gönderdiğini, müvekkilinin tatil hakkını hiç kullanmadığına ve söz konusu bölümü teslim almadığından sözleşmeyi imzalamış olsa da cayma hakkının askıda olduğunu ve ihtarname ile cayma hakkını kullandığını, sözleşmenin feshi ile ödenen 1.500 Usd 'nin temerrüt tarihinden itibaren 3095 sayılı yasanın 4/a maddesi gereği işletilecek faiziyle birlikte müvekkiline iadesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
SAVUNMA : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; taraflar arasında kararlaştırılan araç bedelinin değiştirilmediğini, hatta davacı tarafa ---- fatura düzenlenmiş olduğunu,----tavsiye edilen fiyat olduğunu, firmanın tek taraflı olarak bedeli değiştirme hakkını saklı tutmuş olduğunu, davacının aracı satın almaktan tek taraflı olarak vazgeçtiğini, aracın bu nedenle stokta kaldığını ve aracın sonrasında daha düşük fiyata satılmış olduğunu, davacının haksız olarak vazgeçmesi nedeniyle 22.690,74 TL zarara uğramış olduklarını, bu nedenle davacı ödemesinden kesinti yapıldığını, davacının---- sorumlu olduğunu belirterek davanın reddini talep etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE Dava, davacı tarafından davalıya araç satımı sözleşmesi nedeniyle ödenen bedelin------ istirdadı talebine ilişkindir....
Bu tip satışlar, tecrübe ve muayene koşullu satışlardan olduğundan, cayma hakkı ancak hizmetin ifasından sonra, başka bir ifade ile tatil hakkı kullanıldıktan sonra işlemeye başlayacak olup, bu süre içinde sözleşme askıdadır. Davacının sözleşmeye uygun kullanımı bulunmadığına göre, bu durumda cayma hakkını kullanma süresi henüz başlamamış olup, davacının cayma hakkını kullanması mümkündür. Mahkemece sözleşmenin feshi ile ödenen bedelin iadesine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde davanın reddine karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenle temyiz edilen kararın davacı yararına BOZULMASINA,peşin alınan harcın istek halinde iadesine, 12.12.2013 gününde oyçokluğuyla karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Taraflar arasında görülen itirazın iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı; davalı ile aralarında taşınmaz satışına yönelik sözleşme düzenlendiğini, sözleşme uyarınca davalıya toplam 25.000,00 TL tutarında ödeme yapıldığını, davalıya ödenen cayma akçesinin, satışın gerçekleşmesi halinde satış bedelinden indirileceğinin, satıştan davalı satıcının vazgeçmesi halinde ise, bahse konu bedelin iki katının davalı tarafından kendisine ödeneceğinin kararlaştırıldığını; davalının kendisini oyaladığını, taşınmazın devrini gerçekleştirmediğini, davalının satıştan vazgeçtiğini, davalıya ödenen 25.000,00 TL cayma akçesi için, 10.08.2013 vade tarihli 20.000,00...
TL'lik ödemenin satış bedeline mahsuben olduğunu, davalının bu ihtarnameye cevaben ödemenin simsarlık yada başka bir ilişkiye dair olduğu gibi bir iddia da bulunmadığını, bilakis parayı iade edeceğini belirttiğini, dava dilekçelerinde davalıya satış bedeline mahsuben 50.000.TL ödendiğinin ifade edildiğini, buna karşılık davalının cevap dilekçesinde açıkça ödenen paranın satış peşinatı değil, cayma akçesi olduğunu iddia ettiğini, müvekkilince havale edilen paranın simsarlık sözleşmesine ilişkin olduğu yönündeki mahkeme kararının tamamen yanlış olduğunu, bir paranın cayma parası olduğunun kabul edilmesi için açık bir biçimde cayma parası olduğunun kararlaştırılmış olması gerektiğini, cayma parası kararlaştırılmadığı gibi davalının da aksi yönde bir delil sunmadığını, ancak dosyada yazılı sözleşme olmadığı gibi davalının beyanları dahi simsarlık sözleşmesini doğrulamadığını, öte yandan davalı Taşınmaz Ticareti Hakkında Yönetmelik hükümleri uyarınca yetki belgesine sahip olmadığı gibi emlak...
Davalılar, davacının tesisi görerek sözleşmeyi imzaladığını, kapıdan satışın söz konusu olmadığını, süresinde cayma hakkını kullanmadığını savunarak, davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, cayma hakkının süresinde kullanılmadığı, ayıplı hizmet verildiğine ilişkin delil de bulunmadığından davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. Davacı, eğlence bahanesi ile davalı firma elemanlarının, hediye tatil kazandığından bahisle düzenlemiş oldukları tanıtım toplantısı sonucunda 16.7.2002 tarihli devre tatil sözleşmesini imzaladığını, ancak tatil hakkını kullanmadığını, tesisin yapı kullanım izninin bulunmadığını belirterek, sözleşmenin feshi ile, ... olduğu bedelin 2010/14555 2011/8122 iadesi istemiyle eldeki davayı açmış, davalı ise devre tatil sözleşmesinin kapıdan satış şeklinde yapılmadığını, davacının tesisleri bizzat görerek sözleşmeyi imzaladığını savunmuştur....
Davalılar, davacının tesisi görerek sözleşmeyi imzaladığını, kapıdan satışın söz konusu olmadığını, süresinde cayma hakkını kullanmadığını savunarak, davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, cayma hakkının süresinde kullanılmadığı, ayıplı hizmet verildiğine ilişkin delil de bulunmadığından davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. Davacı, eğlence bahanesi ile davalı firma elemanlarının, hediye tatil kazandığından bahisle düzenlemiş oldukları tanıtım toplantısı sonucunda 13.7.2005 tarihli devre tatil sözleşmesini imzaladığını, ancak tatil hakkını kullanmadığını, tesisin yapı kullanım izninin bulunmadığını belirterek, sözleşmenin feshi ile, ... olduğu bedelin 2010/7546 2011/7781 iadesi istemiyle eldeki davayı açmış, davalı ise devre tatil sözleşmesinin kapıdan satış şeklinde yapılmadığını, davacının tesisleri bizzat görerek sözleşmeyi imzaladığını savunmuştur....
Davalılar, davacının tesisi görerek sözleşmeyi imzaladığını, kapıdan satışın söz konusu olmadığını, süresinde cayma hakkını kullanmadığını savunarak, davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, cayma hakkının süresinde kullanılmadığı, ayıplı hizmet verildiğine ilişkin delil de bulunmadığından davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. Davacı, eğlence bahanesi ile davalı firma elemanlarının, hediye tatil kazandığından bahisle düzenlemiş oldukları tanıtım toplantısı sonucunda 7.6.2003 tarihli devre tatil sözleşmesini imzaladığını, ancak tatil hakkını kullanmadığını, tesisin yapı kullanım izninin bulunmadığını belirterek, sözleşmenin feshi ile, ... olduğu bedelin iadesi istemiyle eldeki davayı açmış, davalı ise devre tatil 2010/7585-2011/7780 sözleşmesinin kapıdan satış şeklinde yapılmadığını, davacının tesisleri bizzat görerek sözleşmeyi imzaladığını savunmuştur....
Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, devre mülk satış sözleşmesinin cayma sebebiyle feshi, ödenen bedelin iadesi ve gayrimenkulün davalı adına tescili istemlerine ilişkindir. 2. İlgili Hukuk 6100 sayılı HMK, 6098 sayılı TBK, 6502 sayılı TKHK 3. Değerlendirme Dava, devre mülk satış sözleşmesinin cayma sebebiyle feshi, ödenen bedelin iadesi ve gayrimenkulün davalı adına tescili taleplerine ilişkindir. İnceleme, 6100 sayılı HMK'nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek duruşmasız olarak yapılmıştır. İlk Derece Mahkemesince, davanın kısmen kabulüne dair verilen hükme karşı, davalı vekilince istinaf yasa yoluna başvurulmuştur....
GEREKÇE : Dava, devre mülk satış sözleşmesinden kaynaklı sözleşmenin iptali ve ödenen tutarın iadesi talebine ilişkindir. Taraflar arasında devre mülk sözleşmesi yapıldığına, bedele ve ödeme miktarına dair uyuşmazlık bulunmamaktadır. Taraflar arasında mevcut devre mülk satış sözleşmesinin, tapulu taşınmazın haricen satışına ilişkindir ve MK'nın 706, TBK'nun 237, Tapu Kanunu'nun 26. ve Noterlik Kanunu'nun 60. maddeleri gereğince resmi şekilde yapılmadığından geçersiz olduğunda kuşku yok ise de 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu'nun 57 vd. maddelerinde düzenlenen ve taşınmazın müşterek payına bağlı bir hak olan devre mülk hakkına ilişkin dava konusu sözleşme, sözleşmeye konu devre mülkün tapusu resmi senet ile davacı adına devredilmiş olmakla geçerli hale gelmiştir. Ayrıca, devre mülk sözleşmesi, tecrübe ve muayene koşuluna bağlı bir sözleşmedir. Fiili teslim ve kullanıma kadar sözleşme askıda olup, cayma hakkı da teslimden itibaren başlar....