Açıklanan düzenlemeler gereğince Gayrimenkul Satış Şartlarının Belirlenmesine İlişkin Protokol" başlıklı sözleşmenin, davalının savunduğu şekliyle harici satış sözleşmesinin geçerli olduğu kabul edilemez. Sözleşmenin "satış kaporası" olarak ödendiği kabul edilen bedelin satış bedelinden mahsup edileceği belirtilmekle birlikte asıl sözleşme geçersiz olduğundan satış avansı yani 6098 Sayılı TBK'nun 177. maddesi gereğince bağlanma parasının iade edilmesi gerekir. 178. maddesinin uygulama yeri bulunmadığı gibi kararlaştırılan cayma koşulu da geçersizdir. Taraflar geçersiz sözleşme nedeniyle verdiklerini haksız iktisap kuralları uyarınca geri isteyebileceklerinden davacı tarfından ödendiği ihtilafsız olan 20.000,00 TL bağlanma parası yönünden itirazı haksız olmakla itirazın iptaline karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığından davalı vekilinin bu yöndeki istinaf itirazları da yerinde görülmemiştir....
GEREKÇE : Dava, devre mülk satış sözleşmesinden kaynaklı sözleşmenin iptali ve ödenen tutarın iadesi talebine ilişkindir. Taraflar arasında devre mülk sözleşmesi yapıldığına, bedele ve ödeme miktarına dair uyuşmazlık bulunmamaktadır. Taraflar arasında mevcut devre mülk satış sözleşmesinin, tapulu taşınmazın haricen satışına ilişkindir ve MK'nın 706, TBK'nun 237, Tapu Kanunu'nun 26. ve Noterlik Kanunu'nun 60. maddeleri gereğince resmi şekilde yapılmadığından geçersiz olduğunda kuşku yok ise de 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu'nun 57 vd. maddelerinde düzenlenen ve taşınmazın müşterek payına bağlı bir hak olan devre mülk hakkına ilişkin dava konusu sözleşme, sözleşmeye konu devre mülkün tapusu resmi senet ile davacı adına devredilmiş olmakla geçerli hale gelmiştir. Ayrıca, devre mülk sözleşmesi, tecrübe ve muayene koşuluna bağlı bir sözleşmedir. Fiili teslim ve kullanıma kadar sözleşme askıda olup, cayma hakkı da teslimden itibaren başlar....
Geçerli bir sözleşmenin varlığı ve sözleşmeden dönme iradesinin ortaya konulması halinde ise, öncelikle devre mülk sözleşmesinden cayma koşullarının mevcut olup olmadığının değerlendirilmesi, ancak cayma koşullarının mevcut olmadığının kabulü halinde, sözleşmenin fesih koşullarının değerlendirilmesi gerekir. Tüketici hukukunda 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un ilk hâlinde devre tatille ilgili bir hükme yer verilmemiş, bu husustaki boşluk, Yargıtay’ın bu tür sözleşmeleri kapıdan satış olduğu ve tüketicinin cayma hakkının bulunduğu yönünde verdiği kararlarla doldurulmuştur. 4822 sayılı Kanun’la Haziran 2003 tarihinde yapılan değişiklik ile 4077 sayılı Kanun’un 6/B maddesi çerçevesinde devre tatil sözleşmeleri hakkında sadece tanım öngören madde eklenmiş, konut ve tatil amaçlı taşınmaz mallar kanun kapsamına alınmıştır....
Somut olayda, taraflar arasındaki devremülk sözleşmesinden cayma hakkı kullanıldığından bahisle ödenen bedelin iadesi için başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkin olup, dava dilekçesi ve dosya kapsamından taşınmazın aynına ilişkin bir dava olmadığı anlaşılmaktadır. Bu durumda uyuşmazlığın, davanın ilk açıldığı yer mahkemesi olan ... 7. Tüketici Mahkemesi’nde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK’nın 21 ve 22. maddeleri gereğince ... 7. Tüketici Mahkemesi’nin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 21/02/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava; devre mülk satış sözleşmesinden cayma hakkının kullanılması nedeniyle sözleşmenin iptali, sözleşmeye ilişkin senetlerin iptali ve iadesi ile yapılan ödemelerin davalıdan tahsiline karar verilmesi istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince; yetkisizlik kararı verilmiş, karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur. İstinaf incelemesi HMK'nın 355. maddesi uyarınca istinaf sebepleri ile sınırlı olarak ve kamu düzeni yönünden yapılmıştır. Taraflar arasında tesis edilen mübrez sözleşmelerde davacıya devremülk hissesinin pay devrini içeren sözleşmeler olduğu, sözleşmelere konu pay devrinin henüz gerçekleşmediği anlaşılmaktadır. Devre Mülk Hakkı Kat Mülkiyeti Kanununda düzenlenen taşınmazın müşterek mülkiyet payına bağlı bir haktır....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE : 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 355/1 maddesi gereğince istinaf sebepleri ile kamu düzeni ile sınırlı olarak yapılan incelemede; Dava, taraflar arasındaki taksitli satış sözleşmesinden dönülmesi nedeniyle sözleşmenin feshi ve sözleşme nedeniyle davalıya verilen bono nedeniyle borçlu olmadığının tespiti ile sözleşme nedeniyle davalıya ödenen bedelin istirdadı istemine ilişkindir....
GEREKÇE : Dava, devre mülk satış sözleşmesinden kaynaklı sözleşmenin feshi ve alacak talebine ilişkindir. Tapuda kayıtlı taşınmazların satışının TMK'nın 706, TBK'nın 237, Tapu Kanunu'nun 26 ve Noterlik Kanunu'nun 60. maddeleri gereğince resmi şekilde yapılması zorunludur. Taşınmazlara ilişkin olarak haricen düzenlenen satış sözleşmeleri hukuken geçersiz olup taraflar geçersiz sözleşmeye dayalı olarak verdiklerinin iadesini her zaman isteyebilirler. Devre mülk hakkı 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu'nun 57 vd. maddelerinde düzenlenen, taşınmazın müşterek payına ve aynına bağlı bir hak olduğundan, bu hakkın satışının da resmi şekilde yapılması zorunludur. Dava konusu olayda, taraflar arasında mevcut devre mülk satış sözleşmesi, tapulu taşınmazın haricen satışına ilişkin olmakla resmi şekilde yapılmadığından geçersiz ise de, sözleşmeye konu devre mülkün tapusu resmi senet ile davacı adına devredildiğinden geçersiz olan sözleşme geçerli hale gelmiştir....
Taşınmaz mülkiyetinin devri sözleşmesi M.K.634.m.si ile 706.m.si,6098 s.TBK.nun 237.m.si (818 s.BK.nun 213.m.si),Tapu kanununun 26.m.si ile Noterlik kanununun 60.m.leri uyarınca resmi şekle tabi olduğu,dava konusu satış vaadi sözleşmesinin noterde yapılmış resmi nitelikli bir sözleşme olması nedeniyle geçerli bir sözleşme olduğu açıktır. Ön ödemeli konut satış sözleşmesi,6502 s.TKHK.nun 40.m.sinde;"(1) Ön ödemeli konut satış sözleşmesi, tüketicinin konut amaçlı bir taşınmazın satış bedelini önceden peşin veya taksitle ödemeyi, satıcının da bedelin tamamen veya kısmen ödenmesinden sonra taşınmazı tüketiciye devir veya teslim etmeyi üstlendiği sözleşmedir. (2) Tüketicilere sözleşmenin kurulmasından en az bir gün önce, Bakanlıkça belirlenen hususları içeren ön bilgilendirme formu verilmek zorundadır. (3) Yapı ruhsatı alınmadan, tüketicilerle ön ödemeli konut satış sözleşmesi yapılamaz." şeklihde düzenlenmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan alacağa yönelik başlatılan takip sonucu ödenen bedelin istirdadı istemine ilişkindir. Tarafların sıfatına ve uyuşmazlığın niteliğine göre, dosyanın temyiz incelemesi, Yargıtay 15. Hukuk Dairesinin görevine girmektedir. SONUÇ: Yukarıdaki açıklanan nedenlerle, dosyanın görevli Yargıtay 15. Hukuk Dairesi Başkanlığı’na GÖNDERİLMESİNE, 12.01.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Sulh Hukuk Hakimliğince verilen 23.09.2008 gün ve 2008/46-2008/1822 sayılı hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü: - K A R A R - Dava, ticarî satım akdî nedeniyle satıcı davalıya ödenen bedelin, malın teslim edilmemesi sebebiyle istirdadı istemiyle açılmıştır. Taraflar arasında eser sözleşmesinden kaynaklanan bir uyuşmazlık bulunmadığından ve davanın tarafları tacir sıfatına haiz ticaret şirketleri olduğundan hükme yönelik temyiz itirazları Yargıtay Yüksek 19.Hukuk Dairesince incelenmelidir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan sebeplerle dosyanın görevli Yargıtay Yüksek 19.Hukuk Dairesi Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 16.02.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi....