Kiracının kiralananı iade borcu, ancak bu şekilde, durumun kiraya verene bildirildiği tarihte son bulur. Aksi takdirde, kiracının, kira sözleşmesinden kaynaklanan yükümlülükleri, anahtar teslimine kadar devam eder. Eldeki davada; taraflar arasında 05.01.2008 tarihli, 3 yıl süreli kira sözleşmesinin bulunduğu ve davalı şirketin kira süresi sona ermeden kiralananı tahliye ettiği hususu tartışmasızdır. Mahkemece; her ne kadar, davacının 11/03/2009 tarihli dilekçesi ile, kiralananın tahliye edildiğini belirtilmesi karşısında mecurun 16/03/2009 tarihinde tahliye edildiği ispat edilemediğinden 2009 yılı Mart ayı için talep edilen 1.250,00 TL kira bedelinin reddine karar verilmiş ise de; tahliye tarihi konusunda taraflar arasında çekişme bulunmaktadır ve kira ilişkisinin hukuken sona erdirildiğini kanıtlama yükümlülüğü de kiracıya aittir. Kiracı, kiralananı tahliye ettiğini ispatlayamazsa, kiraya verenin bildirdiği tahliye tarihine itibar olunması gerekmektedir....
Cadde No: 38 / 1 Konyaaltı-ANTALYA Adresindeki iş yerini kiracı olarak kullandığını, kira sözleşmesinin başlangıcı tarihinden itibaren 10 yıllık süre dolmuş, kiraya veren davalı yönünden kira sözleşmesinin feshi koşulları oluştuğunu, kiralayan davalı, kiralananı kullanmaya devam etmek isteyen davacı müvekkiline ilave süre vereceğini, ancak tahliye taahhüdü vermesi gerektiğini, aksi taktirde sözleşmenin başlangıcı tarihinden itibaren on yıllık sürenin dolması nedeniyle kira sözleşmesinin feshi ve tahliye isteminde ulunacağını bildirmiş, müvekkili, kiralananı tahliye etmesi mümkün olmadığı, ekonomik şartlar, pandemi döneminin etkileri buna imkan vermediği için zorunlu olarak, davalıya, tahliye tehdidi altında kiralananı 01.06.2023 tarihinde tahliye edeceğine dair Antalya 11....
Kiracının kiralananı iade borcu, ancak bu şekilde, kiralananın teslim tarihte son bulur. Aksi takdirde, kiracının, kira sözleşmesinden kaynaklanan yükümlülükleri, konut ve çatılı işyeri kiralarında anahtar teslimine diğer kira ilişkilerinde ise kiralanın teslimine kadar devam eder. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 316. maddesi uyarınca; kiracı, kiralananı tam bir özenle kullanmak ve aynı Kanun'un 334. maddesi uyarınca da kira sözleşmesinin sonunda kiralananı aldığı hali ile kiraya verene teslim etmekle yükümlüdür. Ancak kiracının kiralananı kullandığı süre ve kullanma amacı gözetildiğinde olağan kullanımdan kaynaklanan yıpranma ve eskimelerin olacağı kuşkusuzdur. Bu doğrultuda kiracı, kiralananda sözleşmeye uygun, olağan kullanma dolayısıyla oluşan eskimelerden ve bozulmalardan sorumlu olmayıp münhasıran kötü kullanım nedeniyle oluşan zarar ve hasardan sorumludur....
O halde Mahkemece, taraf delilleri değerlendirilerek, dava konusu kiralanan taşınmazda hor kullanmadan kaynaklanan bir hasar meydana gelip gelmediği, hasar meydana gelmiş ise bu hasarın ne kadar sürede ne bedel ile giderilebileceğinin tespit edilmesi ve kullanım süresi ile orantılı olarak yıpranma payının hesap edilip alacaktan düşülmesi gerektiği gözetilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde talebin reddine karar verilmesi doğru görülmediğinden hükmün bu sebeple bozulması gerekmiştir....
O halde; mahkemece davacı tarafından dosyaya davalıyla aralarında ...... ilişkisinin varlığını açıkça ispatlayacak taraflar arasında mevcut olan bir ...... sözleşmesi sunulmadığına ve dosya kapsamında bu hususu ispatlayacak herhangi bir delil ibraz edilmediğine göre, davacının yukarıda açıklanan madde kapsamına girecek şekilde talepte bulunma hakkı olmadığı anlaşılmış olup davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yargılamaya devam edilerek davalının yargılama giderlerinden ve vekalet ücretinden sorumlu tutulacak şekilde davanın konusuz kalmasına dayalı olarak karar verilmesine yer olmadığı kararı verilmesi doğru görülmemiştir....
Taraflar arasında düzenlenen 24/08/2010 başlangıç tarihli üç yıl süreli kira sözleşmesinin varlığı ve kiralananı 09/03/2015 tarihinde tahliye edildiği hususlarında herhangi bir ihtilaf bulunmamaktadır. Sözleşmenin 13. maddesinde düzenlenen "Kiracının kiralanan şeyin içinde ve dışında yaptıracağı tadilat ve süsleme masraflarının kendisine ait olacağı ve mukavele müddeti bittiğinde yapılan her türlü masraf ve tazminat istemeye hakkı olmayacak, izin alınarak yapılan ilavelerin aynı şekilde belediyeye teslim edilecektir" hükmünde kastedilen tezyinat, süsleme anlamında olup zorunlu ve faydalı masraflara ilişkin değildir....
Mahkemece, alınan bilirkişi raporları doğrultusunda tespit edilen hasarların giderilmesi için gereken tutarın dava tarihi itibariyle 15.721,24 TL, tadilat süresinin ise 30 gün olduğu gerekçesiyle, 15.721,24 TL hasar bedeli ile 30 günlük kira bedeli 17.500 TL’nin haksız fiil tarihi net olarak tespit edilemediğinden tespit tarihi 04/02/2013'ten itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş; hüküm, davalı tarafça temyiz edilmiştir. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nın (TBK) 316. maddesi hükmü uyarınca; kiracı, kiralananı tam bir özenle kullanma borcu altındadır. Aynı Kanun'un 334. maddesi gereğince; kiracı, sözleşme sonunda kiralananı aldığı hali ile kiralayana teslim etmekle yükümlü olup kiralananda sözleşmeye uygun olmayan, kötü kullanımı dolayısıyla oluşan zarardan sorumludur. Fakat, kiracının sorumluluğu kiraya verenin kiralananı gözden geçirme ve kiracıya bildirimde bulunması koşuluna bağlanmıştır....
Bu durumda, davacının kiralananı teslim borcunu yerine getirmeden veya teslime hazır olduğuna dair bildirime yönelik sözleşmedeki edimlerini yerine getirmeden kira parası ve ortak gider masrafı talep edemeyeceğinden, davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şeklide karar verilmesi doğru değildir. Hüküm bu nedenlerle bozulmalıdır. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle davalının temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK.ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 428.maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 27.03.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
O halde mahkemece, Yargıtay denetimine elverişli, konusundan uzman bilirkişiden davacının iddia ettiği hasarın olağan kullanımdan mı yoksa hor kullanmadan mı kaynaklandığına ilişkin rapor alınması, sözleşmenin 3. maddesinde kiracının izinsiz tadilat yapamayacağı hususu da gözetilerek sonucuna göre bir karar verilmesi, ayrıca davacı tarafça onarım süresine ihtiyaç duyulduğu belirtilerek onarım süresi kira bedeli talep edildiği dikkate alınarak, onarım süresi kadar kira alacağının hesaplanıp hüküm altına alınması gerekirken, yazılı şekilde eksik incelemeyle hazırlanmış olan bilirkişi raporuna dayanılarak karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir....
TBK'nun 323/3. maddesinde "İşyeri kiralarında devreden kiracı, kira sözleşmesinin bitimine kadar ve en fazla iki yıl süreyle devralanla birlikte müteselsilen sorumlu olur" hükmü getirilmiş ise de, bu maddenin 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanun'unda 6217 Sayılı Yasanın geçici 2. maddesinde değişiklik yapan 6353 Sayılı Yasanın değişik 53. maddesi gereğince uygulanmasının tacirler için 01.07.2012 tarihinden itibaren 8 yıl süreyle ertelendiği gözetilip, bu nedenle davalı şirket hakkındaki davanın husumetten reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde davalı şirket yönünden de davanın kabulüne karar verilmesi doğru olmadığından hükmün bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davalı ...'...