Ancak, satılanda olağan bir gözden geçirmeyle ortaya çıkarılamayacak bir ayıp bulunması hâlinde, bu hüküm uygulanmaz. Bu tür bir ayıbın bulunduğu sonradan anlaşılırsa, hemen satıcıya bildirilmelidir; bildirilmezse satılan bu ayıpla birlikte kabul edilmiş sayılır.” düzenlemesini içermektedir. TTK. m. 23 hükmü yollaması nedeniyle TBK. m. 231. maddesi uyarınca satıcı daha uzun bir süre için üstlenmiş olmadıkça, satılanın ayıbından doğan sorumluluğa ilişkin her türlü dava, satılandaki ayıp daha sonra ortaya çıksa bile, satılanın alıcıya devrinden başlayarak iki yıl geçmekle zamanaşımına uğrar. Bu hüküm uyarınca malın 22.09.2013 tarihinde fatura ile satın alındığı, eldeki davanın ise 22.04.2015 tarihinde zamanaşımı süresi içinde açıldığı anlaşılmış olup mahkemece davalının zamanaşımı savunmasının reddi gerekirken davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiş olması doğru değildir....
Şti. vekili, araçta ayıp bulunmadığı gibi davacı yanca süresinde ayıp ihbarında da bulunulmadığını bildirerek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece benimsenen bilirkişi raporu doğrultusunda davacı yanca kanıtlanan davanın kısmen kabulüyle satıma konu kamyonetin davalıya teslimi karşılığında araç bedeli olan 23.316.80 YTL alacağın dava tarihinden itibaren işleyecek değişen oranlarda reeskont faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, davacının fazlaya dair talebi ile maddi tazminat taleplerinin feragat nedeniyle reddine, koşulları oluşmadığından manevi tazminat isteminin reddine karar verilmiş, hüküm davalı ve ihbar olunan ... Otom. Paz. vekilince temyiz edilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Alacak-Menfi tespit-Tazminat Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı alacak, menfi tespit, tazminat davasına dair karar davacı ve davalı vekili tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Dava, kiracının yeni malik aleyhine açtığı kira sözleşmesinin haklı nedenle feshi nedeniyle sözleşmenin geçersizliğinin tespiti, haklı fesih nedeniyle uğranılan menfi ve müspet zararların tazmini, ödenen kira bedellerinin iadesi ile kira borcu bulunmadığının tespiti ve kira alacağı nedeniyle uygulanan hapis hakkının kaldırılması istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm davacı ve davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir....
Ancak, satılanda adi bir muayene ile meydana çıkarılamayacak bir ayıp mevcut olup da, bu ayıp sonradan meydana çıkarsa, bu durumu da derhal satıcıya ihbar etmediği takdirde yine satılanı bu ayıp ile birlikte kabul etmiş sayılır. BK’nun 198. maddesinde öngörülen süre içinde ihbar edilmeyen ayıplar için dava açılamaz. Davaya konu uyuşmazlıkta, mahkemece taşınmazdaki hatalı imalatların açık olduğu kabul edilmiş ise de, teknik incelemeyi gerektiren bu konuya ilişkin yargılama aşamasında alınan bilirkişi raporunda taşınmazdaki ayıplı imalatların açık ayıp mı yoksa gizli ayıp mı olduğuna dair herhangi bir tespite yer verilmemiştir. O halde, mahkemenin hükmüne esas aldığı bilirkişi raporu hüküm kurmaya ve Yargıtay denetimine elverişli değildir....
A.Ş. dava konusu aracın ithalatçısı olup, satış bedelini tahsil eden taraf olmaması itibari ile bedel iadesi gibi mali yükümlülükleri bulunan taleplerin müvekkiline yöneltilmesinin hukuka aykırı olduğunu, bu bağlamda husumet itirazları doğrultusunda esasa girilmeden davanın reddine, davacı tarafın yasanın öngördüğü ayıp ve ihbar yükümlülüğüne uygun davranmadığını bu nedenle de dava hakkının ortadan kalktığını, dava konusu araçta üretim hatasından kaynaklanan herhangi bir ayıp bulunmamakta olup; davacının “ayıp” olarak nitelendirdiği hususların kullanım hatasına ve/veya müşteri memnuniyetsizliğine dayandığını, ayıp iddialarını kabul anlamına gelmemek kaydıyla davacı tarafın, onarım hakkını kullanmış olduğunu söz konusu hakkın değiştirilebilmesine olanak sağlayan yasal koşulların oluşmadığını, her ne kadar davanın reddine karar verilmesi gerekirse de mahkemenin aksi kanaatte olması halinde davacının araç kullanımından elde ettiği faydaları ve hasarlar nedeniyle meydana gelen değer kaybını...
Dava, ticari satım nedeniyle satış bedelinin tahsili için başlatılan ilamsız icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. Ticari satımlarda ayıp ihbarının olay tarihinde yürürlükte bulunan 6762 sayılı TTK’nun 25.maddesinde belirtilen süreler içinde yapılması gerekir. Hükme göre açık ayıplarda 2 gün, açıkça belli olmayan ayıplarda 8 gün içinde ayıp ihbarı yapılmalıdır. Ayıp ihbarının yapıldığını ileri süren kişi 6762 sayılı TTK’nun 20.maddesinde öngörülen şekilde yapıldığını kanıtlamalıdır. 6762 sayılı TTK’nun 20/3. maddesine göre, ayıp ihbarının noter marifetiyle veya iadeli taahhütlü mektupla yahut telgrafla yapıldığı kanıtlanmalıdır. Tanık delili ile ayıp ihbarının yapıldığı kabul edilemez. Mahkemece, bu yönler gözetilerek bir karar verilmesi gerekirken, ayıp ihbarının yapıldığının tanık delili ile ispat edilebileceği kabul edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir....
binaların kayma tehlikesi bulunduğunu, sözleşmeye ekli teknik şartnameye rağmen binanın özensiz inşa edilmesi nedeniyle Kadıköy 4....
Davacı iş sahibi vekili, davalı yüklenici şirket tarafından davacıya hitaben düzenlenen 09.05.2006 tarih ve 37771 numaralı kapalı faturadan anlaşılacağı üzere müvekkiline ait tesise arıtma cihazı montaj ve bakımını yaptırdığını, ancak davalının hatalı montaj ve bakımı nedeniyle tesiste oluşan aşırı su sarfiyatı nedeniyle zarara uğradığı beyanla tazminat isteminde bulunmuştur. Davacı vekili fatura tarihi ile parelel olarak işin kendilerine 09.05.2006 tarihinde teslim edildiğini belirterek bu tarihten sonra su faturalarının önceki dönemlere kıyasla aşırı miktarda artması karşısında, bu artışın sebebinin belirlenmesi amacıyla mahallinde mahkeme marifetiyle tesbit yaptırdıklarını bildirmiştir....
Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda, söz konusu tıbbi malzemelerin niteliği gereği kullanıma uygun olmadığı, ayıplı olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne, davacı ve davalı arasındaki sözleşmenin feshine, davacı tarafın Finansbank Erzurum şubesine ait 09/11/2015 vade, 0488095 nolu 9.023,00 TL meblağlı çek nedeni ile davalıya borçlu olmadığının tespitine, 2.203,20 TL'nin dava tarihinden itibaren ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, 5.000,00 TL manevi tazminat talebinin şartları oluşmadığından reddine karar verilmiştir. Karar, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, satım sözleşmesine konu üründeki ayıp nedeniyle sözleşmenin feshi ile uğranılan maddi manevi zararın tahsili istemine ilişkindir. Taraflar arasında yazılı sözleşme olmadığından satıma konu tıbbi malzemelerin nitelikleri anlaşılamamaktadır....
Dava, taraflar arasındaki 10.04.2010 tarihli satış sözleşmesine konu İstanbul İli, Sancaktepe İlçesi, 342 Ada, 7 parsel, B 14 daire 10. nolu taşınmazı satın aldığı, satarken reklam broşürlerinde ve internet sitesinde belirttiği sosyal yaşam alanlarının siteye ait olmadığının tespit edilmesi nedeniyle eksik ifadan kaynaklı maddi ve manevi tazminat talebine ilişkindir....