Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davacı vekili dilekçesinde, davalının akde aykırı olarak kiralananı devrettiğini, binadaki diğer kiracıları ve komşuları rahatsız ettiğini, müvekkiline hile ile boş sözleşme imzalattığını, güveni kötüye kullandığını belirterek davalının kiralanandan tahliyesine karar verilmesini talep etmiştir. Uyuşmazlık davalı kiracının, kiralananı akde aykırı olarak kullandığı iddiasından kaynaklanmaktadır. Türk Borçlar Kanununun 316.maddesi hükmü uyarınca kiracı kiralananı sözleşmeye uygun olarak özenle kullanmak ve kiralananın bulunduğu taşınmazda oturan kişiler ile komşulara gerekli saygıyı göstermekle yükümlüdür. Kiracının bu yükümlülüğe aykırı davranması durumunda sözleşmeye aykırılık nedeniyle tahliyesine karar verilebilmesi için kiraya verenin konut ve çatılı işyeri kirasında kiracıya en az otuz gün süre vererek aykırılığın giderilmesini, aksi takdirde sözleşmeyi feshedeceğini yazılı olarak bildirmesi ve tanınan bu süre içerisinde de akde aykırılığın giderilmemiş olması gerekir....

Kiracı, devir öncesi mevcut muaccel ödenmemiş kira bedeli borçlarından dolayı kiralananı devreden kiralayana karşı, devir tarihinden sonra ise yeni malike karşı sorumludur. Kiralananı satın alan yeni malik TBK'nın 310. maddesi uyarınca önceki malik kiralayanın haklarına halef olmuş ise de, bunun için öncelikle kiralananı satın aldığı ve kira paralarının bundan sonra kendisine ödenmesi yönünde kiracıya bildirimde bulunması gerekir. Yeni malik tarafından kiracıya ihtar gönderilmesinden önce kiracının kira paralarını önceki malike ödemesi halinde, önceki malike yapılan ödeme miktarınca kiracı sorumluluktan kurtulacaktır. Somut olayda davacının kiralananı 07/07/2021 tarihinde satın aldığı, bu konudaki 03/09/2021 tarihli ihtarnamenin ise davalıya 06/09/2021 tarihinde tebliğ edildiği tarafların kabulünde olup ihtilafsızdır....

Davalı vekilinin hor kullanma tazminatına yönelik temyiz itirazlarına gelince; Dava tarihinde yürürlükte bulunan 6098 Sayılı T.B.K.’nun 316. maddesi (818 sayılı eski B.K.’nun 256. maddesi) hükmü uyarınca kiracı kiralananı tam bir özenle kullanmak ve aynı kanunun 334. maddesi (818 sayılı BK'nun 266.maddesi) gereğince kiralananı sözleşme sonunda aldığı hali ile kiraya verene teslim etmekle yükümlüdür. Ancak kiracı sözleşmeye uygun kullanma dolayısıyla oluşan eskime ve bozulmalardan sorumlu olmayıp münhasıran kötü kullanım nedeniyle oluşan zarar ve hasardan sorumludur. ... Mahkemece, bilirkişi raporu dikkate alınarak davanın kabulüne karar verilmişse de; Hükme esas alınan tespit raporunda onarım gerektiren işlerin olağan kullanımdan mı kaynaklandığı yoksa kötü kullanımdan mı kaynaklandığı açık şekilde belirtilmemiştir....

    Mahkemece; taraflar arasında düzenlenen 25/05/2012 başlangıç tarihli kira sözleşmesiyle dava konusu taşınmazın davalı tarafından davacıya 5 yıl süreyle kiralandığı, kira bedelinin aylık 750,00 TL olduğu, davacı kiracının kiralanana 20.290,00 TL tutarında tadilat yaptırdığı, bu hususun gerek delil tespit dosyası gerekse keşif sonucu alınan bilirkişi raporuyla tespit edildiği, davalı kiraya verenden kaynaklı nedenlerle hamamın 12/10/2012 tarihinde mühürlenerek kapatıldığı, bu tarihten sonra davacı kiracının kiralananı kullanmadığı, iş yerinin gerekli kriterlere uygun olmaması nedeniyle kapatılmasında davacıya atfedilebilecek herhangi bir kusur bulunmadığı, bu nedenle davacı-karşı davalı kiracının yapmış olduğu giderleri talep etmesinde haklı olduğu; buna karşılık her ne kadar davalı-karşı davacı kiraya veren 1 yıllık kira alacağı talep etmiş olsa da kira sözleşmesinin kendisinden kaynaklı nedenlerle sona erdiği, davacı-karşı davalı kiracının kiralananı kullandığı dönemle sınırlı olarak kira...

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma HÜKÜM : CMK’nın 223/2-e maddesi gereğince beraat Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçundan, sanık hakkında verilen beraat hükmü, katılan vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü; Sanığın, toptan kuyumculuk yapan katılanın yanında "çantacı" tabir edilen sıfatla haftalık ücretle çalıştığı, katılandan aldığı altınları katılanın adına değişik yerlerdeki alıcılara satarak parasını katılana getirdiği, kuyumcuların siparişi olmamasına rağmen sipariş verilmiş gibi katılandan almış olduğu altınları uhdesinde tuttuğu, altınların ücretini katılana getirmediği bu suretle üzerine atılı hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçunu işlediği iddia olunan somut olayda; sanığın soruşturma ve kovuşturma aşamalarında değişmeyen savunmaları, tanık beyanları ile tüm dosya kapsamından sanığın üzerine atılı hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçunu işlediğine...

        A.Ş. isimli işyerinde 10 yıldır şoför olarak çalıştığı, işyerinde üretilen kimyasal maddenin dağıtımı sırasında kimyasal maddelerin konulduğu plastik bidonlar ile bidonların taşınmasında kullanılan tahta paletlerin geri dönüşümlü olarak sürekli kullanılması nedeniyle kimyasal maddelerin alıcılara tesliminden sonra işyerine iade edilmesi gerekirken sanığın iade etmeyerek evine götürdüğü, bu suretle üzerine atılı hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçunu işlediği iddia edilen somut olayda; sanığın sabit olan savunması, katılan ve tanık beyanları ile dosya kapsamındaki diğer deliller doğrultusunda, sanığın atılı suçu işlediğinin sabit olmadığı gerekçesine dayanan mahkemenin beraat hükmünde bir isabetsizlik görülmemiştir....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Özel belgede sahtecilik, güveni kötüye kullanma HÜKÜM : Beraat Sanığın, kiracısı olan katılandan evin satılığa çıkarılması nedeniyle alıcılara gösterilmesini sağlamak için kapı anahtarını isteyerek ele geçirdiği, anahtarla eve girerek evin kapı kilit göbeğini değiştirerek akabinde katılanın girmesine engel olması, eve giren katılanın evde bulunan eşyalar ile ilgili de katılan adına belge düzenleyerek sunduğunun iddia edildiği olayda; soruşturma aşamasında .........

            şirketinin yöneticisi olan tanık ...’ın 28.05.2009 tarihli beyanında "müşteriye bırakılan güvenlik numaralı poşetler ile alıcılara teslim edilen poşet numaralarının tutmadığını tespit ettik." demesi karşısında sanıkların suça konu kargo poşetlerini müşteriden aldıkları anlaşıldığından tebliğnamedeki eksik araştırmaya yönelik görüşe iştirak edilmemiştir. Yapılan yargılama sonunda, sanıkların atılı suçu işlediğine dair mahkumiyetine yeter nitelikte delil elde edilemediğinin mahkemece kabul ve takdir kılınmış olduğundan, katılanlar vekillerinin kargo paketlerinin değiştirilmiş olmasından dolayı sanıkların atılı suçu işlediğinin sabit olduğuna ilişkin temyiz itirazlarının reddiyle, beraate ilişkin hükümlerin ONANMASINA, 07/11/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

              (B.K.nun 256) maddesi hükmü uyarınca kiracı kiralananı tam bir özenle kullanmak ve aynı kanunun 334. (B.K.nun 266) maddesi gereğince sözleşme sonunda aldığı hali ile kiralayana teslim etmekle yükümlüdür. Ancak kiracı sözleşmeye uygun olağan kullanma dolayısıyla oluşan eskime ve bozulmalardan sorumlu olmayıp münhasıran kötü kullanım nedeniyle oluşan zarar ve hasardan sorumludur. Davalının kiralananı kullandığı süre ve kullanma amacı gözetildiğinde olağan kullanımdan kaynaklanan yıpranma ve eskimelerin olacağı kuşkusuzdur. Nitekim somut olayda da kiralanandaki yıpranmaların olağan kullanımdan kaynaklı olduğu anlaşıldığına göre bu kusurların giderilmesi için gerekli olan 15 güne ilişkin kira bedelinin tazmin edilmesi gereken zarara dahil edilmesi ve davalıdan tahsiline karar verilmesi doğru görülmemiştir. 3-) Davacının faize yönelik temyiz taleplerinin incelenmesine gelince; 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunun 19/1. maddesinde "Bir tacirin borçlarının ticari olması asıldır....

                Davalı kiracı kiralananı tahliye edeceğini 31.03.2010 tarihli ihtarname ile davacıya bildirmiş ve kiralananı Mart/2010 sonu itibariyle tahliye etmiştir. Sözleşmeye bağlılık (ahde vefa) ilkesi gereği taraflar sözleşme hüküm ve koşullarına uygun davranmak durumundadır. Haklı neden olmadıkça ve usulüne uygun feshedilmedikçe kiracı, sözleşme süresi ile bağlı olup sözleşmenin süresinden önce ve haksız olarak feshi durumunda kiralayanın bundan kaynaklanan zararını gidermekle yükümlüdür. Somut olayda kiralananın olağan sözleşme süresinden önce (Mart/2010 sonu itibariyle) tahliye edilerek anahtarın davacıya teslim edildiği çekişme konusu değildir. Her ne kadar davalı sözleşmenin haklı nedenle feshedildiğini ve giderim borcu olmadığını savunmuş ise de BK 250.maddesi kapsamında feshin haklı olduğu davalı kiracı tarafından kanıtlanabilmiş değildir....

                  UYAP Entegrasyonu