Kiralananı süre bitmeden tek taraflı olarak tahliye etme hak ve yetkisi kendisine tanınmayan kiracının, kiralayanın bilgisi ve rızası olmaksızın ve haklı bir nedene de dayanmaksızın, kira süresinin bitiminden önce kiralananı tahliye etmesi haksız fesih (sözleşmeye aykırı davranış) sayılır; böylesi bir durumda kiracı, kiralayanın bu yüzden uğradığı zararı tazminle sorumludur. Süre bitiminde kiracının feshinin haklı olması için ise, 6570 sayılı Kanunun 11.maddesine göre sözleşmenin sona ermesinden 15 gün önce sözleşme süresinin uzatılmayacağını kiralayana bildirmesi ve süre sonunda anahtarı kiralayana teslim etmiş olması gerekir. Somut olayda davalı kiralananın tahliye edileceğinin bildirildiğini ve kiralananı akdin sona erdiği tarih olan 30.06.2008 tarihinde tahliye ederek kiralayana teslim ettiğini savunmuş ise de davalı bu savunmasını yasaya uygun olarak sunduğu delillerle kanıtlayamamıştır....
Ancak,davacı kiralayanın kiralananı daha iyi şartlarla(yüksek kira ile) kiraya vermesi kiracıdan yeniden kiraya verme süresi kadar kira parası (makul süre kirası) isteme hakkını ortadan kaldırmaz. Mahkemece,öncelikle uzman bilirkişi aracılığıyla yaptırılacak inceleme sonucu dava konusu kiralananın aynı şartlarla yeniden ne kadar sürede kiraya verilebileceğinin tespiti ile bu süre kirasının da tahsiline karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile kira kaybı talebinin reddine karar verilmesi doğru olmadığından hükmün bozulması gerekmiştir. SONUÇ; Yukarıda 2 nolu bentte yazılı nedenlerle davacının temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün 2 nolu bende hasren BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 26.5.2010 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....
(B.K.nun 256) maddesi hükmü uyarınca kiracı kiralananı tam bir özenle kullanmak ve aynı kanunun 334. (B.K.nun 266) maddesi gereğince sözleşme sonunda aldığı hali ile kiralayana teslim etmekle yükümlüdür. Ancak kiracı sözleşmeye uygun olağan kullanma dolayısıyla oluşan eskime ve bozulmalardan sorumlu olmayıp münhasıran kötü kullanım nedeniyle oluşan zarar ve hasardan sorumludur. Davalının kiralananı kullandığı süre ve kullanma amacı gözetildiğinde olağan kullanımdan kaynaklanan yıpranma ve eskimelerin olacağı kuşkusuzdur. O halde mahkemece alınacak bilirkişi raporu ile hor kullanım ve olağan kullanım nedeniyle oluşan zarar ve hasar ayrımı yapıldıktan sonra kullanım süresi ile orantılı olarak yıpranma payının hesap edilip alacaktan düşülmesi gerekir. Mahkemece gerçek zararın belirtilen şekilde tespit edilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yetersiz bilirkişi raporuna dayalı olarak karar verilmesi hatalı olmuştur. Hüküm bu nedenle bozulmalıdır....
Davalı kiracı kiralananı 22.05.2013 tarihinde tahliye ettiğini bildirmiş ise de anahtar teslimini usulüne uygun olarak yazılı bir delil ile kanıtlayamamıştır. Davacı alacaklı takip talepnamesinde yeniden kiraya verilebilecek süre için alacak isteminde bulunduğuna göre, kiralananın tahliye edildiğini kabul etmiş bulunmaktadır. Bu durumda Mahkemece davacıdan kiralananı hangi tarihte teslim aldığı sorulup, kiracının bu tarihten itibaren kiralananın yeniden kiraya verilebilmesi için gereken makul süre kirasından sorumlu olacağı dikkate alınmalıdır. Taraflar sözleşmenin 15. Maddesinde; kiracının kiralananı boşaltmak istemesi halinde 2 ay önceden ihbar şartı öngörmüş olup, davalı kiracı kiralananı ihbar koşuluna uygun olarak tahliye ettiğini kanıtlayamadığından, makul sürenin tarafların kararlaştırdığı 2 ay olduğunun kabulü gerekir. Mahkemece kiralananın teslim tarihinden itibaren 2 aylık kira bedeline hükmedilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir....
Bu durumda mahkemece davanın esası hakkında karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi doğru değildir. Hüküm bu nedenle bozulmalıdır. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK.ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 428.maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 14/11/2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Davalının kiralananı tahliye ederek anahtarını usule uygun olarak teslim ettiği tarihi kanıtlaması gerekir. Davalı kiralananı 15.8.2002 tarihinde tahliye ettiğini iddia etmiş ise de bu iddiasını kanıtlayamamıştır. Bu durumda davacının kiralananda tespit yaptırdığı 24.9.2002 tarihinin tahliye tarihi olarak kabulü gerekir. Nitekim mahkemenin kabulü de bu yöndedir. Mahkemece 1.9.2002 tarihinden tahliye tarihi olan 24.9.2002 tarihine kadar ödenmeyen kira alacağının sözleşmenin artış şartına göre belirlenip, bu tarihe kadar kira alacağına hükmedilmesi gerekir. Davalı kiracı, kira süresi sona ermeden, kira sözleşmesini tek taraflı olarak feshederek, kiralananı tahliye ettiğinden, kural olarak kira süresinin sonuna kadar kira parasından sorumludur. Buna karşın davacının da, kendi üzerine düşeni yapması, kiralananın yeniden kiraya verilebilmesi için gayret göstermesi, böylece zararın artmasını önlemesi, Borçlar Kanunu’nun 98. maddesinin yollaması ile aynı kanunun 44. maddesi hükmü gereğidir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ Taraflar arasındaki kira sözleşmesinden kaynaklı alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde taraflarca temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı; 10/03/2014 başlangıç tarihli kira sözleşmesi ile kiralananı lokanta olarak kiraladığını, ilk 6 aylık kira bedelini peşin ödediğini, kiralananın dekorasyonu ve tadilatı için bir takım masraflar yaptığını, ancak binanın yapı kullanım izin belgesi olmaması nedeniyle ilgili belediyeden işletme ruhsatı alamadığını belirtmiş, peşin ödemiş olduğu altı aylık kira bedeli olan 10.500TL ile 48.000TL zorunlu masrafların davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir....
Davacı dava dilekçesinde feshin en önemli sebebi olarak AVM'nin yapı kullanım izin belgesinin bulunmamasını göstermiştir. Antalya Büyükşehir Belediye Başkanlığı'nın 29/12/2017 tarihli E.675/62875 sayılı yazısı ile Sorgun Mahallesi 2452 ada 7 parsel sayılı taşınmaz üzerinde bulunan kira konusu taşınmazın bulunduğu AVM'nin yapı kullanım izin belgesinin 18/10/2016 tarihinde düzenlendiği anlaşılmıştır. Davacı taraf ise davalı tarafa 18/10/2016 tarihinden sonra 27/10/2016 tarihinde fesih ihtarnamesi göndermiştir. Ayrıca davacı kiracı, ticaret şirketi olarak tacir unvanına sahiptir ve ileriye dönük yatırımlarında gerekli hassasiyeti ve özeni göstererek basiretli bir tacir gibi davranması kiralananın durumunu, niteliğini ve AVM'nin yapı kullanım izin belgesine sahip olup olmadığını araştırması gerekir....
Davacı dava dilekçesinde feshin en önemli sebebi olarak AVM'nin yapı kullanım izin belgesinin bulunmamasını göstermiştir. Antalya Büyükşehir Belediye Başkanlığı'nın 29/12/2017 tarihli E.675/62875 sayılı yazısı ile Sorgun Mahallesi 2452 ada 7 parsel sayılı taşınmaz üzerinde bulunan kira konusu taşınmazın bulunduğu AVM'nin yapı kullanım izin belgesinin 18/10/2016 tarihinde düzenlendiği anlaşılmıştır. Davacı taraf ise davalı tarafa 18/10/2016 tarihinden sonra 27/10/2016 tarihinde fesih ihtarnamesi göndermiştir. Ayrıca davacı kiracı, ticaret şirketi olarak tacir unvanına sahiptir ve ileriye dönük yatırımlarında gerekli hassasiyeti ve özeni göstererek basiretli bir tacir gibi davranması kiralananın durumunu, niteliğini ve AVM'nin yapı kullanım izin belgesine sahip olup olmadığını araştırması gerekir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi DAVA : Davacı, kıdem, ihbar tazminatı, ücret ve yemek alacağı ile yıllık izin ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir. Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır. Hüküm süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle dosya kapsamından, davacının daha fazla prim alabilmek için satış miktarını gerçekten daha yüksek göstermeye çalıştığının anlaşılmasına göre sonucu itibariyle doğru olan kararın bu ilave gerekçe ile ONANMASINA, aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine, 04.12.2014 gününde oybirliği ile karar verildi....