"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Kiralananın tahliyesi(icra) Uyuşmazlık İcra İflas Kanun'unun 276.maddesine dayalı kiralanandaki üçüncü kişinin tahliye istemine ilişkindir. Bu durumda temyiz incelemesi dairemizin görevi dışında bulunduğundan dosyanın görevli Yargıtay 12.Hukuk Dairesi Başkanlığı'na gönderilmesine, 27.05.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Dava, ayıp nedeniyle TBK'nın 475/1 maddesi ile taraflar arasında yapılan eser sözleşmesinden dönme ve tazminat istemine ilişkindir. Davacı iş sahibi, davalı ise yüklenicidir. Taraflar arasında 07/07/2014 tarihli teklif yazısı ile 180.000 TL+ KDV bedel karşılığında Tente Kolu Toplama Makinası yapılması ve en geç 2014 Eylül ayı sonunda teslimi konusunda eser sözleşmesi yapıldığı, söz konusu makinenin Temmuz 2015 tarihinde teslim edildiği, davacının bedele ilişkin olarak 105.000 TL ödediği uyuşmazlık konusu değildir. Uyuşmazlık, sözleşme kapsamında davacı tarafa teslim edilen makinenin ayıplı olup olmadığı, ayıp ihbarının süresinde yapılıp yapılmadığı, ayıp nedeniyle davacının sözleşmeden dönme hakkını kullanıp kullanamayacağı ile ayıp nedeniyle davacının zararı olup olmadığı noktasında çıkmaktadır. Eser sözleşmesinde ayıba dair hükümler, TBK'nın 474- 478 maddeleri arasında düzenlenmiştir....
A.Ş. vekili cevap dilekçesi ve duruşmalarda özetle; Davacının ayıp iddiasını kabul anlamına gelmemek kaydıyla; davaya konu aracın ilk trafik tescil tarihinin 29/09/2016 olduğunu, buna göre iş bu davanın dava konusu aracın teslim tarihinden itibaren 2 yıllık zaman aşımı süresi geçtikten sonra açıldığını, bu nedenle davanın esasına girilmeden zaman aşımı yönünden davanın reddi gerektiğini, yine somut olayda ayıp iddiasına konu aracın motor değişimi sonrası 15/09/2020 tarihinde teslim edildiğini, davacı tarafça yasal süresi içerisinde herhangi bir ayıp ihbarında bulunulmayarak ayıp bildirim yükümlülüğüne uyulmadığını, bu nedenle davanın bu yönden esasa girilmeden dava şartı eksikliği nedeniyle reddi gerektiğini, davaya konu aracın üretimden kaynaklı ayıplı olduğu iddialarının gerçeği yansıtmadığını, buna dayanarak tazminat talebini yasada sayılan seçimlik haklardan biri ile birlikte talep etmeyerek sadece tazminat talep edilemeyeceğinin kabulü gerektiğini, davacı tarafın ayıp iddiasının haksız...
Gizli ayıplarda da, BK'nın 362/son maddesi gereği ayıp ihbarının ayıbın öğrenilmesinden hemen sonra yapılması gerekir. Gerek açık gerekse gizli ayıplı imalât halinde, iş sahibinin muayene ve ihbar külfetini süresi içerisinde yapmaması halinde yüklenici ayıp nedeniyle doğan sorumluluğundan kurtulur....
Karar sayılı ilamında; "Sözleşme, dava ve karar tarihlerinde yürürlükte bulunan mülga 818 Sayılı Borçlar Kanunu'nun 359. maddesinin 1 fıkrasında bulunan “İmal olunan şeyin tesliminden sonra iş sahibi, işlerin mutat cereyanına göre imkanını bulur bulmaz o şeyi muayeneye ve kusurları varsa bunları müteahhide bildirmeye mecburdur.” hükmü gereğince ayıp ihbarı derhal yapılmalıdır. Yapılan yargılama sırasında alınan bilirkişi raporunda belirlendiği ve mahkemece doğru olarak kabul edildiği üzere eserdeki ayıp, açık ayıp niteliğinde bulunduğundan eserdeki açık ayıbın, derhal ihbar yükümlülüğü kapsamında yükleniciye bildirilmesi zorunlu bulunmaktadır. Son teslim tarihi olan 06.06.2005 tarihinden 21 gün geçtikten sonra, 28.06.2005 tarihinde ayıp ihbarının yapılmış olması nedeniyle ayıp ihbarının süresinde yapıldığından bahsedilemez....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Taraflar arasındaki kira sözleşmesinden kaynaklı alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde taraflarca temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacılar, davalı şirket ile aralarında yapmış oldukları 01/05/2005 başlangıç tarihli kira sözleşmesi ile davalıya ait taşınmazı büfe olarak kiraladıklarını, kira sözleşmesi devam ederken davalı şirket tarafından kiralananın bir başka kiracıya eşyalı olarak kiraya verildiğini, kiralanandaki eşyaların kendilerine ait olduğunu ileri sürerek 35.000 TL kiralanandaki eşyaların bedeli, 15.000 TL kazanç kaybı ve 15.000 TL manevi tazminat olmak üzere toplam 65.000 TL nin davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmişlerdir....
Mahkemece toplanan deliller doğrultusunda, davacının fazla ödeme nedeniyle tazminat istemini ilgili dava dosyalarında usulüne uygun ileri sürebilecekken davacının tüm bu aşamalarda itirazda bulunmayıp çekle ödeme yaptığı, daha sonradan bunu tazminat konusu yapmasının iyi niyetle bağdaşmadığı gibi usül hukukunun genel prensipleriyle de örtüşmediği, ayıp iddiası yönünden ise süresi içerisinde usulüne uygun ayıp ihbarında bulunulmadığı gerekçeleriyle oy çokluğuyla davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, 20.03.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Davalı, kataloğun davalı şirket tarafından bastırılmadığı, satışın katalog üzerinden yapılmadığını, davacının tasdikli mimari projeyi inceleyerek taşınmazı satın aldığını, taşınmazın projeye uygun olarak inşa edildiğini, dava dilekçesinde ileri sürülen hususların açık ayıp olarak değerlendirilebileceğini, süresi içinde ayıp ihbarında bulunulmadığını savunarak davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile 45.500,00-TL'nin 25.01.2012 tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dava, davalıdan satın alınan dairede ve ortak alanlarda mevcut ayıplar ve eksikler nedeniyle oluşan değer kaybının ve geç teslim nedeniyle kira kaybının ödetilmesi talebine ilişkindir. Davalı, dairede ayıp bulunmadığını ve ayıp ihbarının süresinde yapılmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir....
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR ESAS NO :2023/307 Esas KARAR NO :2023/448 DAVA :Tazminat DAVA TARİHİ :27/06/2016 KARAR TARİHİ :11/07/2023 Mahkememizde görülmekte olan tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Tefrik edilen asıl davaya karşı süresinden sonra açılan davada davacılar vekili; davalı tarafça teslimi kararlaştırılan dairenin teslim edilmediğini ileri sürerek, taşınmazın, projeye uygun hale getirilip, ayıp ve noksanlıkların giderilerek teslimine (aynen ifaya), bunun mümkün olmaması halinde sözleşme kapsamındaki yükümlülüklerin yerine getirilmemesi nedeniyle ayıp noksanların giderilmesi için gereken bedelin tespiti ile bu bedelin davalıdan tahsiline karar verilmesini, dairenin belirlenen sürede teslim edilmemesi nedeniyle yoksun kalınan kira bedeli, dairenin rayiç bedelinin belirlenerek sözleşmede kararlaştırılan satış bedeli ile rayiç bedel arasındaki fark üzerinden müvekkillerinin uğradığı zarar ve davalının sözleşmede kararlaştırılan...
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılan yargılama sonunda; ".Davanın, satış ilişkisinde ortaya çıkan ayıp nedeniyle tazminat davası olduğu anlaşılmıştır. 35.TSF.61 (yeni 42.EPJ.40) plakalı aracın Torbalı 4. Noterliğinin 300 yevmiye sayılı 12.01.2015 tarihli işlemiyle davalı tarafından davacı murisi Seçkin Karaca’ya satıldığı anlaşılmıştır. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının 2017/29032 sayılı soruşturması ile dava konusu aracın da bulunduğu 21 aracın kıymet kaçakçılığına konu edilmesi nedeniyle Ankara 3. Sulh Ceza Hakimliğinin 2017/4027 d.iş sayılı kararı ile dava konusu araç hakkında el koyma kararı verilmesi üzerine 24.05.2017 tarihinde dava konusu araca el koyulduğu anlaşılmıştır. 2017/29032 sayılı soruşturma sonucu kamu davasının Ankara 1....