sunmadığını, davacı şirket ve ortaklarının kendilerine sıfır durumda, eksiksiz ve tam teslim edilmiş kiralananı onsekiz yıl kullandıklarını savunarak, davanın reddini ve lehlerine kötü niyet tazminatına hükmedilmesini istemişlerdir....
Kiralananın tahliye edildiğinin (kiracının kiralananı iade borcunu yerine getirdiğinin) kabul edilebilmesi için, kiralananın fiilen boşaltılması yeterli değildir. Anahtarın da kiralayana teslim edilmesi gerekir. Kiracının bildirdiği tahliye tarihinin kiralayan tarafından kabul edilmemesi; başka bir ifadeyle, tahliye tarihinin taraflar arasında çekişmeli olması halinde; kiralananın fiilen boşaltıldığını ve anahtarın teslim edildiğini, böylece kira ilişkisinin kendisince ileri sürülen tarihte hukuken sona erdirildiğini kanıtlama yükümlülüğü, kiracıya aittir. Kiracı, kiralananı kendisinin ileri sürdüğü tarihte tahliye ettiğini ispatlayamazsa, kiralayanın bildirdiği tahliye tarihine itibar olunmalıdır....
Kira sözleşmesinin hususi şartlar 3. maddesinde “Mal sahibi kiracıya kesinlikle müdahale etmeyecek, kiracıya gerekli tadilat yapmaya izin verilmiştir.” 4. maddesinde “ Kiracı kiralana yerin elektrik tesisatında tamirat ve tadilat yapabilir.” 9. maddesinde “Sözleşme bitiminde taraflar anlaşamayıp kiracının kiralanan mülkten ayrılması durumunda yapılan tadilat masrafları mülk sahibinden ücret talep edilmeyecek ve yapılan işin malzemeleri mülk sahibine bırakılacaktır.” 10. maddesinde “Bu kira sözleşmesi 10 maddeden ibaret olup daha önceden yapılan sözleşmeleri geçersiz kılar.” düzenlemesi getirilmiştir. Davalı kiraya verenin, kiralananı sözleşmeyle amaçlanan kullanım şekline uygun olarak davacı kiracıya teslim ettiği, yirmi yıllık sözleşme süresi bitmeden dava dışı kurum tarafından 6036 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun kapsamında kiralananın tahliye edildiği ve yıkıldığı sabittir....
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı idare tarafından; söz konusu işyerinde denetimde, pavyon ruhsatı bulunmamasına rağmen konsomatris çalıştırıldığı tespit edildiğinden bahisle konsomasyon faaliyetlerine son verilmesi, ruhsatta belirtilen amaç dışında faaliyet göstermemesi, aksi takdirde işyeri açma ve çalışma ruhsatının iptal edileceğinin davacıya tebliğ edildiği; ancak 10/05/2014 tarihinde yapılan denetimde de aynı durumun tespit edilmesi üzerine, pavyon ruhsatı bulunmamasına rağmen konsomatris çalıştırılmak suretiyle amaç dışı faaliyet göstermeye devam ettiğinden bahisle içkili istirahat ve eğlence yeri işletme izin belgesinin iptal edildiği; pavyon ruhsatı olmadığı halde konsomatris çalıştıran işyerine ait çalışma ruhsatının, 2559 sayılı Kanun'un 7. maddesi doğrultusunda iptal edilebileceği ileri sürülerek Mahkeme kararının bozulması istenilmektedir. KARŞI TARAFIN CEVABI : Cevap verilmemiştir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Y A R G I T A Y K A R A R I Dava, kiralayan ile kiracı arasında, kiracının sözleşmeye aykırılıklarından kaynaklanan kiralananı eski hale getirme bedelinin tahsiline yöneliktir. Davanın bu niteliğine göre, inceleme görevi Yargıtay 6.Hukuk Dairesinindir. Bu itibarla dosyanın gerekli inceleme yapılmak üzere Yüksek 6.Hukuk Dairesine gönderilmesine, 15.11.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Kiraya verenin asli edim yükümü, kiralananı kira süresince kiracının kullanımına hazır bulundurması olup bu husus, somut olayda uygulanması gereken 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun (BK) 249. maddesinde [6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu (TBK) m. 301] “Mucir, mecuru akitten maksut olan kullanmağa salih bir hâlde müstecire teslim etmek ve icar müddeti zarfında bu hâlde bulundurmak ile mükelleftir” şeklinde düzenlenmiştir. Kiracının asli edim yükümü ise kira bedelinin ödenmesidir (TBK m. 313). 15. Kiracı bunun dışında kiralananı sözleşmeye uygun kullanma borcu altındadır. 16. Zira kiracı kiralananı kullanma hakkına sahip ise de bu hak mutlak ve sınırsız değildir (Yavuz, Nihat: Türk Kira Hukuku, Ankara 2003, s. 1124)....
Davacının yıllık izin alacağı ile ilgili olarak 2016 yılı Nisan ayı maaş bordrosunda mevcut yıllık izin tahakkuku talep edilmiş olduğu görülmüş olup iş akdinin feshinden sonra banka özetinin incelenmesinde yıllık izin ücretine ilişkin ödemeye rastlanmadığından bordro tahakkuku tutarında yıllık izin ücret alacağı bulunduğu yönünde kanaate varılmıştır. Ayrıca dava açıldıktan sonra ödeme yapılması nedeniyle bir kısım miktarın konusuz kaldığı anlaşılmış bu miktar için davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir. 6100 sayılı H.M.K.nın 331/1 maddesinde; "Davanın konusuz kalması sebebiyle davanın esası hakkında bir karar verilmesine gerek bulunmayan hâllerde, hâkim, davanın açıldığı tarihteki tarafların haklılık durumuna göre yargılama giderlerini takdir ve hükmeder" düzenlemesi bulunmaktadır....
Davacı kiracı vekili dava dilekçesinde; Davalının kiralananın kullanılmasına izin vermediğini, bu sebeple kiralananı çalıştıramadığını, belirterek borçlu olmadığının tespitine ve teminat karşılığında icra takibinde vezneye yatırılan paranın davalıya ödenmemesi için ihtiyati tedbir kararı verilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili ise 5 m2 lik çay ocağı ve bahçenin 2886 sayılı yasanın 51/g maddesi gereğince pazarlık usulüyle yapılan ihalesine davacının katıldığını, 110.-TL bedelle ihalenin davalının uhdesinde kaldığını, davalının kiralanan alan dışında kalan kısımda faaliyet göstermek istediğinde davalı idarenin yazı ile kiralanan alanda faaliyetine devam etmesini bildirdiğini, davalının kiralananı kullandığını ve işlettiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini savunmuştur....
yol göstermeye yarayacak danışmanlık tedbirinin, aynı Kanunun 6/1. maddesi gereğince kendiliğinden sona ereceği 18 yaşını dolduruncaya kadar uygulanmasına; 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunu'nun 7/4. maddesi gereğince denetim altına alınmasına ilişkin hüküm, suça sürüklenen çocuk müdafii tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü: 5395 sayılı Kanunun 5/1-a maddesi gereğince verilen tedbir kararının aynı Kanunun 14. maddesi gereğince itiraza tabi olması nedeniyle temyiz incelemesine yer olmadığına, gereğinin merciince yerine getirilmesi için dosyanın mahalline iade edilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 21/02/2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Borçlar Kanununun 256.maddesi hükmüne göre kiracı kiralananı, kira süresi boyunca tam bir ihtimam dairesinde kullanmak ve sözleşme sonunda aldığı hali ile iade etmek durumundadır. Kiralananın kötü (hor) kullanılması nedeniyle uğradığı zarar için kiralayan, giderim isteminde bulunabilir. Hasar miktarının tespiti bilirkişi incelemesini gerektirmekte olup, tek yanlı yapılan ve itiraza uğrayan delil tespitine ilişkin bilirkişi raporu hükme esas alınamaz. Somut olayda; Taraflar arasında 12.06.2009 başlangıç tarihli ve 1 yıl süreli kira sözleşmesi düzenlendiği,davalının taşınmazı tahliye edip anahtarı 25.10.2010 tarihli ... 2.Noterliğinin düzenleme şeklinde emanet tespit tutanağı ile notere teslim edildiği hususlarında uyuşmazlık bulunmamaktadır....