E.. hakkında açılan davanın esastan reddine, karşı davada davanın kısmen kabulüne, 3.080,43 TL'nin dava tarihi olan 31/10/2008 tarihinden itibaren işleyecek değişen oranlarda yasal faizi ile birlikte davacı-karşı davalıdan tahsili ile davalı-karşı davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm asıl davanın davacısı (karşı davanın davalısı) tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosya kapsamına, toplanan delillere, mevcut deliller mahkemece taktir edilerek karar verilmiş olmasına, taktirde de bir isabetsizlik bulunmamasına göre asıl davanın davacısının (karşı davanın davalısının) aşağıdaki bentin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir. 2-Asıl davanın davacısının (karşı davanın davalısının) elektrik, su ve aidat bedelleri ile kiralananı eski hale getirme bedeline yönelik temyiz itirazlarına gelince; Davalı-karşı davacı vekili karşı dava dilekçesinde, davacı-karşı davalının müvekkilinden izin almadan kiralanana tadilat yaptığını, kiralananı boşaltırken taşınmazı kullanılamaz halde...
Davacı vekili dava dilekçesinde, kiralananın 2886 Sayılı Yasaya göre ihale edilerek 07.01.2009 başlangıç tarihli sözleşme ile davalıya kiralandığını, süre bitimi nedeniyle sözleşmenin feshedildiğine dair ihtara rağmen kiralananın tahliye ve teslim edilmediğini, ayrıca davalının sözleşme hükümlerine aykırı olarak kiralayan Belediyeden izin almaksızın kiralananı 3.kişiye devrettiğini, bu durumun da sözleşmeye aykırı olduğunu belirterek kiralananın tahliyesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı ise davanın reddini savunmuş, mahkemece, süre bitimi hukuksal nedeni ile ilgili bir karar verilmeksizin kiralananın sözleşmeye aykırı olarak 3.kişiye devredilmiş olmasından dolayı akde aykırılık nedeniyle kiralananın tahliyesine karar verilmiştir. Karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 818 Sayılı Borçlar Kanununun 256.maddesi hükmü uyarınca (6098 Sayılı Yasanın 316.maddesi) kiracı kiralananı kira süresi boyunca tam bir ihtimam dairesinde kullanmak zorundadır....
Davalı kiraya veren vekili asıl ve birleşen davaya ilişkin cevap dilekçesinde; davacının tacir olduğunu, sözleşmede izin süresi sonunda veya izin sözleşmesinin herhangi bir nedenle sona ermesi halinde yapı ve tesislerin eksiksiz ve bedelsiz olarak kiraya verene teslim edileceğinin kararlaştırıldığını, davacının izin aldığı sahayı kullandığını, kötüniyetli olduğunu savunarak davaların reddini istemiştir. 2. Birleşen 2018/154 E. sayılı davada davalı kiracı vekili; kira sözleşmesinin haklı nedenle feshedildiğini, tazminat davasının sonucunun beklenmesi gerektiğini, kiralananın tam ve eksiksiz teslim edilmediğini, haklı fesih karşısında kira bedeli talep edilemeyeceğini savunarak, birleşen davanın reddini istemiştir. III....
Mahkemece, davalının yapı kullanma izin belgesi olmayan işletme ruhsatı alınamayacağı belli dükkanları davacıya kiraladığından kira sözleşmesinin başından itibaren geçersiz olduğu B.K 249 maddesi uyarınca davacı kiracının geçersiz sözleşme nedeni ile kira bedellerinden sorumlu olmadığı gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne, davacının davalıya takip dosyası nedeni ile borçlu olmadığının tespitine, 5000 TL imalat bedelinin davalıdan tahsiline,davacının kar mahrumiyeti talebinin reddine karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir 1)Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin taktirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2-Kiracı olan davacının kiralananı boşalttıktan sonra anahtarı teslim etmesi B.K.'...
KARAR Davacı alacaklı tarafından davalı borçlu aleyhine kira alacağı ve tahliye istemli olarak başlatılan icra takibine davalı borçlunun itirazı üzerine davacı icra mahkemesinden itirazın kaldırılması ve tahliye isteminde bulunmuş mahkemece davanın reddine karar verilmiş karar davacı alacaklı tarafından temyiz edilmiştir....
Kiracının onarımı kiraya verenin hesabına yaptırabilmesi BK. 97/1 maddesi (6099 sayılı TBK.’nun 113/1 md.) uyarınca hakimden izin alma koşuluna bağlı tutulmuştur. Ne var ki ihbar ve izin koşuluna uymamış olsa bile yapılan giderlerin, vekaletsiz iş görme hükümleri çerçevesinde kiraya verinin bu yüzden zenginleştiği tutar oranında istenebilmesi gerekir. Somut olayda, dava konusu edilen imalat ve tadilatın yapılmasına ilişkin olarak bildirim yükümlülüğünün yerine getirildiği kanıtlanabilmiş değildir. BK 97 maddesi (6099 sayılı TBK.’nun 113 md.) gereğince imalat için hakimden izin de alınmamıştır. Ne var ki bu durumda, yukarıda açıklandığı üzere yapılan işler davalı yönünden bir zenginleşmeye sebep oluyorsa davalı imalat ve tamiratın yapıldığı tarihteki giderlerinden, Borçlar Kanununun gerçek olmayan vekaletsiz işgörmeye ilişkin 414.maddesi (6099 sayılı TBK’nun 529 md.) uyarınca faydalandığı ve zenginleştiği oranda sorumlu olması gerekir....
Davacı ... kiralananı 11/03/2010 tarihinde satın almış, 17/03/2011 tarihinde başlatmış olduğu haciz ve tahliye istemli icra takibinde 01/03/2008-01/03/2011 tarihleri arası 47.900 TL kira alacağı ile 6.058,24 TL işlemiş faiz isteminde bulunmuştur. Davalının borca itirazı üzerine açılan davada mahkemece alacak talebi yönünden davacının kiralananı satın aldığı tarihten sonraki döneme ilişkin alacak isteminin kabulü ile itirazın 4.725,42 TL asıl alacak 205,63 TL işlemiş faiz yönünden iptaline, ödeme emri yasal şartları ihtiva etmediğinden tahliye isteminin reddine karar verilmiştir. Davacının hükmü temyiz etmesi üzerine Dairemizin 27.05.2014 gün ve 2013/15601 Esas, 2014/6861 Karar sayılı ilamı ile tahliye kararı verilmesi için hüküm bozulmuştur. Davacı ... davaya konu taşınmazı 10.08.2012 tarihinde ...'den satın almış, davacı vekili 27.11.2014 tarihli celsede müvekkili ...' nın davacı olarak davaya kabulünü talep etmiş, Mahkemece aynı tarihli ara karar ile eski malik ...'...
BK.nun 256. maddesinde de kiracının; kiralananı, kira süresince tam bir ihtimam dairesinde kullanması, komşuluk ilişkilerine riayet etmesi, kimseyi rahatsız etmemesi kuralları açıklanmıştır. Dosya kapsamına göre, davalının ceza dosyası ile sübuta eren eylemleri kiralananın açıktan fena kullanma olgusunu gerçekleştirdiğinden mahkemece tahliye kararı verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi doğru değildir. Hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 23.10.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Davalı kiracının bu duruma rağmen kira döneminin sonu olan 31/12/2014 tarihinde kiralananı tahliye etmeyerek mevcut durumu kabullendiği ve kiralananı kullanmaya devam ettiği hatta 2014 yılında da aynı şekilde kullandığı ve 01/01/2015 tarihinde kira sözleşmesinin yasa gereği 1 yıl daha uzadığı ve kiralayanın 30/01/2015 tarihinde tahliye istemli takip yapması üzerine davacı kiracının 11/03/2015 tarihinde eldeki davayı açtığı görülmektedir. Yargıtay uygulamaları ile de şekillendiği üzere kiralananda meydana gelen açık nitelikteki ayıplara rağmen kiracının uzun bir süre kiralananı mevcut hali ile kullanması ve bu konuda uyuşmazlık çıkartmaması, kiracının kiralananı mevcut hali ile kabul ettiği şeklinde yorumlanmalıdır. Böylesi bir durumda kiraya verenin ayıptan sorumlu tutulması TMK'nun 2. maddesinde düzenlenen iyi niyet kuralına aykırılık teşkil edecektir....
Davacı dava dilekçesinde feshin en önemli sebebi olarak AVM'nin yapı kullanım izin belgesinin bulunmamasını göstermiştir. Antalya Büyükşehir Belediye Başkanlığı'nın 29/12/2017 tarihli E.675/62875 sayılı yazısı ile Sorgun Mahallesi 2452 ada 7 parsel sayılı taşınmaz üzerinde bulunan kira konusu taşınmazın bulunduğu AVM'nin yapı kullanım izin belgesinin 18/10/2016 tarihinde düzenlendiği anlaşılmıştır. Davacı taraf ise davalı tarafa 18/10/2016 tarihinden sonra 27/10/2016 tarihinde fesih ihtarnamesi göndermiştir. Ayrıca davacı kiracı, ticaret şirketi olarak tacir unvanına sahiptir ve ileriye dönük yatırımlarında gerekli hassasiyeti ve özeni göstererek basiretli bir tacir gibi davranması kiralananın durumunu, niteliğini ve AVM'nin yapı kullanım izin belgesine sahip olup olmadığını araştırması gerekir....