Ancak kiracı sözleşmeye uygun olağan kullanma dolayısıyla oluşan eskime ve bozulmalardan sorumlu olmayıp münhasıran kötü kullanım nedeniyle oluşan zarar ve hasardan sorumludur. Davalının kiralananı kullandığı süre ve kullanma amacı gözetildiğinde olağan kullanımdan kaynaklanan yıpranma ve eskimelerin olacağı kuşkusuzdur. Nitekim somut olayda da kiralanandaki yıpranmaların olağan kullanımdan kaynaklı olduğu anlaşıldığına göre bu kusurların giderilmesi için gerekli olan 15 güne ilişkin kira bedelinin tazmin edilmesi gereken zarara dahil edilmesi ve davalıdan tahsiline karar verilmesi doğru görülmemiştir. 3-) Davacının faize yönelik temyiz taleplerinin incelenmesine gelince; 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunun 19/1. maddesinde "Bir tacirin borçlarının ticari olması asıldır....
Mahkemece, maddi tazminat talebinin kısmen kabulüne, 15.000,00-TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı ...'den alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin ve manevi tazminat isteminin reddine, davalı ... hakkında açılan maddi tazminat davasının reddine karar verilmiş; hüküm, davacı ve davalı ... tarafından temyiz edilmiştir. 1-Davalı ...’in temyiz itirazlarının incelenmesinde; Dava; davacının davalı ...’den satın aldığı dairenin imar projesine aykırı olduğu gerekçesi ile dairenin değerinde meydana gelen azalma nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Dava tarihinde yürürlükte bulunan 818 Sayılı Borçlar Kanunu’nun 198. maddesine (6098 Sayılı TBK.’nun 223. maddesi) göre; alıcı, teslim aldığı malı işlerin olağan akışına göre, imkân bulur bulmaz gözden geçirmek ve satıcının sorumluluğunu gerektiren bir ayıp gördüğü zaman bunu satıcıya derhal (uygun süre içinde) ihbar etmekle yükümlüdür....
Noterliğinin ... yevmiye numaralı...tarihli ihtarı ile davalı tarafa gizli ayıp ihtarında bulunduğunu, müvekkilinin araçta bulunan gizli ayıp nedeniyle zarara uğradığını, gizli ayıplar nedeniyle 150.332,00-TL masraf yapmak zorunda kaldığını, aracın gizli ayıplı olması nedeniyle yeniden çalışabilir hale gelmesi ve aracın çalışmadığı dönemde müvekkilinin yoksun kaldığı kazancın tazmini için daha sonra arttırılmak üzere şimdilik 40.000-TL' nin faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, yargılama harç ve giderlerinin de davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Noterliğinin 05/10/2017 tarih ve 10440 yevmiye sayılı işlemiyle onaylanan kira sözleşmesi incelendiğinde; sözleşmenin "diğer hususlar" başlıklı 9/h maddesinde kiralanan taşınmazın her türlü ayıplardan ari olarak ve kullanmaya elverişli teslim alındığının, "kiracının yükümlülükleri" başlıklı 7/c maddesinde her türlü küçük büyük onarımlar ve bakım masraflarının kiracıya ait olduğunun düzenlendiği, kira sözleşmesinin "diğer hususlar" başlıklı 9/e maddesinde ise kiracının taahhüdünü sözleşme ve şartname hükümlerine uygun olarak yerine getirmemesi halinde kira sözleşmesinin feshedilerek cari yıl kira bedelinin tazminat olarak kiracıdan tahsil edileceğinin düzenlendiği görülmüştür. Kira sözleşmesi, kira parası yönünden itirazın kaldırılmasını sağlayan belgelerden ise de, sözleşmenin 9/e maddesinde tazminat alacağı koşula bağlandığından (kayıtsız şartsız borç ikrarını içermediğinden) tazminat alacağı yönünden itirazın kaldırılmasını sağlayan belgelerden değildir....
Kumaşları teslim edildiği haliyle kabul eden iş sahibi şirketin süresinde yapmadığı ayıp ihbarına dayanarak tazminat isteminde bulunması mümkün olmadığından, iş sahibi şirket tarafından açılan karşı dava ve birleşen davanın reddine karar verilmesi yerine yazılı şekilde bu davaların kısmen kabulüne karar verilmesi doğru olmamıştır. 2-Davacı yüklenici şirket icra inkâr tazminatı isteminde de bulunmuştur. Davacı yüklenici tarafından dokunan kumaşlar nedeniyle hak edilen iş bedeli icra takibine konu yapılmış, mahkemece bu istek aynen kabul edilmiştir....
Mahkemece, hükme esas alınan bilirkişi raporunda, talep edilen hususla ilgili “açık ayıp” ve “gizli ayıp” ayrımının ayrıntılı ve açık bir şekilde yapılmadan konutta oluşan değer kaybı ve ayıplı imalat bedeline ilişkin hesaplama yapılmış ve yazılı şekilde karar verilmiştir. Yine hükme esas alınan bilirkişi raporunda ve mahkemece bağımsız bölümün teslim tarihi de göz önünde bulundurularak yasal süresi içinde ayıp ihbarında bulunulup bulunulmadığı hususlarına yeterince yer verilmediği anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca mahkemece, öncelikle davacının ileri sürdüğü hususlara ilişkin “açık ayıp” ve “gizli ayıp” değerlendirilmesi yapılıp, ayıp ihbarının süresinde yapılıp yapılmadığı hususu da araştırılarak sonuca uygun bir karar verilmesi gerekirken bu konuda gerekli inceleme ve araştırma yapılmaksızın eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir....
Kiracının, kira sözleşmesini yapma amacını gerçekleştirmeyi engelleyen her türlü teslim, ayıp olarak değerlendirilmektedir. Bu nedenle kira konusunun ayıpsız tesliminden söz edilebilmesi için, kiracı sözleşmeyi hangi amaçla akdetmişse kira konusunun o amacı gerçekleştirmeye yönelik tarzda teslim edilmesi gerekir. Kira sözleşmesinde, kiraya verenin borcu, kiralananı kullanmaya elverişli olarak teslim etmesiyle sona ermemektedir. Kiraya veren, kira sözleşmesi süresince de kiralananı kullanmaya elverişli hâlde bulundurmakla yükümlüdür. Bu yükümlülüğün ihlal edilmesiyle kiralananda sonradan meydana gelen ayıp türü ortaya çıkmaktadır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Tazminat-Mahrum kalınan kira alacağı Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı tazminat ve mahkum kalınan kira alacağı davasına dair karar, davalı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Dava, kira ilişkisinden kaynaklanan hor kullanma tazminatının ve mahrum kalınan kira alacağının tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne, davacıya ait dükkanda meydana gelen 7.500,00 TL zarar bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, dava konusu dükkandan davacının mahrum kaldığı 2.310,00 TL kira bedelinin davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir....
Dava, ayıp nedeniyle TBK'nın 475/1 maddesi ile taraflar arasında yapılan eser sözleşmesinden dönme ve tazminat istemine ilişkindir. Davacı iş sahibi, davalı ise yüklenicidir.Taraflar arasında 07/07/2014 tarihli teklif yazısı ile 180.000 TL+ KDV bedel karşılığında Tente Kolu Toplama Makinası yapılması ve en geç 2014 Eylül ayı sonunda teslimi konusunda eser sözleşmesi yapıldığı, söz konusu makinenin Temmuz 2015 tarihinde teslim edildiği, davacının bedele ilişkin olarak 105.000 TL ödediği uyuşmazlık konusu değildir. Uyuşmazlık, sözleşme kapsamında davacı tarafa teslim edilen makinenin ayıplı olup olmadığı, ayıp ihbarının süresinde yapılıp yapılmadığı, ayıp nedeniyle davacının sözleşmeden dönme hakkını kullanıp kullanamayacağı ile ayıp nedeniyle davacının zararı olup olmadığı noktasında çıkmaktadır. Eser sözleşmesinde ayıba dair hükümler, TBK'nın 474-478 maddeleri arasında düzenlenmiştir....
Taraflar tacir olup alıcı malı teslim aldığında muayene veya muayene ettirmekle yükümlü olup, şayet bir ayıp tespit edilirse derhal satıcıya ihbar ile yükümlüdür. Somut olayda teslim tarihinden 6 ay sonra yaptırılan tespit raporuna göre ise belirlenen ayıp derhal görülebilecek açık ayıp niteliğindedir. Hal böyle olunca kanıtlanamayan davanın reddi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir. SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davalı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 14/04/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....