İSTANBUL 2.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ ESAS NO : 2021/170 Esas KARAR NO : 2022/53 DAVA : Fikir Ve Sanat Eseri (Manevi Tazminat İstemli.), Fikir Ve Sanat Eseri (Maddi Tazminat İstemli) DAVA TARİHİ : 20/05/2021 KARAR TARİHİ : 15/02/2022 Mahkememizde görülmekte bulunan Fikir Ve Sanat Eseri (Manevi Tazminat İstemli.), Fikir Ve Sanat Eseri (Maddi Tazminat İstemli) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 5846 sayılı Fikri ve Sanat Eserleri Kanunu’nun (“FSEK/5846 saydı Kanun”) “Mali haklara tecavüz halinde başlıklı” 68. maddesi kapsamında, a- Davacı Müvekkili ...’e ait “...” adlı kitabın ...Şirketi tarafından Müvekkilin izin verdiği şekil dışında işlenmesi sebebiyle 277.500,00 USD bedelin üç katının şimdilik 1.000,00 USD’lik kısmının izinsiz işlenme tarihinden itibaren bankaların USD için bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faiz oranının uygulanmasıyla hesaplanacak faizi ile birlikte fiili ödeme günündeki...
Davacı kiracı vekili dava dilekçesinde; Davalının kiralananın kullanılmasına izin vermediğini, bu sebeple kiralananı çalıştıramadığını, belirterek borçlu olmadığının tespitine ve teminat karşılığında icra takibinde vezneye yatırılan paranın davalıya ödenmemesi için ihtiyati tedbir kararı verilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili ise 5 m2 lik çay ocağı ve bahçenin 2886 sayılı yasanın 51/g maddesi gereğince pazarlık usulüyle yapılan ihalesine davacının katıldığını, 110.-TL bedelle ihalenin davalının uhdesinde kaldığını, davalının kiralanan alan dışında kalan kısımda faaliyet göstermek istediğinde davalı idarenin yazı ile kiralanan alanda faaliyetine devam etmesini bildirdiğini, davalının kiralananı kullandığını ve işlettiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini savunmuştur. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda; davada icra takibi kapsamında borçlu olunmadığının tespiti istenmiş ise de talebin, TBK'nun 305. ve 307....
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davalı ile davacı arasında 25.05.2015 tarihinde akdolunan kira sözleşmesiyle birlikte, davalının kiralananı kullanmaya başladığını ve kullandığı süre boyunca da kira bedelini düzenli olarak davacı tarafa ödendiğini, taraflar arasındaki kira sözleşmesi davacının dava dilekçesinde iddia ettiğinin aksine 11.04.2017 tarihinde sona erdiğini, söz konusu tarih itibariyle davalının kiralananı tahliye ettiğini ve bu tarihten itibaren de kullanmadığını, çünkü davalı kira sözleşmesinde ön görülen devir hakkını kullanarak kiralananı 11.04.2017 tarihinde Cumhur Yılmaz adlı şahsa devrettiğini, davalının kiralananı devir işlemleri davacının bilgisi ve onayı dahilinde olduğunu, davacı bunun aksini iddia edemeyeceğini zira devralan kişinin aylarca kiralananı kullandığını ve bu kullanım bizzat davacının gözünün önünde olduğunu, her ne kadar mahkemece, davacının bilgisinin olmadığına dair tarafımızca belge sunulmadığı ifade edilmiş...
"İçtihat Metni" Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü: - K A R A R - Dava eser sözleşmesinden kaynaklanmakta olup, kalan iş bedelinin tahsili için yapılan ilâmsız icra takibine itirazın iptâli istemli olarak açılmış iken ıslah yoluyla alacak davasına dönüştürülmüştür....
Sözleşme ile 6, 7, 8 ve 9 nolu dükkanlar Türk hamamı, masaj salonu ve kuaför olarak kiralanmış, davalı kiraya veren 11.11.2011 tarihinde çektiği ihtarname ile sözleşmeyi süre sonunda yenilemeyeceğini bildirmiş, bundan sonra davacı kiracıya 16.11.2011 tarihli ihtarnameyi çekerek taşınmazda tadilat yapacağını, davacı kiracının tadilat yapmasına izin vermesini istemiştir. Davacı kiracı 24.11.2011 tarihinde çektiği ihtarname ile cevap vererek sözleşmeyi fesih anlamına gelmemek ve eşyalarının işyeri içinde yada önünde kalmak kaydıyla ve yargı yoluna başvurma hakkı da saklı kalmak üzere tadilata izin vermiş, davalı kiraya veren tadilattan sonra 16.04.2012 tarihli sözleşme ile kiralananı davalı Ufuk Özdemir'e kiraya vermiştir. Sözleşmenin kurulduğu tarihte taşınmaz 6570 Sayılı Yasaya tabi olmasa da, davalı kiraya veren davacı kiracıyı süre sonunda yasal olarak tahliye ettirmemiştir....
KARAR Davacı, dava konusu taşınmazı bahçesi, bodrum ve zemin kattaki 2 ön odayı davalıdan eczane olarak kullanmak üzere on yıllığına kiraladığını, kira sözleşmesine ek olarak düzenledikleri sözleşmeye göre kiralanan bölümlerin 15 gün içinde kendisine teslim edileceğini ve belediyeden ruhsat alınınca bahçeye prefabrik inşaat yapılacağının kararlaştırıldığını, davalının kiralananı 15 gün içinde teslim etmediği gibi, Sulh Hukuk Mahkemesi aracılığıyla yaptırdığı tespitte kiralananı kullanmaya devam ettiğinin anlaşıldığını, buna rağmen kira bedellerini ödemeye devam ettiğini, taşınmaz kendisine teslim edilmediği gibi bir başkasına kiraya verildiğini ileri sürerek, kira sözleşmesinin feshini, davalıya sebepsiz yere ödediği 34.000,00 TL kira parası ve belediyeden prefabrik yapı ruhsatı için yaptığı 9.915,00 TL tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini istemiştir....
Davalı cevap dilekçesinde, kiralananı 30.05.2013 tarihinde tahliye ettiğini ve bu durumu kiraya verene bildirdiğini, kira sözleşmesinin 8. maddesinde 1 aylık feshi ihbar süresinin belirlendiğini bu kapsamda olan Haziran 2013 ayına ait kira bedelinin de ödendiğini kira borcunun kalmadığını belirterek haksız ve yersiz açılan davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davanın kabulü ile itirazın iptaline karar verilmiştir. Taraflar arasında, 10.10.2012 başlangıç tarihli, 12 ay süreli, aylık 900TL bedelli kira sözleşmesi ile kiralananın 30.05.2013 tarihinde tahliye edildiği hususunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Kira sözleşmesinin hususi şartlar bölümünde yer alan 8. maddesinde; “Kiracı kiralananı boşaltmak istediğinde en az bir ay evvelinden mal sahibine ulaşacak şekilde bildirmeyi taahhüt eder” şeklinde düzenlemeye yer verildiği anlaşılmaktadır....
Kiralananın tahliye edildiğinin (kiracının kiralananı iade borcunu yerine getirdiğinin) kabul edilebilmesi için, kiralananın fiilen boşaltılması yeterli değildir. Anahtarın da kiralayana teslim edilmesi gerekir. Kiralayan anahtarı almaktan kaçınırsa, kiracının yapması gereken, mahkemeden bu yolda tevdi mahalli tayinini isteyip, tayin edilecek yere veya notere anahtarı teslim etmek ve durumu kiralayana bildirmektir. Kiracının kiralananı iade borcu, ancak bu şekilde, durumun kiralayana bildirildiği tarihte son bulur. Aksi takdirde, kiracının, kira parasını ödemek de dahil olmak üzere, sözleşmeden kaynaklanan yükümlülükleri devam eder. Davalı kiralananı tahliye ederek anahtarı teslim ettiğini ileri sürdüğüne göre bu durumu davalının kanıtlaması gerekir. Davacı vekili taşınmazın 2014 ekim ayında tahliye edildiğini iddia ederek tahliye anına kadar ödenmeyen 2014 Şubat, Mart, Nisan, Mayıs, Haziran, Temmuz, Ağustos ve Eylül ayı kira alacakları yönünden takip yapmıştır....
Davalı ise savunmasında kiralananı 20 yıllığına 14.06.2011 tarihide kiraladığını, kiralandığında Gaziantep S.H.M.2001/275 D İşler dosyasında tesbit yaptırdığını, yüzme havuzunun sözleşmenin 9 maddesine göre alt donanımı çalışır vaziyette teslim edilmediğini, havuzu 2 ay çalıştırıp 10 ay kapalı tuttuğunu,müvekkil tarafından hazırlanan projenin davacı kurum tarafından onaylandığı halde belediyeden ruhsat alınamadığını,tespitin neye göre yapıldığının belli olmadığını, havuz teslim edildiğinde büyük oranda hasar olup müvekkili tarafından çalışır duruma getirildiğini belirterek davanın reddini istemiştir. Davalı kiracının taşınmazı tahliye etmeyip halen kullandığı dosya kapsamından anlaşılmaktadır. Davacının hor kullanma tazminatını isteyebilmesi için kiracı tarafından kiralananın tahliye edilmesi gerekir....
Türk Borçlar Kanununun 316.maddesi hükmü uyarınca kiracı kiralananı sözleşmeye uygun olarak özenle kullanmak ve kiralananın bulunduğu taşınmazda oturan kişiler ile komşulara gerekli saygıyı göstermekle yükümlüdür. Kiracının bu yükümlülüğe aykırı davranması durumunda sözleşmeye aykırılık nedeniyle tahliyesine karar verilebilmesi için kiraya verenin konut ve çatılı işyeri kirasında kiracıya en az otuz gün süre vererek aykırılığın giderilmesini, aksi takdirde sözleşmeyi feshedeceğini yazılı olarak bildirmesi ve tanınan bu süre içerisinde de akde aykırılığın giderilmemiş olması gerekir. Diğer kira ilişkilerinde ise, kiraya veren, kiracıya önceden bir ihtarda bulunmaksızın, yazılı bir bildirimle sözleşmeyi hemen feshedebilir....