Asliye Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belli edilmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi gereği düşünüldü: K A R A R Dava, kira ilişkisinden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir. Dosya kapsamından; davanın 6.000.00.- YTL. değer gösterilerek 10.03.2005 tarihinde Asliye Hukuk Mahkemesinde açıldığı, davalılar arasında düzenlenen kira sözleşmesinden dolayı davalıların ortak muristen kalan yer için hak sahipliğinin tesbiti ile birlikte kira bedelinin istendiği, ayrıca kira sözleşmesinin feshinin de talep edildiği, sözleşmenin usule uygun olmadığından feshi isteminin değere göre genel hükümlere tabi olduğu anlaşılmaktadır. Uyuşmazlığın yalnızca H.Y.U.Y.'nın 8. maddesinde yazılı kira sözleşmesine dayalı akdin feshi olarak yorumlanamayacağı anlaşılmakla, dava tarihi ve değerine göre davanın Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekir....
İle aralarında her hangi bir ticari ilişki bulunmadığını, Mert Adil Çelik ile 01.11.2016 başlangıç tarihli kira sözleşmesi yapıp tüm ödemeleri yaptıklarını 28.02.2018 tarihinde kira sözleşmesinin fesih ihbarı yaparak fesih ettiklerin ve mecuru tahliye ettiklerini, 22.03.2018 tarihinde kiralananı Mert Adil Çelik'e tebliğ edip Mart ayına ait 22 günlük kira ücretini ödediklerini, taşınmaza bağlanan elektrik aboneliğini de kapattırdıklarını bildirdiğini, 10.129,02 TL davacıya borçları bulunmadığını belirterek itirazın iptali talebinin reddini talep etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; "davalı Sürat Kargo A.Ş nin Mert Adil Çelik isimli dava dışı 3. kişinin kiracısı olduğu; kira sözleşmesinin 8. Maddesi uyarınca davalı kiracının kira sözleşmesini feshettiği, dava dışı 3. kişi Mert Adil Çelik'in taşınmazı sermaye olarak davacı şirkete devrettiği, ancak davacı Çelikoğlu Ltd....
Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, davanın kira ilişkisine dayanmadığı salt haksız fiile dayalı tazminat davası olduğu asliye hukuk mahkemesinde görülerek sonuçlandırılması gerektiği belirtilerek görevsizlik kararı verilmesi üzerine hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 Sayılı HMK'nun sulh hukuk mahkemelerinin görevini düzenleyen 4. maddesinin 1/a bendi gereğince, kiralanan taşınmazların İcra ve İflas Kanunu'na göre ilamsız icra yolu ile tahliyesine ilişkin hükümler ayrık olmak üzere, kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dahil olmak üzere tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar ile, bu davalara karşı açılan davalar sulh hukuk mahkemesinin görevine girmektedir. Mülga 1086 Sayılı HUMK'dan farklı olarak bu düzenlemede miktar ayırımı yapılmaksızın tahliye, alacak, tazminat, kiracılık sıfatının tespiti gibi tüm kira ilişkisinden kaynaklanan uyuşmazlıkların çözüm yeri sulh hukuk mahkemesi olarak gösterilmiştir....
davanın kısmen kabulü ile takibin 4.968,00 TL asıl alacak üzerinden devamına, fazlaya ilişkin taleplerin reddine karar verilmiş, hüküm süresi içerisinde taraflarca temyiz edilmiştir. 1-) Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalının sair temyiz itirazları yerinde değildir. 2-) Kira sözleşmesinin feshinin haksız olması halinde kiracının, Türk Borçlar Kanunu'nun 325. maddesi uyarınca kira sözleşmesinden doğan borçları kiralananın benzer koşullarla kiraya verilebileceği makul bir süre için devam eder....
Dava, kira sözleşmesinin haksız feshi nedeni ile tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmesi üzerine hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacı vekili, dava dilekçesi ile, davalı ... tarafından araç kiralama hususunda yapılan ihaleyi müvekkilinin kazandığını, 09/02/2010 tarihli hizmet alımlarına ilişkin tip sözleşme imzalandığını, davalının haksız olarak sözleşmeyi fesih ettiğini, müvekkilinin haksız fesih sebebi ile mağdur olduğunu belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 10.000 TL tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, 03/01/2012 tarihli dilekçesi ile talep sonucunu ıslah ederek 12.568,80 TL'nin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili, davanın reddine karar verilmesini savunmuş, mahkemece davanın kabulüne, 12.568,80 TL'nin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiştir....
Davalı; davacıya ait akaryakıt istasyonunun 5 yıl süre ile kiralandığını, ilk yıl kira bedelinin peşin olarak ödendiğini, kira sözleşmesinde herhangi bir ayın kira bedelinin ödenmemesi halinde diğer aylara ilişkin kira bedellerinin de muaccel hale geleceğine dair herhangi bir düzenlemenin bulunmadığını, sözleşme ile kararlaştırılan kira bedelinin fahiş olduğunu, davalı şirketin zarara uğradığını, ikinci yıl kira dönemi için kira bedelinin aylık 40.000,00 TL ye indirilmesinin talep edildiğini, davacı şirketin kabul etmediğini, kira sözleşmesinin haklı olarak 24/07/2014 tarihli ihtarname ile feshedildiğini ve en geç 31/07/2014 tarihine kadar kiralananın kendilerine teslim edileceğinin bildirildiğini, kiralananın anahtarlarının davacı şirket çalışanına teslim edilmek istendiğini, ancak bahse konu kişinin anahtarları teslim almaktan kaçındığını, bunun üzerine davalı şirket çalışanları tarafından tutulan 01/08/2014 tarihli tutanak ile davacı şirket çalışanının bilgisi ve görgüsü dahilinde...
Anılan kira sözleşmesinin 2. maddesinde; taşınmaz üzerine yapılabilecek olan geçici tesisle ilgili olarak tüm giderler ile resmi ve özel kurum ve kişilere karşı mali ve cezai tüm sorumluluklar kiracıya aittir , düzenlemesi yeralmaktadır. Dosyadaki belgelerden, tacir olan ve basiretli davranmak durumunda bulunan davacının basit bir inceleme ile dava konusu taşınmazın imar durumunu baştan bilebilecek konumda olduğu, sözleşmenin tarafları bağladığı, davacının sözleşmeyi feshinin haksız olduğu anlaşılmaktadır . Bu durumda davacının ödenen kira bedellerinin iadesi talebi haksız olduğundan reddi gerekmektedir . Mahkemece asıl davanın tamamen reddi gerekirken yanılgılı değerlendirme , eksik inceleme ve somut olaya uygun düşmeyen gerekçelerle yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir. 3-) 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu yargılamaya hakim olan ilkeleri düzenlemekle kanunun 26/1 maddesi taleple bağlılık kuralını getirmektedir....
kira ödemesi yapmadığını, davalının haksız eylemleri sonucu vekil edenin gayrimenkulün semerelerinden yararlanmaması nedeniyle zarar uğradığını belirterek zilyetliğe yönelik tecavüzün önlenmesine, maddi tazminat talebinin kabulüne ve dava dışı Vera Isıtma Şirketi ile davalı arasında imzalanan 15/01/2018 tarihli kira sözleşmesinin iptaline karar verilmesini talep etmiştir....
HUMK'nun 8.maddesinde değer ve miktar gözetilmeksizin Sulh Mahkemesince; kira sözleşmesine dayanan her türlü tahliye, aktin feshi yahut (kira) tespit davaları, bu davalarla birlikte açılmış kira alacağı ve tazminat davaları ile bunlara karşılık açılan davalar yargılama konusu edilebilir. Somut olayda uyuşmazlık, kira sözleşmesinin geçersizliğinin tespiti ile bu doğrultuda sözleşmenin iptali istemine ilişkindir. Buna göre görevli mahkemenin değere göre belirlenmesi gerekir. İptale konu kira sözleşmesinde değer gösterilmemiştir. Böylece değeri belirsiz olan sözleşmenin iptalinde genel görevli Asliye Mahkemesinin davaya bakabileceği gözetilmeden uyuşmazlığın esası hakkında hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir....
Dava, davacı kiracı tarafından kira sözleşmesinin haklı nedenle feshedildiğinin tespiti, davalı kiraya veren tarafından tahakkuk ettirilen faturalar dolayısıyla borçlu olunmadığının tespiti, nakit ödenen teminat bedelinin iadesi, kiralanana yapılan onarım ve dekorasyon bedellerinin ve diğer menfi ve müspet zararlarının tazmini istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile kira sözleşmesinin haklı olarak feshedildiğinin tespitine, tahakkuk ettirilen faturalar nedeniyle davacının borçlu olmadığının tespitine, 23.868,32 TL sabit imalatların bedelinden oluşan tazminatın davacıdan tahsiline, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmesi üzerine, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davada dayanılan ve hükme esas alınan 09.06.2009 düzenleme tarihli ve beş yıl süreli kira sözleşmesi konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmamaktadır. Sözleşme ile Bahçelievler ......