Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ :TAPU İPTALİ VE TESCİL Taraflar arasında görülen davada; Davacı, yaşlılığı ve hastalığı nedeniyle içinde bulunduğu ruh hali ile 1598 ada 4 parsel sayılı taşınmazdaki 6 numaralı bağımsız bölümü intifa hakkını üzerinde bırakarak davalı vakfa hibe ettiğini, daha sonra büyük ekonomik sıkıntılar yaşadığını, ailesi ve evlatları tarafından destek görmediğini, yaşlı olması ve hastalığı sebebiyle de çalışmadığını, dava konusu taşınmazın kendisi için güvence olduğunu idrak ettiğini ve hibeden vazgeçtiğini ileri sürerek dava konusu taşınmazın tapu kaydının iptali ile adına tesciline karar verilmesini istemiştir. Davalı, bağışlamanın ivazsız olduğunu, davacının kendi isteği ile yapıldığını, kendilerine düşen görevi davacı adına ölümüne kadar intifa hakkı tesis ettirmek suretiyle yerine getirdiklerini, ekonomik halin kötüleşmesinin bağıştan rücu şartı olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur....

    en son müşterek haneden dövülerek karakola gittiği, oradan da baba evine döndüğü, dolayısıyla talep ettiği mehir eşyalarını yanına almasının mümkün olmadığı, hal böyle olunca mehir senedinde belirtilen eşya ve altınlar yönünden davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken mehir senedi içeriği dikkate alınmadan sadece 100 gram altının evlenirken yapıldığı, 150 gram mehir altının hiç yapılmadığı yönündeki tanık beyanları dikkate alınarak davanın kısmen kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğu, ayrıca mehir senedi içeriğine göre davacıya teslim edilen muhtelif elbiseler ile güğüm, bardak ve leğenin mehir senedinin düzenlendiği tarihten fiili ayrılığın gerçekleştiği tarihe kadar geçen süre gözetildiğinde kullanılmakla eskiyen türden eşyalar olması sebebi ile bu husus gözetilmeden bunlar yönünden davanın kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğu, davacının talep ettiği şahsi eşyaların varlığına davalı tarafça itiraz edildiği, bunların varlığını davacının ispat etmek zorunda olduğu, ancak davacının...

    Cevap dilekçesi: Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; mehir senedinde yazılı eşya ve altınların davalı Yaşar tarafından alındığını ,dolayısıyla mehir senedinden kaynaklı sorumluluğun yerine getirildiğini, mehir senedindeki eşya ve altınların davacıda kaldığını, düğünde takılan ziynet eşyalarının ise davalı Muhammet tarafından alındığı iddiasının doğru olmadığını, zira bu altınların davacı tarafından kullanıldığını belirterek davanın reddini talep etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece yapılan yargılama neticesinde; davanın reddine karar verilmiştir. İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili yasal süresi içerisinde verdiği istinaf dilekçesinde özetle; davanın kabulü gerektiğinden bahisle İlk Derece Mahkemesi kararını istinaf etmiştir....

    AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 26/04/2021 NUMARASI : 2020/659 ESAS 2021/293 KARAR DAVA KONUSU : Mal Rejiminden Kaynaklanan Davalar (Eşya Alacağı) KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm istinaf edilmekle, dosya incelendi. GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Dava dilekçesi: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; mehir senedinde yazılı eşyaların müvekkillerinde olmadığını, davalının müvekkiline yönelik fiziksel şiddet eyleminde bulunduğunu ve sadakatsiz davranışlarının olduğunu, bağıştan rücu şartlarının gerçekleştiğini, müvekkilinin borçlu olmadığının tespiti ile mehir senedinde yazılı altın ve eşyaların aynen iadesini, mümkün değilse fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 1.000,00 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

    GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Dava dilekçesi: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Tarafların 27/07/2015 tarihinde evlendiklerini, aynı tarihte düzenlenen mehir senedinin davalılar tarafından imzalanarak müvekkiline teslim edildiğini, henüz 1,5 aylık evli iken boşanma davası açıldığını, mehir senedinde yer alan eşyaların bundan sonra müvekkili tarafından kullanılmayacağını, kendisine sürekli olarak yaptığı, kısa ve hayal kırıklıkları ile dolu olan evliliğini hatırlatacağını bu nedenle öncelikle eşyaların parasal değerlerini talep ettiklerini, mehir senedi gereğince senette belirtilen eşyaların bedelinin ödenmesi veya aynen teslim edilmesinin davalılarca imzalanan belgede de evliliğin olumsuzluğa düşmesi halinde kabul edildiğini, boşanma davası açıldığına göre bu şartın da gerçekleştiğini belirterek mehir senedinde yazılı olan eşyaların bedeli olarak fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 10.000TL'nin davalılardan tahsilini veya dava konusu...

    Öte yandan bağıştan dönme (rücu), bağışlayanın bağışlanana varması gerekli tek taraflı beyanıyla geriye yürüyerek (makable şamil) hukuki ilişkiye son veren yenilik doğurucu bir haktır. Bağışlanan bağışlayana veya yakınlarına karşı bir cürüm işlerse veya yasa gereği yapmakla zorunlu olduğu ödevlerini önemli surette aksatırsa yahut bağışlamayı sınırlayan ödevleri haklı bir sebep olmaksızın yerine getirmezse bağışlayan bağıştan dönme (rücu) sebebini öğrendiği tarihten itibaren bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde beyanda bulunmak veya dava açmak suretiyle bağıştan dönebilir....

      Cevap dilekçesi: Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; davalı Alim yönünden davanın husumetten reddi gerektiğini, davalı Alim'in adi kefil olduğunu, TBK 585.maddesindeki şartların oluşmadığını, senette bağışlama iradesi veya kime verildiği hususunun belli olmadığını, bağıştan rücu ettiklerini belirterek davanın reddini talep etmiştir....

      belirttiği bağıştan rücu durumunun olabilmesi için de yasada belirtilen özel şartların oluşması gerektiğini, davacının dava dilekçesinde sadece ayağına almış olduğu hafif bir darbeye dayanarak bağıştan rücu etmesinin ehemmiyetli bir olay olmadığını, davacının bağıştan dönme sebebini öğrendiği tarihten itibaren bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde beyanda bulunmak veya dava açmak suretiyle bağıştan dönebileceğini, basit olayları rücu nedeni kabul etmenin bağıştan yararlanan kişiyi bağışlayanın baskısı altında tutmak sonucunu doğuracağını, davacının davalıyı şikayet tarihinden itibaren bağıştan dönme sebebini bildiği için bu tarih itibariyle dava açması gerekirken hak düşürücü süresi geçtikten sonra dava açtığını açıklayarak davanın reddini savunmuştur....

        Davacı, davalı ile evli iken onun ısrarları sonucu evlilik birliğini sürdürebilmek amacıyla dava konusu 2608 parsel sayılı taşınmazdaki ½ payını 07.12.1993 tarihinde, ½ payını 31.01.1994 tarihinde bağış suretiyle davalıya devrettiğini, sonradan geçinemeyerek boşandıklarını, bağıştan beklenen amacın gerçekleşmediğini ileri sürerek bağıştan rücu sebebiyle tapu iptali ve tescile karar verilmesini istemiştir. Davalı, davanın 1 yıllık hak düşürücü sürede açılmadığını, davacının kusurlu davranışları sonucunda evden ayrılmak zorunda kaldığını, taşınmazın evlilik birliği içerisinde ortak birikimler ile satın alındığını, bağıştan rücu koşullarının gerçekleşmediğini belirterek davanın reddini savunmuştur....

          DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE : Dosyada ki yazılar, kararın dayandığı deliller, ileri sürülen istinaf sebepleri ve kanuni gerektirici nedenler dikkate alınarak yapılan değerlendirmede; Dava; bağıştan rücu sebebiyle düğün öncesinde ve düğün sırasında takılan ziynet eşyalarının, diğer eşyaların aynen, olmadığı takdirde bedellerinin, düğün için yapılan harcamaların ve düğün yapılmaması sebebiyle duyulan üzüntü sebebiyle istenilen manevi tazminat isteklerine ilişkindir. Yapılan soruşturma ve toplanan delillerden ilk derece mahkemesince bağıştan rücu sebebi ile ziynet ve diğer eşyalar ile düğün için yapılan masraflar sebebiyle açılan davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir....

          UYAP Entegrasyonu