Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Temyiz Sebepleri 1.Davacı-davalı erkek temyiz dilekçesinde özetle: kusur belirlemesinin hatalı olduğu, çocuk için 400,00 TL ödemeye katlanırken 500,00 TL ye çıkarılması üstelik gelirleri eşit olduğu halde kadın yararına yoksulluk nafakası verilmesinin haksız olduğu, intihara teşebbüs eden anneye velâyetin verilmesinin doğru olmadığı, asgari ücret kazandığı tazminatları ödeyecek gücü olmadığını ileri sürerek; kusur belirlemesi, kadın yararına hükmedilen tazminatlar ve yoksulluk nafakası ile iştirak nafakası miktarı yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir. 2.Davalı-davacı kadın temyiz dilekçesinde özetle: erkeğin davasının kabulünün hatalı olduğu, istinafa açıkca getirmemişlerse de resen dikkate alınması gerektiği, babanın şiddet yanlısı olduğu, çocukla kişisel ilşkinin kaldırılması yada azaltılması gerektiği, iştirak ve yoksulluk nafakası ile tazminat miktarlarının az olduğu ve ziynet talebinin reddinin usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; erkeğin davasının...

    Boşanma davası açılmakla kadın ve çocuklar lehine tedbir nafakası verilmesinin TMK 169. maddesine uygun olması dikkate alınarak davalının davacıya ve çocuklara tedbir nafakası takdiri ve miktarına yönelik istinaf talebinin reddine karar verilmiştir. TMK.'nın 182/2.maddesinde; velayetin kullanılması kendisine verilmeyen eşin, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorunda olduğu, hükme bağlanmıştır. Müşterek çocukların yaşları ve ihtiyaçları, tarafların dosyaya yansıyan sosyal ve ekonomik durumları dikkate alındığında ilk derece mahkemesi tarafından hükmedilen iştirak nafakası miktarlarının hakkaniyete uygun olduğu görüldüğünden davalının iştirak nafakası takdiri ve miktarına yönelik istinaf talebinin reddine karar verilmiştir....

    Dava; iştirak nafakası (nafakanın artırımı) ve şahsi ilişkinin yeniden düzenlenmesi talebine ilişkindir. ŞAHSİ İLİŞKİNİN YENİDEN TESİSİNE YÖNELİK YAPILAN İNCELEMEDE; Kişisel ilişki düzenlenirken göz önünde bulundurulması gereken temel ilke, “Çocuğun üstün yararı"dır (Birleşmiş Milletler Çocuk Haklarına Dair Sözleşme m.3; Çocuk Haklarının Kullanılmasına İlişkin Avrupa Sözleşmesi m.l; TMK m. 339/1, 343/1, 346/1; Çocuk Koruma Kanunu m.4/b). Çocuğun üstün yararı belirlenirken onun bedensel, zihinsel, ruhsal, ahlaki ve toplumsal gelişiminin sağlanması amacının gözetilmesi gereklidir. Ana ve babanın yararları, ahlaki değer yargıları, sosyal konumları gibi durumları çocuğun üstün yararını etkilemediği ölçüde göz önünde tutulur. Her hafta sonu kurulan kişisel ilişki anneyi tüm hafta sonları eve bağımlı hale getirecek ve velayet görevini gereği gibi yerine getirmesine engel olacaktır....

    Yargıtay bozma ilamında da belirtilen hususlar dikkate alınarak, davacının kişisel ilişkinin kaldırılması talebinin reddine, sınırlandırılmasına yönelik talebin kabulü ile müşterek çocuk ile davalı baba arasında yatılı olmayacak şekilde aşağıdaki gibi kişisel ilişki kurulmasına karar verilmiştir....

    Müşterek çocuğun yaşı ve ihtiyaçları, tarafların dosyaya yansıyan sosyal ve ekonomik durumları dikkate alındığında ilk derece mahkemesi tarafından hükmedilen iştirak nafakası miktarının az uygun olduğu görüldüğünden davacı davalı kadının iştirak nafakası miktarına yönelik istinaf taleplerinin kısmen kabulüne ilk derece mahkemesi kararının 5 nolu bendinin iştirak nafakası yönündan kaldırılmasına, müşterek çocuk lehine aylık 2.500,00 TL iştirak nafakası takdiri ile kararın kesinleşme tarihinden itibaren başlamak üzere davalı davacıdan alınarak davacı davalıya verilmesine ,fazlaya ilişkin talebin reddine bu nafakanın her yıl Ocak ayında TÜİK tarafından belirlenen TÜFE oranında artırılmasına dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur....

    İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; taraflar ayrıldıktan sonra ortak çocuğun annesi, ablası, anneannesi ve dedesi ile birlikte yaşadığı, babanın yeni bir evlilik yaptığı, bir çocuğu olduğu, davalı birleşen davacı babanın ortak çocukla ilgilenmediği, yeni evliliğinden olan çocuğuyla daha çok ilgilendiği, kişisel ilişki tesisi sırasında çocuğa uygun olmayan ortamlarda bulundurulduğu iddiası ile kişisel ilişkinin kaldırılmasını/azaltılmasını talep etmiş ise de tanık beyanları ile bu iddiasını ispatlayamadığı, tanık beyanlarının görgüye dayalı olmadığı, uzman raporunda kişisel ilişkinin kaldırılmasının uygun olmayacağı, çocuğun baba ile kurduğu ilişkinin hayatında önemli konumda yer aldığı, kurdukları bağın uzun vadede çocuğun psikososyal gelişimini olumlu etkileyeceği, kişisel ilişki sürelerinin kaldırılmasını/azaltılmasını gerektirir bir durumun tespit edilemediğinin belirtildiği, çocuk ile baba arasında kurulan kişisel ilişkinin...

      Kural olarak; iştirak nafakası velayetin eylemli olarak kullanılmasına bağlı bir alacak olup, velayet hakkını eylemli olarak kullanmayan ana veya baba diğerinden iştirak nafakasını isteyemez. Velayet kendisine tevdi edilmeyen taraf, ekonomik imkanları ölçüsünde müşterek çocuğun giderlerine katılmakla yükümlüdür. Diğer tarafdan iştirak nafakası belirlenirken ana ve babanın ekonomik durumları gözönünde tutulmakla birlikte velayet hakkı kendisine verilen tarafın bu görev nedeniyle emeğinin ve yüklendiği sorumlulukların karşılığı olan harcamalarında dikkate alınması zorunludur. Mahkemece; nafaka takdir edilirken, çocuğun yaşı, eğitimi ve ihtiyaçlarının yanında, ana-babanın gelir durumuda gözetilmeli ve nafaka yükümlüsünün (babanın) gelir durumu ile orantılı olacak şekilde hakkaniyete uygun bir nafakaya hükmedilmelidir....

        Bendi yerine geçmek üzere: Tarafların müşterek çocukları Ayşenur Dağlı, İsmet Ali Dağlı, T4 ile davalı baba arasında davalı babanın cezaevinde hükümlü olarak bulunduğu da nazara alınarak "her ayın ilk haftası Cuma günleri saat 10.00'dan 12.00'ye kadar" çocuklarla baba arasında kişisel ilişki tesis edilmesine, kişisel ilişkinin babanın vasisi aracılığı ile gerçekleştirilmesine, 3- Peşin olarak alınan istinaf kanun yoluna başvurma harcı ve istinaf karar harcının mahsubu ile bakiye 21,40 TL istinaf karar harcının davalıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA, 4- Davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerine bırakılmasına, 5- İstinaf incelemesi duruşmalı olarak yapılmadığından davacı lehine istinaf vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, 6100 sayılı HMK'nın 361 ve devamı maddeleri uyarınca, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 (iki) hafta içerisinde Dairemize veya Dairemize gönderilmek üzere başka bir yer mahkemesine...

        SONUÇ:Davalı erkeğin velayet,iştirak nafakası ve kişisel ilişkiye yönelik karar düzeltme isteğinin Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 440-442. maddeleri gereğince kabulüne, Dairemizin 1.03.2016 tarih 2015/13414 esas 2016/3984 karar sayılı onama kararının velayet,iştirak nafakası ve kişisel ilişki yönlerinden kaldırılmasına, mahkeme kararının yukarıda gösterilen sebeple velayet yönünden BOZULMASINA, bozma sebebine göre kişisel ilişki ve iştirak nafakasının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 14.02.2017 (Salı)...

          un velayetinin değiştirilmesi talebinin reddi ile iştirak nafakasının kaldırılması tarihi yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davacının küçük ...'un velayetinin değiştirilmesine yönelik temyiz itirazları yersizdir. 2-Boşanma davası sonucunda velayeti anneye bırakılan Küçük ... için takdir edilen iştirak nafakası, babanın açtığı velayet davası sırasında ve öncesinde çocuğun babada kalması nedeniyle dava tarihinden itibaren kaldırılması gerekir. Halihazırda baba yanında bulunan küçük ... için davacı babanın velayetin değiştirilmesi davasının kesinleşmesine kadar iştirak nafakası ödemekle yükümlü tutulması usul ve yasaya aykırıdır. Ancak bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün bu bölümünün düzeltilerek onanması gerekmiştir (HUMK m. 438/7)....

            UYAP Entegrasyonu