"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ Taraflar arasındaki kiralananın tahliyesi davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından duruşma istemli temyiz edilmiştir....
Davalı vekili duruşmada alınan beyanında özetle; fiili olarak kiralananın tahliye edilmiş olduğunu, davacının burayı başkasına kiraya vermiş olduğunu bildirerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İSTİNAFA KONU KARAR: Mahkemece yapılan yargılama sonucunda "Davalı taraf her ne kadar kiralananı boşaltıldığını iddia etmiş ise de davacı tarafça bu husus kabul edilmediğinden kiralananın tahliye edildiği hususu davalı kiracı tarafça ispat edilmek zorundadır....
Bir başka ifadeyle, davacının zararı, tahliye tarihinden itibaren kiralananın aynı koşullarla yeniden kiraya verilebileceği tarihe kadar boş kaldığı süreye ilişkin kira parasından ibarettir....
Olayımızdaki uyuşmazlık; Davalı kiraya verenin taşınmazın ilk kiraya verildiği tarihde kiralananın riskli yapı olduğundan haberdar olup olmadığı ve kiralananı mevcut haliyle bilerek kiralayıp kiralamadığı noktasında toplanmaktadır. Türk Borçlar Kanunu'nun 301. Maddesi uyarınca kiraya veren kiralananı kararlaştırılan tarihte sözleşmede amaçlanan kullanıma elverişli bir durumda teslim etmek ve sözleşme süresince bu durumda bulundurmakla yükümlüdür. TBK'un 308 maddesine göre de kiraya veren, kusuru olmadığını ispat etmedikçe kiralananın ayıplı olmasından doğan zararları kiracıya ödemekle yükümlüdür. Öte yandan davacı kiracınında basiretli bir tacir olarak kiralananın hukuki ve fiziki durumunu araştırdıktan sonra kiralaması gerekir....
Dava, akde aykırılık nedeniyle kiralananın tahliyesine ilişkindir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı temsilcisi tarafından temyiz edilmiştir. Davacı vekili, dava dilekçesinde, davalının kiralananda kiracı olup, kira akdinin belediye encümeni kararı ile feshedildiğini, davalı hakkında kiralananı akde aykırı şekilde kullanması, burada amacına uygun çalışma yapılmaması ve kiralananın iki aydır kapalı tutulduğuna dair tespit yaptırıldığını, yapılan tespitte kiralananın bir, bir buçuk yıldır kapalı tutulduğunun, faaliyette bulunulmadığının tanık beyanıyla saptandığını, davalının bu tespite bir itirazının olmadığını, kiralananın boş ve kapalı tutulmasının akde aykırılık oluşturduğunu belirterek davalının kiralanandan tahliyesini talep etmiş, davalı temsilcisi ise, davayı kabul etmediklerini, kiralananı E......
Asıl ve birleşen dava, feshi ihbar sebebiyle kiralananın tahliyesi istemine ilişkindir....
Kira sözleşmesi davacı kiracı tarafından 14.04.2006 tarihli ihtarla feshedilip anahtarları 18.06.2013 tarihine kadar teslim edeceğini belirtmiş ise de, kiralananın kiracı tarafından boşaltılıp anahtarların davacıya teslim edildiğine ilişkin dosyada yazılı bir belge bulunmadığı gibi tahliye edilip anahtarların teslim edildiğine dair tarafların bir beyanına da rastlanılmamıştır.Depozito bedelinin iadesi için, kiralananın tahliyesi ve kiralananla birlikte teslim edilen demirbaşların da tam ve sağlam olarak teslim edilmesi gerekir.Kiralanan tahliye edilip anahtar usulüne uygun teslim edilmeden güvence parasının istenmesi mümkün değildir.O nedenle mahkemece kiralananın tahliye edilip edilmediği anahtarın teslim edilip edilmediği ve halen kiralananın davacı tarafından kullanılıp kullanmadığı üzerinde durularak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken bu hususlar üzerinde durulmadan yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmadığından hükmün bozulması gerekmiştir....
Davacı alacaklı kiralananın tahliye edilmediğini, anahtarın usulen teslim edilmediğini bildirmiştir. Kiralananın tahliye edilerek anahtarın davacıya teslim edildiği, kiracı tarafından ispat edilmelidir. Kiralananın davalı tarafından tahliye edildiğinin kabul edilebilmesi için, kiralananın boşaltılarak, anahtarın kiralayana usulüne uygun olarak teslim edilmesi zorunludur. Ne var ki davalı kiralananı tahliye ettiğini İ.İ.K’nun 269/c-1.maddesindeki belgelerden biri ile kanıtlayamamıştır. Davalı kiracının kira alacağına karşı çıkmaması ve tahliyeyi yazılı belge ile kanıtlayamamış olması karşısında mahkemece tahliyeye karar verilmesi gerekirken, dava konusu taşınmazın dava tarihinden önce tahliye edildiği gerekçesi ile istemin reddine karar verilmesi doğru değildir. Karar bu nedenle bozulmalıdır....
Davaya dayanak yapılan ve hükme esas alınan 20.06.2007 başlangıç tarihli ve bir yıl süreli kira sözleşmesi ile davacıya ait 186 ada 1 parselde bulunan 25 nolu bağımsız bölüm davalıya kiralanmış ise de dava konusu kiralananın davacı tarafından 28.05.2010 tarihinde dava dışı ...Şirketine ayni sermaye olarak konulmak suretiyle devir edildiği dosyada bulunan tapu kaydından anlaşılmıştır. Türk Borçlar Kanunu'nun 310. Maddesi gereğince kiralananın el değiştirmesi sebebiyle artık yeni malik olan şirket sözleşmenin tarafı haline gelmiştir. Bu durumda davacının kiralayan ve malik sıfatı sona ermiş olup mahkemece davacının dava açma hakkı bulunmadığından bahisle davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile istemin kabulüne karar verilmesi doğru değildir. Hüküm bu nedenle bozulmalıdır....
Dava, işyeri ihtiyacı sebebiyle kiralananın tahliyesi istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacılar dava dilekçesinde; davacılardan C.. Ü..'in ...'de ikamet etmekte olup işsiz olduğunu, herhangi bir sigortaya kaydının olmadığını, bu iş yerinde kendisinin hurdacılık yapmak suretiyle geçimini temin edeceğini, işlerini yürütmesi için kiralananın da bulunduğu Yerköy'e taşınacak olduğunu belirterek, kiralananın tahliyesini istemiş, davalı, davacıların gerçek niyetinin kiralananı satmak olduğunu, davacıların Kayseri'de ikamet ettikleri için kendi ihtiyaçlarında kullanmalarının söz konusu olmadığını, davacı C..’in hurdacılık yapmak üzere tahliye talep ettiğini ancak herhangi bir işyeri açma ruhsatı başvurusu veya vergi kaydı olmadığını, davacının talebinde samimiyetsiz olduğunu, belirterek davanın reddine karar verilmesini savunmuştur....