Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkeme; davacının ıslah dilekçesi doğrultusunda davanın kabulü ile 21.226 TL nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir. 1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere, özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının sair temyiz itirazları yerinde değildir. 2- Davalının kira alacağı, kömür parası ve yakma ücretine ilişkin temyizinde; taraflar arasında düzenlenen 15.04.2009 başlangıç tarihli sözleşmede kiracının kiralananı tahliye etmek isterse 1 ay önceden haber vermek zorunda olduğu kararlaştırılmış olup bu şart geçerlidir ve davalı kiracıyı bağlar. Ancak ne var ki davalı kiracı herhangi bir ihtarda bulunmadan kiralananı kira süresinin bitiminden önce tahliye etmiştir. Kiralananın belirtilen tarihte tahliye edip anahtarını usulüne uygun olarak kiraya verene teslim ettiğini ispat yükü kiracıya aittir....

    Davacılar vekili, dava dilekçesinde, davalının müvekkillerine ait taşınmazda 1.6.1988 başlangıç tarihli sözleşme ile kiracı olduğunu, dava konusu yerin koruma altında olup tarihi eser niteliğinde olduğunu, davalının Tabiat ve Kültür Varlıklarını Korumu Kurulun'dan izin almadan taşınmazın tarihi nitelikteki kapı ve vitrinini değiştirdiğini, zemin, bodrum ve giriş katın döşeme kaplamasının üzerini fayansla kapladığını ve sıva tamiratı yapmak suretiyle taşınmazın tarihi özelliğini bozduğunu, 29.5.2007 tarihli eski hale getirme ihtarnamesi ile taşınmazın önceki haline getirilmesini istediklerini ancak davalının taşınmazı eski haline getirmediğini, izin alınmadan taşınmazda tadilat yapılması nedeniyle müvekkilleri ile davalı ve davalının eşi hakkında soruşturma yapıldığını ve soruşturma sonunda davalının eşi hakkında 2863 Sayılı Yasaya muhalefetten dolayı ceza davası açıldığını ileri sürerek akde aykırılık nedeniyle kiralananın tahliyesini istemiştir....

      Davacılar vekili, dava dilekçesinde, davalının müvekkillerine ait taşınmazda 1.6.1988 başlangıç tarihli sözleşme ile kiracı olduğunu, dava konusu yerin koruma altında olup tarihi eser niteliğinde olduğunu, davalının Tabiat ve Kültür Varlıklarını Korumu Kurulun'dan izin almadan taşınmazın tarihi nitelikteki kapı ve vitrinini değiştirdiğini, zemin, bodrum ve giriş katın döşeme kaplamasının üzerini fayansla kapladığını ve sıva tamiratı yapmak suretiyle taşınmazın tarihi özelliğini bozduğunu, 29.5.2007 tarihli eski hale getirme ihtarnamesi ile taşınmazın önceki haline getirilmesini istediklerini ancak davalının taşınmazı eski haline getirmediğini, izin alınmadan taşınmazda tadilat yapılması nedeniyle müvekkilleri ile davalı ve davalının eşi hakkında soruşturma yapıldığını ve soruşturma sonunda davalının eşi hakkında 2863 Sayılı Yasaya muhalefetten dolayı ceza davası açıldığını ileri sürerek akde aykırılık nedeniyle kiralananın tahliyesini istemiştir....

        İşveren yıllık izinlerin kullandırıldığını imzalı izin defteri veya eşdeğer bir belge ile kanıtlamalıdır. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 31. maddesinde, hakimin davayı aydınlatma ödevi düzenlenmiş olup, madde uyarınca, hakim uyuşmazlığın aydınlatılmasının zorunlu kıldığı durumlarda, maddi veya hukuki açıdan belirsiz yahut çelişkili gördüğü hususlar hakkında, taraflara açıklama yaptırabileceği, soru sorabileceği ve delil gösterilmesini isteyebileceği düzenlenmiştir. Somut uyuşmazlıkta, davalıya ait işyerinde 14 yıl 2 ay 14 gün çalışması bulunan davacının çalışma süresi boyunca hiç izin kullanmadığı kabulüne göre yıllık ücretli izin karşılığı alacak hesabı yapılmıştır....

          İşveren yıllık izinlerin kullandırıldığını imzalı izin defteri veya eşdeğer bir belge ile kanıtlamalıdır. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 31. maddesinde, hakimin davayı aydınlatma ödevi düzenlenmiş olup, madde uyarınca, hakim uyuşmazlığın aydınlatılmasının zorunlu kıldığı durumlarda, maddi veya hukuki açıdan belirsiz yahut çelişkili gördüğü hususlar hakkında, taraflara açıklama yaptırabileceği, soru sorabileceği ve delil gösterilmesini isteyebileceği düzenlenmiştir. Somut uyuşmazlıkta, davalıya ait işyerinde 14 yıl 2 ay 14 gün çalışması bulunan davacının çalışma süresi boyunca hiç izin kullanmadığı kabulüne göre yıllık ücretli izin karşılığı alacak hesabı yapılmıştır....

            KARAR Davacı, davalı Rektörlüğe ait ve kullanım hakkı davalı Vakıfa verilen göleti 3 yıllığına kiralayıp lokanta vs. tesis yaptığını, davalı Rektörlük tarafından tesislere giden yolların bariyerle kapatılarak müşteri geçişine izin verilmediğinden tesisi kullanamaz hale geldiğini ileri sürerek, şimdilik 5500 YTL. tazminatın faizi ile ödetilmesini istemiştir. Davalılar, davanın reddini dilemişlerdir....

              KARAR Davacı, davalı Rektörlüğe ait ve kullanım hakkı davalı Vakıfa verilen göleti 3 yıllığına kiralayıp lokanta vs. tesis yaptığını, davalı Rektörlük tarafından tesislere giden yolların bariyerle kapatılarak müşteri geçişine izin verilmediğinden tesisi kullanamaz hale geldiğini ileri sürerek, şimdilik 5500 YTL. tazminatın faizi ile ödetilmesini istemiştir. Davalılar, davanın reddini dilemişlerdir....

                nun 266. maddesi hükmü uyarınca davalı kiracı kiralananı teslim aldığı şekilde geri vermekle yükümlüdür. Kiracının bu sorumluluğu kira sözleşmesinden doğan bir sorumluluktur. Yine, taraflar arasındaki kira sözleşmesinin 8. maddesinde;”kiracı mecurda yapacağı ilave inşaatlar için kiralayanın yazılı rıza ve iznini alacaktır...” düzenlemesi bulunmaktadır. Buna göre davalı kiracı değişiklikler için işyeri sahibinden yazılı izin aldığını ispat edemediğine göre mecuru eski haline getirmekle yükümlüdür. O halde mahkemece, kiraya verilen yerde davacı kiralayanın yazılı izni alınmaksızın yapıldığı saptanan projeye aykırı değişikliklerin eski hale getirilmesi için gereken miktar üzerinden davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken itibar edilmeyen gerekçelerle yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir....

                  BK.m.274 f.1 hükmü “kiracı, kendi kusurundan yahut şahsında hadis olan bir arızadan dolayı kiralananı kullanamadığı yahut mahdut surette kullandığı takdirde; kiralayan, kiralananı akit dairesinde kullanmaya hazır bulundurmuş oldukça kiracı, kiranın tamamını vermekle mükellef olur” şeklindedir. Demek ki kural olarak kiralanan, kiracının istifadesine ve işletmesine arz ve tahsis edilmiş olundukça, kiracının o yeri ister şahsına atfı kabil bir kusurda ister mücbir bir sebepten veya tam ifadesi olmak üzere “bir beklenmeyen halden” dolayı kullanamamış veya işletememiş olması, kira parasını tam olarak vaktinde ödemek borcuna kaideden etkili değildir....

                    Davalı kiraya veren taşınmazdaki beş yıl öncesinden gelen hukuki ayıptan haberdar olduğu halde, kiralananı mevcut haliyle davacıya kiralamakla Türk Borçlar Kanunu'nun 301. maddesinde düzenlenen ve yukarıda belirtilen edimini yerine getirmemiş, davacı ise basiretli bir tacir olarak kiralananın hukuki ve fiziki durumunu araştırmadan hakkında yıkım kararı bulunan yeri kiralayarak ve peşi sıra bu nedenle taşınmazı tahliye ederek zarara uğramasında katkıda bulunmuştur. Başka bir anlatımla davacı kiracının kiralananı hukuki ayıp nedeniyle kira süresinden önce tahliye etmesinde her iki tarafın da müterafik kusuru bulunmaktadır....

                      UYAP Entegrasyonu