"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı tarafından; velayetin değiştirilmesi yönünden, davalı tarafından ise kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesi yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Velayeti dava konusu olan ortak çocuk Gürkan 13.10.2006 doğumlu olup idrak çağındadırlar. Ortak çocuk kendisini yakından ilgilendiren velayet konusunda mahkemece dinlenilmemiş, görüşüne başvurulmamıştır....
Bu istemler incelenirken ebeveynlerin istek ve tercihlerinden ziyade çocuğun üstün yararı göz önünde tutulur. Hukuk Genel Kurulunun 14.06.2017 gün ve 2017/2- 1887 E., 2017/1196 K. sayılı kararında da velayet ve kişisel ilişkinin düzenlenmesinin kamu düzenine ilişkin olduğu, usuli kazanılmış hak ilkesinin istisnasını oluşturduğu benimsenerek aynı ilkeye vurgu yapılmıştır. Yukarıda yapılan açıklamalar karşısında velayetin ve kişisel ilişkinin kamu düzeni ile ilgili olması ve çocuğun üstün yararı da dikkate alındığında değişen şartlara göre her zaman yeniden değerlendirilmesi ve yargılamanın her aşamasında ileri sürülen hususların nazara alınması mümkündür. Diğer taraftan, Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesinin 12. ve Çocuk Haklarının Kullanılmasına İlişkin Avrupa Sözleşmesinin 3 ve 6. maddeleri idrak çağındaki çocukların kendilerini ilgilendiren konularda görüşünün alınması ve görüşlerine gereken önemin verilmesini öngörmektedir....
Çocukla ana baba arasında düzenli kişisel ilişki kurulması ve bu ilişkinin sürdürülmesi çocuk için bir hak olduğu gibi ana ve baba için de bir haktır. Kişisel ilişki tesisinden beklenen amaç çocukla; ebeveynleri arasında aile bağlarını geliştirmek ve bu suretle çocuğun sağlıklı gelişimini sağlamaktır. Bu sebeple kişisel ilişki analık ve babalık duygusunu tatmin edecek nitelikte olmalıdır. Uygun kişisel ilişki süresi, ebeveyni tatmin edeceği gibi, çocuğun açıklanan kişisel gelişimine de hizmet etmiş olacaktır. Kişisel ilişkiye dair ilamlar maddi anlamda kesin hüküm niteliğinde olmayıp koşulların değişmesi halinde yeniden düzenlenmesi her zaman istenebilir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davalı-karşı davacı kadın tarafından, kusur belirlemesi, iştirak nafaka miktarı, kişisel ilişki tesisi, erkek lehine hükmedilen manevi tazminat ile reddedilen nafaka ve tazminat talepleri yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalı-karşı davacı kadının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Velayeti anneye bırakılan müşterek çocuk Alparslan 04.05.2013 doğumludur....
İnceleme HMK 355 nci maddesi gereğince istinaf sebepleri ile sınırlı ve kamu düzenini ilgilendiren hususlarda re'sen yapılmıştır. Tüm dosya kapsamı ile; Velayetin babadan alınarak anneye verilmesine-baba ile kişisel ilişki tesisine ve bu kararların yasal sonuçlarına ilişkin hüküm kısımlarına yönelik istinaf başvurusu bulunmamaktadır. Mahkemece davacı yanın ıslahen nafaka talebi"...davanın konusu değiştirilmeden nafaka talebinde bulunulması davanın genişletilmesi mahiyetinde bulunduğu"gerekçesiyle reddedilmiştir....
Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı erkek tarafından kusur belirlemesi, tedbir ve yoksulluk nafakaları ile kişisel ilişkinin süresi yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-İlk derece mahkemesince tarafların boşanmalarına ve boşanmanın ferilerine hükmedilmiş, hükme karşı davacı kadın tarafından tazminat ve nafaka miktarları ile kişisel ilişkinin süresi yönünen istinaf kanun yoluna başvurulmuş, bölge mahkemesince davacı kadının tazminat ve nafaka miktarlarına yönelik istinaf başvurusu esastan reddedilmiş, kadının kişisel ilişkiye yönelik istinaf talebinin kabulüyle velayeti anneye bırakılan ortak çocuklarla baba arasındaki kişisel ilişki yeniden düzenlenmiştir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı-davacı kadın tarafından; kusur belirlemesi, reddedilen tazminatlar, kişisel ilişki, eşya alacağı ve nafaka miktarı yönünden; davacı-davalı koca tarafında ise kusur belirlemesi, reddedilen tazminatlar, velayet, kişisel ilişki yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, tarafların yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenlere yükletilmesine, peşin alınan harcın mahsubuna ve 90.00'ar TL. temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere...
Tarafların müşterek çocuğunun 2012 doğumlu doğumlu olduğu, fiilen anne yanında kaldığı anne bakım ve sevgisine muhtaç olduğu, anne yanında kalmasının çocuğun bedeni, fikri, ahlaki gelişmesine engel olacağı yönünde delil bulunmadığı, babanın asker olduğu ve Van ilinde çalıştığı, velayet talebinin de bulunmadığı da dikkate alındığında, müşterek çocuğun yaşı ve cinsiyeti de gözetilerek velayetin anneye verilmesinin çocuğun üstün yararına uygun olduğu anlaşıldığından, Türk Medeni Kanununun 182. ve 336/2. maddeleri uyarınca, müşterek çocuğun annenin velayetine bırakılmasına karar verilmiş, çocuk ile baba arasında kişisel ilişki düzenlenmiş, velayet ve kişisel ilişkiye dair hükümlerin karar kesinleşinceye kadar TMK'ın 169.maddesi kapsamında tedbiren uygulanmasına karar verilmiştir. Boşanma veya ayrılık vukuunda çocuk kendisine tevdi edilmemiş taraf gücüne göre onun bakım ve eğitim giderlerine katılmakla yükümlüdür....
Mahkeme sosyal inceleme uzmanının raporu ve tanık anlatımları uyarınca, çocuklar bulundukları ortama alışmış oldukları, çocukların yaşları itibariyle anne bakım ve şefkatine muhtaç oldukları, davacı annenin ve yakınlarının çocuklara karşı ihmal, istismar veya kötü bir davranışlarının bulunmadığı, ayrıca müşterek çocuklar ile davalı baba arasında kurulan kişisel ilişki düzenlemesinin çocukların babanın yanında yatılı olarak kalacak şekilde düzenlenmiş olması ve sürenin baba-çocuk ilişkinin yaşanabilmesi için yeterli olduğu belirlendiğinden tarafların müşterek çocuklarının velayetinin davacı anne verilmesinde ve müşterek çocuklar ile davalı baba arasında kurulan kişisel ilişkinin süresinde isabetsizlik bulunmamaktadır....
çocuk ile müvekkilinin kaliteli zaman geçiremediğini, müşterek çocuğun üstün yararı için kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesini talep ve dava etmiştir....