Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Diğer taraftan, iştirak nafakası belirlenirken ana ve babanın ekonomik durumları gözönünde tutulmakla birlikte velayet hakkı kendisine bırakılan tarafın bu görev nedeniyle emeğinin ve yüklendiği sorumlulukların karşılığı olağan harcamaların da dikkate alınması zorunludur. Ne var ki, nafaka miktarının belirlenmesine esas alınması gereken giderlerinin makul sınırlar içinde kalmasına özen gösterilmesi ve velayet kendisine bırakılmayan tarafın ağır yükümlülüklere maruz bırakılmaması gerekmektedir. Mahkemece, nafaka takdir edilirken; çocuğun yaşı, eğitimi ve ihtiyaçlarının yanında, ana-babanın gelir durumu da gözetilmeli ve nafaka yükümlüsünün (babanın) gelir durumu ile orantılı olacak şekilde hakkaniyete uygun bir nafakaya hükmedilmelidir....

    Aile Mahkemesi'nin 2018/979 Esas ve 2019/17 Karar sayılı ilamı ile takdir edilen aylık 300,00.TL iştirak nafakasının karar tarihi itibariyle kaldırılmasına, karar verildiği, verilen kararın taraflara usulüne uygun olarak tebliğ edildiği, davalı-davacının istinaf kanun yoluna başvurmadığı, yasa iki haftalık istinaf başvuru süresi içerisinde, davacı-davalı istinaf dilekçesinde özet ile; "karşı taraf ile anlaşmaları doğrultusunda müşterek çocuğun velayetinin davalı-davacıya verilmesine ve iştirak nafakasının kaldırılmasına muvafakat etmiş isem de davalı-davacının sözünde durmadığı, madde kullanmaya devam ettiği, müşterek çocuğu göstermediğinden dolayı icra takibi başlatmak zorunda kaldığı, babanın müşterek çocuğa düzenli bir hayat sağlayamadığı, babanın yurt dışında tır şoförlüğü yaptığı, müşterek çocuğun hem annesiz hemde babasız kaldığı, bu durumların müşterek çocuğun bedensel ve zihinsel gelişimi olumsuz etkilediği, kendisinin maddi ve manevi imkanlarının yerinde olduğunu belirterek İlk...

    DAVA TÜRÜ : İştirak Nafakası Artırımı-Velayetin Düzenlenmesi-Kişisel İlişkinin Düzenlenmesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-karşı davalı tarafından, iştirak nafakası miktarı, kişisel ilişki, vekalet ücreti ve yargılama gideri yönünden; davalı-karşı davacı tarafından ise, katılma yoluyla iştirak nafakası miktarı ve kişisel ilişki yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, tarafların iştirak nafakasına yönelik temyiz itirazları yersizdir. 2-Tarafların kişisel ilişkiye yönelik temyiz itirazlarının incelemesine gelince; Davacı-karşı davalı, iştirak nafakasının artırılması ile birlikte kişisel ilişkinin azaltılmasını, davalı-karşı davacı ise velayetin değiştirilmesi, aksi halde kişisel ilişkinin artırılmasını...

      Raporda, müşterek çocukların annelerine çok bağlı olması ve Özlem Hanımın her anlamda müşterek çocukların yüksek yararını sağlaması adına, bakım ve gözetim yükümlülüğünü en iyi şekilde sağlayacak ebeveyn olması sebebiyle çocukların velayetinin anneye verilmesi gerektiği; İsmet Beyin kişisel ilişki günlerinde çocuklar ile görüşmemesi, bu anlamda yeterli istekle davranmaması nedeniyle velayetin babaya verilmemesi gerektiği, çocukların babaları ile birlikte bağ kurabilmesi adına kişisel ilişkinin kaldırılmaması, ancak babanın hakkı olmasına rağmen çocukları uzun süreli ve yatılı biçimde almadığı bu kişisel ilişkileri bir biçimde değerlendirmediği ya da değerlendiremediği, mahkemenin velayetin annede devamı konusunda karar vermesi durumunda kişisel ilişkinin uzun süreli olan kısmının kaldırılıp her ayın birinci ve üçüncü haftası aynen devam etmesinin babanın bu kişisel ilişkiyi değerlendirdiği durumda ise uzun süreli kişisel ilişkinin mahkemece tekrar tesis edilmesinin uygun olduğu zira geçmişte...

      Davalı baba vekili cevap dilekçesinde özetle; açılan davayı kabul etmediklerini, müvekkilinin çocuğun yurt dışına gönderilmesi hususunda rızasının bulunmadığını, çocuğun henüz küçük olduğunu, 14 yaşında iken yurt dışına gönderilmesinin çocuğun gelişimi ve eğitimi ile ilgili olumsuzluklara yol açacağını, ayrıca Covid-19 salgını nedeni ile yurt dışına gönderilmesinin sağlığı açısından da sakıncalı olacağını, kaldı ki, bu hastalık kapsamında kişilerin yurt içi ve yurt dışı seyahatlerinin tamamen kaldırılması ya da kısıtlanmasının da kuvvetle muhtemel olup, böyle bir ihtimalin çocuğun psikolojisini olumsuz etkileyeceğini, bu durumdan ebeveynlerin de etkileneceğini belirterek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece; davanın reddine karar verilmiştir....

      Temyiz Sebepleri 1.Davacı-davalı erkek, kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, babalar günü ve babanın doğum gününde de kişisel ilişki kurulması gerektiğini beyanla kişisel ilişkinin süresi, ortak çocuklar yararına hükmedilen tedbir ve iştirak nafakası miktarı, lehine hükmolunan maddî ve manevî tazminat miktarının azlığı ve kadına hükmedilen tedbir nafakası yönlerinden temyiz talebinde bulunmuştur. 2.Davalı -davacı kadın; kusur belirlemesi ve erkek lehine hükmedilen maddî ve manevî tazminatlar yönünden temyiz talebinde bulunmuştur. C. Gerekçe 1....

        ile davalı-karşı davacı baba ve ortak çocuk 28.08.2012 doğumlu.... arasında kurulan kişisel ilişkinin kaldırılmasını talep etmiş, mahkemece; babanın davasının reddine, annenin kişisel ilişkinin kaldırılması davasının reddine ''uzman raporunda, ortak çocuğun dil gelişmininde mesafe alıncaya kadar baba ile küçük arasında yatılı olmayacak şekilde kişisel ilişki kurulmasının küçüğün yararına olacağı şeklindeki uzman görüşü sebebiyle'' ........

          Davacı-davalı anne, dava dilekçesiyle velayetin değiştirilmesi yanında iştirak nafakası istemiş, eğer bu talebi kabul edilmez ise ortak çocukla olan kişisel ilişkisi günlerinin genişletilmesini talep etmiş, davalı-davacı baba da birleşen davasında anlaşmalı boşanma davasıyla kararlaştırılmadığından iştirak nafakasının hüküm altına alınmasını istemiş, mahkemece, kadının veleyetin değiştirilmesi, karşı davacı babanın da iştirak nafakası davaları kabul edilerek, ortak çocuğun velayetinin tedbiren anneye verilmesine, velayetin değiştirilmesi davası kesinleştikten sonra çocuk yararına iştirak nafakasına, ayrıca baba içinde çocuğun anneye teslim edileceği tarihe kadar iştirak nafkasına ve babaya verilen iştirak nafakasının da anlaşmalı boşanma davasında ortak çocuk adına devri kararlaştırılan konutun tahmini kira geliri kadar mahsubuna karar verilmiştir....

            Somut olayda, davalı baba, kişisel ilişki kurulması sırasında çocuğu süresinde teslim etmeyerek yükümlülüklerini yerine getirmekte ihmali davranışlar sergilemişse de bu davranışlarının çocukla baba arasındaki kişisel ilişkinin tamamen kaldırılmasını gerektirecek ağırlıkta olmadığı anlaşılmaktadır. Bu sebeple çocukla baba arasındaki kişisel ilişkinin tamamen kaldırılması çocuğun yüksek yararına uygun olmamıştır. Mahkemece, babanın ihmali davranışları da dikkate alınarak çocukla baba arasında daha önce kurulan kişisel ilişkinin makul şekilde sınırlandırılması suretiyle yeniden kişisel ilişki düzenlemesi yapılması gerekirken, çocukla baba arasındaki bağın tamamen koparılması ve çocuğun babasına yabancılaşması sonucunu doğuracak şekilde kişisel ilişkinin tamamen kaldırılması doğru bulunmamış ve bozmayı gerektirmiştir....

              Her ne kadar davacı baba, annenin kişisel ilişki konusunda sıkıntı yarattığını, icra marifetiyle 4 kez çocuğu almaya gittiğini, 3 seferinde çocuğun hazır bulundurulmadığını, bu şekilde kişisel ilişkinin engellendiğini ifade etmiş ve mahkemenin de kabulünde olduğu üzere mevcut koşullar altında kişisel ilişki sağlanmasında annenin ihmalkar davrandığı görülmekte ise de; boşanma kararının 25.06.2019 tarihinde kesinleştiği, eldeki davanın 15.02.2021 tarihide açıldığı, davacının 20.08.2019 tarihinde icra takibi başlattığı, kişisel ilişkinin sağlanamadığı 23.01.2021 tarihinde annenin çocuğu faranjit nedeni ile hastaneye götürdüğü, daha sonra tanık beyanına göre kendisi bizzat babaya teslim etmek istediğinde babanın cenaze sebebi ile çocuğu teslim alamadığı anlaşılmaktadır....

              UYAP Entegrasyonu