Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Taraflar arasındaki uyuşmazlık, yapı kullanım izin belgesinin alındığı 01/10/2012 tarihine kadar, kiracının kira bedeli ödemesi gerekip gerekmediği konusundadır. Mahkemece, davalının, kiralananda fiili olarak faaliyete başladığı 07/03/2012 tarihinden itibaren kira bedeli ödemesi gerektiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Kira sözleşmesinin düzenlenmesi ile kiralananın, kiracıya teslim edildiğinin kabulü gerekir. Bu nedenle davalı kiracının 20/10/2011 tarihinden itibaren kira bedellerini ödemesi gerekir. Kira sözleşmesinin 10. maddesinde kararlaştırılan düzenleme, kira süresini belirlemeye yöneliktir. Yani, kira süresi, yapı kullanım izin belgesinin alındığı tarihten itibaren başlayacak ve sözleşmesinin sona erme tarihi buna göre belirlenecektir. Söz konusu düzenleme davalının kira ödeme yükümlülüğünü ortadan kaldırmamaktadır. Bu doğrultuda değerlendirme yapılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir....

    ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2022/67 Esas KARAR NO : 2022/105 DAVA : İtirazın İptali (Taşınır Kira Sözleşmesinden Kaynaklanan) DAVA TARİHİ : 31/01/2022 KARAR TARİHİ : 10/02/2022 Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Taşınır Kira Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı-borçlu aleyhine------- dosyası ile açtıklarını, icra takibine borçlunun, borcu olmadığı gerekçesi ile itiraz etmiş olduğunu ve takibin durduğunu, takibe konu faturaların ------ bedeli olup, davalı tarafça kiralanan makine bedelleri müvekkiline ödenmediğini, davalı-borçlu ile yapılan iş makinesi kira sözleşmesinin bitiminde -------- ihtarnamesini keşide ederek, sözleşmenin süresinin dolduğunu ve--------- tarafımıza iade edilmesini ihtar ettiklerini, İş bu ihtarnamede makinenin iade edilmesini,...

      HUMK'nun 8/ll-1 madde ve fıkrasında İcra ve İflas Kanununun onuncu babında yer alan 269 ve 272 nci ve sonraki maddeleri hükümleri hariç olmak üzere, kira sözleşmesine dayalı her türlü tahliye, akdin feshi yahut tesbit davaları, bu davalarla birlikte açılmış kira alacağı ve tazminat davaları ve bunlara karşılık olarak açılan davalara Sulh Hukuk Mahkemesinde bakılacağı hükmüne yer verilmiştir. Somut olayda, kiracı tarafından açılan dava taraflar arasındaki kira sözleşmesinin haklı nedenlerle fesholunduğunun ve sözleşmeden kaynaklanan borcun bulunmadığının tespiti ile zararlarının tazminine ilişkindir. Dava sözleşme kurulduktan sonra, kiralananın tesliminden ve kira bedelinin ödenmesinden sonra açılmıştır....

        Dava, davacı kiracı tarafından kira sözleşmesinin haklı nedenle feshedildiğinin tespiti, davalı kiraya veren tarafından tahakkuk ettirilen faturalar dolayısıyla borçlu olunmadığının tespiti, nakit ödenen teminat bedelinin iadesi, kiralanana yapılan onarım ve dekorasyon bedellerinin ve diğer menfi ve müspet zararlarının tazmini istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile kira sözleşmesinin haklı olarak feshedildiğinin tespitine, tahakkuk ettirilen faturalar nedeniyle davacının borçlu olmadığının tespitine, 23.868,32 TL sabit imalatların bedelinden oluşan tazminatın davacıdan tahsiline, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmesi üzerine, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davada dayanılan ve hükme esas alınan 09.06.2009 düzenleme tarihli ve beş yıl süreli kira sözleşmesi konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmamaktadır. Sözleşme ile Bahçelievler ......

          Kira akdinin sona erme sebeplerinden biri de kiracının temerrüdü olup kira parasının ödenmemesi veya geç ödenmesi durumunda akdin feshinin biçim ve koşulları 6098 sayılı Türk Borçlar Kanun'unun 315.maddesinde (818 sayılı BK.nun 260.maddesi) düzenlenmiştir. Buna göre, istenen kira parasının veya yan giderin muaccel (istenebilir) olması ve kira bedeli ile yan giderin verilen sürede ödenmemiş bulunması, ihtarnamede verilen süre içerisinde kira parasının ödenmemesi halinde akdin feshedileceğinin açıkça belirtilmesi gerekir. Kiracıya verilecek süre konut ve çatılı işyeri kiralarında en az otuz gün, ürün kiralarında en az altmış gün, diğer kira ilişkilerinde ise en az on gündür. Akdin feshi için tek başına bu koşulların bulunması yetmez. Ayrıca bu konuda tahliye talebinin ilama bağlanması gerekir. Temerrüt nedeniyle tahliye davası açma koşullarının bulunması durumunda bile mahkeme kararı ile tahliye ilamı alınmadığı sürece akdin sona erdiğinden söz edilemez....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki sözleşmenin feshi ve tazminat hukukuna ilişkin davada Bursa 4. Asliye Hukuk ile 3. Sulh Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belli edilmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi gereği düşünüldü: K A R A R Dava, kira sözleşmesinin feshi ve tazminat istemine ilişkindir. Dosya kapsamından, taraflar arasında 12.06.2006 tarihinden geçerli olmak üzere kira sözleşmesi düzenlendiği, davanın 31.05.2007 tarihinde 130.000.00.- YTL. değer gösterilerek açıldığı, davayı açan kiracının hata ve hileye dayalı sözleşme düzenlendiğini iddia ettiği anlaşılmaktadır. H.Y.U.Y.'nın 8/II-I maddesinde "kira sözleşmesine dayanan her türlü tahliye, aktin feshi, yahut tesbit davaları, bu davalarla birlikte açılmış kira alacağı ve tazminat davaları" Sulh Hukuk Mahkemelerinin görevi kapsamındadır....

              "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 05/12/2012 gününde verilen dilekçe ile maddi ve manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; maddi tazminat davasının kabulüne, manevi tazminat davasının reddine dair verilen 05/11/2013 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava, haksız eylem nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, maddi tazminat isteminin kabulüne, manevi tazminat isteminin reddine karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir. Davacı, dava dışı ......

                Kabule göre de; kira sözleşmesinin feshi ile anahtarın tesliminden sonraki dönem için öngörülen makul süre kira bedeli nitelik olarak tazminat olup, mahkemece belirlendiğinden likit ve belirlenebilir değildir. Bu nedenle makul süreye göre belirlenen tazminat miktarı üzerinden inkar tazminatına hükmedilemez. Mahkemece kiralananın teslim tarihine kadar olan kira parası tespit edilerek, kiralananın teslimine kadar ödenmeyen kira parası ile sınırlı olarak inkar tazminatına hükmedilerek, tazminata yönelik inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmesi gerekirken, asıl davada hükmedilen tüm alacak üzerinden davacı lehine inkar tazminatına hükmedilmesi de doğru değildir....

                  Gerek öğretide ve gerekse yargısal uygulamalarda ifade edildiği üzere ecrimisil, diğer bir deyişle haksız işgal tazminatı, zilyet olmayan malikin, malik olmayan kötüniyetli zilyetten isteyebileceği bir tazminat olup, 08.03.1950 tarih 22/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında; fuzuli işgalin tarafların karşılıklı birbirine uygun iradeleri ile kurduğu kira sözleşmesine benzetilemeyeceği, niteliği itibarı ile haksız bir eylem sayılması gerektiği, haksız işgal nedeniyle oluşan zararın tazmin edilmesi gerekeceği vurgulanmıştır. Ecrimisil, haksız işgal nedeniyle tazminat olarak nitelendirilen özel bir zarar giderim biçimi olması nedeniyle, en azı kira geliri karşılığı zarardır. Bu nedenle, haksız işgalden doğan normal kullanma sonucu eskime şeklinde oluşan ve kullanmadan kaynaklanan olumlu zarar ile malik ya da zilyedin yoksun kaldığı fayda (olumsuz zarar) ecrimisilin kapsamını belirler. Haksız işgal, haksız eylem niteliğindedir....

                  Kapısı kilitli eşyaları var, diğer kısımlar kiralık” ibaresinin yer aldığını, bu hususun davalı vekilinin boşanma davasında belirttiği kira sözleşmesi ile icra takibine konu kira sözleşmesinin aynı olduğunu ispatladığını, davalı borçlunun kira ilişkisine yaptığı itirazın haksız ve kötü niyetli olduğunu, Davalının boşanma davasında kira sözleşmesi olduğunu belirtip icra takibine karşı tam aksi yönde kira ilişkisini inkar etmesinin hukukun temel ilkesi olan dürüst davranma ilkesine aykırılık teşkil ettiğini, bu nedenlerle kira borcunu ödemede temerrüde düşen davalı kiracının tahliyesine, başlattıkları takipte borca ve tüm faiz ve ferilerine haksız olarak yapılan itirazın iptali ile Bursa 2. İcra Müdürlüğünün 2020/9211 Esas sayılı takibin devamına, ayrıca başlattıkları takibin haksız olarak durdurulmuş olduğundan hükmolunan meblağın % 20'sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir....

                  UYAP Entegrasyonu