğine, dava şartı noksanlığı nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmiş, hüküm, davacılar tarafından temyiz edilmiştir....

    Satış bedelinden indirilecek miktarın tespitinde, doktrinde, “mutlak metod”, “nisbi metod” vetazminat metodu” adıyla bilinen değişik görüşler mevcutsa da, gerek Dairemiz gerekse Yargıtay tarafından öteden beri uygulanan “nispi metod” olarak adlandırılan hesaplama yöntemi benimsenmektedir. (Bkz. 13.HD. T.26.12.1997, E.1997/7580; K.1991/10870) Bu metoda göre; satış tarihi itibariyle satılanın, ayıpsız ve ayıplı değerleri arasındaki oranın, satış bedeline yansıma miktarı belirlenmektedir. Başka bir ifade ile satılanın, tarafların kararlaştırdıkları satış bedeli gözetilmeksizin, satış tarihi itibariyle gerçek ayıpsız rayiç değeri ile, mevcut ayıplı haldeki rayiç değeri ayrı ayrı belirlenerek, bu iki değerin birbirine bölünmesi suretiyle elde edilecek oran, satış bedeline uygulanmaktadır. Somut olayda da, dava konusu dairenin satış bedelinden indirilmesi gereken miktarın bu metoda göre belirlenmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gereklidir....

      Somut olayda da, dava konusu dairenin 25.3.2007 tarihinde teslim alındığı gözetilerek, satış bedelinden indirilmesi gereken miktarın bu metoda göre belirlenmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gereklidir. O halde mahkemece bilirkişi kurulundan ek rapor alınmak suretiyle, satış tarihi itibariyle dairenin bulunduğu sitede reklam ve ilanlarda taahhüt edilen sosyal ve sportif tesislerin yapılmış olması durumundaki rayiç değeri ile (ayıpsız değer), dairenin halihazırdaki durumundaki hiç yapılmayan ya da eksik, farklı veya siteye ait mülkiyet alanı içinde yapılması gerekirken, site dışında yapılan işler nedeniyle rayiç değeri (ayıplı değer), ayrı ayrı belirlenmeli, belirlenecek bu miktarlar birbirine oranlanmalı, tespit edilecek bu oran da satış bedeline uygulanarak, satış bedelinden indirilmesi gereken miktar bu şekilde belirlenmeli ve davacı talebi ile kazanılmış hak da gözetilerek sonucuna uygun bir karar verilmelidir....

        Asıl dava, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin ileriye yönelik feshi nedeniyle davacı yüklenicinin tapu iptali ve tescil, mümkün olmaz ise tazminat istemine ilişkindir. Karşı dava, sözleşmenin ileriye etkili feshi nedeniyle müspet zarar kapsamındaki eksik ve ayıplı işler bedeli ile gecikme tazminatının tahsili istemine ilişkindir. 818 sayılı BK'nın 81. (TBK'nın 97.) maddesine göre, karşılıklı borç yükleyen bir sözleşmenin ifasını talep eden kimse sözleşmede aksine bir hüküm yoksa, kural olarak kendi borcunu ifa etmedikçe karşı taraftan edimin ifasını isteyemez. Karşı davacı arsa sahibinin sözleşmeden doğan haklarını, teminat altına alabilmek amacıyla elde tutulan bağımsız bölüm veya bölümlerin eksik ve ayıplı işleri tamamlamadan veya eksik ve ayıplı işleri bedeli ile gecikme tazminatı ödenmeden, sözleşmeye uygun olarak teslim olgusunun gerçekleştiği kabul edilemeyeceğinden, davacı yüklenici tescile hak kazanamaz....

          , yöneticiye, genel hükümlere göre üçüncü şahıs olan müteahhidin eksik ve ayıplı yaptığı işler nedeniyle uğranılan zararların tazmini istemiyle dava açma konusunda izin, yetki ve muvafakat verildiği dikkate alınarak, yerel makemece bu yönü ile davaya devam edilip davanın esasına girilerek deliller toplandıktan sonra bir karar verilmesi gerekirken, eksik ve yetersiz inceleme ile davacı yönetimi temsilen yöneticinin aktif husumet ehliyetinin bulunmadığı gerekçesiyle; davanın aktif husumetten usülden reddine karar verilmiş olması doğru görülmemiştir....

            Birleşen 2009/649 E. sayılı davada davacı vekili, anılan sözleşme uyarınca yapılan inşaatın ortak alanında bir takım eksik ve ayıplı imalatlar bulunduğunu, sözleşme gereğince müvekkiline düşen ... no'lu daire deposunun küçük yapılmasından kaynaklı değer kaybı bulunduğunu ileri sürerek, bu eksik ve ayıplı işlerin davalı adına müvekkili tarafından yapılmasına izin verilmesi ve şimdilik ortak alandaki eksik ve ayıplı işler için ....500,00 TL, deponun genişletilememesi halinde değer kaybı nedeniyle ....000,00 TL 'nin davalıdan tashilini talep ve dava etmiştir....

              Dairemizin yerleşik içtihat uygulamalarına göre gecikme tazminatı ile eksik işler bedelinin zamanaşımı süresi içinde talep ve dava edilebilmesi mümkün olup bunlar cezai şart niteliğinde olmadığı ve ayıplı işler bedeli de istenilmediğinden arsa sahiplerinin tesellüm anında ihtirazi kayıt ileri sürmelerine gerek bulunmamaktadır....

                Somut olayda da, dava konusu dairenin 25.3.2007 tarihinde teslim alındığı gözetilerek, satış bedelinden indirilmesi gereken miktarın bu metoda göre belirlenmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gereklidir. O halde mahkemece bilirkişi kurulundan ek rapor alınmak suretiyle, satış tarihi itibariyle dairenin bulunduğu sitede reklam ve ilanlarda taahhüt edilen sosyal ve sportif tesislerin yapılmış olması durumundaki rayiç değeri ile (ayıpsız değer), dairenin halihazırdaki durumundaki hiç yapılmayan ya da eksik, farklı veya siteye ait mülkiyet alanı içinde yapılması gerekirken, site dışında yapılan işler nedeniyle rayiç değeri (ayıplı değer), ayrı ayrı belirlenmeli, belirlenecek bu miktarlar birbirine oranlanmalı, tespit edilecek bu oran da satış bedeline uygulanarak, satış bedelinden indirilmesi gereken miktar bu 2012/20261-2013/16097 şekilde belirlenmeli ve davacı talebi ile kazanılmış hak da gözetilerek sonucuna uygun bir karar verilmelidir....

                  KARAR Davacı, arsa sahibi davalı ... ile müteahhit davalı kooperatif arasında yapılan kat karşılığı inşaat sözleşmesi uyarınca davalı ...’e isabet eden daireyi 8.5.2000 tarihli noter sözleşmesi ile ...’ten satın alıp bedelini ödediğini, ancak dairenin kararlaştırılan tarihte teslim edilmediğini, dairede eksik işler bulunduğunu belirterek kira bedeli ve eksik işler bedeli olarak toplam 8400 YTL’nın tahsilini istemiştir. Davalı ..., davanın reddini dilemiş, diğer davalı Kooperatif ise davaya cevap vermemiştir. Mahkemece, davacının cezai şart mahiyetinde olan kira bedeli ve eksik-ayıplı işler bedelini birlikte istenemeyeceği gerekçesiyle 5520 YTL kira bedelinin davalılardan tahsiline, eksik ve ayıplı işlere ilişkin talebin reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir....

                    KARAR Davacı, davalı müteahhit firma tarafından inşa edilen ve ... adıyla satışa çıkarılan projeden F Blok 8 numaralı konutu 193.000,00 TL bedelle satın aldığını, tapu devir işleminin 21.05.2018 tarihinde gerçekleştiğini, ancak, müteahhit firmanın inşaatı tamamlamadan yapımı durdurup inşaatı terk ettiğini, davalı bankanın kullandığı konut kredisi nedeniyle sorumluluğunun bulunduğunu ileri sürerek; eksik ve ayıplı işler nedeniyle toplam 38.000 TL ile sözleşmede belirtilen tazminat toplamından 2.000,00 TL nin tahsiline karar verilmesini istemiş, ıslah ile talep miktarını toplam 54.563 TL ye artırmıştır. Davalı banka vekili, kullanılan kredinin bağlı kredi niteliğinde olmadığını, bu nedenle de sorumluluklarının bulunmadığını bildirmiş; diğer davalı, davaya cevap vermemiştir. Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile 54.563 TL nin her iki davalıdan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı banka vekili tarafından temyiz edilmiştir....

                      UYAP Entegrasyonu