Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Bu durumda, mahkemece elektrik bedeline ilişkin talebin kabulüne karar verilmesi gerekirken, bu husus göz ardı edilerek reddine karar verilmesi doğru değildir. 3-Davacı- karşı davalının yoksun kaldığı kâra ilişkin temyiz itirazına gelince: davacı dava konusu kiralananı oto yıkama amacı ile kiralamıştır. Sözleşmenin özel şartlarında su parasının kira bedeline dahil olduğu kararlaştırılmıştır. Borçlar kanunu 250. Maddesi hükmü uyarınca kiralayan kiralananı kira müddeti devam ettiği sürece akitte amaçlanan biçimde kullanılmak üzere hazır bulundurmakla yükümlüdür. Oysa davalının oto yıkama işi için kiralanan dükkanda en önemli unsur olan ve kira bedeline dahil olarak kararlaştırılan suyun kesilmesi ile bu yükümlülüklerini yerine getirmediği anlaşılmıştır. Bu durumda davacı, kural olarak suyun kesilmesinden tahliye tarihine kadar gerçekleşmesi beklenen kârdan yoksun kalma nedeniyle tazminat isteyebilir....

    Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir. 6098 Sayılı T.B.K.nun 316. maddesi hükmü uyarınca kiracı kiralananı tam bir özenle kullanmak ve aynı kanunun 334. maddesi gereğince sözleşme sonunda aldığı hali ile kiraya verene teslim etmekle yükümlüdür. Ancak kiracı sözleşmeye uygun olağan kullanma dolayısıyla oluşan eskime ve bozulmalardan sorumlu olmayıp münhasıran kötü kullanım nedeniyle oluşan zarar ve hasardan sorumludur. Davalının kiralananı kullandığı süre ve kullanma amacı gözetildiğinde olağan kullanımdan kaynaklanan yıpranma ve eskimelerin olacağı kuşkusuzdur. Hasar miktarının tespiti bilirkişi incelemesini gerektirmekte olup, tek yanlı yapılan ve itiraza uğrayan delil tespitine ilişkin bilirkişi raporu hükme esas alınamaz....

      Tic.Ltd.Şti. kiralananı 24/05/2013 tarihinde satın almış olup kiralananı olduğu haliyle görerek satın almıştır. Adı geçen davalı yönünden davanın husumetten reddine karar verilmesi gerekirken esastan red kararı verilmesi doğru değildir. 3-)Davacının yapmış olduğu faydalı ve zorunlu masraflara ilişkin temyiz itirazlarına gelince; Davacı kiracı kiralanana yaptığı faydalı ve zorunlu giderlerden alıp götürülmesi mümkün olmayan ve davalı kiraya veren tarafından benimsenenlerin yapıldıkları tarihler itibariyle bedellerini vekaletsiz iş görme hükümlerine göre isteyebilir. Yargıtay’ın yerleşik uygulamaları, kiracının kiralanana yaptığı faydalı ve zorunlu masrafların yapıldığı tarih itibariyle belirlenecek değerinden yıpranma payı düşülmek suretiyle elde edilecek değeri isteme hakkı olduğu yönündedir. Kural olarak bu gibi zorunlu ve faydalı masrafların kira sözleşmesinin başlangıcında yapılmış olduğu kabul edilmektedir....

        Kiralananın tahliye edildiğinin (kiracının kiralananı iade borcunu yerine getirdiğinin) kabul edilebilmesi için, kiralananın fiilen boşaltılması yeterli değildir. Anahtarın da kiralayana teslim edilmesi gerekir. Kiracının bildirdiği tahliye tarihinin kiralayan tarafından kabul edilmemesi; başka bir ifadeyle, tahliye tarihinin taraflar arasında çekişmeli olması halinde; kiralananın fiilen boşaltıldığını ve anahtarın teslim edildiğini, böylece kira ilişkisinin kendisince ileri sürülen tarihte hukuken sona erdirildiğini kanıtlama yükümlülüğü, kiracıya aittir. Kiracı, kiralananı kendisinin ileri sürdüğü tarihte tahliye ettiğini ispatlayamazsa, kiralayanın bildirdiği tahliye tarihine itibar olunmalıdır. .......

          Bu itibarla, Mahkemece öncelikle tahliye/anahtar teslim tarihinin usulüne uygun şekilde tespiti gerekmektedir.Taraflar arasındaki 15.10.2011 başlangıç tarihli 1 yıl süreli kira sözleşmesinin özel şartlar 9. maddesinde kiracının, kiralananı tahliye etmek istediğinde mal sahibine en az 30 gün öncesinden ulaşacak şekilde bildirmeyi taahhüt ettiği düzenlenmiştir. Davalı, kiralananı, ihbar koşuluna uymadan tahliye ettiğine göre bu durumda mahkemece yeniden kiraya vermek için gereken makul süre 30 gün kabul edilerek tespit edilecek tahliye tarihine kadar ödenmeyen aidat alacağı ile tahliye tarihinden itibaren 30 günlük makul süreye ilişkin aidat bedeli üzerinden, cevaba cevap dilekçesinde dahi hor kullanma alacağından bahsedilmediği anlaşıldığından, depozito miktarı mahsup edilmek suretiyle sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde ve takas mahsup def'i reddedilerek karar verilmesi doğru değildir.Hüküm, bu nedenle bozulmalıdır....

            Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir. 1-) Kiraya veren, kiralananı sözleşmenin amacına uygun surette kullanmaya ve işletmeye elverişli bir şekilde teslime ve kira süresince de kiralananı bu halde tutmaya mecburdur. Eş söyleyişle, kira sözleşmeleri iki taraflı borç doğuran ivazlı sözleşmelerdendir. O nedenle kiraya veren davacı, kiralananı da başlangıçtan itibaren sözleşmeden maksut kullanmaya salih bir halde, her türlü ayıptan salim olarak kiracıya teslim ve sözleşmenin devamı süresince de bu amacı sağlamak zorundadır (TBK. m. 301). Çünkü buradaki ifa; borçlanılan edimin kural olarak borçlu tarafından belirli bir yer ve zaman içinde ve sözleşmenin kaynağındaki esaslar altında yerine getirilmek suretiyle borçlunun borcundan kurtulmasını sağlayan eylem ve davranıştır....

              TBK'un 322. maddesine göre Alt kira, konut ve çatılı iş yeri kiralarında kiraya verenin yazılı izni ile kiracının kiralananı 3. bir kişiye kiralaması olarak tanımlanabilir. Kiracılığın devri ise TBK'un 323. maddesi uyarınca kiraya veren, kiracı ve kiralananı devralan üçüncü kişi arasında yapılan bir sözleşmedir. Bu devir sözleşmesi birlikte yapılabileceği gibi kiracı ile 3.kişinin anlaşmalarına kiraya verenin muvafakat vermesi ile de gerçekleşebilir. Kiracılığın devrinde ilk kiracı devreden çıkar ilk kiracının tüm hak ve yükümlülükleri devralan kiracıya geçer, devralan kiracı kiraya verene karşı sorumlu olur. Somut olayda; Davacının dayandığı ve dava konusu taşınmaza ait kira sözleşmesi 05.07.2010 başlangıç tarihli ve bir yıl süreli olup, kiraya veren davacılar ile kiracı dava dışı ...arasında düzenlenmiştir. Sözleşmenin hususi şartlar 5....

                ye devredildiği ve kira bedellerinin şirket tarafından ödendiği, davacının da kira bedellerini aldığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.TBK'un 322. maddesine göre Alt kira, konut ve çatılı iş yeri kiralarında kiraya verenin yazılı izni ile kiracının kiralananı 3. bir kişiye kiralaması olarak tanımlanabilir. Kiracılığın devri ise TBK'un 323. maddesi uyarınca kiraya veren, kiracı ve kiralananı devralan üçüncü kişi arasında yapılan bir sözleşmedir. Bu devir sözleşmesi birlikte yapılabileceği gibi kiracı ile 3.kişinin anlaşmalarına kiraya verenin muvafakat vermesi ile de gerçekleşebilir. Kiracılığın devrinde ilk kiracı devreden çıkar ilk kiracının tüm hak ve yükümlülükleri devralan kiracıya geçer, devralan kiracı kiraya verene karşı sorumlu olur.Somut olayda; Davacı ile ... arasında yapılan kira sözleşmesinin kiracı davalıya 2011 Aralık ayında devredildiği ve kiralananın dükkan olduğu hususlarında uyuşmazlık bulunmamaktadır....

                  Burada kiralananı iktisap eden kişiye dava açma süresi açısından iki imkan tanınmıştır. Bunlardan birini seçmek taşınmazı yeni iktisap eden kişiye aittir. Ancak davacı seçimlik hakkını Türk Borçlar Kanunun 351/1 maddesi yönünde kullanıp bu şekilde davalıya ihtarname keşide ettikten sonra bu iradesinden dönemez. Zira bu yönde iradesini kullanmakla davalıya altı (6) ay oturma hakkı tanımış demektir. Olayımıza gelince; davacı, davalının önceki malik ile düzenlediği 01/05/2013 başlangıç tarihli ve bir yıl süreli kira sözleşmesi ile kiracı olduğu taşınmazı 21/11/2014 tarihinde satın aldıktan sonra, ... Noterliği vasıtası ile 28/11/2014 tarihinde davalıya ihtarname keşide ederek “kiralananı işyeri ihtiyacı nedeniyle satın aldığını, bu itibarla iktisaptan itibaren altı ay içinde boşaltılmasını aksi halde 6 aylık yasal sürenin bitiminden sonra Türk Borçlar Kanunu hükümleri uyarınca muhatap hakkında yeni iktisap ve ihtiyaç nedeniyle tahliye davası açılacağını” bildirmiştir....

                    (BK 256) maddesi hükmü uyarınca kiracı kiralananı tam bir özenle kullanmak ve aynı Kanunun 334. (BK 266) maddesi gereğince sözleşme sonunda aldığı hali ile kiralayana teslim etmekle yükümlüdür. Ancak kiracı sözleşmeye uygun kullanma dolayısıyla oluşan eskime ve bozulmalardan sorumlu olmayıp münhasıran kötü kullanım nedeniyle oluşan zarar ve hasardan sorumludur. Davacının kiralananı kullandığı süre ve kullanma amacı gözetildiğinde olağan kullanımdan kaynaklanan yıpranma ve eskimelerin olacağı kuşkusuzdur. Taraflar arasında 01.04.2010 başlangıç tarihli 1 yıl süreli kira sözleşmesi imzalandığı hususunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Davacı tarafından ... 1. Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 2011/90 D.İş sayılı tespit dosyasında, kurum tarafından kullanılan katlarda meydana gelen hasarın tespit tarihi itibariyle piyasa değeri 10.000.-TL olarak belirlenmiştir. Davalı, tespit bilirkişi raporuna itiraz etmiştir....

                      UYAP Entegrasyonu