CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesi ile; dava göreli mahkemede açılmamıştır. davacının iddialarını kabul anlamına gelmemekle birlikte, davaya konu icra dosyası dayanak bononun kira teminatı olduğu davacı tarafça dile getirilmesi nedeniyle kira ilişkisinden kaynaklı tüm davalarda görevli ve yetkili mahkemenin sulh hukuk mahkemesi olması nedeniyle, sayın mahkemece işin esasına girilmeden davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiği, somut olayda davacının dava açmakta hukuki yararı bulunmamaktadır. bu nedenle, davacının hukuki yararı bulunmaması sebebiyle reddine karar verilmesini talep etmiştir. KANITLAR: İcra dosyası, sözleşme, ticari defter ve bağlı kayıtlar, bilirkişi raporu, vs....
Her iki kriter bakımından değerlendirme yapıldığında ise taraflar TTK m.16/2 uyarınca tacir olduğunda taraflar arasındaki “kira sözleşmelerinden” doğan davalarda “ticari dava” niteliğinde olacağından bu davalarda da görevli mahkeme TTK m.5 uyarınca dava açılan yerde varsa müstakil Asliye Ticaret Mahkemeleri yoksa Asliye Hukuk Mahkemesi (Asliye ticaret Mahkemesi Sıfatıyla ) dir. Somut olaydaki davaya konu olan uyuşmazlık tacirler arası kira ilişkisinden kaynaklanmaktadır. Bu nedenle uyuşmazlıkta her iki tarafın tacir olması ve ihtilafın aralarındaki kira sözleşmesinden kaynaklanması karşısında açılan bu dava “ticari dava “ niteliğindedir. Bu uyuşmazlık ticari dava niteliğinde olduğundan görevli mahkemenin tayini ticari nitelikte olmayan kira ilişkisinden doğan ihtilaflarda Sulh Hukuk Mahkemelerini görevli kılan 6100 Sayılı HMK'nun 4. Maddesindeki görev düzenlemesi değil , 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunun 5....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE; Uyuşmazlığın taraflar arasında akdedilen kiralama sözleşmesinden kaynaklı olduğu ; Bilindiği üzere mahkemenin görevi HMK 114. maddesi gereğince dava şartı olup, mahkemece kendiliğinden ve yargılamanın her aşamasında gözetilmesi gereken bir husustur. Dava konusu uyuşmazlık davalıya ait iş yeri niteliğindeki bağımsız bölümün davacı tarafından kiralanması ve fazla yapıldığı iddia edilen kira ödemesinin geri istemimden kaynaklı itirazın iptali davası olduğu anlaşılmıştır....
Asliye hukuk mahkemesince, taraflar arasında uyuşmazlığın kira ilişkisine dayalı olarak talep edilen aidat, yakacak parası olduğu, kira ilişkisinden doğan bu davalara bakma görevinin sulh hukuk mahkemeleri olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. Sulh hukuk mahkemesince, davacının kira sözleşmesinin “Kiralayan, kiracı ya da malik” olarak taraf olmadığının anlaşıldığı, davanın kira ilişkisinden kaynaklanmadığı, alacağın kira ilişkisinden değil güven ilişkisinden doğduğu gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurulmuştur. 6100 sayılı HMK'nın 4/1-a maddesinde kiralanan taşınmazların, 9/6/1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununa göre ilamsız icra yoluyla tahliyesine ilişkin hükümler ayrık olmak üzere, kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dâhil olmak üzere tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar ile bu davalara karşı açılan davalara, konuları ve değerlerine bakılmaksızın sulh hukuk mahkemelerinde bakılacağı hükmüne yer verilmiştir....
Rödovans sözleşmesi, mahiyeti itibariyle Borçlar Kanununun 270 ve devamı maddelerinde düzenlenen hasılat kira sözleşmelerinin bir türü olduğundan, taraflar arasındaki ilişkinin kira sözleşmesi kapsamında değerlendirilecek olmasına göre, uyuşmazlığın sulh hukuk mahkemesinde görülüp, sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK’nın 21 ve 22. maddeleri gereğince ... Sulh Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 31/05/2016 gününde oy birliğiyle karar verildi....
Davanın kira akdine dayalı olarak açıldığı, Yargıtay 3. Hukuk Dairesi Başkanlığı'nın 2015/18287 Esas, 2017/5791 Karar sayılı kararında da belirtildiği üzere yazılı sözleşmede ödenecek kira bedelinin belirtilmemiş olması halinde kira bedelinin kiralayan tarafından ispatlanması gerektiği açıktır. HMK 4/a maddesi gereğince "kiralanan taşınmazların İcra İflas Kanununa göre ilamsız icra yoluyla tahliyesine ilişkin hükümler ayrık olmak üzere kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dahil olmak üzere tüm uyuşmazlıklara konu olan davalar ile bu davalara karşı açılan davalar Sulh Hukuk Mahkemesinde" görüleceğinin düzenlendiği, davacı tarafın, kiraladığını iddia ettiği taşınmazlara sözleşmenin tarafı olan davalının sözleşmeye aykırı el atmasından kaynaklı zararının tazminini talep ettiği, bu nedenle ispat kuralları dikkate alınarak davanın Sulh Hukuk Mahkemesinde görülmesi gerektiği anlaşılmıştır....
HMK 4/1- a maddesinde "Sulh hukuk mahkemeleri, dava konusunun değer veya tutarına bakılmaksızın; Kiralanan taşınmazların, 9/6/1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununa göre ilamsız icra yoluyla tahliyesine ilişkin hükümler ayrık olmak üzere, kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dâhil olmak üzere tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar ile bu davalara karşı açılan davaları," hükümleri bulunmaktadır. Davanın, davacıya ait taşınmazların davalı tarafından dava dışı şirkete kiraya verilip, alınan kira bedellerinin davacıya ödenmemesinden kaynaklı alacak davası olduğu, bu nedenle taraflar arasında kira ilişkisi bulunmadığı anlaşılmaktadır. Taraflar arasında kira ilişkisi bulunmadığından HMK 4/1- a madde kapsamında sulh hukuk mahkemesi görevli değildir. Mal varlığına ilişkin davalarda görevli mahkeme HMK 2 madde gereği asliye hukuk mahkemesidir. Davanın açıldığı İnegöl 1....
Sayılı dosyasından kaynaklı dosyaya konu icra takibi ile ilgili menfi tespiti talebine ilişkin davasıdır. 6100 Sayılı HMK' nın 4. Maddesi uyarınca:".. Sulh hukuk mahkemeleri, dava konusunun değer veya tutarına bakılmaksızın; a) Kiralanan taşınmazların, 9/6/1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununa göre ilamsız icra yoluyla tahliyesine ilişkin hükümler ayrık olmak üzere, kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dâhil olmak üzere tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar ile bu davalara karşı açılan davaları.." kira sözleşmesinden kaynaklanan davalar Sulh Hukuk Mahkemesinde görülmektedir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Yapılan yargılama, toplanılan deliller ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; Dava, ticari nitelikteki taşınır kira sözleşmesinden kaynaklanan alacak davasıdır. 6100 Sayılı HMK' nın 4. Maddesi uyarınca:".. Sulh hukuk mahkemeleri, dava konusunun değer veya tutarına bakılmaksızın; a) Kiralanan taşınmazların, 9/6/1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununa göre ilamsız icra yoluyla tahliyesine ilişkin hükümler ayrık olmak üzere, kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dâhil olmak üzere tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar ile bu davalara karşı açılan davaları.." kira sözleşmesinden kaynaklanan davalar Sulh Hukuk Mahkemesinde görülmektedir....
HMK'nın 2/1. maddesinde “Dava konusunun değer ve miktarına bakılmaksızın mal varlığı haklarına ilişkin davalarla, şahıs varlığına ilişkin davalarda görevli mahkeme, aksine bir düzenleme bulunmadıkça asliye hukuk mahkemesidir.” hükmü yer almaktadır. 6100 sayılı HMK'nın 4/I-a maddesinde ise kiralanan taşınmazların, 09/06/1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununa göre ilâmsız icra yoluyla tahliyesine ilişkin hükümler ayrık olmak üzere, kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dâhil olmak üzere tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar ile bu davalara karşı açılan davalara, konuları ve değerlerine bakılmaksızın sulh hukuk mahkemelerinde bakılacağı hükmüne yer verilmiştir. Somut olayda; davacı, davalıdan araç kiraladığını, davalının teminat olarak bir adat senet imzalattığını araç kiralanmasından kaynaklı ücreti ödediğini,herhangi bir borcu olmdağı halde hakkında icra takibi başlatıldığını belirterek bono sebebiyle borçlu olmadığının tespitini talep etmektedir....