Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davalı kiracının kira süresi bitmeden kiralananı 15.4.2008 tarihinde tahliye etmesi, sözleşmenin hukuken feshedilmiş olduğu anlamına gelmez. Kural olarak davalı kiracı sözleşme ile bağlıdır ve kira parasından sorumludur. Davalının kiralananı ... taraflı olarak tahliye etmesi haklı fesih değil, sözleşmeye aykırı davranış sayılır ve kiralayanın bu yüzden uğradığı zararı tazmin ile sorumludur. Ancak bu durumda davacı kiralayanın da zararın artmasına sebebiyet vermemesi gerekir. Davacının davalı tarafından kiralananı tahliye ettiğini öğrendiği tarihten itibaren BK'nun 98.maddesi ile 44.maddesi gereğince zararın artmaması için gerekli çabayı göstermek zorundadır....

    Davacı vekili, dava dilekçesinde; davalının kiralananı 2010 yılının Ağustos ayı sonu itibariyle erken tahliye ettiğini, kira, yakıt ve aidat alacağını ödemediğini, alacağın tahsili için başlatılan icra takibine haksız yere itiraz ettiğini belirterek itirazın iptaline karar verilmesini istemiştir. Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile 3.262,00 TL alacak yönünden itirazın iptaline karar verilmiştir. 1-Dosya kapsamına, toplanan delillere, mevcut deliller mahkemece takdir edilerek karar verilmiş olmasına ve takdirde de bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir. 2-Davacı vekilinin yakıt alacağına ilişkin temyiz itirazlarına gelince; Taraflar arasında 15.05.2010 başlangıç tarihli ve 1 yıl süreli kira sözleşmesinin varlığı hususunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Davalı kiracının 2010 yılının Ağustos ayında kiralananı tahliye ettiği tarafların kabulündedir....

      Kiralananın tahliye edildiğinin (kiracının kiralananı iade borcunu yerine getirdiğinin) kabul edilebilmesi için kiralananın fiilen boşaltılması yeterli değildir. Anahtarın da kiralayana teslim edilmesi gerekir. Anahtar teslimini ispat yükü kiracıdadır. Davalı borçlu her ne kadar kiralananı boşalttığını ve kira yardımı alındığını iddia etmiş ise de kiralananı tahliye ettiğini yazılı belge ile kanıtlayamamıştır. Dosya içeriğinde kiralananın yıkıldığına ve yok edildiğine ilişkin bir belge de yer almamaktadır. Mahkemece anılan hususta davalı borçluya delillerini bildirme imkanı tanınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi doğru değildir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenle, davacı alacaklılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün İİK’nun 366. ve 6100 sayılı HMK’nun Geçici 3. maddesinin yollamasıyla 1086 sayılı HUMK’nun 428. Maddesi uyarınca BOZULMASINA; taraflarca İİK’nun 366/3....

        Davalı kiracı, kiralananı 18.10.2009 tarihinde tahliye ve teslim ettiğini bildirmiş, davacı ise gerek takip talepnamesinde gerekse dava dilekçesinde davalının sözleşme süresinden önce 2009 yılının Ekim ayında kiralananı tahliye ettiğini belirtmiştir. Bu durumda kiralananın davalı kiracı tarafından tahliye edilip anahtarın teslim edildiği hususunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmamaktadır. Uyuşmazlık, kiralananın aynı şartlarda ne kadar süre içerisinden yeniden kiraya verilebileceği konusundadır. Bilirkişi tarafından bu süre iki ay olarak tespit edilmiş ise de, aynı bilirkişi 05.03.2012 tarihli ek raporunda davalının, anahtar teslimini kanıtlayamadığından dönem sonuna kadar olan kira bedeli ve giderlerden sorumlu olduğunu belirtmiştir....

          Borçlar Kanunu'nun 256.maddesi hükmüne göre kiracı kiralananı özen göstererek kullanmakla yükümlüdür. Yine Borçlar Kanunu'nun 266/1.maddesi gereğince kiracı kiralananı ne halde teslim almış ise kira süresinin sonunda aynı halde geri vermekle yükümlüdür. Kira sözleşmesinde kiralananın niteliklerine ilişkin bir açıklamaya yer verilmemiş ise de, Borçlar Kanunu 266/3.maddesi uyarınca kiracının kiralananı iyi halde teslim aldığı asıldır....

            a kiralandığını kira sözleşmesinin özel şartlar 1.maddesinde " kiracının kiralananı kısmen veya tamamen ciro edemeyeceği, bir başkasının istifadesine sunamayacağı" kararlaştırılmasına rağmen davalının kiralananı kendisi kullanmayarak çalışanlarının istifadesine sunduğunu ve yaklaşık on kişinin kiralananda kaldığını belirterek akde aykırılık nedeniyle kiralananın tahliyesini istemiştir. Davacı vekili birleşen dava dilekçesinde ise davalı ... ile yapılan kira sözleşmesinin ikinci suretine ...'ın isminin altına kiracının eski sahibi olduğu ... 'nin kaşesinin basıldığını ve böylece şirketin de sözleşmenin taraf haline getirildiğinden bahisle davalı şirketinde akde aykırılık nedeniyle kiralanandan tahliyesini istemiştir....

              Davalı vekili, müvekkilinin kiralananda uzun süredir aylık 80 YTL bedelle kiracı olduğunu, borçlarını eksiksiz olarak yerine getirdiğini, davacıya hakaret ve iftira ettiği iddialarının ve akde aykırılık iddiasının doğru olmadığını, kiralananı konut olarak kullandığını, öte yandan akde aykırılık sebebiyle dava açılabilmesi için öncelikle eski hale getirme ve akde aykırılığı giderme konusunda ihtarname gönderilmesi gerektiğini, davacının bu dava şartına uymadığı gibi, davanın da süresinde açılmadığını belirterek, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur. Borçlar Kanunu'nun 256. maddesi hükmü uyarınca kiracı kiralananı kira süresi boyunca tam bir ihtimam dairesinde kullanmak zorundadır....

                Kira ilişkisi sırasında davalı 02.10.2006 tarihinde verdiği adi yazılı tahliye taahhüdü ile kiralananı 30.01.2007 tarihinde tahliye etmeyi taahhüt etmiş, bu taahhüt üzerine davacılar da 03.10.2006 tarihli kira alacağından feragat taahhütnamesi ile davalının kiralananı 30.01.2007 tarihinde tahliye etmesi halinde 30.01.2007 tarihine kadar kira alacaklarından feragat edeceklerini taahhüt etmişlerdir. Ne var ki davalı taahhüt ettiği tarihte kiralananı boşaltmamıştır. Kiralananın halen davalının kullanımında olduğu davacılar tarafından ... Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2007 / 6-6 D. İş sayılı dosyası ile tespit ettirildikten sonra davalı hakkında taahhüt nedeniyle kiralananın tahliyesi için ... İcra Müdürlüğü’nün 2007 / 407 sayılı dosyası ile icra takibi yapılmış ve bu takip itiraz edilmeksizin kesinleşmiştir. Kiralanan 18.05.2007 tarihinde davacılara teslim edilmiştir....

                  Çünkü kiralananı geri verme borcuna aykırı davranıldığı bu aşamada ileri sürülemez. Gerçekten Borçlar Kanunu’nun 266. maddesi hükmüne göre kiralanan ne durumda teslim alınmış ise kiranın bitiminde o durumda ve yöresel adete göre geri verilmelidir. Kira sözleşmesi sona ermediğinden kiralananı geri verme borcu henüz doğmamıştır. Kiranın bitiminde değişiklikler giderilmeksizin kiralananın iade edilmesinin söz konusu olması halinde tazminat sorumluğu doğacağından mahkemece tazminat isteminin reddine karar verilmesi gerekirken, tazminat isteminin de kabul edilmesi doğru görülmediğinden kararın tazminata ilişkin olarak bozulması gerekmiştir. SONUÇ....

                    Davalı; davacının kiralananı süre bitiminde derhal tahliye etmesi gerekirken etmediğini, sözleşmede kira süresinin sonundan tahliye tarihine kadar geçen her gün için cari yıl kira bedelinin %1’i oranında ceza ödeneceğinin kararlaştırıldığını savunarak, davanın reddini istemiştir....

                      UYAP Entegrasyonu