Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

. - K A R A R - Davacı vekili, müvekkili ile davalı şirket arasında 3 yıl süreli kira sözleşmesi imzalandığını, diğer davalının sözleşmenin kefili olduğunu, kiracı şirketin keşide ettiği 18.12.2007 tarihli ihtarnamesi ile kiralananı boşaltarak anahtarı bilahare teslim edeceğini bildirdiğini müvekkilinin bu ihtara karşı keşide ettiği 19.12.2007 günlü karşı ihtarname ile sözleşmenin devam ettiğini halen anahtarın da teslim edilmediğini bildirdiğini 2007 12. ay ile 2008 yılının 1.ayının kira bedelinin ödenmemiş olduğunu bu nedenle iki aylık kira bedeli için takip ettiğini, davalıların ise itiraz ettiğini belirterek itirazın iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalılar vekili, kira sözleşmesinin karşılıklı olarak sona erdirildiğini, anahtarın 24.12.2007 tarihinde teslim edildiğini bildirerek davanın reddine karar verilmesini istemiştir....

    Davacı bu davasında kiralana ruhsat verilmediğinden bahisle kiralananı çalıştıramamaktan dolayı maddi ve manevi tazminat isteminde bulunmuş; mahkemece kiralananın kapalı kaldığı 17.5.2005-28.9.2005 tarihleri arasındaki süre için 5.720 YTL tazminata hükmedilmiştir.Borçlar Kanunu’nun 249/1....

      O bakımdan kiralananı boşaltan kiracı, muaceliyet şartı nedeni ile bir yıllık kira parasından sorumlu tutulamaz. Kiralananın yeniden kiraya verilebileceği süre içerisindeki zarardan, (daha fazla bir zarar ispat edilmediği takdirde o sürenin kira parası kadar zarardan) sorumludur. Davalı kiralananın 27.11.2007 tarihinde davalı kiralananı 27.12.2007 tarihinde boşalttığını, kiraya verildiği tarihten sonraki kira parasından sorumlu olmayacağını savunmaktadır. Davacının bu savunması üzerinde de durularak gerekli inceleme ve araştırma yapılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir....

        Davacı vekili dava dilekçesinde, davalının 01.09.2005 başlangıç tarihli sözleşme ile müvekkiline ait taşınmazda kiracı olduğunu, davalının kiralananı 01.04.2010 tarihinde tahliye edeceğini taahhüt etmesi nedeniyle icra takibi yapıldığını, davalının tahliye emrine itiraz ettiğini belirterek itirazın iptali ve kiralananın tahliyesini istemiştir. Davalı vekili davanın reddini savunmuştur. 01.09.2005 başlangıç tarihli ve bir yıl süreli kira sözleşmesi konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmamaktadır. Davalı kiralananda oturmakta iken 15.02.2010 tarihinde düzenlenen taahhütname ile kiralananı 01.04.2010 tarihinde tahliye edeceğini taahhüt etmiştir. Taahhüt edilen tarihe göre yasal bir aylık süre içerisinde davacı tarafından icra takibi başlatılmış ve tahliye emrinin tebliği üzerine davalı vekili takibe itiraz ederek taahhütnamedeki imzanın müvekkiline ait olmadığını bildirmiş ve takip durmuştur....

          Kiralayan durumunda olmayan malik veya kiralananı sonradan iktisap eden yeni malikin önceden kiracıya ihbar göndererek, kira paralarının kendisine ödenmesini istemesi bu ihbarın sonuçsuz kalması halinde, yasal içerikli ihtarname tebliğ ettirmek suretiyle dava açması gerekir. Dava hakkına ilişkin bu husus mahkemece kendiliğinden gözönünde bulundurulmalıdır. Olayımıza gelince; davada dayanılan ve hükme esas alınan, 01.07.2005 başlangıç tarihli ve bir yıl süreli kira sözleşmesi konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmamaktadır. Davacı, dava konusu kiralananı 31.03.2010 tarihinde, eski malik ve kiralayan ...’den satın aldığını belirterek 26.04.2010 keşide, 28.04.2010 tebliğ tarihli ihtarname ile taşınmazda tadilat yapacağından, taşınmazın boşaltılmasını ihtar etmiş, ... 4....

            Davalı kira süresi dolmadan kiralananı tahliye ettiğinden kural olarak kira süresi sonuna kadar ki kira bedellerinden sorumlu ise de Borçlar Kanununun 98. maddesinin yollamasıyla uygulanması gereken aynı Yasanın 44. maddesi hükmüne göre davacı kiralayan zararın artmaması için taşınmazı aynı koşullarla başkasına kiralamak konusunda gerekli çabayı göstermek zorundadır. Bu sürenin bitiminden itibaren taşınmazların yeniden kiraya verilebileceği makul süreye kadar olan kira borcundan da sorumludur. Ancak, İİK.nun 67.maddesi uyarınca icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için davaya konu alacağın “likit” olması başka bir deyişle gerçek miktarının belli ve belirlenmek için bütün unsurlarının borçlu tarafından bilinebilecek nitelikte bulunması, hakimin takdirine bağlı olmaması gerekir....

              Davacı vekili, dava dilekçesinde; dava konusu taşınmazı 22.07.2011 tarihinde geniş bir tekstil mamulleri satış işi kurma düşüncesiyle bitişik taşınmazla birlikte satın aldığını ve süresi içinde davalıya tahliye istemli ihtar gönderdiğini, davalının 6 aylık süre sonunda kiralananı tahliye etmediğini belirterek, iktisap ve ihtiyaç nedeni ile davalının kiralanandan tahliyesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili, kiralananı kahvehane olarak kullandığını, bulunduğu konum itibariyle taşınmazda hem üretim hem de satış işi yapılmasının mümkün olmadığını, davacının kötü niyetli olup ihtiyacın samimi olmadığını bildirerek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, tahliye isteminin kabulüne karar verilmiştir. İhtiyaç iddiasına dayalı davalarda tahliyeye karar verilebilmesi için ihtiyacın gerçek, samimi ve zorunlu olduğunun kanıtlanması gerekir....

                Davalı davacının kiracısı olmadığını, 01.09.2004 başlangıç tarihli 5 yıl süreli kira sözleşmesi uyarınca kiralananı ..."dan kiraladığını ve kira bedellerini kiraya veren ...'a ödediğini savunmuştur. Davacı dava konusu taşınmazı 29.04.2008 tarihinde önceki maliklerden satın almıştır. Yeni malik davacı kiralananı satın aldıktan sonra kira bedellerinin kendisine ödenmesini isteme hakkına sahiptir. Mahkemece savunma doğrultusunda araştırma yapılarak davacı-alacaklı tarafından istenen kira bedellerinin, kiraya veren İbrahim Aslan"a ödendiği kanıtlanamadığı takdirde davanın alacak yönünden kabulü gerekirken yazılı gerekçe ile red kararı verilmesi doğru değildir. Hüküm bu nedenle bozulmalıdır....

                  Kiralananın tahliye edildiğinin (kiracının kiralananı iade borcunu yerine getirdiğinin) kabul edilebilmesi için, kiralananın fiilen boşaltılması yeterli değildir. Anahtarın da kiralayana teslim edilmesi gerekir. Kiracının bildirdiği tahliye tarihinin kiralayan tarafından kabul edilmemesi; başka bir ifadeyle, tahliye tarihinin taraflar arasında çekişmeli olması halinde; kiralananın fiilen boşaltıldığını ve anahtarın teslim edildiğini, böylece kira ilişkisinin kendisince ileri sürülen tarihte hukuken sona erdirildiğini kanıtlama yükümlülüğü, kiracıya aittir. Kiracı, kiralananı kendisinin ileri sürdüğü tarihte tahliye ettiğini ispatlayamazsa, kiralayanın bildirdiği tahliye tarihine itibar olunmalıdır. Bu durumda; dava dilekçesi ekli duruşma gününü bildirir davetiyede yer alan tebliğ şerhi gereğince kiralananın tahliye edildiği kabul edilemez....

                    -TL peşin olarak ödediği halde kiralananın davalının borcundan dolayı satılması sebebiyle kiralananı tahliye ettiğini, peşin ödediği kira bedelinin tahsili amacıyla başlatılan takibe davalının haksız olarak itiraz ettiğini belirterek itirazın iptalini, takibin devamını ve davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesini istemiştir.Davalı, davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir. 1-) Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının sair temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2-) Somut olayda; Davacı ile davalı arasında 01.07.2014 başlangıç tarihli, iki yıl süreli yıllık 15.000.-TL bedelli kira sözleşmesi imzalandığı ve kira bedelinin peşin ödendiği hususu ihtilafsızdır....

                      UYAP Entegrasyonu