Taşınmazlarda mülkiyetin geçirilmesi değil yalnızca kullandırma, yararlandırma hakkı veren adi kira ve ürün kirası sözleşmelerinden kaynaklanan kişisel haklarda da durum böyledir. Türk Medeni Kanununun 1009. maddesinde bazı kişisel hakların tapu kütüğüne şerh verilebileceği hususunu düzenlemiştir. Bunlar arasında kira sözleşmesinin şerhi de vardır. Ayrıca, Borçlar Kanununun 255. ve buna paralel bir düzenleme olan 277. maddesi gereğince bir taşınmaz kira sözleşmesinin tapu siciline şerh verilmesi hususunda iki taraf sözleşme yapabilir. Bu sözleşme kira sözleşmesinden bağımsız bir sözleşme olup, kira sözleşmesi içinde veya ondan ayrı olarak düzenlenebilir. Türk Medeni Kanunu ve Borçlar Kanunundaki bu düzenlemeler gereğince kira sözleşmesinin şerh anlaşması olduğu sürece tapuya şerhi olanaklıdır. Burada şerhin etkisi üzerinde de durmak gerekir. Kişisel hak, şerhle birlikte taşınmazın mülkiyetine bağlanmış olup, diğer bir anlatımla borç ilişkisi, eşyaya bağlı borç haline gelmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Kira sözleşmesinin iptali/feshi Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı kira sözleşmesinin iptali/feshi davasına dair karar, davacı ve davalı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Dava, kira sözleşmenin iptali, ödenen kira bedeli ve verilen teminat senetlerinin iadesi istemine ilişkindir. Mahkemece, kira sözleşmesinin iptali ile teminat senetlerinin iadesine, ödenen kira bedelinin iadesi isteminin ise reddine karar verilmiş, hüküm davacı ve davalı tarafından temyiz edilmiştir....
Belirli süreli kira sözleşmelerinde belirlenen sürenin dolması halinde taraflar arasında açık bir anlaşma olmaksızın kira ilişkisi sürdürülürse kira sözleşmesi belirsiz süreli sözleşmeye dönüşür. Genel hükümlere tabi kira sözleşmelerinde belirli süreli kira sözleşmesinin süresiz hale gelmemesi için kiraya veren kira süresi bitmeden veya dava açma süresi içinde kira sözleşmesini yenilemeyeceğine dair ihtarname tebliğ ettirirse kira sözleşmesi yenilenmeyeceği gibi süresiz hale de gelmez. Bu durumda her zaman süre bitimi nedeniyle tahliye davası açılabilir. 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu 328. maddesinde yer alan düzenlemeye göre ise; belirsiz süreli kira sözleşmelerinde taraflardan her biri, daha uzun bir fesih bildirim süresi veya başka bir fesih dönemi kararlaştırılmış olmadıkça, yasal fesih dönemlerine ve fesih bildirim sürelerine uyarak sözleşmeyi feshedebilir....
Davalı cevap dilekçesinde, müvekkili ile davacı taraf arasında yapılan 16.04.2012 tarihli kira sözleşmesinin batıl olduğunu, davacı tarafın malik Özel İdarenin rızasını alacağını beyan ederek bu sözleşmenin imzalanmasını sağladığını, ancak bu rızanın bu güne kadar alınmadığını, İl Özel İdaresi ile davacı arasında yapılan 01.02.2008 tarihli kira sözleşmesine göre kira sözleşmesinin devrinin idarenin iznine bağlı olduğunu, ancak davacının bu kesin hükme aykırı olarak müvekkili şirket ile takip konusu alacağın dayanağı olan 16.04.2012 tarihli kira sözleşmesi imzaladığını, bu kira sözleşmesinin yapıldığı anda ifasının mümkün olmadığı ileri sürerek davanın reddini savunmuştur....
Belirli süreli kira sözleşmelerinde belirlenen sürenin dolması halinde taraflar arasında açık bir anlaşma olmaksızın kira ilişkisi sürdürülürse kira sözleşmesi belirsiz süreli sözleşmeye dönüşür. Genel hükümlere tabi kira sözleşmelerinde belirli süreli kirasözleşmesinin süresiz hale gelmemesi için kiraya veren kira süresi bitmeden veya dava açma süresi içinde kira sözleşmesini yenilemeyeceğine dair ihtarname tebliğ ettirirse kira sözleşmesi yenilenmeyeceği gibi süresiz hale de gelmez. Bu durumda her zaman süre bitimi nedeniyle tahliye davası açılabilir. 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu 328. maddesinde yer alan düzenlemeye göre ise; belirsiz süreli kira sözleşmelerinde taraflardan her biri, daha uzun bir fesih bildirim süresi veya başka bir fesih dönemi kararlaştırılmış olmadıkça, yasal fesih dönemlerine ve fesih bildirim sürelerine uyarak sözleşmeyi feshedebilir....
Davalı idarenin bu karar gereği devralan Avrasya Üniversitesine 2886 sayılı Yasanın 58.maddesi gereği kira sözleşmesi imzalanmak üzere bildirimde bulunmasına rağmen, Avrasya Üniversitesi tarafından kira sözleşmesinin imzalanmadığı, bunun üzerine davalı idare tarafından davacı ile yapılan kira sözleşmesinin feshine, ayrıca teminatın da irat kaydına karar verildiği hususunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Uyuşmazlık, davalı idarenin kira akdini feshetmesinin ve teminatın paraya çevrilmesinin haklı olup olmadığı hususunda toplanmaktadır. Davacı, davalı idare ile 29.06.2010 tarihli ve 25 yıl süreli kira sözleşmesi ile kiraladığı taşınmazları kira sözleşmesinin 11.maddesinde devir yasağı olmasına rağmen, yine ilgili madde gereği İl Genel Meclisinden Avrasya Üniversitesine devrini talebi üzerine ......
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ Mahkemece yapılan yargılama neticesinde; davalının sözlü kira sözleşmesinin başlangıç tarihi olarak 01.08.2019 tarihini belirttiği, davacının ise 15.09.2021 tarihi itibariyle sözleşmenin sona ermesinin gerektiğini öne sürdüğü, kira sözleşmesinin varlığını, başlangıç tarihini ve kira bedelinin miktarını ispat yükünün davacı kiraya veren üzerinde olduğu, sözleşmenin varlığı ve başlangıç tarihi kira sözleşmesinin yıllık kira miktarının HMK m.200'deki tanıkla ispat sınırının üzerinde olması halinde kesin delille ispatlanmasının mümkün olduğu, davacının dava dilekçesinde açıkça yemin deliline dayandığı, davacı tarafa yemin teklifinde bulunma haklarının hatırlatıldığı, davacı tarafça yemin teklifinde bulunulmadığı, kira sözleşmesinde, sözleşmenin başlangıç tarihinin ispat külfetinin kiraya verene ait olup, kira bedelinin ödendiğinin ispat külfetinin kiracıya ait olacağı, davacının kira sözleşmesinin başlangıç tarihi konusunda ispat külfetini yerine getiremediği...
Davalı taraflar arasında geçerli olan sözleşmenin 10.9.2005 başlangıç tarihli kira sözleşmesi olduğunu, bu sözleşmeye göre kira bedellerinin ödenmemesi halinde işleme konulmak üzere takipte dayanılan kira sözleşmesinin imzalandığını, 10.9.2005 başlangıç tarihli kira sözleşmesine uygun olarak kira bedellerinin banka hesabına ödendiğini savunmuştur. Davalı- borçlu itirazında kira ilişkisine ve takipte dayanılan kira sözleşmesindeki imzaya itiraz etmediğinden kira ilişkisi ve takipte dayanılan 6.10.2005 başlangıç tarihli kira sözleşmesinin varlığı kesinleşmiştir. Kaldı ki 6.10.2005 tarihli imzası inkar edilmeyen kira sözleşmesinde açıkça tarafların mutabakatı ile 10.9.2005 tarihli kontratın feshedildiği ve bu yeni kira sözleşmesinin yapıldığı da açıklanmıştır. Bu durumda mahkemece uyuşmazlığın 6.10.2005 başlangıç tarihli kira sözleşmesi hükümlerine göre çözümlenmesi gerekirken yazılı gerekçeyle davanın reddine karar verilmiş olması doğru olmamıştır. ./.....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki kira sözleşmesinin iptali istemine ilişkin davada ...Sulh Hukuk ve ... Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Dava, 05.04.2007 günlü kira sözleşmesinin iptali istemine ilişkindir. Sulh Hukuk Mahkemesince, davanın kira sözleşmesinin geçersizliğine yönelik olduğu, tahliye isteminin bulunmadığı görevli mahkemenin genel hükümlere göre belirleneceğini gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. Asliye Hukuk Mahkemesi ise, açılan davanın kira akdinin iptali, yani akdin feshi olduğu gerekçesi ile görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur. Somut olayda; taraflar arasında yapılmış bulunan 05.04.2007 tarihli kira sözleşmesinin iptali istenmektedir....
Davalı cevap dilekçesinde, artırımın ilk yıl kira bedeli ile ilgili olduğunu, davacı kiraya verenin ihtirazi kayıt koymadan banka hesabına artırımsız olarak yatırılan kira bedellerini kabul ettiğini belirterek yersiz ve haksız açılan davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, kiraya verenin 2009 ile 2013 yılları arasında banka hesabına yatırılan kira bedellerini ihtirazi kayıt koymadan aldığını bu nedenle kira bedelinin tadil edildiği gerekçesiyle davanın reddine karar vermiştir. Taraflar arasında 02.09.2008 başlangıç tarihli, 1 yıl süreli ve aylık 775.TL kira bedelli kira sözleşmesi hususunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Kira sözleşmesinin 7. maddesinde; “Taraflar kira sözleşmesinin devamında anlaşırlarsa kira bedeli DİE’nin ÜFE+TÜFE+5 ilavesi ile artırılacaktır” şeklinde artış şartı kararlaştırılmıştır. Sözleşmedeki bu artış şartı tarafların serbest iradeleri ile kararlaştırdıkları şart olup bağlayıcı niteliktedir....