Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin T1 Fatih, Uzunyusuf mah. 1438 ada, 4 parsel, 4 numaralı bağımsız bölümü, 28/03/2013 tarih, 18614 yevmiye ile dava dışı Ali Osman Kara'dan satın aldığı, dava dışı Osman Kara, taşınmazı 24/06/2010 tarihinde davalı bankanın Galatasaray şubesindeki 85988668 numaralı hesabından konut kredisi kullanarak aldığı, ve taşınmaz üzerinde davalı bankanın ipoteği bulunduğu müvekkiline iletildiği, konut kredisi borcunun kapatılmış olması ve davalı bankanın da ipoteğin kaldırılacağını beyan etmiş olması nedeniyle, müvekkilinin 23/08/2013 tarihinde taşınmazı ipotekli olarak satın aldığı, davalı bankanın ipotek nedeniyle bir alacağı kalmamış olmasına rağmen, ipotek fekk edilmemiş olduğu, davalı banka lehine tesis edilmiş olan 160.000,00 TL bedelli ipoteğin fekkini talep ve dava etmiştir....

Mahkemece iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre; her ne kadar dava dışı ...’nın davalı bankadan konut kredisi kullandığı ve konut kredisi nedeniyle bankaya herhangi bir borcu kalmadığı anlaşılsa da dava dışı borçlunun davalı bankaya başka borçlarının da bulunduğu, resmi senette ipoteğin sadece konut kredisi nedeniyle olduğuna ilişkin herhangi bir ibare bulunmadığı, aksine incelenen resmi senet örneğinden Varsak köyü 495 ada 22 parselde ...adına kayıtlı 6 no.lu meskenin Türkiye Halk Bankası A.Ş lehine bankanın merkez ve şubelerine karşı doğmuş ve doğacak tüm borçların 141.000,00 TL'sine kadar olan alacakları ile bu meblağa ilaveten ve ayrıca bu borçlarla ilgili doğmuş ve doğacak akdi faizler, vekalet ücreti, icra takip ve yargılama giderleri ile vs tutarların tamamını kapsamak üzere teminat olarak birinci derecede süresiz olarak ipotek edildiği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir....

    KARAR Davacı, davalı ile konut finansmanı sözleşmesi imzaladığını ve dava dışı ...'ın da bu sözleşmeye kefil olarak imza attığını, davalı banka tarafından konut kredisi ile aldığı taşınmazın tapu kaydına ipotek konulduğunu, kredi borcunu erken kapatmak istediğinde kefil olan dava dışı ...'ın kredi kartı borcu bulunduğundan konut kredisi borcunu kapatamayacağının ve taşınmaz üzerine konan ipoteğin kaldırılamayacağının davalı tarafından bildirildiğini ileri sürerek sözleşme uyarınca hesaplanacak borcun davalı bankaya veya gösterilecek bir yere yatırılarak kapatılması şartıyla sözleşmeye konu taşınmaz üzerindeki ipoteğin kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir. Davalı, davanın reddini dilemiştir....

      Davacı vekilinin evlilik birliği içinde ödenen konut kredisi taksitlerine yönelik temyiz itirazlarına gelince; Mahkemece her ne kadar kredi taksitlerinin evlilik sonrası döneme ilişkin ödeme yapıldığını gösterir herhangi bir evrak dosya kapsamına gelmediğinden talebin tamamı hakkında görevsizlik kararı verilmiş ise de dosya kapsamı incelendiğinde bozma sonrası tapu müdürlüğünden getirtilen resmi senet evrakında taşınmaz alınırken kayda konulan konut kredisine dair bilgilerinde yer aldığı görülmektedir. Evraktaki bilgilere göre muris adına taşınmaz satın alınırken 36 ay vadeli 100.000.000 TL konut kredisi çekildiği, kredinin 23 ayının taraflar evlenmeden önceye tekabül ettiği, geri kalan 13 taksitin evlilik sonrası dönemin içinde kaldığı, ancak taraflar evlendikten yaklaşık 5 ay sonra ipoteğin terkini işlemi yapıldığı sabittir....

        - K A R A R - Davacı vekili, dava dışı ...’nun davalı bankadan kullandığı konut kredisi nedeniyle karşılığında adına kayıtlı taşınmaz üzerine ipotek tesis ettirildiğini, daha sonra üzerindeki bu kayıt ile taşınmazın müvekkiline satın alındığını ve konut kredisine konu son taksitinde müvekkilince davalı bankaya ödendiği halde bankanın bu kez ipotek veren ...’nun kredi kartı sözleşmesinden doğan borcunu gerekçe göstererek ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla müvekkili ve ipotek veren aleyhine takip yaptığını oysa ipoteğe konu borç ilişkisinin sonlandığını ve müvekkilinin davalıya borçlu bulunmadığını belirterek ipoteğin fekkine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, dava dışı ...’nun konut kredisi dışında ayrıca akdettiği kredi kartı sözleşmesinden dolayı da müvekkili bankaya borçlu olduğunu ve böylece ipotek verdiği taşınmazın teminat vasfının sürdüğünü bildirerek, davanın reddini savunmuştur....

          Somut olayda, “Konut Finansman Kredisi Sözleşmesi” kapsamında alınan kesin borç ipoteğine dayalı olarak ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takibe geçilip borçluya İİK.nun 149. maddesi kapsamında icra emri gönderildiği, borçlunun takibin iptali talebi ile icra mahkemesine başvurduğu görülmüştür. Takibe konu ipotek, konut finansmanı kredisinin teminatı olarak düzenlenmiş olup, konut finansman kredisi, bir tür tüketici kredisi olmakla ipotek alacağının varlığı, miktarı ve muaccel olup olmadığı, Tüketici Kanununa tâbi olduğundan, ipoteğe dayalı olarak ilamlı takip yapılamaz. Ancak, ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilamsız takip yapılması ve borçluya İİK'nun 149/b maddesi uyarınca ödeme emri tebliğ edilmesine engel bir durum yoktur....

            Davacı taraf, ipotek alacaklısı olması nedeniyle hacizli alacaklılardan önce sıra cetvelinde kendisine yer verilmesi gerektiğini, alacağının ipotekle teminat altına alınmış olduğunu iddia etmiştir. Davalı ise; kredili mevduat hesabının tahsilinin konut kredisine dahil edilemeyeceğini savunmuştur. "...Bedeli paylaşıma konu taşınmaz üzerinde aleyhine şikayet olunan banka tarafından konut finansmanı kredisinden kaynaklı ipotek tesis edilmiş ve ödenmeyen konut kredisi nedeniyle ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takip yapılarak satış gerçekleşmiştir. Bedeli paylaşıma konu taşınmaz üzerine konulan ipoteğin konut finansmanı kredisinin teminatı olduğu tartışmasızdır. İpotek aktinde taşınmazın borçlunun bankadan kullandığı diğer kredilerin de teminatı olduğu yönündeki kayıt, yanıltıcı mahiyette olduğundan tüketici olan borçlu açısından yazılmamış sayılması gereken bir kayıttır....

            Yukarıda da belirtildiği üzere taşınmaz üzerinde bulunan ipoteğin fekkini isteme hakkı taşınmaz malikine ait olup ipotek alacaklısı sıfatı bulunan davacının davalı banka lehine konulan ipoteğin kaldırılmasını isteme hakkı bulunmamaktadır. Bu itibarla davanın aktif husumet ehliyeti yokluğu nedeniyle reddine," karar verilmiştir....

            Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; görevsizlik itirazlarının bulunduğunu, görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğunu, 03.08.2015 tarihinde Konut Kredisine ilişkin 1.Derecede 219.820,32- TL'ye konulan ipoteğin,07.08.2015 tarihinde İhtiyaç Kredisine ilişkin 2....

            İcra Müdürlüğü’nün 2015/1141 Esas sayılı takip dosyasından konulan hacizleri öğrendiğinin kabul edilemeyeceği anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca, borçlunun meskeniyet şikayetinde bulunduğu taşınmaz üzerine 06/08/2015 tarihinde haciz şerhinin işlendiği, İİK'nın 103. maddesine ilişkin davetiyenin borçluya tebliğine dair tebligat evrakının dosyada bulunmadığı , bu durumda, borçlunun hacizlerden en erken dilekçe tarihinde haberdar olduğu anlaşılmakla 05/11/2015 tarihinde yapılan meskeniyet şikayetinin süresinde olduğunun kabulü gerekir. Öte yandan borçlunun, daha önce ipotek tesis ettiği taşınmazı hakkında sonradan haczedilmezlik şikayetinde bulunabilmesi için ipoteğin, konut kredisi, esnaf kredisi, zirai kredi gibi zorunlu olarak kurulmuş ipoteklerden olması gerekir. Zira, zorunlu olarak kurulan ipoteğin meskeniyet şikayetine engel teşkil etmeyeceği ilkesi, bu ipoteğin sosyal amaçlı olarak verilen kredinin teminatını oluşturmasından kaynaklanmaktadır....

              UYAP Entegrasyonu