Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Kiralananın tahliye edildiğinin (kiracının kiralananı iade borcunu yerine getirdiğinin) kabul edilebilmesi için, kiralananın fiilen boşaltılması yeterli değildir; anahtarın da kiralayana teslim edilmesi gerekir. Kiracının bildirdiği tahliye tarihinin kiralayan tarafından kabul edilmemesi; başka bir ifadeyle, tahliye tarihinin taraflar arasında çekişmeli olması halinde; kiralananın fiilen boşaltıldığını ve anahtarın teslim edildiğini, böylece kira ilişkisinin kendisince ileri sürülen tarihte hukuken sona erdirildiğini kanıtlama yükümlülüğü, kiracıya aittir. Kiracı, kiralananı kendisinin ileri sürdüğü tarihte tahliye ettiğini kanıtlayamazsa kiralayanın bildirdiği tarihe itibar olunmalıdır. Olayımıza gelince; Davada dayanılan ve karara esas alınan 01.06.2011 başlangıç tarihli ve 1 yıl süreli kira sözleşmesi konusunda taraflar arasında bir uyuşmazlık bulunmamaktadır....

    Mahkemece, tahliye davası süresinde açılmadığından reddine, eski hale getirme davasının ise kabulü ile duvarın projeye uygun hale getirilmesine karar verilmiş, hüküm davacı ve davalı tarafından temyiz edilmiştir. 1- Dosya kapsamına, toplanan delillerle , mevcut deliller mahkemece takdir edilerek karar verilmiş olmasına ve takdirde de bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacının temyiz itirazları yerinde değildir. 2- Davalının eski hale getirme talebine ilişkin temyiz itirazlarına gelince; Somut olayda; taraflar arasında 20.01.2003 başlangıç tarihli bir yıl süreli kira sözleşmesi bulunduğu hususunda uyuşmazlık bulunmamaktadır, davalının kiralananı duvarı kaldırılmak suretiyle maliki olduğu işyeri ile birleştirilerek kullanıldığı anlaşılmaktadır....

      Kiralayan durumunda olmayan malik ve kiralananı sonradan iktisap eden yeni malikin inceden kiracıya ihbar göndererek kira paralarının kendisine ödenmesini istemesi bu ihbarın sonuçsuz kalması halinde yasal içerikli ihtarname tebliğ ettirmek suretiyle dava açması gerekir. Dava hakkına ilişkin bu husus mahkemece kendiliğinden gözönünde bulundurulmalıdır. Olayımıza gelince; davacıların 15/08/2012 tarihinde başlattığı icra takibinin dayanağı 01/01/2009 başlangıç tarihli bir yıl süreli sözlü kira sözleşmesidir. Davalı savunmasında kiralananı davacıların babası...'ten kiraladığını savunmuştur. Dosyaya sunulan mirasçılık belgesinden davacıların miras bırakanı...'in 21/07/2007 tarihinde vefat ettiği, geriye mirasçı olarak davayı açan davacılar ile davaya muvafakatleri sağlanan mirasçılarının kaldığı anlaşılmaktadır....

        (B.K.nun 256) maddesi hükmü uyarınca kiracı kiralananı tam bir özenle kullanmak ve aynı kanunun 334. (B.K.nun 266) maddesi gereğince sözleşme sonunda aldığı hali ile kiralayana teslim etmekle yükümlüdür. Ancak kiracı sözleşmeye uygun olağan kullanma dolayısıyla oluşan eskime ve bozulmalardan sorumlu olmayıp münhasıran kötü kullanım nedeniyle oluşan zarar ve hasardan sorumludur. Davalının kiralananı kullandığı süre ve kullanma amacı gözetildiğinde olağan kullanımdan kaynaklanan yıpranma ve eskimelerin olacağı kuşkusuzdur....

          Davacı vekili dava dilekçesinde; Müvekkilinin maliki olduğu taşınmazda kiracı olan davalının, kiralanana yerleştikten sonra müvekkiline 04/10/2012 tarihinde kendi isteği ile imzaladığı taahhütname verdiğini, tahliye taahütnamesi ile 01/09/2013 tarihinde kayıtsız şartsız kiralananı boşaltmayı kabul ettiğini, fakat taaahhüte rağmen kiralananı tahliye etmediğini, ... İcra müdürlüğünün 2013/3048 E. Sayılı dosyasıyla tahliye için takip başlattıklarını, davalı tarafın haksız ve dayanaksız olarak takibe itiraz ettiğini, müvekkilinin davalı ile herhangi bir şekilde kira süresinin uzatılmasına yönelik bir anlaşma yapmadığını da belirterek davalının taşınmazdan tahliyesine karar verilmesini talep etmiştir....

            Davacı, dava dilekçesinde, dava konusu kiralananı 13.3.2007 tarihinde iktisap ettiğini, davalı ile bu tarihte sözlü kira sözleşmesi yapıldığını, ancak kira bedellerinin ödenmediğini ileri sürerek, itirazın iptaline ve icra inkâr tazminatının tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalı itirazında ve savunmasında, davacı ile aralarında kira sözleşmesi olmadığını, kiralananı Enis Öcal’dan kiraladığını ve kira bedellerini ...’a, o ölünce de eşine elden ödediğini belirterek davanın reddine karar verilmesini savunmuştur. Kural olarak kira sözleşmesi yazılı şekle bağlı değildir. Sözlü olarak yapılabileceği gibi yazılı olarak da yapılabilir. Ancak, kira ilişkisinin kanıtlanması açısından yazılı olarak yapılmasında yarar vardır. Sözlü olarak yapılan kira sözleşmesinin varlığı ve kira bedeli gibi diğer koşulları davacı tarafından kanıtlanması gerekir. Kira bedelinin ödendiğinin kanıtlanması ise davalıya aittir....

              Davacı vekili dava dilekçesinde; Müvekkilinin maliki olduğu taşınmazda kiracı olan davalının, kiralanana yerleştikten sonra müvekkiline 04/10/2012 tarihinde kendi isteği ile imzaladığı taahhütname verdiğini, tahliye taahütnamesi ile 01/09/2013 tarihinde kayıtsız şartsız kiralananı boşaltmayı kabul ettiğini, fakat taaahhüte rağmen kiralananı tahliye etmediğini, ....İcra Müdürlüğünün 2013/3052 E. Sayılı dosyasıyla tahliye için takip başlattıklarını, davalı tarafın haksız ve dayanaksız olarak takibe itiraz ettiğini, müvekkilinin davalı ile herhangi bir şekilde kira süresinin uzatılmasına yönelik bir anlaşma yapmadığını da belirterek davalının taşınmazdan tahliyesine karar verilmesini talep etmiştir....

                Davalı tarafından, davacı kiralayanın dava konusu kiralananı 3. kişiye devrettiği savunulmuş ve davacı tarafından da taşınmazın satıldığı kabul edilmiş ancak dosya arasında dava konusu taşınmaza ait tapu kaydına rastlanılmamıştır. Dava konusu taşınmaza ait son tapu kaydının ilgililerinden temini ile evraka eklenmesi ve ondan sonra gönderilmesi için dosyanın mahalline GERİ ÇEVRİLMESİNE, 29.4.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

                  "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ Taraflar arasında görülen kiralananı tahliyesi davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Hükmü temyiz eden davalı vekili, 08.02.2017 tarihli dilekçesi ile temyiz isteminden feragat ettiğini bildirmiştir. Bu nedenle temyiz dilekçesinin REDDİNE, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 14.03.2017 gününde oybirliği ile karar verildi....

                    nun 360.maddesinde kiraya verenin borçları olarak teslim borcu "Kiraya veren, birlikte kiralanmış taşınır şeyler varsa bunlar da içinde olmak üzere, kiralananı, sözleşmenin amacına uygun biçimde kullanılmaya ve işletilmeye elverişli bir durumda kiracıya teslim etmek ve sözleşme süresince bu durumda bulundurmakla yükümlüdür." şeklinde düzenlenmiştir. Bilirkişi raporunda 18.madde uygulamaları açıklanarak 03.03.2011 tarihinde kadastro parsellerinin iptal edildiği ve yeni parsel numaraları ile kiraya verilen yerin başka kişiler adına kaydedildiği açıklanmıştır. Ancak, kiraya veren ve malik sıfatları birbirinden farklı kavramlardır. Kiraya verenin malik olması gerekmediği gibi malikten izin veya yetki alması da gerekmez. Kiraya veren, kiralananı teslim borcu kapsamında kiracıya teslim ettiği ve sözleşme süresi boyunca kiracının kullanımına hazır olarak bulundurduğu sürece kiracı, sırf kiraya verenin malik olmadığından bahisle kira sözleşmesini feshedemez....

                    UYAP Entegrasyonu