Taraflar arasında düzenlenen 24/08/2010 başlangıç tarihli üç yıl süreli kira sözleşmesinin varlığı ve kiralananı 09/03/2015 tarihinde tahliye edildiği hususlarında herhangi bir ihtilaf bulunmamaktadır. Sözleşmenin 13. maddesinde düzenlenen "Kiracının kiralanan şeyin içinde ve dışında yaptıracağı tadilat ve süsleme masraflarının kendisine ait olacağı ve mukavele müddeti bittiğinde yapılan her türlü masraf ve tazminat istemeye hakkı olmayacak, izin alınarak yapılan ilavelerin aynı şekilde belediyeye teslim edilecektir" hükmünde kastedilen tezyinat, süsleme anlamında olup zorunlu ve faydalı masraflara ilişkin değildir....
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava ve icra takibine konu yapılan kira sözleşmesiyle ilgili olarak taraflar arasında herhangi bir çekişme bulunmadığını, ortada bir itiraz ve gerekçeleri ve buna bağlı olarak bir dava konusu varken hiçbir incelemeye dayalı olmaksızın itirazın kaldırılması gerektiğine yönelik davacı beyanının hukuki bir dayanağının bulunmadığını, davacı şirketin müvekkili şirketin noterden verdiği tahliye taahhüdüne dayalı olarak Kemalpaşa İcra Dairesi'nin 2019/1879 esas sayılı dosyasıyla başlatılan icra takibi sonrası takibin kesinleşmiş olup müvekkili şirket yetkililerinin kiralananı boşaltmak için gittiklerinde kiralayan şirket yetkililerinin kiralananın boşatılmasına izin vermediğini, söz konusu icra takibi kesinleşmiş olmakla taraflar arasındaki kiracı - kiralayan ilişkisinin sona ermiş bulunduğunu, müvekkili şirketin kiralananı boşaltmak istemesine rağmen kiralayan şirketin buna engel olmasının kira parası isteminden vazgeçtiği anlamına geldiğini, dolayısıyla...
Temyiz Sebepleri Davalı vekili; kiralananın, kira sözleşmesine uygun bir şekilde kiracıya teslim edildiğini, ileri sürülen tadilatların davacı tarafından yapıldığına dair soyut iddiası dışında başka delil bulunmadığını, müvekilinin kiralanan yerle ilgili ruhsat verme taahhüdü olmadığını, üzerine düşen tüm edimleri eksiksiz yerine getirdiğini, davacının yapmış olduğunu iddia ettiği tadilat ve giderlerin sözleşme gereği izne tabi olup bu hususta müvekkilden almış olduğu bir izin bulunmadığını, davacının davasını ispatlayamadığını, mahrum kalınan karın hesaplanması için sunulan deliller dosyaya getirilmeksizin rapor tanzim edildiğini ve bu rapora dayanılarak hüküm tesis edildiğini ileri sürerek, kararın bozulmasını talep etmiştir. C. Gerekçe 1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık; kiralananın ayıplı olmasından kaynaklanan gelir kaybı ile faydalı ve zorunlu imalat bedellerinin tahsili istemine ilişkindir. 2....
Kiralananın tahliye edildiğinin (kiracının kiralananı iade borcunu yerine getirdiğinin) kabul edilebilmesi için, kiralananın fiilen boşaltılması yeterli değildir. Anahtarın da kiraya verene teslim edilmesi gerekir. Anahtar teslim edilmediği sürece kiralananın, kiracının kullanımında olduğunun kabulü gerekir. Kiracı, kiralanan taşınmazı kullanımında bulundurduğu süre boyunca kira parasından ve ortak giderlerden sorumludur. Kiracının bildirdiği tahliye tarihinin kiraya veren tarafından kabul edilmemesi, başka bir ifadeyle, tahliye tarihinin taraflar arasında çekişmeli olması halinde; kiralananın fiilen boşaltıldığını ve anahtarın teslim edildiğini, böylece kira ilişkisinin kendisince ileri sürülen tarihte hukuken sona erdirildiğini kanıtlama yükümlülüğü, kiracıya aittir. Kiracı, kiralananı kendisinin ileri sürdüğü tarihte tahliye ettiğini ispatlayamazsa, kiraya verenin bildirdiği tahliye tarihine itibar olunmalıdır....
(BK. md. 249/2) 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 301. maddesinde de kiraya verenin, kiralananı kararlaştırılan tarihte, sözleşmede amaçlanan kullanıma elverişli bir durumda teslim etmek ve sözleşme süresince bu durumda bulundurmakla yükümlü olduğu düzenlenmiştir....
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2022/138 Esas KARAR NO : 2022/162 DAVA : Ticari Şirket (Olağanüstü Genel Kurul İstemli) DAVA TARİHİ : 04/03/2022 KARAR TARİHİ : 07/03/2022 Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Olağanüstü Genel Kurul İstemli) davasının dosya üzerinde yapılan incelemesi sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesi ile; Davalı ... A.Ş'nin tek ortağı ve Yönetim Kurulu Başkanı ...'...
.; ... yerini kullanılabilir bir şekilde davacıya kiraladığını, davacının ... potansiyelini tutturmaması üzerine izin almadan yaptığı işlerin karşılığını almak istediğini, yapılan tadilatlarla yaklaşık bir yıl taşınmazı kullanıp kiralanandan faydalandığını, taşınmazı satması nedeniyle hak ve borçların taşınmazı devralan diğer davalıya geçtiğini savunarak davanın reddini istemiştir. 2. Davalı ...; ... yeri ihtiyacı nedeniyle taşınmazın tahliyesi için davacıya ihtarname gönderdiğini, davacının taşınmazdan ... yeri ruhsatı almadığı için değil ihtiyacından dolayı tahliye ettiğini, yapılan masrafların kiraya verenin muvafakati olmaksızın davacının kendi isteği çerçevesinde yapıldığını, malzemeleri ve yaptığı tadilatları tahliye ederken söküp götürdüğünü ve kiralananı kullanılamaz hale getirdiğini savunarak davanın reddini istemiştir. III....
Sözleşmede, kiralananı süre bitmeden tek taraflı olarak tahliye etme hak ve yetkisi kendisine tanınmayan kiracının, kiralayanın bilgisi ve rızası olmaksızın ve haklı bir nedene de dayanmaksızın, kira süresinin bitiminden önce kiralananı tahliye etmesi sözleşmeye aykırı davranış (haksız fesih) sayılır; böylesi bir durumda kiracı, kiralayanın bu yüzden uğradığı zararı tazminle sorumludur. Ne var ki, 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun (BK) 98. maddesi yollamasıyla sözleşmelerde de uygulanması gereken 44. maddesi uyarınca, kiralayan da, kiralananı aynı koşullarla yeniden kiraya vermek konusunda gereken çabayı göstermeli ve böylece zararın artmasına sebebiyet vermemelidir. Aksi takdirde, artmasına sebep olduğu zarar tutarını kiracıdan isteyemez. 18. Kiralananın tahliye edildiğinin (kiracının kiralananı iade borcunu yerine getirdiğinin) kabul edilebilmesi için, kiralananın fiilen boşaltılması yeterli değildir; anahtarın da kiralayana teslim edilmesi gerekir....
Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre, davacı tarafça, davalının, dava dışı firmasına kendi üretim belgesi ile tuz ürettirdiği iddia edilmiş ise de, buna delil olarak dosyaya sadece 14.01.2011 tarihli davalı şirketten almış olduğu fişi göstermiş olup, bu fişte alınan ürünün tekstil olarak gözüktüğü, bunun dışında davacının, davalının dava dışı anılan firmaya ürettirdiği iddia edilen tuzla ilgili herhangi bir numune sunmadığı gibi davalı taraf defterlerinin incelenmesinde, her ne kadar dava dışı şirket tarafından davalıya tuz satışının yapıldığı anlaşılmakta ise de, satışı yapılan bu tuzlarda davacının üretim izin belgesinin kullanıldığı yönünde de bir delil ya da tespitin .../... -2- dosyaya sunulmadığı, davacının iddialarını ispatlayamadığı, kaldı ki bir an için davacıya ait üretim izin belgesinin dava dışı Fidas firması tarafından üretilen tuzlarda kullanıldığı var sayılsa dahi bir haksız rekabet var ise bunun muhatabının dava olduğu, bu yönü itibari...
Yukarıda yapılan açıklamalar ışığında somut olay değerledirildiğinde; mahkemece davacının talebi açıklattırılarak cinsiyet değişikliğine izin talebininde bulunması halinde mahkemece yapılacak iş; cinsiyet yönünden nüfus kütüğünde düzeltme davasının eldeki dosyadan tefrik edilip ayrı bir esasa kaydı yapılarak cinsiyet değişikliğine izin verilmesi davası ve izin verilecekse tıbbi yöntemlere uygun cinsiyet değiştirme ameliyatı gerçekleştirildiğinin "Resmi Sağlık Kurulu Raporu" sunması için imkan tanınıp, bunun sonucuna göre karar verilmesi,bulunmaması halinde cinsiyet değişikliğine izin davası açmak üzere süre verilerek davanın sonuçlandırılması gerektiğinden davacı istinaf başvurusunun kabulü ile HMK353/1- a-4 maddesi gereğince kararın kaldırılarak davanın yeniden görülmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar verilmek gerekmiş, aşağıdaki hüküm kurulmuştur....