Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Bu açıklamalar ışığında, salgın (pandemi) hastalık sebebiyle, kira sözleşme koşullarının (kira bedelinin) uyarlanmasına ilişkin açılan davada şartların gerçekleşmesi durumunda ihtiyati tedbir kararı verilmesinin 6100 s. HMK'nun 389 ve devamı hükümlerine uygun olduğundan, Ankara 15. Bölge Adliye Mahkemesinin, kira bedelinin uyarlanması davasında, davanın ve uyuşmazlığın esasını halleder şekilde ihtiyati tedbir kararı verilemeyeceği gerekçesiyle ihtiyati tedbir talebinin reddine ilişkin kararına karşı yapılan istinaf talebinin reddine ilişkin kararı yerinde değildir. Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi ile Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesinin kesin kararları arasındaki uyuşmazlığın bu çerçevede giderilmesi gerekmiştir. (Yargıtay 3. Hukuk Dairesi'nin 2021/3452 Esas - 2021/6001 Karar) Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davanın; 4721 s....

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE: İlk derece mahkemesince toplanan deliller ile tüm dosya kapsamına göre, ileri sürülen istinaf nedenleri ve HMK 355/1 maddesi uyarınca kamu düzenine ilişkin yapılan inceleme sonucunda; Talep, mahkemece verilen ihtiyati tedbir talebine itirazın reddine ilişkin kararın istinaf kanun yolu ile incelenmesi istemine yöneliktir. Dava, kira alacağının tahsili için başlatılan icra takibi nedeniyle borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir. İlk derece Mahkemesince 09/11/2021 tarihli ara kararı ile davacı vekilinin ihtiyati tedbir talebinin kabulüne karar verildiği, davalı vekili tarafından yasal süresi içerisinde ihtiyati tedbir kararına itiraz edilmesi üzerine 6100 sayılı HMK'nın 394.maddesine göre yapılan inceleme ile 08/12/2021 tarihli ara kararı ile davalı vekilinin ihtiyati tedbir kararının kaldırılması talebinin reddine, karar verildiği anlaşılmıştır. 6100 Sayılı HMK'nın 389 ve 399.maddeleri ihtiyati tedbiri düzenlemiştir....

Kiracı olan davacının ise kiracılığın tesbiti ile birlikte tahliyenin durdurulması yönünden tedbir talep ettiği görülmüştür. 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu'nun 75. maddesi uyarınca davalı kiraya veren taşınmazın bulunduğu yerin mülki amirliğince kiralanan yerin tahliyesin isteyebileceğinden, idarenin tasarruf hakkını kısıtlayacak şekilde ihtiyati tedbir kararı verilmesi mümkün bulunmadığı gibi, davanın ve uyuşmazlığın esasını halleder şekilde ihtiyati tedbir kararı verilmesi HMK'nın 394/5. maddesine aykırılık oluşturacağından tahliye işleminin ihtiyati tedbir yolu ile yapılmaması talebinin reddine karar verilmesi usul ve yasaya uygun olup, ihtiyati tedbir talep edenin istinafının yerinde olmadığı görülmüştür....

Bununla birlikte, ihtiyati tedbire karar verilirken tarafların çıkar dengesini ve ihtiyati tedbirin amacını hakimin gözetmesi gerekli ve zorunludur. Kanun koyucu, ihtiyati tedbir hakkında karar verecek olan hakime geniş bir takdir alanı bırakmışsa da; Hakim, her somut olayda, ihtiyati tedbir şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediğini dikkatlice incelemeli ve hangi yasal sebebe ve hangi somut duruma göre ihtiyati tedbir kararını verdiğini kararında belirtmelidir. İhtiyati tedbir şartları mevcut değilse, Kanun'un öngördüğü ölçüde ispat edilememişse veya yaklaşık da olsa ispatı yargılamayı gerektiriyorsa ihtiyati tedbir isteminin reddine karar verilmelidir. HMK'nın 389. maddesindeki şartların mevcut olması ve talep halinde ise hakim, ihtiyati tedbire davanın her aşamasında karar verebilir....

İhtiyati hacizde alacaklı ihtiyati haciz kesin hacze dönüşürse, üzerine ihtiyati haciz konulmuş olan mal icra dairesi tarafından satılır ve bedeli ile alacaklının alacağı ödenir. İhtiyati tedbirde ise, davacı davayı kazanırsa, üzerine ihtiyati tedbir konulmuş olan mal aynen davacıya verilir (teslim edilir). İhtiyati haciz ile ihtiyati tedbir arasındaki bu açık farka rağmen, uygulamada ihtiyati haciz yerine hatalı olarak ihtiyati tedbir kararı verildiği görülmektedir. Hemen belirtilmelidir ki, 01/10/2011 tarihinde yürürlüğe giren ve 1086 sayılı HUMK'nu iptal eden 6100 sayılı HMK'nın da 1086 sayılı Yasanın 101 ve takip eden maddelerinde, ihtiyati tedbirle ilgili öngörülen düzenlemelerden ayrılacak değişik hükümlere yer verilmiştir. Bunlardan bir tanesi ihtiyati tedbir isteğinin reddine dair verilen veya itiraz üzerine verilen karara karşı kanun yolunun açılmış olması, öncelikle incelenip, kesin olarak karara bağlanmasıdır.(6100 sayılı HMK. 391/3 Md. ve 394/5)....

İcra takibinden önce açılan menfi tesbit davasına bakan mahkeme, talep üzerine alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere gösterilecek teminat mukabilinde, icra takibinin durdurulması hakkında ihtiyati tedbir kararı verebilir. İcra takibinden sonra açılan menfi tesbit davasında ihtiyati tedbir yolu ile takibin durdurulmasına karar verilemez. Ancak, borçlu gecikmeden doğan zararları karşılamak ve alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere göstereceği teminat karşılığında, mahkemeden ihtiyati tedbir yoluyle icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesini isteyebilir....

Somut uyuşmazlıkta; İlk derece mahkemesince 17/11/2021 tarihli ara karar ile, 2.154,00 TL TL tutarında teminat karşılığında dava konusu taşınmazdan davacının tahliyesine yönelik davalı tarafından alınan kararın icrasına ilişkin yapılan ve yapılacak işlemlerin dava sonuçlanıncaya kadar ihtiyati tedbir yolu ile durdurulmasına, karar verilmiş, ihtiyati tedbir kararına karşı davalı tarafça dilekçe ile; mahkemece verilen tedbir kararının hukuka uygun olmadığı, bildirerek ihtiyati tedbir kararına itiraz ettiği, mahkemece duruşma açılmaksızın dosya üzerinden verilen 29/11/2021 tarihli ara karar ile ihtiyati tedbirin kaldırılmasına yönelik itirazın reddine karar verildiği görülmüştür İlk Derece Mahkemesince, Hukuk Muhakemeleri Kanunu 394/4 maddesi gereğince kanunun emredici hükmüne aykırı olarak duruşma açılmaksızın dosya üzerinden karar verilmiş olmakla usulüne uygun bir itiraz incelemesi yapılmamış olup istinaf istemine konu karara yönelik istinaf denetiminin de yapılması mümkün değildir...

İç ve Dış Tic.Ltd.Şti. ile yapmış olduğu 01/02/2012 başlangıç tarihli kira sözleşmesinin feshini talep ettiği 18/07/2012 tarihinden sonraki aylara ilişkin kira alacağı için davalı ... İç ve Dış Tic.Ltd.Şti.'nin kendisine karşı girişeceği icra takiplerinin ve kira ilişkisi nedeniyle teminat olarak verilmiş olan 20.000,00 TL miktarlı senet nedeniyle girişeceği icra takiplerinin dava sonuna kadar (20.000,00 TL miktarlı senet için % 15, aylık kira bedeli 10.000,00 TL olduğundan 18/07/2012 tarihinden itibaren işleyecek kira bedeli olarak toplam 5 aylık kira miktarı olarak 50.000,00 TL kira alacağı için % 15 teminat yatırılması halinde) dava sonuna kadar tedbiren durdurulmasına,” karar verilmiştir. Davalı vekili itirazında, HMK.nun 389 v.d. maddeleri gereğince tedbir talep edebilme şartlarının gerçekleşmediğini belirterek ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir....

    Somut olayda; Talep eden vekili dilekçesi ekinde sunduğu kira sözleşmesinin incelenmesinde; kiraya verenin davacı şirket, kiracının ise davalı şirket olduğu, taraflar arasında 01.05.2019 başlangıç tarihli, 10 yıl süreli kira sözleşmesi bulunduğu, , sözleşmenin 14. maddesinde: “Aylık 85.000- TL +Kdv kira bedeli birinci yıl kira bedeli olup 2. Yıl ve sonraki yıl kira bedelleri bir önceki yıl kirası üzerine TUİK tarafından açıklanan son ay(Bir önceki yılı aynı oranına göre artış) TEFE ve TÜFE ortalaması oranında arttırılacaktır. “ hükmünün düzenlendiği, talep eden kiraya veren tarafından 01.05.2022- 30.04.2023 kira dönemine ilişkin davalının kabul ettiği aylık kira bedeli üzerinden ihtiyati haciz talebinde bulunmuştur. Dava, yazılı kira sözleşmesine dayalı kira alacağının tahsilini teminen ihtiyati haciz istemine ilişkindir. Talep konusu alacak bir mahkeme kararına veya kıymetli evrağa dayanmamaktadır....

    İcra Müdürlüğü'nün 2021/6549 E. sayılı dosyasına sundukları itiraz dilekçesinde açıkça dayanak belgelerin icra dosyasında olmadığını belirttiklerini, taraflar arasında 07.01.2022 tarihli kira sözleşmesi akdedilmiş olup, buna ilişkin ihtiyati tedbir talepli kiracılık sıfatının tespiti ve muarazanın giderilmesi davasının ... 3. Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 2022/95 Esas sayılı dosyasında derdest olduğunu, bu sebeple tahliyeye ilişkin değerlendirmenin genel yetkili Mahkemelerce yapılması gerektiğini, tahliye emrinin konusunu oluşturan tahliye taahhütnamesinde kiralanan taşınmazın nevi ve adresinin doğru olarak belirtilmediğini, bu sebeple geçersiz olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile takip dayanağı tahliye taahhütnamesinin ... 11....

      UYAP Entegrasyonu