WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TÜKETİCİ MAHKEMESİ Taraflar arasındaki tazminat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı; dava konusu otomobili ile 11/09/2013 tarihinde seyir halinde iken aracın frenlerinin tutmaması nedeniyle kırmızı ışıkta bekleyen araca arkadan çarparak gerçekleşen trafik kazasında açılmayan hava yastıkları nedeniyle yaralandığını, aracı davalı ... den satın aldığını, bakımlarının davalı ... nin acentası olan diğer davalı ... Tic. A.Ş. tarafından yapıldığını, aracın hava yastıklarının açılmamasının gizli ayıp olduğunu, bu nedenle davalı ... nin sorumlu olduğunu, aracın periyodik bakımının düzgün yapılmaması nedeniyle davalı ......

    GEREKÇE: Dava; ticari satıma konu araçta yaşanan direksiyon kilitlenmesi arızası nedeniyle kaza tehlikesi geçirmesi nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkindir.Somut olayda; davalıdan satın alınan, aracın murisin kullanımında olduğu sırada direksiyon kilitlenmesi tabir edilen arıza sonucunda araçta bulunan muris ve kızının kaza tehlikesi atlattıkları, ancak herhangi bir yaralanmanın söz konusu olmadığı, delil tespiti raporunda belirtildiği üzere, aracın direksiyon motoru şase kablosu ile süspansiyon modülünden kaynaklanan arıza sonucunda direksiyonunun kilitlendiği, söz konusu ayıbın imalattan kaynaklanan gizli ayıp niteliğinde olduğu ve arızanın olay sonrasında onarılarak giderildiği, davalı tarafın direksiyonun manevra kabiliyetini yitirecek derecede sertleştiğinin tespit edildiğini kabul ettiği anlaşılmaktadır....

      Bu sebeple davacının açık ayıplara ilişkin tazminat taleplerinin reddi gerekmiştir. ....Raporda tespit edilen diğer gizli ayıplar yönünden dava incelendiğinde; blokun bodrum katındaki perde duvarların eteklerinde, kapalı otoparkın tavan ve duvarlarında boya kabarması ve su sızıntısı olması şeklindeki gizli ayıp nedeniyle;bu gizli ayıbın ortaya çıkma süresinin teknik oolarak tespitinin mümkün olmadığı bilirkişi raporu ile sabit olup, bilirkişi raporundaki ayıpların ortaya çıkma anına yönelik tespitler konutu fiilen 10/10/2009 tarihinde teslim aldığı, bu taşınmazla ilgili ayıp ihbarını 30.11.2010 tarihli noterden düzenlenen ihtarname ile davalılara bildirdiği, davanın da 22.12.2010 tarihinde açıldığı hususları bir bütün olarak değerlendirildiğinde bu gizli ayıp yönünden davacının ayıp ihbarının süresinde olduğu anlaşılmıştır....

      davacının bu ayıpları bağımsız bölümü teslim aldığı tarihte görebileceği ve tapu sicilinin aleni olması nedeniyle bu ayıplardan kolayca bilgi sahibi olabileceği, bu nedenlerle açık (görünür) ayıp niteliğinde oldukları kuşkusuzdur....

        Tüketici Mahkemesi’nin 2012/1634 Es. sayılı dosyasında süresinde ayıp ihbarında bulunmadığından dolayı dava dışı ...’e ödenen ürün bedelinin tahsili isteminin yerinde olmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm taraflar vekilince temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2-Davacının temyiz itirazlarına gelince; Dava ayıplı mal satışı nedeniyle tazminat istemine ilişkindir. Dosya içeriğinden, davaya konu televizyonlarla ilgili olarak ... 5. Tüketici Mahkemesi’nin 04/12/2012 günlü ve 2012/1634-2012/1347 E.K sayılı dosyasının konusunu teşkil eden 29/12/2010 tarihli 817142 sayılı fatura içeriği emtianın 24/04/2012 tarihinde teknik servise (...) götürüldüğü, teknik servis tarafından form düzenlendiği anlaşılmaktadır....

          Mahkemece iddia, savunma ve toplanan deliller doğrultusunda davacı tarafça ayıplı ve bozuk çıktığı iddia edilen bu şekerlerin kendilerine teslim tarihi olan 04.10.2007 tarihinden itibaren yasal 2 ve 8 günlük süreler geçirildikten sonra 16.10.2007 tarihinde davalı şirkete ayıp ihbarında bulunduğu, bu sebeple söz konusu malı yani şekerleri kabul etmiş sayıldığı dolayısıyla süresinde yapılmayan ayıp ihbarına ve iddiasına dayanarak, ayıp nedeniyle uğranıldığı iddia edilen zararlara karşılık maddi ve manevi tazminat talebinde bulunamayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş , hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, 9.6.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi....

            Mahkemece iddia, savunma ve toplanan delillere göre ayıp ihbarının süresinde yapılmadığı gerekçesiyle asıl davanın reddine, birleşen davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm davacı-davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Uyuşmazlık gizli ayıp ihbarına dayalı tazminat istemine ilişkindir. Davacı taraf, davalı taraftan satın aldığı atık su borularının inşaatta kullanılmasından sonra ayıplı olduğunu öğrenir öğrenmez davalı tarafa noter kanalıyla ayıp ihbarında bulunmuş ve daha sonra da ayıp ve zararla ilgili tespit yapmıştır. Bu durumda ayıbın TTK.nun 25.maddesindeki usul ve şartlara uygun ve süresi içerisinde yapıldığının kabulü gerekir. Mahkemece bu yön gözardı edilerek olaya uygun düşmeyen yanılgılı gerekçeyle yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsizdir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davacı-birleşen dava davalısı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 15.07.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi....

              Bu doğrultuda, araçta yapılan komple motor değişiminden sonra ayıp halinin ortadan kalktığı, aracın kullanım süresi ile km değerinin karşılaştırılmasından, araçtan faydalanamama halinin süreklilik kazandığının söylenemeyeceği, aracın değer kaybının 44.000 TL olduğu belirtilmiştir. davacının dava dilekçesinde aracın ayıpsız misli ile değiştirilmesi, olmadığı takdirde araç alım bedelinin iadesini talep etmişse de 22/06/2023 tarihli ıslah dilekçesinde aracı alıkoyup ayıp oranında bedelden indirim talep ettiği anlaşılmakla davacının davalıya yönelik ayıp oranında bedelde indirim talepli davasının kabulüne, 44.000,00 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davacının maddi tazminat talebi yönünden dava dilekçesinde ileri sürülmeyen davanın sonradan ıslah yoluyla talebi mümkün olmadığından maddi tazminat talepli davası bakımından karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....

                Dava dilekçesiyle, 12.700,00 TL maddi, 15.000,00 TL manevi tazminat talep edilmiş, dava ıslah edilmemiştir. Mahkemece dava reddedilmiş, davalı lehine maddi ve manevi tazminat talepleri yönünden karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT’ ne göre 2.180,00’ er TL vekalet ücreti takdir edilmiştir. Bu noktaya kadar hükümde bir hata olmayıp, devamında manevi tazminat talebi yönünden yine davalı lehine sehven 10.110,00 TL vekalet ücretine hükmedildiği anlaşılmıştır. Talep edilen manevi tazminat tutarı dikkate alındığında hükmedilen 2.180,00 TL ücret yerinde olup, tekrardan takdir edilen 10.110,00 TL tutarındaki vekalet ücreti AAÜT hükümlerine aykırıdır. Bunun yanında hükmün gerekçe kısmında davanın ayıp ihbar süresi dolduğundan bahisle de reddedilmesi gerektiğinin yazıldığı görülmüş olup, ayıp ihbarı davalı tarafça cevap dilekçesiyle öne sürülmediğinden, bu husus hükme gerekçe yapılamaz....

                  Görüldüğü üzere; Borçlar Kanunu’ndaki ayıp kavramı ile yukarıda açıklanan 4077 sayılı Kanun’un 4.maddesinde yer alan ayıp kavramları birbiri ile örtüşmektedir. Borçlar Kanunu’na göre; bir maldaki ayıp; satıcının zikir ve vaat ettiği vasıflarda veya niteliği gereği malda bulunması gereken lüzumlu vasıflarda eksiklik olmak üzere iki türde ortaya çıkabilecektir. Ayıp; maddi, hukuki ya da ekonomik eksiklik şeklinde ortaya çıkabilir. Maddi ayıp; bir malda madden hata bulunmasıdır (Ör: Malın yırtık, lekeli olması gibi).Hukuki ayıp; malın kullanımının hukuken sınırlandırılmasıdır (Ör: Malın üzerinde takyitler bulunması gibi). Ekonomik ayıp ise; malın iktisadi vasıflarında eksiklik olmasıdır. 4077 sayılı Kanunun 4. maddesinin 2. fıkrası hükmüne göre; tüketici, malın teslimi tarihinden itibaren otuz gün içerisinde açık ayıpları satıcıya bildirmekle yükümlüdür....

                  UYAP Entegrasyonu