Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı borçlu vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkilinin davaya konu taşınmaz için konut kredisi kullandığını ve zorunlu ipotek kurulduğunu, bankanın. 03.11.2020 tarihli cevabı ekinde gönderilen belgelerden kredinin konut destek kredisi olduğunun bildirildiğini, müvekkilinin kredi borcunun halen devam ettiğini, bankaların kendileri lehine düzenleyip tüketiciye imzalatmış oldukları, tüketicilerin de okuyamadan imzaladıkları sözleşmeden dolayı her türlü krediyi ifade eden matbu ibarelerden dolayı söz konusu taşınmazda bulunan ipoteğin zorunlu krediden dolayı olmadığına karar verilmesinin hukuka ve somut gerçeğe uygun olmadığını, söz konusu ipoteğin konut kredisi nedeniyle kurulmuş zorunlu ipotek olduğunu, mahkemenin davacının başka kredisi olup olmadığı yönünde bir araştırma da yapmadığını, ilk derece mahkemesinin şikayetin reddine ilişkin kararının kaldırılarak, şikayetin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir....

Davacı, davalı bankadan kredi kullanarak konut satın aldığını ve konut üzerinde ipotek tesis edildiğini, borcunu ödediği halde konut üzerindeki ipoteğin kaldırılmadığını, gerekçe olarak da başkaca borçlar nedeniyle kefaletinin gösterildiğini, oysa konut kredisi için ipotek verdiğini ve borcun da kapatıldığını bildirerek ipoteğin kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Davalı banka davalının ipoteğin kaldırılması için gereken masrafları ödemediğini, ipotek tesisine ilişkin resmi senette davacının doğmuş ve doğacak tüm borçlarına karşılık ipoteğin tesis edildiğini kabul ettiğini, resmi senede dayanarak ipoteği kaldırmadıklarını savunmuştur. Mahkemece, ipoteğin salt konut kredisi teminatı niteliğinde olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir....

    bilgilerinin yer aldığını, sözleşmenin 19. sayfasında yer alan ödeme planı detay bilgilerinde kredi türünün açık ve net olarak "konut kredisi" olarak geçtiğini, tapu kaydında da ipoteğin konut kredisine dayandığı açıkça görüldüğünü, bankadan gelen yazı cevabında da ipoteğin devam ettiğinin ve borcun konut kredisine dayalı olduğunun belirtildiğini, tapu müdürlüğünden gelen belgelerden de kredinin, ipoteğin konut kredisi olduğunun anlaşıldığını, kredi sözleşmesinin konut için yapıldığının, konut kredisi kullanıldığının ve taşınmazın zorunlu konut kredisine istinaden ipotek verildiğinin açık olduğunu, müvekkilinin ipoteği Akbank lehine kendi serbest iradesi ile kurmadığı gibi, tüketici kredisi sözleşmesi için de kurmadığını, söz konusu ipotek, mesken (konut) kredisine istinaden kurulmuş zorunlu bir ipotek olup, müvekkilinin meskeniyet iddiasında bulunmasını engellemediğini belirterek, kararın kaldırılmasını istemiştir....

    ye müzekkere yazılarak, dava konusu taşınmaz üzerinde bulunan 19.06.2013 tarih ve 5888 yevmiye sayılı ipoteğin devam edip etmediğinin ve borca konu kredinin niteliğinin (mesken, zirai, esnaf gibi zorunlu kredilerden olup olmadığının) bildirilmesi istenmiş, 20.06.2019 tarihli yazı cevabında söz konusu ipoteğin devam ettiği ve konut kredisi ipoteği olduğunun bildirildiği, mahkemece bankaya yeniden yazı yazıldığı, 10.10.2019 tarihli yazı cevabında ipotekle ilgili olarak 19.06.2013 tarihinde konut kredisi kullandırıldığı, kredi ödemelerinin ve ipoteğin devam ettiğinin bildirildiği, yazı ekinde gönderilen ipotek senedi ve ipotek talepnamesinin içeriğine göre, ipoteğin davacı lehine açılmış ve açılacak konut finansmanı kredileri ile diğer sözleşmeler ve anılan sözleşmelerin eki ve ayrılmaz parçası olan her bir kredi sözleşmesi ve/veya kredi kartı dahil her türlü tüketici kredisi sözleşmeleri kapsamında açılmış ve açılacak kredilerden doğmuş ve doğacak alacakların teminatını teşkil etmek üzere...

      KARAR Davacı, dava dışı ... ile evli oldukları sırada ... ilçesi, Işık mah. 98 parsel sayılı taşınmazın davalı bankadan kullanılan konut kredisi ile satın alındığını, kullanılan konut kredisi karşılığında davalı banka lehine borçlu ... adına 07.12.2009 tarih ve 27150 yevmiye numaralı ipoteğin tesis edildiğini, ödemenin devam ettiği sırada tarafların boşandıklarını, taşınmazın yarı hisse borcunun faiz ve cezalarla birlikte 122.646,99 TL'sinin ... adına bankaya yatırıldığını, ...'ın da tapudan taşınmazı adına devrettiğini, devir ile birlikte davalı banka ile 22.03.2011 tarihli 120.000,00 TL bedelli konut kredisi sözleşmesini imzaladığını ve davalı banka lehine 22.03.2011 tarih ve 9276 yevmiye numaralı yeni bir ipotek tesis edildiğini, devirden sonra düzenli olarak ödemeleri yaptığını, aralarında fiili ve hukuki ilişki yokken boşandıktan sonra ...'...

        Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle, dava dilekçesinini tekrar ederek ilk derece mahkemesi'nce verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, dava konusu taşınmaz üzerindeki ipoteğin konut kredisinden kaynaklı olarak konulan zorunlu ipoteklerden olduğunu, haczedilmezlik şikayetine engel teşkil etmediğini, ayrıca sözkonusu ipoteğin dava konusu taşınmazın satın alınması amacıyla kullandırılan konut kredisinin teminatını teşkil etmek üzere düzenlendiğini, müvekkili davacının konut kredisi bakımından tüketici sıfatına haiz olduğunu, dolayısıyla ipotek resmi senedinde belirtilen kayıtların düzenleme tarihinde yürürlükte bulunan TKHK çerçevesinde haksız şart sayıldığını, bu nedenle hukuken herhangi bir bağlayıcılığının bulunmadığını ve taşınmaz üzerine konulan ipoteğin konut kredisi dışındaki borçlar için teminat teşkil etmeyeceğini, bu itibarla ipotek resmi senedinde yer alan "doğmuş ve doğacak borçlar içindir" ibaresinin geçersiz olduğunu, tüm bu nedenlerle zorunlu ipoteğin meskeniyet...

        Bedeli paylaşıma konu taşınmaz üzerinde aleyhine davalı banka tarafından konut finansmanı kredisinden kaynaklı ipotek tesis edilmiş ve ödenmeyen konut kredisi nedeniyle ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takip yapılarak satış gerçekleşmiştir. Konut kredisi sözleşmeleri sırasında teminat olarak verilen ipotek akitlerinde, konut kredisi dışındaki doğmuş ve doğacak alacaklar yönünden ipoteğin teminat olması hususunda yazılan hükümler Dairemiz yerleşmiş içtihatlarına göre geçersiz şart niteliğinde olup, yazılmamış sayılırlar. Bu nedenle, mahkemece konut kredisinden dolayı gerçek ipotek borcu belirlenip, sıra cetvelinin davalı banka açısından belirlenecek bu miktar kadar kabul edilmesi gerekmektedir. Bu itibarla, mahkemece bu husus araştırılmadan, konut kredisi dışındaki borçların da kapsama alınması doğru görülmemiş; istinaf mahkemesi kararı kaldırılarak ilk derece mahkemesi kararının bozulması uygun görülmüştür....

          "İçtihat Metni"Mahkemesi :Sulh Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki ipoteğin fekki davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacı vekili, dava dışı Rıfat Ceylan'ın davalı bankadan kullandığı konut kredisi nedeniyle karşılığında adına kayıtlı taşınmaz üzerinde ipotek tesis ettirildiğini, daha sonra üzerindeki bu kayıt ile taşınmazın müvekkili tarafından satın alındığını ve konut kredisine konu bakiye borcu müvekkilince davalı bankaya ödendiği halde, ipoteğin kaldırılmadığını ileri sürerek ipoteğin fekkine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

            Bedeli paylaşıma konu taşınmaz üzerinde aleyhine şikayetçisi banka tarafından konut finansmanı kredisinden kaynaklı ipotek tesis edilmiş ve ödenmeyen konut kredisi nedeniyle ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takip yapılarak satış gerçekleşmiştir. Bedeli paylaşıma konu taşınmaz üzerine konulan ipoteğin konut finansmanı kredisinin teminatı olduğu tartışmasızdır. İpotek aktinde "taşınmazın borçlunun bankadan kullandığı diğer kredilerin de teminatı olduğu" yönündeki kayıt yanıltıcı mahiyette olduğundan tüketici olan borçlu açısından yazılmamış sayılması gereken bir kayıttır. Tüketici Kanunu'nun amacı, tüketicinin korunması olduğundan hareketle konut finansmanı kredisi teminatı dışında ipotek senedine yazılan kayıtların haksız şart olarak kabulü ile yazılmamış sayılma müeyyidesine tabi tutulması gerekir. Nitekim Dairemizin 2015/7190E., 2017/2135Karar sayılı ilamı da bu yöndedir....

              Asliye Hukuk Mahkemesi _ K A R A R _ Dava, kullanılan konut kredisinden kaynaklı taşınmaz kaydına konulan ipoteğin ödemelerin bitirilmesi nedeniyle terkini isteğine ilişkindir. 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 6723 sayılı Kanunun 21. maddesi ile değişik 60/3. maddesi gereğince, Yargıtay Büyük Genel Kurulunun Hukuk Dairelerinin işbölümünü düzenleyen 23.01.2020 tarihli ve 2020/1 sayılı Kararına ve davanın açıklanan niteliğine göre temyiz inceleme görevi Yargıtay 3. Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. SONUÇ: Yukarıda belirtilen nedenlerle dosyanın sözü edilen görevli Yüksek Daire Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 03/03/2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....

                UYAP Entegrasyonu