Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Sulh Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Dava, devre mülk satış sözleşmesinin geçersizliği ile ödenen bedelin istirdadı istemine ilişkindir. Tüketici Mahkemesince, devre mülk hakkı ile ilgili düzenlemenin Kat Mülkiyeti Kanunda düzenlendiği ve uyuşmazlığın sulh hukuk mahkemesinde çözümleneceği gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. Sulh Hukuk Mahkemesi ise, devre mülk sözleşmesi ile ilgili uyuşmazlığın Tüketici Mahkemelerinin görevine girdiği gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiştir....

    İSTİNAF SEBEBİ : Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; sözleşmeden kaynaklı yükümlülüklerin yerine getirildiğini, tesis için 20/04/2015 tarihinden itibaren yapı kullanım izin belgesinin var ve tesisin kullanıma hazır olduğunu, 30/03/2018 tarihinde tapu devrinin yapıldığını, davacının 15 defa SMS marifetiyle mülkü teslim almak üzere davet edildiğini, davacının teslim almayı tercih etmediğini, cayma hakkının süresinde kullanılmadığını, avans faizine hükmedilemeyeceğini, ayrıca dava taşınmazın aynından kaynaklandığından HMK 362.1.b uyarınca temyiz yolu açık olarak karar verilmesi gerektiğini belirterek istinaf talebinde bulunmuştur. GEREKÇE : Dava, devre mülk satış sözleşmesinden kaynaklı sözleşmenin iptali ve icra tehdidi ile ödenen tutarın istirdadına ilişkindir. Taraflar arasında devre mülk sözleşmesi yapıldığına, bedele ve ödeme miktarına dair uyuşmazlık bulunmamaktadır....

    Somut olayda, dava devremülk sözleşmesinden cayma hakkı kullanıldığından bahisle ödenen bedelin iadesi için başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkin olup, dava dilekçesi ve dosya kapsamından taşınmazın aynına ilişkin bir dava olmadığı anlaşılmaktadır. Bu durumda uyuşmazlığın, davanın ilk açıldığı yer mahkemesi olan...7. Tüketici Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK’nın 21 ve 22. maddeleri ve 5235 sayılı Kanunun 36/3. maddesi gereğince...7. Tüketici Mahkemesi'nin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 11/10/2021 gününde oybirliğiyle karar verildi....

      Somut olayda, taraflar arasındaki devremülk sözleşmesinden cayma hakkı kullanıldığından bahisle ödenen bedelin iadesi için başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkin olup, dava dilekçesi ve dosya kapsamından taşınmazın aynına ilişkin bir dava olmadığı ve yetki itirazında da bulunulmadığı anlaşılmaktadır. Bu durumda uyuşmazlığın, davanın ilk açıldığı yer mahkemesi olan Adana 3. Tüketici Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK’nın 21 ve 22. maddeleri ve 5235 sayılı Kanunun 36/3. maddesi gereğince Adana 3. Tüketici Mahkemesi'nin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 25/10/2021 gününde oybirliğiyle karar verildi....

        Davacının, sözleşmeye uygun kullanımı bulunmadığına göre bu durumda cayma hakkını kullanma süresi henüz başlamamış olup davacının cayma hakkını kullanması mümkündür. Hal böyle iken; mahkemece, sözleşmenin feshi ve ödenen bedelin iadesine karar verilmesi gerekirken, yanlış değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisi, usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz edilen hükmün davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, 15.6.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....

          Mahkemece, cayma 7 gün içinde yapılmadığından ve senetler ile satış sözleşmesi arasında bağ olmadığından bahisle davanın reddine karar verilmiş, verilen karar davacı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Davacı davalı ile akdedilen satış sözleşmesinden süresinde döndüğü halde imzaladığını hatırlayamadığı senetlere dayalı olarak davalı tarafından kendisine yönelik yapılan takiplerin iptalini istemiştir. 4077 sayılı kanunun 9. maddesi uyarınca kapıdan satış sözleşmelerinde, sözleşmede bulunması gereken açıklayıcı bilgiler ile cayma bildiriminin yapılacağı açık adres, cayma hakkının varlığı ve ne şekilde kullanılacağına dair bilgilendirici ibareler yer almak zorundadır. Taraflar arasındaki sözleşme söz konusu şartları ihtiva etmediğinden geçersizdir. Ayrıca tüketici cayma iradesini de davalıya yolladığı iadeli taahhütlü mektupla bildirmiştir....

            Davalı, davacının süresinde cayma hakkını kullanmadığını savunarak davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, taraflar arasında yapılan satış sisteminin “piramit satış sistemi” olduğu 6502 sayılı Kanunun m. 80/f.2 uyarınca piramit satış sisteminin yasal olmadığı yasal olmayan bir satış sisteminde, sözleşmelerde öngörülen hukuki korumadan bu sistemi işletenlerin yararlanmasının söz konusu olamayacağı ve davacının süresinde sözleşmeden cayma hakkını kullandığı gerekçesiyle davanın kabulüne dair verilen karar davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 13....

              Davalı, davacının süresinde cayma hakkını kullanmadığını savunarak davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, taraflar arasında yapılan satış sisteminin “piramit satış sistemi” olduğu 6502 sayılı Kanunun m. 80/f.2 uyarınca piramit satış sisteminin yasal olmadığı yasal olmayan bir satış sisteminde, sözleşmelerde öngörülen hukuki korumadan bu sistemi işletenlerin yararlanmasının söz konusu olamayacağı ve davacının süresinde sözleşmeden cayma hakkını kullandığı gerekçesiyle davanın kabulüne dair verilen karar davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 13....

                Davalı, davacının süresinde cayma hakkını kullanmadığını savunarak davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, taraflar arasında yapılan satış sisteminin “piramit satış sistemi” olduğu 6502 sayılı Kanunun m. 80/f.2 uyarınca piramit satış sisteminin yasal olmadığı yasal olmayan bir satış sisteminde, sözleşmelerde öngörülen hukuki korumadan bu sistemi işletenlerin yararlanmasının söz konusu olamayacağı ve davacının süresinde sözleşmeden cayma hakkını kullandığı gerekçesiyle davanın kabulüne dair verilen karar davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 13....

                  YEREL MAHKEME KARARI : Denizli Tüketici Mahkemesinin 2019/845 Esas, 2022/22 Karar sayılı ve 13/01/2022 tarihli kararı ile; " davacı tüketicinin 14 günlük süre ile bağlı olmaksızın sözleşmeden cayma hakkının bulunduğu, ayrıca sözleşmenin devre tatile konu tesisten yararlanılmasına ilişkin hükümlerinin çelişkili olması, sözleşmede ve bilgilendirme formunda açıkça cayma süresi sona ermeden satıcı ve sağlayıcının tüketiciden herhangi bir isim altında ödeme yapmasını veya tüketiciyi borç altına sokan herhangi bir belge istemeyeceğine ilişkin hükmün yer almaması nedeniyle, davacı tüketicinin 14 günlük süre ile bağlı kalmaksızın sözleşmenin feshini ve ödenen bedellerin, sözleşme gereği verilen senetlerin iadesini talep etmekte haklı olduğu anlaşılmakla, aynı yöndeki Antalya B.A.M. 3....

                  UYAP Entegrasyonu