Bölge Adliye Mahkemesinin, kira bedelinin uyarlanması davasında, davanın ve uyuşmazlığın esasını halleder şekilde ihtiyati tedbir kararı verilemeyeceği gerekçesiyle ihtiyati tedbir talebinin reddine ilişkin kararına karşı yapılan istinaf talebinin reddine ilişkin kararı yerinde değildir. (Yargıtay 3. HD 2021/3452- 6001) Öte yandan, Harçlar Kanunu Genel Tebliği (1) Sayılı Tarife'ye göre, ihtiyati tedbir talepleri harca tabi olup, somut uyuşmazlıkta ihtiyati tedbir talebinde bulunan tarafın ihtiyati tedbir harcını yatırmadan tedbir talebinde bulunduğu da görülmüş olup, tedbir talebinde bulunan taraftan tedbir harcının alınması gerektiği de açıktır. Davacı tarafından istinaf aşamasında dahi tedbir harcının yatırılmadığı anlaşılmıştır....
GEREKÇE; Dava genel haciz yolu ile yapılan icra takibinden dolayı borçlu olmadığının tespiti ve icra takibinde dosyaya yapılacak borç ödemesinin alacaklı davalılara ödenmemesi hususunda ihtiyati tedbir kararı verilmesi istemine ilişkindir. ilk derece mahkemesince yapılan yargılama sırasında verilen ihtiyati tedbir kararı ile icra dosyasında icra veznesindeki paranın tedbir isteyen davacı tarafça alacağın %15'i oranında teminat yatırılması halinde alacaklıya ödenmemesine karar verilmiş olup ihtiyati tedbir kararına davalı tarafça yapılan itirazın da reddine karar verilmiş, verilen tedbire itirazın reddi kararına karşı davalı alacaklılar tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Taraflar arasındaki uyuşmazlık İİK'nun 72. maddesi gereğince icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasında ihtiyati tedbir kararı verilebilmesi için davacı borçlunun yatırması gereken teminatın miktarına ve ihtiyati tedbir kararına ilişkindir....
HMK'nın 390/3 maddesi gereğince tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır....
dava süresince davalının mallarını kaçırma ihtimaline binaen ihtiyati tedbir taleplerinin kabulüne karar verilmesi gerektiğini, Yargıtay’ın yerleşik içtihatları da, hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde güçleşeceği durumlarda ihtiyati tedbir kararının verilmesi gerektiği yönünde olduğunu bildirerek haklı itirazlarının kabulüyle, ihtiyati tedbir taleplerinin kısmen reddine dair kararının kaldırılarak, davalının gayrimenkul malları, araçları, banka hesapları ve kuyumcudaki hesabı üzerinde ihtiyati tedbir kararı konulmasına karar verilmesini talep etmiştir....
HMK'nın 389. maddesinde ihtiyati tedbirin şartları düzenlenmiş olup, söz konusu madde; meydana gelebilecek bir değişme nedeni ile hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağı yada tamamen imkansız hale geleceği veya gecikmesinde sakınca bulunması yahut ciddi bir zararın ortaya çıkacağı endişesi bulunan haller, genel bir ihtiyati tedbir sebebi ve şartı olarak kabul edilmiştir. İhtiyati tedbirde asıl olan ihtiyati tedbire esas olan bir hakkın bulunması ve bir ihtiyati tedbir sebebinin ortaya çıkmasıdır. Bunlar ihtiyati tedbirin temel şartlarını oluştururlar.Madde de bu iki hususa yer verilmiş ihtiyati tedbire ilişkin hak ve özellikle ihtiyati tedbir sebebi genel olarak belirtilmiştir. Tedbir talebinin kabulü ve ya reddi bir kısım genel ilkeler konularak hakime bırakılmış, ancak ihtiyati tedbirin uyuşmazlık konusu hakkında verileceği düzenlenmiştir ....
İLK DERECE MAHKEMESİNİN ARA KARARI : "Davacı vekilinin ihtiyati tedbir talebinin reddine," şeklinde karar verildiği anlaşılmıştır....
Öte yandan 6100 sayılı HMK'nun 391. maddesinin madde gerekçesinde de açıklandığı üzere mahkemece asıl uyuşmazlığı çözecek mahiyette ihtiyati tedbir kararı verilemez. Aksi halde geçici hukuki koruma olan ihtiyati tedbir davanın yerine ikame edilmiş olur. Yüksek Mahkeme içtihatlarına göre “dava sonunda elde edilecek faydayı sağlayacak şekilde”, başka bir deyişle “davanın ve uyuşmazlığın esasını halleder şekilde” ihtiyati tedbir kararı verilmesi doğru değildir. Ancak mevcut durumda gecikmesi halinde doğabilecek tehlikeyi önleme veya ciddi zararı dava süresince (geçici olarak) önlemek için yalnız bu amaçla sınırlı olmak üzere gereken tedbirlerin alınması için ihtiyati tedbir kararı verilebilir. Somut olayda; davaya konu iş yerinin davalı T2 tarafından 19/09/2016 tarihinde 10 yıl süreyle davacıya kiralandığı anlaşılmaktadır....
İLK DERECE MAHKEMESİ ARA KARARININ ÖZETİ : İlk derece mahkemesince yapılan değerlendirme sonucunda; "...davacı vekilinin ihtiyati tedbir talepli dilekçesi ile dava sonuna kadar pay sahipliği haklarının kullanılması için ihtiyati tedbir niteliğinde bir kayyım atanması talebinin uyuşmazlık konusu olmadığından mevcut dosya ve delil durumu dikkate alınarak reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. "gerekçesiyle davacı tarafın ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiştir....
Mahkemece özetle; "...Somut olayda davacı talebi taraf delilleri toplanmak suretiyle yapılacak yargılama neticesinde değerlendirilebileceğinden talep yargılamaya muhtaç bulunmakla mevcut dosya kapsamı uyarınca yasada aranan yaklaşık ispat koşulu bu aşamada yerine getirilmemiş olduğundan ve keza tedbir talep edilen davalıya ait taşınmaz , taşınır ve 3.kişilerdeki alacaklarının uyuşmazlık konusu olmadığı gibi alacağın tahsilinin sağlanmasına yönelik tedbir kararı da verilemeyeceğinden davacının ihtiyati tedbir talebinin reddine karar vermek" gerektiği gerekçesiyle "İhtiyati tedbir talebinin REDDİNE,..." karar vermiştir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : İhtiyati tedbir HMK'nda 389 vd. maddelerinde düzenlenmiştir. HMK'nun 389. maddesinde ''Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir. Birinci fıkra hükmü niteliğine uygun düştüğü ölçüde çekişmesiz yargı işlerinde de uygulanır” hükmü düzenlenmiştir. HMK.'nun 390/3.maddesinde ise "Tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır." düzenlemesi bulunmaktadır. Bu düzenleme uyarınca, ihtiyati tedbir kararının verilebilmesi için davanın haklılığının yaklaşık olarak ispat edilmesi gerekir....