Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

a ödenmesinin kararlaştırıldığı, ertesi günü Foça Tapu Müdürlüğünde buluşmak üzere anlaştıkları, fakat sanıkların tapuya gelmedikleri bu kez sanıkların, ...'un avukat bürosunda buluştukları, kira alacağı konusunda tereddüt olduğunu belirten sanıklar alacağın temliki sözleşmesi düzenlenmesini istedikleri, bunun üzerine tapuda tescil edilen kira alacağı hakkını ...'un ...'a devrettiğine dair sözleşmeyi birlikte imzaladıkları ve tapuda buluşmak üzere ayrıldıkları, fakat sanıkların yine tapuya gelmedikleri, satışın gerçekleşmediği, mağdurun dolandırıldığını anlayarak şikayetçi olduğu, bu şekilde eylem birliği içinde hareket eden sanıkların taşınmazı satın alma vaadiyle hileli davranışlarla şikayetçiyi aldatıp onun zararına olarak taşınmazın kira gelirinin devrini kendilerine sağlayarak üzerine atılı suçu işledikleri iddia edilen olayda, Sanık ...'ın ekonomik durumu iyi olan kardeşi ... adıyla kendisini ...'a tanıttığı ve gerçekte eşi olan sanık ...'...

    Şti'nin arsa sahipleri yapmış olduğu kat karşılığı inşaat sözleşmesinin feshedilmiş olması sebebiyle bu hakkın arsa sahiplerinin kabul ve bilgisi tahtında Galata Rezidans Ltd. Şti.'ye geçmiş olması nedeniyle keşide edilen ihtarname üzerine gerek Galata Rezidans Ltd. Şti. gerekse davalı arsa sahiplerinin kat karşılığı inşaat sözleşmesi yapmaya veya tapuya şerh ettirmeye yanaşmamaları nedeniyle bu davanın açıldığını ileri sürerek 18/06/2018 tarihli ön ödemeli gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi gereğince A blok 3. Kat 313 nolu bağımsız bölümün müvekkiline devrinin gerçekleşmesini sağlamak amacıyla ayni hak teşkil edecek şekilde satış vaadi sözleşmesinin tapu siciline şerh verilmesine, 25.500,00 TL'nin kira gelirinden mahrumiyet tazminatının davalılardan tahsiline, bakiye satış bedeli için verilen 290.000,00 TL tutarlı 01.06.2020 vadeli senet nedeniyle borçlu bulunmadığının tespiti ile senedin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. CEVAP: Davalı Galata Rezidans Ltd....

    şirket ile 16.03.2012 tarihinde kira sözleşmesine ek protokol yaptığını, kiracı davalı şirketin, HBB şirketi ile yapılan sözleşmeyi bilerek kira aktine devam ettiğini, bu nedenle, HBB şirketi ile yapılan sözleşmeye dayanarak ilk derece mahkemesi tarafından müvekkili şirketin kusurlu kabul edilmesinin yerinde olmadığını, davalı şirketin, müvekkili şirket ile yapılan kira sözleşmesini hemen MİGEM nezninde şerh ettirmemesinin kendi iradi işlemi olduğunu, HBB şirketinin, MİGEM neznindeki şerhinin 2011 Eylül ayına ait olduğunu, dava konusu kira sözleşmesinin ise 2011 Ağustos ayında imzalanmış olduğunu, yani sözleşme tarihinin şerh tarihinden önce olduğunu, davalı şirketin şerh ettirmeyerek kusurlu davranmış olduğunu, HBB şirketinin şerhinin varlığının dava konusu kira sözleşmesine hukuken etkisi etmeyeceğini, 2017 yılında yapılan yasa değişikliği ile şerhin zorunlu hale geldiğini ancak davalı şirketin, sözleşme tarihi itibari ile fiilen kiracı olmaya başladığını ve kendi sözleşmesini şerh...

    Anılan kararın taraflarca istinaf edilmesi üzerine bölge adliye mahkemesince davacının istinaf itirazının esastan reddine, davalı ...’in ise vekalet ücretine yönelik istinaf itirazının kabulü ile diğer istinaf itirazlarının esastan reddine karar verilmiştir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 194/1. maddesine göre, "Eşlerden biri, diğer eşin açık rızası bulunmadıkça, aile konutu ile ilgili kira sözleşmesini feshedemez, aile konutunu devredemez veya aile konutu üzerindeki hakları sınırlayamaz." Bu madde hükmü ile aile konutu şerhi "Konulmuş olmasa da" eşlerin birlikte yaşadıkları aile konutu üzerindeki fiil ehliyetleri sınırlandırılmıştır. Sınırlandırma, aile konutu şerhi konulduğu için değil, zaten var olduğu için getirilmiştir. Bu sebeple, tapuya aile konutu şerhi verilmese bile o konut aile konutu özelliğini taşır. Eş söyleyişle şerh konulduğu için aile konutu olmamakta, aksine aile konutu olduğu için şerh konulabilmektedir....

      Somut olayda; davacı, dava konusu 2393 parsel sayılı taşınmazı 5 yıllığına kiraladığını ve ... kaydına kira sözleşmesinin şerh edildiğini, davalının taşınmazı haksız yere işgal ettiğini, taşınmazda kiracı olması nedeniyle doğan kişisel hakkına dayalı olarak haksız elatmasının önlenmesini talep etmiştir. Mahkemece, kira sözleşmesinin yargılama sırasında sona erdiği, davanın konusuz kalması için vaki tecavüzün ortadan kalkması gerektiği, dava devam ederken davacının kira süresinin sona ermesi nedeniyle davayı açmaktaki hukuki yararının ortadan kalktığı, davanın açıldığı esnada davacının hukuki yararının olması gerektiği gibi dava sonuna kadar hukuki yararın devam etmesi gerektiği gerekçesiyle hukuki yarar yokluğundan davanın reddine karar verilmiştir. İddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre; yargılama aşamasında davacının kira sözleşmesinin 27.10.2014 tarihinde son bulduğu, davacının davayı sürdürmekte hukuki yararı kalmadığı açıktır....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 22.4.2005 gününde verilen dilekçe ile satış vaadi sözleşmesine ilişkin şerhin kaldırılması istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 22.11.2005 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava; taşınmaz mal satış vaadi sözleşmesinin tapuya şerhinden itibaren beş yıl geçtiği halde satış akti yapılmadığından bahisle verilen şerhin terkini istemi ile açılmış, Mahkemece istem hüküm altına alınmış, kararı davalı temyiz etmiştir. Gerçekten, 2644 Sayılı Tapu Kanununun 26. maddesi hükmünce; noterlerde biçimine uygun düzenlenen gayrımenkul satış vaadi sözleşmelerinin taraflarından birinin talebi üzerine gayrımenkul siciline şerh olanağı vardır....

          in davacı-karşı davalı ile kira sözleşmesi imzaladığını, taraflar arasında tanzim edilen kira sözleşmesinin 22. Maddesinde "Kiracı 4 ay önceden haber vermek kaydı ile iş yerini tahliye edebilir. Sürecin sonuna kadar ki hukuki mali sorumluluğu tahliye ile birlikte sona erer." hükmünün bulunduğunu, bu nedenle derhal kiracı bulunması söz konusu olmadığını bu nedenle asgari dört ay önceden haber verme ve asgari 4 aylık kira bedelini kiracının ödemesi gerektiğini belirterek, ödenmeyen 36.000 TL kira bedelinin faizi ile tahsiline karar verilmesini istemişlerdir....

            ancak tapuda kat karşılığı inşaat sözleşmesinin şerh edilmesi ve kooperatif tarafından edimin ifa edilmemesi nedeniyle geriye etkili feshin söz konusu olduğu bu nedenle her ne kadar cebri icradan satın alınmışsa da davalının iyi niyetinin korunmayacağı anlaşılmakla davalı adına tapu kaydının iptali ile davacı adına tapuda kayıt ve tesciline, kira bedeli/ecrimisil talebinin ise arsanın boş olması/kullanılmadığından dolayı reddine" karar verilmiştir....

            Davacı, finansal kiralama yoluyla edindiği makinaların 3. kişiye kira sözleşmesi ile kullandırıldığını ve borçlunun borcu nedeniyle haczedilemeyeceğini ileri sürerek istihkak iddiasında bulunarak haczin kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir. İİK'nın 96/1. maddesi uyarınca; istihkak iddiasının mülkiyet, rehin vb. haklardan birisine dayanılarak ileri sürülmesi gerekir. Gerek doktrinde ve gerekse Yargıtay uygulamasında “mülkiyet ve rehin hakları” sözcüklerinin sınırlandırıcı anlam taşımadığı, ayrıca sınırlı ayni haklara, tapuya şerh verilmiş kişisel haklara, hapis hakkına, mülkiyeti muhafaza sözleşmesine, intifa hakkına dayanarak da istihkak davası açılabileceği kabul edilmektedir....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tapu kaydında düzeltim davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı ile müdahil vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. -K A R A R- Davacı vekili, dava dışı arsa sahibi ile davacı yüklenici arasında imzalanan arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin davacı tarafından sözleşmeye uygun olarak tapuya şerh edildiğini, ancak tapu görevlilerince haksız olarak terkin edildiğini ileri sürerek, sözleşmenin tapu kayıtlarına hükmen şerh edilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, işlemin usul ve yasaya uygun olduğunu; fer'i müdahil vekili, terkin işleminin arsa sahibinin talebi ile yapıldığını savunarak, davanın reddini istemişlerdir....

              UYAP Entegrasyonu