Bodrum kat,...nolu bağımsız bölümünde kayıtlı konutu 27.03.2012 tarihinde satın aldığını, söz konusu konut için ...’ün davalı bankadan konut kredisi kullandığını ve davalı banka lehine konut kredisinin teminatı olmak üzere konut üzerine ipotek konulduğunu, davacının belirtilen konutu ipotekli olarak satın aldığını ve konut kredisi borcunu 52.430,00 TL olarak ... adına 03.04.2012 tarihinde davalı bankaya ödediğini, banka yetkililerince borcun ödenmesiyle ipoteğin fekkine dair yazının kendilerine verileceğinin belirtildiğini, ancak daha sonra banka şubesi yetkililerince ...’ün başkaca kredi borçları olduğu ve konut üzerine konulan ipoteğin bu borçlar nedeniyle kaldırılamayacağının bildirildiğini, davalı bankaya gönderilen Bakırköy 20....
K A R A R Davacı; davalı bankadan konut kredisi kullandığını, kredi borcunu eksiksiz ödeyerek kapattığını, 3 yıldır ipoteğin halen kaldırılmadığını ileri sürerek taşınmaz üzerine konulan ipoteğin fekkine karar verilmesini istemiştir. Davalı, dava dilekçesinin tebliği ile davayı kabul ettiğini belirterek davanın konusuz kaldığını savunarak, davanın reddini dilemiştir. Mahkemece; davanın kabulüne, karar verilmiş, hüküm davacı ve davalı vekilince temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının tüm temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2-Davacı kallandığı konut kredisi nedeniyle taşınmaz üzerindeki ipoteğin fekkine karar verilmesini istemiş, davalı davayı kabul etmiş, mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir. Davacı lehine Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince 750,00 TL maktu vekalet ücretine hükmedilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi(Tüketici Mahkemesi Sıfatıyla) Taraflar arasındaki ipoteğin fekki davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü. KARAR Davacı, davalı bankadan 2007 yılında konut kredisi kullandığını, bu sırada tapu kaydına ipotek konulduğunu, 2013 yılında da kredi borcunu tamamen ödediğini, buna rağmen ipoteğin kaldırılmadığını ileri sürerek adına kayıtlı taşınmazın tapu kaydı üzerine davalı lehine konulan ipoteğin kaldırılması istemiştir. Davalı, davanın reddini dilemiştir....
Davacı, dava dışı ...’ den ipotekli bir taşınmaz satın aldığını, ipoteğin konuluş nedeninin çekilen konut kredisi olduğunu, taşınmazı devraldıktan sonra ipotek borcunu ödeyerek kapattığını, gerekli tüm harç ve masrafları yatırdıktan sonra davalıdan ipoteğin fekkini talep ettiğini, davalının önce talebini kabul ederek tapu müdürlüğünden ipoteğin fekkini talep ettiğini ancak tapunun eksiklikler nedeniyle bankanın talebini yerine getirmemesi üzerine, banka tarafından dava dışı satıcının bankaya olan farklı borçları olduğu gerekçesi ile ipoteğin fekkine yönelik talebinin kabul edilmediğini ileri sürerek ipotek nedeniyle borçlu olmadığının tespitini istemiş, davalı ise söz konusu ipoteğin dava dışı satıcının bankaya olan tüm borçlarının teminatı olduğunu, satıcının kefil olduğu ticari kredi borcunun halen devam ettiğini bu nedenle ipoteğin fekkine karar verilemeyeceğini savunmuştur....
Asliye Hukuk Mahkemesince, uyuşmazlığın banka tüketici kredisi sözleşmesinin teminatı olarak ipotek verilen taşınmazı ipotekle yükümlü olarak satın almış olan davacının, alacaklı banka tarafından kredi borçlusu hakkında ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile yapılan takipte, borçlunun borcunu ödemesine rağmen ipoteğin kaldırılmadığından bahisle, taşınmaz üzerindeki ipoteğin kaldırılması talebine ilişkin olduğu, davacının, satıcının cüzi halefi durumunda olup, uyuşmazlığın temelinin Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunda düzenlenen tüketici kredisi niteliğindeki konut kredi sözleşmesinden kaynaklandığı gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. Bakırköy 2. Tüketici Mahkemesi tarafından ise davacının tüketici tanımına uymadığı gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurulmuştur....
GEREKÇE: Uyuşmazlık, ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takibe konu ipotekli taşınmazda tesis edilen ipoteğin konut kredisi nedeniyle verilmiş olmasına dayalı olarak konut kredisi dışındaki alacakların tahsili için bu takibin yapılıp yapılamayacağı ve konut kredisi borcunun depo edilmesi suretiyle ipoteğin fekki şartlarının bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır....
Zira zorunlu olarak kurulan ipoteğin meskeniyet şikayetine engel teşkil etmeyeceği ilkesi bu ipoteğin sosyal amaçlı olarak verilen kredinin teminatını oluşturmasından kaynaklanmaktadır. Bunun dışında, borçlunun serbest iradesi ile kurduğu ipotekler, adı geçenin daha sonra bu yerle ilgili olarak meskeniyet iddiasında bulunulmasını engeller. Ancak, haciz tarihinde ipotek konusu borcun ödenmiş olması halinde, ipotekle yükümlü bulunmayan taşınmaz hakkında meskeniyet şikayetinde bulunulabilir. Aksi takdirde, kurulan bir ipotek borcu ödenmiş olsa dahi, bundan sonraki tüm hacizler yönünden meskeniyet şikayetinin mümkün bulunmadığı gibi kabul edilemeyecek bir sonuç ortaya çıkar. Somut olayda, meskeniyet şikayetine konu .... ada 1 parselde bulunan zemin kat ....nolu bağımsız bölüm üzerinde 26.12.2005 tarih ve 10724 yevmiye numarasıyla Türkiye Vakıflar Bankası A.Ş. lehine ipotek kurulduğu ve anılan bu ipoteğin Tüketici Kredisi nedeniyle verildiği görülmüştür....
Kat 17 nolu bağımsız numaralı taşınmaz üzerine konulan ipoteğe ilişkin 31/10/2013 tarihli 17521 yevmiye numaralı ipotek resmi senedi istenildiği takdirde yine davalı Banka ve dava dışı Mustafa Seçer arasında imzalanan ipotek sözleşmesi incelendiği takdirde ipoteğin T3 Mersin şubesinden kullanılan konut finansmanı sözleşmesinden ve ayrılmaz bir eki olan ödeme planına uygun olarak kullandığı krediden doğan borçları …’’ ihtiva ettiğinin ve sözleşmenin amacının aynı yevmiye ile satın alınan taşınmaza ilişkin konut kredisi kullanımından kaynaklandığının açıkça görüleceğini, keza aynı tarih ve yevmiye numarası ile Mustafa Seçer'in hem taşınmazı satın aldığını hem de konut kredisi nedeni ile banka lehine ipotek tesis ettiğini , banka lehine tesis edilen ipoteğin bir limit ipoteği olmaması tam aksine anapara ipoteği olması nedeniyle davalı bankanın ipoteğinin sadece konut kredisine ilişkin tesis edildiğini, ipoteğin konut finansman kredisi nedeni ile alınan kredi borcuna ilişkin olarak kurulduğu...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi K A R A R Dava, konut kredi sözleşmesi gereğince konulan ipoteğin terkini isteğine ilişkindir. 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 14/son maddesi gereğince 01.02.2013 tarihinde yürürlüğe giren Yargıtay Büyük Genel Kurulunun Hukuk Dairelerinin iş bölümünü düzenleyen 21.01.2013 tarihli ve 2013/1 sayılı Kararı uyarınca ve davanın açıklanan niteliği itibariyle temyiz inceleme görevi Yargıtay 13. Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, dosyanın ilgisi yönünden Yargıtay 13. Hukuk Dairesi Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 15.11.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Davalılar-karşı davacılar vekili cevap ve karşı davasında, konut kredisinden kaynaklanan borcun 11.02.2009 tarihli protokolle ödeme planına bağlandığını ve 10.02.2009 tarihi itibariyle 200.000,00 TL olarak taksitlerle ödenmesi halinde başkaca bir talepte bulunulmayacağının kararlaştırıldığını, diğer sözleşmelere istinaden kullandırılan kredili mevduat hesabından dolayı da, yine taraflar arasında 11.02.0009 tarihli bir protokol imzalanarak 10.02.2009 tarihi itibariyle borcun 94.712,00 TL olduğu ve protokol gereği ödendiğinde başkaca talepte bulunulmayacağının kararlaştırıldığını, ödemeleri zamanında yapmakta iken, icra takibine girişildiğini, ödeme emrine itiraz edildiğini ve konut kredisi borcunun tamamen ödendiğini, protokollerin birbirinden bağımsız olmaları nedeniyle ipoteğin fekkinin gerektiğini beyanla davalı bankaya konut kredisi sözleşmesinden kaynaklanan borçlarının olmadığının tespitine, taşınmaz üzerindeki ipoteğin fekkine karar verilmesini talep etmiştir....