çocuğun üstün yararı gözetilerek küçük ile babası arasında kişisel ilişki kurulmasına ilişkin ilk derece mahkemesi kararının 3 üncü maddesinin kaldırılmasına, küçük ... ile babası arasında kişisel ilişki kurulmasına yer olmadığına, 5395 Sayılı yasa gereğince taraflar ve ... hakkında danışmanlık tedbiri uygulanması konusunda ihbarda bulunulmasına karar verilmiştir....
Ortak çocuk ... idrak çağında olup, bu sebeple ilk derece mahkemesince babasıyla kişisel ilişki kurulması konusunda bizzat veya istinabe yoluyla bilgilendirilerek, kişisel ilişki hususundaki görüşünün sorulması ve psikolog, pedagog ve sosyal çalışmacı niteliğindeki uzman veya uzmanlardan (4787 sayılı Kanun m.5), çocukla görüşmek suretiyle rapor istenip çocuğun sağlıklı gelişimi için babası ile kişisel ilişki kurulmasına engel bir durumun bulunup bulunmadığının araştırılması ve diğer deliller de gözönüne alınmak suretiyle babayla ortak çocuk ... arasında kişisel ilişki kurulmasının çocuğun menfaatine olup olmayacağı tespit edilerek tüm deliller birlikte değerlendirilip sonucuna göre ortak çocuk ... yönünden kişisel ilişki konusunda karar verilmek üzere hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir....
O halde baba ile küçük arasında yatılı kalacak şekilde ve de senenin belirli ayında kişisel ilişki kurulması gerekirken, yazılı şekilde kişisel ilişki tesisi doğru olmamıştır. Ne var ki bu husus yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, hükmün bu bölümünün düzeltilerek onanması gerekmiştir (HUMK m. 438/7). SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda 2. bentte gösterilen sebeple gerekçeli kararının, hüküm bölümünün 3. fıkrasında yer alan “Her ayın 2. ve 4. hafta sonları Pazar günü 10:00-17:00 saatleri arası, dini bayramların 2 günü 10:00-17:00 saatleri arası, babalar günü saat 10:00-17:00 saatleri arası ” cümlelerinin hükümden çıkarılmasına, yerine “her ayın 1. ve 3....
O halde davacı-davalı baba ile küçük arasında dini bayramlar ve yaz tatili dışında her ayın belirli haftalarında haftasonu yatılı kalacak şekilde de kişisel ilişki kurulması gerekirken, yazılı şekilde kişisel ilişki tesisi doğru olmamış bozmayı gerekmiştir SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda 2., 3. ve 4. bentlerde gösterilen sebeplerle BOZULMASINA, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin ise yukarıda 1. bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.01.03.2016(Salı)...
kurulmasına yönelik talebinin kişisel ilişkinin amacına uygun düşmeyeceği, kişisel ilişki kurma hakkı ve bu hakkın rahatça kullanılmasını sınırlar şekilde olup yerinde görülmemiş ve kişisel ilişkiye dair ilamların maddi anlamda kesin hüküm niteliğinde olmayıp durum ve koşulların değişmesi halinde yeniden düzenlenmesi her zaman istenebiliceği hususları da göz önüne alınarak aşağıdaki şekilde yatısız ve daha uygun süreli kişisel ilişki tesis edilmiştir....
Büyükbaba ve büyükanne ile torun arasındaki kişisel ilişkinin amacı hısımlık bağlarını güçlü tutmak ve büyükbaba ile büyükannenin torun sevgisini tatmin, çocuğun da büyükbaba, büyükanne sevgisi ve şefkatini hissetmesini, bu yolla çocuğun ahlakî ve manevî gelişimini sağlamaktır. Dosya kapsamına göre; Davacının kızı ve kişisel ilişki kurulması istenen çocuğun da annesi öldüğüne göre, olağanüstü halin mevcut olduğunun kabul edilmesi gerekir. Davacı küçüğün dedesi olup, torununu sevmesi ve onunla kişisel ilişki kurulmasını istemesi en doğal hakkıdır. Baba ile davacı arasında anlaşmazlık bulunması, davacının torunu ile kişisel ilişki kurmasına engel teşkil etmemelidir. Annesini kaybetmiş çocuğun bu eksikliğini gidermesi için dedesi ile vakit geçirmesi onun yararına olacaktır. Dosya kapsamında bulunan sosyal inceleme raporu da bu durumu teyit etmektedir. O halde davacı ile torunu arasında kişisel ilişki kurulmasında bir isabetsizlik yoktur....
Bugün dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davacının velayeti anneye bırakılan ortak çocukla kendisi arasında Şubat ve Ağustos aylarında kurulan kişisel ilişkiye yönelik temyiz itirazları yersizdir. 2-Çocukla ana veya baba arasında düzenli kişisel ilişki kurulması ve bu ilişkinin sürdürülmesi çocuk için bir hak olduğu gibi, düzenli kişisel ilişki elde etme ve sürdürme ana veya baba için de bir haktır. Kişisel ilişki tesisinden beklenen amaç çocukla ebeveynleri arasında aile bağlarını geliştirmek ve bu suretle çocuğun sağlıklı gelişimini sağlamaktır. Bu bakımdan kişisel ilişki tesis edilirken çocuğun bedeni, fikri ve ruhsal gelişimi esas alınarak amacı gerçekleştirici bir düzenleme yapılmalıdır. Bu da çocuğun menfaatine aykırı düşmedikçe, çocukla diğer taraf arasında yatılı olarak kişisel ilişki kurulmasını gerektirir....
Ancak çocuğun gözetim olmaksızın ana veya babasından birisiyle kişisel ilişki kurması ve sürdürmesi onun yüksek yararına değil ise ana veya babasıyla gözetim altında, yatılı olmadan dahi kişisel ilişki kurma imkanı öngörülebilir. Bu sebeple, mahkemece, üç kişilik uzman heyetinden rapor alınmak ve idrak çağındaki çocuğun bizzat dinlenerek, görüşü alınıp ve diğer tüm deliller de göz önüne alınmak suretiyle, infazda tereddüt oluşturmayacak ve çocuğun üstün yararını tehlikeye düşürmeyecek ve amaca da uygun şekilde kişisel ilişki tesisi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda 2. bentte gösterilen sebeple BOZULMASINA, bozma kapsamı dışında kalan bölümlerinin ise yukarıda 1. bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, duruşma için takdir olunan 2.540 TL....
Bir şahısla evlendiğini halen bu eşi ile yaşadığını ve müşterek çocuklarında onlarla yaşadığını, müvekkilin davacının çocuğu olduktan sonra çocuğunun gerek velayetini gerekse de çocukla kişisel ilişki kurulması yönünde tüm çabalarına rağmen ve ısrarlarına rağmen annesi tarafından çocuğun baba olan müvekkile gösterilmediğini ve yaklaşık 9 yıldır çocuğun ayrı yaşadığını Medeni Kanunun aile bireylerine ve özellikle ebeveynlere tanıdığı bir hak olan çocukla kişisel ilişki kurulması hakkının davalı tarafından engellendiğini baba ile çocuk arasına telafisi mümkün olmayan psikolojik ve sosyal kopukluklar koyduğunu, müşterek çocuk Asım Güngör ile baba T1 arasında kişisel ilişki kurulmasına yönelik karar tesisi için iş bu davayı açma zarureti hasıl olduğunu ayrıca müvekkilin yargılama masraflarını ödeyecek maddi gücü olmadığından adli yardım taleplerinin kabulü ile müşterek çocuk Asım Güngör ile baba T1 arasında yıl içerisinde resmi ve dini bayramlarda okulların tatil olduğu...
Velayeti davacı anneye verilen ortak çocukla baba arasında mahkemece kurulan kişisel ilişki düzenlemesi; infaza elverişli olmadığı gibi geleceğe yönelik kademeli ilişki kurulması da o tarihteki koşullar bilinemeyeceğinden doğru olmamıştır. Mahkemece müşterek çocuk ile davalı-davacı baba arasında her ayın belirli hafta sonlarında, dini bayramlarda ve Temmuz ayında başlama ve bitiş saatleri de gösterilmek suretiyle uygun kişisel ilişki kurulması gerekirken yazılı olduğu şekilde düzenleme yapılması doğru olmamıştır....