Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

nın aynı taşınmazlara ilişkin diğer davalı Egemar Şti. ile kira sözleşmesi imzaladıklarını, ancak ehliyetsizlik ve muvazaa nedeniyle fesih işlemi geçersiz olduğundan, Egemar ile yapılan sözleşmenin de geçersiz olduğunu ileri sürerek öncelikle davalılardan ...’nın münferiden olan Orka Şirketini temsil/müdürlük yetkisinin tedbiren durdurulmasını, hükümle birlikte müdürlük yetkisinin kaldırılmasını, davacı Orka Şirketinin tüm defter ve belgelerinin dava dosyasına teslimi için şirket müdürü ...’ya muhtıra çıkartılmasını, davalı ...’nın diğer davalılar ... ve ... ile yapmış olduğu kira sözleşmesinin feshine ilişkin protokolün ve kira şerhinin tapu sicilinden terkini işleminin geçersizliklerinin tespitini veya iptalini, davacı Orka Şti’nin tarafı olduğu kira sözleşmesinin yeniden tapu siciline işlenmesini, davalılar ... ve Orka Şti. ortağı davalı ...’nın diğer davalı Egemar Şti. ile yapmış oldukları kira sözleşmesinin ve bu sözleşmenin tapu sicilindeki şerhinin geçersizliklerinin tespitini veya...

    ne yapılan tahsisin kaldırıldığı, bu işleme karşı dava açılmadığı, taşınmazın maliki olan Hazine ile yapılmış bir kira sözleşmesi bulunmadığından ve Denizcilik İşletmeleri A.Ş ile yapılan protokol tapuya şerh edilmediğinden (sözleşmenin diğer tarafına karşı hak iddia edilebilirse de) taşınmazın maliki yönünden bu sözleşmenin bağlayıcılığının olmadığı; davacı derneğe karşı herhangi bir borcu ve yükümlülüğü bulunmayan taşınmazın maliki Hazine tarafından yine davacıya karşı herhangi bir borç ve yükümlülüğü bulunmayan Ulaştırma Bakanlığına tahsis edilen taşınmazın kullanım, denetim ve tasarruf hakkının Bakanlığa geçtiğinin kabulü gerekeceğinden, taşınmazın Ulaştırma Bakanlığının talebi doğrultusunda tahliyesi yolunda tesis edilen işlemde mevzuata aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, kira sözleşmesinin devam ettiği, dava konusu işlemin hukuka ve mevzuata aykırı olarak tesis edildiği ileri sürülmektedir....

      Gerek doktrinde ve gerekse Yargıtay uygulamasında “mülkiyet ve rehin hakları” sözcüklerinin sınırlandırıcı anlam taşımadığı, ayrıca sınırlı ayni haklara, tapuya şerh verilmiş kişisel haklara, hapis hakkına, mülkiyeti muhafaza sözleşmesine, intifa hakkına dayanarak da istihkak davası açılabileceği kabul edilmektedir. Ancak somut olayda, davalı 3. kişi yukarıda yazılı haklara değil, yalnızca kiracılık sıfatına dayanmıştır. Davalı 3. kişinin sunduğu kira sözleşmeleri ise adi nitelikte olup, kural olarak kiracının istihkak iddiasında bulunma hakkı yoktur. Adi kira sözleşmesinde borç sadece taraflar yönünden sonuç doğurur. Diğer bir deyişle borç ilişkisinden kaynaklanan şahsi haklar sözleşmenin tarafı olmayan kişilere karşı ileri sürülemez....

        Noterliği'nin 11.12.2019 tarih ve 46020 yevmiye numaralı kira akdi gereğince davalı şirkete kiraladığını, kira akdinin tapu kaydına şerh edildiğini, kira sözleşmesinin 3.maddesinde açıkça mecurda başka bir kişi/kuruma alt kiraya verilmesi halinde, hiçbir ihtara gerek kalmaksızın tek taraflı irade beyanı ile münfesih sayılacağının hükme bağlandığını, fakat kira sözleşmesindeki bu taahhüde aykırı olarak davalı firma tarafından, Sayberk Sağlık Limited Şirketi'nin de alt kira ilişkisi kurulmak veya faaliyetine göz yumulmak suretiyle taşınmaz üzerinde faaliyet yürüttüğünü, davalı firmanın sözleşme hükmüne aykırı davranmış olması sebebiyle Konya 16....

        Taraflar arasında görülen tazminat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne, yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı; dava dışı ... Gıda... A.Ş.'nin 23/02/2011 tarihinde 01/04/2011 başlangıç tarihli ve 10 yıl süreli kira sözleşmesi ile davalıya ait olup yanyana bulunan 2 adet işyerini kiraladığını, sözleşmede taşınmazın 3. kişiye devri ya da satılması halinde kiracının sözleşme süresince tahliye edilmeyeceğinin, sözleşmenin tapuya şerh edileceğinin ve kiracının muvafakat aranmaksının taşınmazı alt kiraya verebileceğinin düzenlendiğini, kira sözleşmesine konu taşınmazları 09/03/2011 tarihli alt kira sözleşmesi ile dava dışı ......

          Acar lehine yapılmış satış vaadi sözleşmesinin 11.10.1993 tarihinde tapuya işlenen şerhinin bir etkisinin olmayacağı açıktır. Temlik alan ..., temlik tarihine göre değil, temlikin dayandığı satış vaadi sözleşmesinin düzenlendiği 08.04.1993 tarihine göre vaat alacaklısı ...'in sahip olduğu hakları kullanabilecektir. Vaat borçlusundan ifası istenilen hakkın doğduğu tarih temlik tarihi değil, temlikin dayandığı satış vaadi sözleşmesinin düzenlendiği 08.04.1993 tarihidir. Temlik tarihinde tapu kaydında mevcut şerh temlikin dayandığı sözleşmeden sonra konulduğu için temlik alanı etkilemeyecektir. Yani, temlik eden ... yönünden bir hüküm ifade etmeyecek olan şerh, onun tüm hak ve alacaklarını temlik alan ... yönüden de bir hüküm ifade etmez. Ayrıca, vaat borçlusu ...'ın 04.05.1995 tarihinde ...'den satın aldığı 3/16 payın, davacı ...'in dayandığı 23.08.1993 tarihli satış vaadi sözleşmesinden sonra edinilmiş olması nedeniyle bu paya ilişkin talebin reddi gerekirken ...'nin ...'...

            a temlik ettiğine göre, temlik tarihinde taşınmazın tapu kaydında 23.08.1993 tarihinde ..... lehine yapılmış satış vaadi sözleşmesinin 11.10.1993 tarihinde tapuya işlenen şerhinin bir etkisinin olmayacağı açıktır. Temlik alan ..., temlik tarihine göre değil, temlikin dayandığı satış vaadi sözleşmesinin düzenlendiği 08.04.1993 tarihine göre vaat alacaklısı .....'in sahip olduğu hakları kullanabilecektir. Vaat borçlusundan ifası istenilen hakkın doğduğu tarih temlik tarihi değil, temlikin dayandığı satış vaadi sözleşmesinin düzenlendiği 08.04.1993 tarihidir. Temlik tarihinde tapu kaydında mevcut şerh temlikin dayandığı sözleşmeden sonra konulduğu için temlik alanı etkilemeyecektir. Yani, temlik eden ..... yönünden bir hüküm ifade etmeyecek olan şerh, onun tüm hak ve alacaklarını temlik alan ... yönüden de bir hüküm ifade etmez. Ayrıca, vaat borçlusu ...'ın 04.05.1995 tarihinde .......'den satın aldığı 3/16 payın, davacı ...'...

              Tapu Kanununun 26 maddesi uyarınca usulüne uygun yapılmış geçerli bir satış vaadi sözleşmesi tapu kütüğüne şerh edilebilir. Tapu kütüğüne şerh edilmekle de o taşınmaz üzerinde ilişkin bulunduğu hukuki duruma alaniyet kazandırılmış ve sonradan hak kazanan üçüncü kişilere karşı da ileri sürülebilir hale gelmiştir. Başka bir deyişle, satış vaadi sözleşmesinin tapu kütüğüne şerh edilmekle lehine şerh konan kişi satış vaadi sözleşmesi ile edindiği kişisel hakkını güçlendirir ve bu şerhle kazandığı hakkını sonraki maliklere karşı da ileri sürebilir. Somut olayda; davacının dayanağı16.09.2005 tarihli satış vaadi sözleşmesi tapu kütüğüne 19.09.2005 tarihinde şerh edilmiştir. Taşınmazın son maliki dahili davalı ... ... taşınmazı şerhle yükümlü olarak 13.11.2006 tarihinde satın almıştır....

                MAHKEME KARARI Mahkemece, gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinde, taşınmazın sözleşme tanzim tarihine kadar olan bilumum vergi, harç ve rüsumları ile kanuni mükellefiyetlerinin satıcıya, anılan tarihten sonrakilerin alıcıya ait olacağının kararlaştırıldığı, bu hükmün tarafları bağladığı, dava konusu taşınmazın sözleşmenin akdedildiği tarih öncesi döneme ait bankaya 13.966,70 TL ödenmemiş borcu bulunduğu, sözleşme gereğince bu borçtan davalının sorumlu olduğu, Tapu Kanunu'nun 26 ncı maddesinin 5 inci fıkrası uyarınca gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinin tapuya şerh verilmesinin zorunlu olduğu, satış vaadi sözleşmesi akdedilmeden şerh konulması söz konusu olamayacağı, sözleşme tanzim tarihinden sonra yapılmış olan bu masrafa davacının katlanması gerektiği, öte yandan davacı kira gelirinden mahrum kaldığını iddia etmiş ise de satış vaadi sözleşmesinin düzenlenmesinden sonra zilyetliğin kendisine geçtiği, taşınmazda kendisinin oturmaya başladığı, kiraya vermesi için tapunun kendisine devredilmesi...

                  Bölge Adliye Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki şikayetçi 3. kişi ... tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Şikayetçi 3. kişi ... icra mahkemesine başvurusunda; 106 Ada 4 Parsel sayılı taşınmaz için, 05.4.2006 tarih ve 01929, 01927 ve 01928 nolu taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri yapıldığını ve bunların aynı tarihte tapuya şerh edildiğini, tapuya şerh edilmesinden sonra taşınmaza konulan haczin satış vaadi alacaklısına karşı ileri sürülemeyeceğini, ... 1....

                    UYAP Entegrasyonu