Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ Dava, bozma ilamında da vurgulandığı üzere, tapuya şerh edilen kira sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Davanın bu niteliğine göre inceleme görevi Yargıtay 6.Hukuk Dairesinindir. Bu itibarla dosyanın gerekli inceleme yapılmak üzere Yüksek 6.Hukuk Dairesine gönderilmesine, 20.11.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....

    nin maliki olduğu gayrimenkulün 15.11.2012 tarihli kira sözleşmesi ile 10 yıl süreliğine müvekkili şirkete kiralandığını ve kira sözleşmesinin tapuya şerh edildiğini, müvekkil şirketle davalı arasında Lukoıl Eurasia Petrol A.Ş Bayilik Sözleşmesi ve Çerçevesi Protokol imzalandığını, davalıya muaccel olan borçlarını ödemesi ve ihlallerin sonlandırılması ihtar edilmiş ise de davalının ihlallerini sürdürdüğünü, bunun üzerine müvekkil şirket tarafından sözleşmenin haklı nedenle feshedilerek borçlarının ödenmesini, taşınmazın ve müvekkil tarafından davalıya ariyet olarak teslim edilenlerin teslim edilmesinin talep edildiğini, ancak davalının ihlale devam ettiğini ileri sürerek davalının haksız müdahalesinin men'ine, gayrimenkul üzerindeki mevcut akaryakıt istasyonu diğer tesisler ve bu tesislerde yer alan malzeme ve ekipmanlardaki fuzuli işgaline son verilmesine, taşınmazın üzerindeki akaryakıt servis ve satış istasyonunun ve diğer tesislerin tüm demirbaş, teçhizat, satış yerleri, tüm kapalı...

      Davalı vekili, sözleşmede belirli olan bina yine sözleşmede belirli olan süre içerisinde eksiksiz tamamlanarak bir kısım hak sahiplerine yaklaşık ... yıl önce teslim olduğunu, davacı tarafın hukuken geçerli olmayan düzenleme şeklindeki kat karşılığı inşaat sözleşmesinin .... Maddesi gereğince geç teslimden dolayı kira bedelini talep etmekte olduğunu, dava konusu edilen arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi adi sözleşme olarak düzenlendiğini, noterlikte düzenlenmeyen veya tapuya şerh verilmeyen inşaat sözleşmesini kabul etmediklerini, geçersiz sözleşme gereğince taraflarından talep edilen kira bedeli ve sair taleplerini kabul etmediklerini, ayrıca ....’ın ilgili belediyeye gelip imza atmaktan sebepsiz olarak imtina ettiğini, yerleşik olan uygulamada olduğu gibi müvekkilinin işe başlamadan önce bu uğurda arsa sahiplerinden almış olduğu bir vekaletnamede bulunmadığını, binaların kötüniyetle teslim alınmadığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....

        Hükmün, davalı Kurum avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu ve aşağıdaki karar tespit edildi. İnceleme konusu davada; ...'in yetkilisi oldruğu ... Aliminyum Tic. Ltd. Şti.'nin prim borcundan dolayı ...'in 1/2 oranında maliki olduğu ... ... ... Mahallesi 573 adad 211 parselde bulunan 7 nolu bağımsız bölümün üzerine kurum tarafından konulan haczin kaldırılması talebiyle dava açıldığı, mahkemece davanın kabulüne karar verildiği, davacı lehine vekalet ücretine hükmedildiği, davacı ile arsa sahipleri ... ve ... arasında 28.08.2006 tarihli gayrimenkul satış vaadi ve kat karşılığı inşaat sözleşmesinin yapıldığı ancak tapuya bu yönde şerh verilmediği anlaşılmaktadır. Mahkemece verilen karar yerinde ise de gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi tapuya şerh verilmediğinden davacı lehine vekalet ücretine hükmedilmesi isabetli değildir....

          Hukuk Dairesi'nin 2017/291- 2017/294 sayılı kararının süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü. K A R A R Davacı vekili, davalı tarafla 27 Haziran 1983 tarihinde yapılan "Devir, Temlik ve Kira Sözleşmesi" ile 30 yıllığına dava konusu taşınmazın kiralandığını, sözleşme uyarınca kiralama ilişkisinin halen devam ettiğini ve buna ilişkin gerekli bildirimlerin davalı tarafa yapıldığını, ancak davalının taşınmazları satma niyetinde olduğunu ileri sürerek; dava konusu 463 ada 2 parsel sayılı taşınmaz kaydına anılan kira sözleşmesi nedeniyle şerh düşülmesini talep etmiştir. Davalı vekili, davanın reddini dilemiştir. İlk Derece Mahkemesince, taraflar arasındaki sözleşmenin kullanım ödüncü sözleşmesi niteliğinde olduğu saptanarak, tapuya şerh verilemeyeceği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş; davacının istinaf başvurusu, ......

            Mahkemece, davalının malik olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de; davalı şirketin davaya konu taşınmazı satın aldıktan sonra davacı ile kiracı sıfatı ile kira sözleşmesi imzaladığı, yine taşınmaz üzerindeki yapıların davacıya ait olduğuna dair ek protokol imzaladığı, davaya konu yapıların davacı eski malike ait olduğunun tapuda şerh ile de güçlendirilmiş olduğu ve yazılı kira sözleşmesi uyarınca, davalı kiracının, TBK'nun 313. maddesi gereğince kira bedelini ödeme borcu olduğu gözetilerek; sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir....

              Mahkemece, iddia, savunma ve dosya kapsamına göre; taraflar arasında yapılan sözleşme ile davalılara verilmesi kararlaştırılan bağımsız bölümlerin iskan müsaadesi alınmadan ve müteahhittin izni olmadan satış yapamayacağı düzenlenmiş ise de, bu hususun tapuya şerh edileceğine ilişkin bir düzenleme bulunmadığı gibi kat irtifakı kurulmadığı için bağımsız bölümlerin tapuda kaydının bulunmadığı, sözleşmeye göre davalı varsa zararını isteyebilecek iken tapuya şerh verilmesi isteminin yerinde görülmediği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir....

                Şerhin kütüğün ilgili sütununa yazılabilmesi için taraflar arasında bir şerh sözleşmesi bulunmalıdır. Şerh sözleşmesinin şekli şerhi istenen şahsi hakkı doğuran sözleşmenin bağlı olduğu şekle tabidir. Türk Medeni Kanunu ve Borçlar Kanununda öngörülen şerhler; Arsa payı karşılığı inşaat (Türk Medeni Kanunu 1009), taşınmaz satış vaadi, ( Türk Medeni Kanunu 1009. Tapu Kanunu 26), kira sözleşmesi (Türk Medeni Kanunu 1009, Borçlar Kanunu 248 ve devamı), alım (Türk Medeni Kanunu 736), önalım (Türk Medeni Kanunu 735), gerialım (Türk Medeni Kanunu 736), aile yurdu kurulması (Türk Medeni Kanunu 386, 390), art mirasçı atanması (Türk Medeni Kanunu 521, 1010), serbest dereceden yararlanma hakkı (Türk Medeni Kanunu 871), bağışlayana rücu hakkı (Borçlar Kanunu 244)....

                  Mahkemece haciz tarihi itibariyle tapuda borçlunun malik görülmesi nedeniyle, tapu kütüğüne şerh verilen satış vaadi sözleşmesinin hacze engel olmadığı gözetilerek, şikayetin reddine karar verilmesi gerekirken hatalı değerlendirmeyle yazılı şekilde hüküm tesis edilmesi isabetsizdir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle İİK'nun 366 ve HUMK'nun 428. maddeleri uyarınca hükmün BOZULMASINA, taraflarca İİK'nun 366/3. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 24,30 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davalıya iadesine, 20.06.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                    Renkleri ve ablemleri altında akaryakıt istasyonu işletileceğine dair sözleşme imzalandığı, protokolün 3.maddesinde 15 yıl süreli kira sözleşmesi akdedileceği ve bunun tapuya şerh edileceğinin, 15 yıllık kira bedeli için tapu kayıt maliki ...'ya 24.000 USD verileceği, taşınmaz üzerine kira şerhi konulacağı, ... lehine ipotek tesis edileceği, bayii ...'a 370.000 USD + KDV işletme yatırım desteği verileceği, bu bedelin 130.000 USD'lik kısmının kira sözleşmesinin imzalanması, şerh edilmesi, ipotek tesisi ve banka teminat mektubunun ...'...

                      UYAP Entegrasyonu