Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Müşterek çocuğun velayet hakkı sahibi anne ile birlikte Almanya Ülkesi'ne gittiği, bu suretle kadının birleşen davasında talep ettiği çocuğun yurt dışına çıkarılmasına izin verilmesi talebinin konusuz kaldığı, bu hususta İlk Derece Mahkemesinin vermiş olduğu kararın yerinde olduğu Dairemizce kabul edilmiştir. Ne var ki çocuğun yurt dışında yaşamaya başlaması babanın şahsi ilişkinin daraltılması için bir gerekçe teşkil edemez. Zira şahsi ilişkinin tesisi için velayet hakkı sahibinin çocuğu karşı tarafın bulunduğu yere götürme gibi bir zorunluluğu yoktur. Çocuğun yurt dışında olması şahsi ilişkinin infazı bakımından bir takım zorluklar barındırsa da, bu zorluklar şahsi ilişkinin sınırlandırılmasına gerekçe teşkil edemez....

Uyuşmazlık, iştirak nafakası almakta iken ergin olan çocuğun eğitiminin devam ediyor olması halinde babanın nafaka yükümlülüğünün devam edip etmeyeceği ile eğitimin devam etmesi nedeniyle ihtiyacın devam ettiği iddiasının savunma yoluyla ileri sürülmesinin yardım nafakası talebi olarak kabulünün mümkün olup olmadığı noktalarında toplanmaktadır. TMK’nun 328.maddesinde: “Ana ve babanın bakım borcu, çocuğun ergin olmasına kadar devam eder. Çocuk ergin olduğu halde eğitimi devam ediyorsa, ana ve baba durum ve koşullara göre kendilerinden beklenebilecek ölçüde olmak üzere, eğitimi sona erinceye kadar çocuğa bakmakla yükümlüdürler.” hükmü yer almaktadır. Yukarıda açıklanan TMK.nun 328/1.maddesi uyarınca; kural olarak, ana babanın bakım borcu çocuğun ergin olmasına kadar devam ettiğinden, anılan maddenin birinci fıkrasının açık hükmü uyarınca küçük ergin olmakla lehine bağlanan iştirak nafakası kendiliğinden sona erer....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma - Ziynet Alacağı Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı kadın tarafından TMK 166/1 maddesine dayalı boşanma davası açılmış, mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velayetinin davacı anneye verilmesine, baba ile kişisel ilişki kurulmasına, davacı kadın yararına yoksulluk nafakası ve maddi tazminata, ortak çocuk için iştirak nafakasına hükmedilmiş, ilk derece mahkemesince verilen bu hükme karşı taraflarca istinaf kanun yoluna başvurulmuş, bölge adliye mahkemesi ilgili hukuk dairesince davacı kadın yararına manevi tazminata hükmedilmiş, ortak çocuk yararına hükmedilen iştirak nafakasının miktarı arttırılmış, davacı kadının kişisel ilişkiye yönelik istinaf talebi kabul edilerek davalı babanın tedavi...

      Anne ile çocuk arasındaki kişisel ilişkinin kaldırılmasını haklı gösteren somut delil ve olgu ispatlanamadığı gibi alınan sosyal inceleme raporuna göre anne ile çocuk arasındaki kişisel ilişkinin devamı yönünde görüş bildirilmesi karşısında babanın açtığı kişisel ilişkinin kaldırılması talebine ilişkin davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmesi doğru olmamış ve bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 04.05.2015 (Pzt.)...

        Yukarıda gösterilen sebeplerle ve kurulan kişisel ilişkinin süresi, babanın velayet görevini yerine getirmesini engellemeyecek düzeyde bulunduğundan, mahkeme kararı usul ve yasaya uygun bulunduğundan, davalının istinaf talebinin esastan reddine karar vermek gerekmekle, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....

        Dava, iştirak nafakası talebine ilişkindir. Tüm dosya birlikte değerlendirildiğinde; davalı baba tarafından 02/10/2003 d.lu Ali ile 11/05/2006 d.lu Halil İbrahim isimli çocukların tanındığı, nüfus kaydına işlendiği, baba tarafından bu çocuklar yönünden tanımanın iptali davası, anne tarafından karşı dava ile yasa gereği velayet hakları kendisinde bulunan bu çocuklar yönünden iştirak nafakası talepli davalar açıldığı, Mersin 6. Aile Mahkemesinin 2016/468 esasına kaydedildiği, kadın tarafından açılan iştirak nafakası davasına ilişkin 31/01/2017 tarihli celsenin 1. nolu ara kararı ile anne tarafından açılan iştirak nafakası davasının dosyadan tefriki ile yeni bir esasa kaydına karar verildiği, tefrik edilen dosyanın Mersin 6....

        GEREKÇE: Dava; velayet hakkı sahibi olmayan babanın muvafakat vermemesi sebebiyle, çocuğun eğitim görmek üzere yurt dışına çıkışına izin verilmesi talebine ilişkindir. HMK.nun 355.maddesine göre; inceleme, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. Ancak Bölge Adliye Mahkemesi kamu düzenine aykırılık gördüğü takdirde bunu resen gözetir. Mahkemece, "Davacı T1 ile davalı T4 İzmir 5....

        Çocuğu yurt dışına görürüp Türkiye’ye dönmeyeceğini,, çocuğun baba ile kalmak istediğini, çocuğun yurt dışına çıkarılması halinde çocuğu göremeyeceğini ileri sürerek eldeki davayı açtığı anlaşılmış ise de bu iddialarını ispata yarar yeterli ve inandırıcı deliller sunmadığı gibi varsayıma dayalı olan iddiaların gerçekleşeceğine yönelik açılan davanın kabulunün mümkün bulunmadığı bir gerçektir. Elbette Hollanda ülkesine gittikten sonar dönmeme halinde şahsi ilişki tesisi güçleşecektir. Ancak babanın bu ülkeye giderek kendisine tanınan şahsi ilişkiyi kurma imkanı mevcuttur. Şahsi ilişkinin güçleşmesi de tek başına velayetin değiştirilmesi için bir sebep kabul edilemez. Yine anne yada babanın evlenmesi dahi tek başına velayetin değiştirilmesi için yeterli bir sebep olmayacağı bilinmektedir. Davacı çocuk ile baba arasındaki şahsi ilişkiyi annenin kısıtladığını ileri sürmüş ise de bu iddiasına da ispat edemediği anlaşılmaktadır. Davacının ıslah yolu ile ortak velayet istemiştir....

        İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Hükme karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuş olup 09/08/2018 tarihli istinaf başvuru dilekçesinde özetle; ilk derece mahkeme kararının boşanma, iştirak ve yoksulluk nafakası ile maddi-manevi tazminat kararına itirazlarının bulunmadığını ,davalı baba ile çocuklar arasında kurulan kişisel ilişkinin hukuka ve Yargıtay kararlarına aykırı olduğunu ,çocuklardan Ali İsmail'in 05.12.2013 Alparslan'ın ise 27.02.2017 doğumlu olup kurulan kişisel ilişkinin menfaatlerine uygun olmadığını ,yaşları itibariyle uzun süreli davacı anneden ayrı kalamayacaklarını bu düzenlemenin velayet görevini gereği gibi yerine getirilmesine de engel olduğunu, daha kısa süreli kişisel ilişki kurulması gerektiğinden çocuklar ile davalı baba arasındaki kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesine karar verilmesini talep etmiştir....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : İştirak Nafakası-Kişisel İlişkinin Yeniden Düzenlenmesi Yukarıda tarihi, konusu ve tarafları gösterilen hükmün; reddine dair Dairemizin 17.11.2015 gün ve 21787-21504 sayılı ilamıyla ilgili karar düzeltme isteminde bulunulmakla, evrak okundu, gereği düşünüldü; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 1.10.2011 tarihinde yürürlüğe girmiş ise de, bu Kanuna 6217 sayılı Kanunla ilave edilen geçici 3. maddenin (1.) bendinde, Bölge Adliye Mahkemelerinin göreve başlama tarihine kadar, 1086 sayılı Kanunun kanun yollarına ilişkin hükümlerinin uygulanmasına devam olunacağı hükme bağlandığından, karar düzeltme talebinin incelenmesi gerekmiştir. 1-Müşterek çocuk için iştirak nafakası ve kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesi isteklerine yönelik olarak açılan davanın mahkemece yapılan yargılaması sonucunda boşanma ilamında kurulan kişisel ilişkinin kaldırılıp yeniden düzenlenmesine ve iştirak nafakası talebinin kısmen kabulü ile aylık...

          UYAP Entegrasyonu