Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davacının yıllık izin alacağı ile ilgili olarak 2016 yılı Nisan ayı maaş bordrosunda mevcut yıllık izin tahakkuku talep edilmiş olduğu görülmüş olup iş akdinin feshinden sonra banka özetinin incelenmesinde yıllık izin ücretine ilişkin ödemeye rastlanmadığından bordro tahakkuku tutarında yıllık izin ücret alacağı bulunduğu yönünde kanaate varılmıştır. Ayrıca dava açıldıktan sonra ödeme yapılması nedeniyle bir kısım miktarın konusuz kaldığı anlaşılmış bu miktar için davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir. 6100 sayılı H.M.K.nın 331/1 maddesinde; "Davanın konusuz kalması sebebiyle davanın esası hakkında bir karar verilmesine gerek bulunmayan hâllerde, hâkim, davanın açıldığı tarihteki tarafların haklılık durumuna göre yargılama giderlerini takdir ve hükmeder" düzenlemesi bulunmaktadır....

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE Dairemizce HMK'nın 355. maddesi kapsamında istinaf dilekçesinde belirtilen hususlarla sınırlı olmak üzere ve kamu düzenine ilişkin hususlar resen dikkate alınarak yapılan inceleme neticesinde; İlk derece mahkemesince; Dairemizin 04.09.2019 tarihi ve 2019/271 E. ve 2019/532 K. sayılı kaldırma kararı doğrultusunda; taraflar arasında ki kira sözleşmesinin 01.04.2016 tarihinde süresinden önce sona erdiği, kiralananı yapılan imalatlarla birlikte daha sonra üçüncü bir kişiye kiraya veren davacı kiralayanın bu tadilatlara izin verdiği, kira sözleşmesi, vekaletsiz iş görme ve sebepsiz zenginleşme hükümleri gereğince, davacı kiracının kiralanana yapmış olduğu zorunlu ve faydalı imalatların bedelini, kiralananı kullandığı süreyle orantılı olarak yıpranma payı da düşülmek suretiyle davalı kiralayandan talep edebileceği kabul edilerek; yine Dairemizin kaldırma kararında belirtildiği şekilde yapılan keşif sonucunda, alınan usul ve yasaya uygun bilirkişi...

sunmadığını, davacı şirket ve ortaklarının kendilerine sıfır durumda, eksiksiz ve tam teslim edilmiş kiralananı onsekiz yıl kullandıklarını savunarak, davanın reddini ve lehlerine kötü niyet tazminatına hükmedilmesini istemişlerdir....

    Kiralananın tahliye edildiğinin (kiracının kiralananı iade borcunu yerine getirdiğinin) kabul edilebilmesi için, kiralananın fiilen boşaltılması yeterli değildir. Anahtarın da kiralayana teslim edilmesi gerekir. Kiracının bildirdiği tahliye tarihinin kiralayan tarafından kabul edilmemesi; başka bir ifadeyle, tahliye tarihinin taraflar arasında çekişmeli olması halinde; kiralananın fiilen boşaltıldığını ve anahtarın teslim edildiğini, böylece kira ilişkisinin kendisince ileri sürülen tarihte hukuken sona erdirildiğini kanıtlama yükümlülüğü, kiracıya aittir. Kiracı, kiralananı kendisinin ileri sürdüğü tarihte tahliye ettiğini ispatlayamazsa, kiralayanın bildirdiği tahliye tarihine itibar olunmalıdır....

      Kira sözleşmesinin hususi şartlar 3. maddesinde “Mal sahibi kiracıya kesinlikle müdahale etmeyecek, kiracıya gerekli tadilat yapmaya izin verilmiştir.” 4. maddesinde “ Kiracı kiralana yerin elektrik tesisatında tamirat ve tadilat yapabilir.” 9. maddesinde “Sözleşme bitiminde taraflar anlaşamayıp kiracının kiralanan mülkten ayrılması durumunda yapılan tadilat masrafları mülk sahibinden ücret talep edilmeyecek ve yapılan işin malzemeleri mülk sahibine bırakılacaktır.” 10. maddesinde “Bu kira sözleşmesi 10 maddeden ibaret olup daha önceden yapılan sözleşmeleri geçersiz kılar.” düzenlemesi getirilmiştir. Davalı kiraya verenin, kiralananı sözleşmeyle amaçlanan kullanım şekline uygun olarak davacı kiracıya teslim ettiği, yirmi yıllık sözleşme süresi bitmeden dava dışı kurum tarafından 6036 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun kapsamında kiralananın tahliye edildiği ve yıkıldığı sabittir....

        Taraflar arasında akdedilen finansal kiralama sözleşmesinin 28.1. maddesi “Sözleşmenin herhangi bir sebeple sona ermesi halinde, sözleşmeden doğan satın alma hakkını kullanmayan veya bu hakkı bulunmayan kiracı, kiralananı hasar ve gideri kendisine ait olmak üzere, kiralayanın uygun gördüğü yerde kiralayanın teslim ihbarından itibaren 5 (beş) gün içinde kiralayana iade ekmekle yükümlüdür. Kiralayan yaptığı ihbara rağmen kendisine teslim edilmeyen kiralananı bizzat geri almak için hasar ve gideri kiracıya ait olmak üzere her türlü fiili ve hukuki girişimde bulunabilir ve kiralananın iadesindeki gecikmeden doğan zararın tazminini kiracıdan talep edebilir “ 3226 Sayılı Finansal Kiralama Kanunu’nun 24. maddesi de; “ Sözleşme sona erdiğinde, sözleşmeden doğan satın alma hakkını kullanmayan veya bu hakkı bulunmayan kiracı finansal kiralama konusu malı derhal vermekle mükelleftir” hükümlerini içermektedir....

          Davacı, dava dilekçesinde, davalının oturmakta olduğu kiralananı mülk edinmek için satın aldığım, eski olan binanın her geçen gün biraz daha yıprandığını ve binanın esaslı tamirat ve bakımı yapılarak korunmaya alınması gerektiğinden bahisle satın alma ve esaslı tamir ve tadil nedeniyle tahliyesini istemiştir. Davalı davanın reddini istemiş, mahkemece taşınmazın tadilatının gerekli olduğu ve 6570 sayılı Yasanın 7/d maddesine göre davanın süresinde açıldığı belirtilerek kiralananın tahliyesine karar verilmiştir. Davacı kiralananı 26.04.2004 tarihinde iktisap etmiş, bu tarihi izleyen bir ay içerisinde davalıya 26.05.2004 tarihinde tebliğ edilen ihtarda kiralananda esaslı surette tamir ve tadilat yapacağını bildirerek tahliyesini istemiştir. 6570 sayılı Yasanın 7/d maddesine göre davalıya tebliğ edilen ihtarda kendisinin eşinin veya çocuklarının iktisap edilen yer konut ise oturma ihtiyacının işyeri ise çalışma ihtiyacının bildirilmesi zorunludur....

            Davalı kiralananı 12.12.2009 tarihinde tahliye ettiğini savunmuş ise de anahtar teslimini yazılı belge ile kanıtlayamamıştır. Bunun yanı sıra davacı kiralayan da kiracının hangi tarihte tahliye edilip, taşınmazın teslim alındığını açıklamamıştır. Bu durumda davacıdan kiralananı hangi tarihte teslim aldığı sorulup saptanmalıdır. Davalının bu tarihe karşı çıkması halinde davalı cevap dilekçesinde yemin deliline de dayandığından yemin teklif etme hakkı hatırlatılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, ödeme ile ilgili yemin teklif hakkının hatırlatılması ile yetinilip tahliye ve anahtar teslimi ile ilgili yemin teklif etme hakkı hatırlatılmadan karar verilmesi doğru görülmemiştir. Hüküm bu nedenle bozulmalıdır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 25.04.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

              Aynı Yasanın 11. maddesi gereğince kiracı kira süresinin bitiminden en az onbeş gün önce kiralananı tahliye edeceğini kiralayana yazı ile bildirmek suretiyle sözleşmeyi feshetmediği takdirde, sözleşme aynı şartlarla bir yıl daha uzamış sayılır. 6570 Sayılı Yasa kiralayana süre bitimi nedeniyle akdi fesih hakkı tanımadığı gibi 7. maddesinde de tahliye sebeplerini sınırlı olarak saymıştır. 6570 sayılı kanunda ve Borçlar Kanunu'nun bu kanuna aykırı olmayan hükümlerinde gösterilen haller dışında tahliye kararı verilemez. Davada 6570 Sayılı Kanunun 7. maddesinde belirtilen sebeplere dayanılmadığına göre, yazılı şekilde tahliye kararı verilmesi usul ve yasaya aykırı olup hüküm bu nedenle bozulmalıdır. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenle temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 01.03.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

                Sözleşmenin özel şartlar 5.maddesinde, “Kiracı, kiralananı dikkat ve ihtimamla kullanmak zorundadır. Kötü kullanımdan doğacak her türlü zarar ve ziyanı kiracı karşılamakla yükümlüdür. Kiracı, kiralananı sağlam olarak teslim almıştır. Normal aşınma ve eskimenin dışında kiracı daireyi teslim aldığı şekilde teslim etmek zorundadır.” düzenlemesine, 9.maddesinde ise, “Kiracı, kiraya verene 8.000 TL depozito ödeyecektir. Tahliye anında herhangi bir hasar, zarar, ziyan ve ödenmemiş para ve fatura yok ise, bu depozito kiracıya en geç 1 ay içinde aynen TL olarak iade edilir. Aksi halde borçlar mahsup edildikten sonra geri kalan iade edilecektir…” düzenlemelerine yer verilmiştir. Davacı tarafından açılan dava ile sözleşme gereğince verilen depozitonun iadesi istenilmiş ve mahkemece de kabul kararı verilmiş ise de, yapılan inceleme ve araştırma hüküm kurmaya yeterli değildir....

                  UYAP Entegrasyonu