Bu durumda kural olarak, kiracı (iş sahibi) kira süresi sona ermeden kira sözleşmesini tek taraflı feshederek kiralananı tahliye ettiğinden kira süresinin sonuna kadar kiralayanın uğradığı tüm zararı ödemekle yükümlüdür. Ancak dava tarihinde yürürlükte olan B.K.'nun 96.maddesi göndermesi ile aynı kanunun 44.maddesi uyarınca kiralayanın da zararın artmasına neden olmaması gerekir. Bu durumda davacının zararı tahliye tarihinden kiralananın aynı koşullarla yeniden kiraya verilebileceği tarihe kadar boş kaldığı süreye ilişkin kira bedelinden ibarettir. Ayrıca kira sözleşmesinin feshedilmesi nedeniyle sözleşmede kararlaştırılan ve kiraya veren (yüklenici) tarafından yapılması gereken bakım, ısınma, elektrik, su gibi v.s. gibi giderler de sözleşmenin feshedilmesi nedeniyle yapılmadığından, kira bedeline dahil edilen bu tür giderlerin de hesap edilerek, takdir edilecek tazminat miktarından düşülmesi gerektiğinin nazara alınması gerekir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Kira sözleşmesinin iptali Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı kira sözleşmesinin iptali davasına dair karar, dahili davalılar tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Dava, kira sözleşmesinin iptali istemine ilişkindir. Mahkemece,davanın kabulü ile kira sözleşmesinin hile nedeniyle 2693 parsel sayılı taşınmaz bakımından iptaline karar verilmiş, hüküm dahili davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir....
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Ticaret Mahkemesi - K A R A R - Uyuşmazlığın tacirler arası kira sözleşmesinin haksız feshedildiği iddiasıyla davacı kiracı tarafından davalı kiralayan aleyhine açılan tazminat isteminden kaynaklanmasına , davanın da itirazın iptali ya da menfi tespit biçiminde açılmamış bulunmasına göre kararın temyiz incelemesi Dairemizin görevi dışındadır. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenle, dosyanın temyiz incelemesini yapmakla görevli Yüksek 6.Hukuk Dairesi Başkanlığı’na gönderilmesine, 26.07.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Somut olayımızda; dava konusu taşınmaza ait kira sözleşmesinin yalnızca feshinin kiracıyı kira borcunu ödemekten kurtarmayacağı, feshin yanında anahtar tesliminin de yasal olarak yerine getirilmesi gerektiği, davalı kiracı tarafından anahtarın davacıya teslimine dair bir yazılı delilinin olmamasına, davalının kira miktarına ve ortak gider alacağının miktarına yönelik bir itirazının olmamasına, yine ödeme savunmasının da bulunmamasına, taşınmazın tahliye edildiğinin de ispat edilememiş olmasına göre verilen kararda bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmakla davalının istinaf isteminin HMK 353(1)b-1 gereği esastan reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
-TL zarar doğduğunun tespit edildiğini, hasar bedelinin tahsili yönünden davalı aleyhine yasal takibe geçildiğini ancak davalının takibe itirazı sonucu takibin durdurulduğunu belirterek yasal dayanaktan yoksun itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesini istemiştir. Davalı vekili,müvekkili şirkete dava konusu hasar ile ilgili bir başvurunun bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, itirazın kısmen iptali ile takibin 4.000,00 TL asıl alacak üzerinden devamına karar verilmiştir. Taraflar arasında 14.09.2009 başlangıç tarihli ve beş yıl süreli kira sözleşmesinin varlığı hususunda uyuşmazlık bulunmamaktadır....
Davalı borçlu davacıya ait dükkanın kira bedelinin kira sözleşmesi ile aylık 1.928.57 Euro olarak belirlendiğini davacının 6098 sayılı TBK m. 301 gereğince yükümlülüklerini yerine getirmediğini, kira sözleşmesini feshettiğini ve taşınmazı tahliye ettiğini bu nedenle davacının kullanmadığı döneme ilişkin kira bedeli talep edemeyeceği beyanında bulunmuş, mahkemece, davalı tarafından sunulan ihtarnameler ve kira sözleşmesinin feshinin takibe konu senedin ödeme tarihinden sonraya ilişkin olduğu, bononun vade tarihinde taraflar arasında devam eden bir kira sözleşmesinin bulunduğu ve davalı borçlunun kira bedelini ödemesi gerektiği, takibe konu kira alacağının ödendiği hususunun davalı tarafından ispat edilemediği anlaşıldığından itirazın kaldırılmasına karar verilmiştir. Kira bedelleri için kiralayana bono verilmişse, tarafların anlaşmasıyla kira alacağının tahsili ticari senede bağlanmış demektir. Hal böyle olunca ticari senetlerin tahsiline ilişkin hükümlerin uygulanması gerekir....
Davacı dava dilekçesinde; Davalının 02.09.2008 başlangıç tarihli, 1 yıl süreli ve aylık 775.TL kira bedelli kira sözleşmesi ile mesken olarak kullanmak üzere taşınmazı kiraladığını, kira sözleşmesinin 7. maddesinde; “Taraflar kira sözleşmesinin devamında anlaşırlarsa kira bedeli DİE’nin belirlediği ÜFE+TÜFE+5 ilavesi ile artırılacaktır” şeklinde kararlaştırılan artış şartı uyarınca 04.09.2009-04.10.2013 tarihleri arasındaki toplam 11.018.TL asıl alacak ile 1.624.TL işlemiş faizin tahsili istemiyle 21.10.2013 tarihinde başlattığı icra takibine davalı kiracı tarafından itiraz edildiğini belirterek yapılan itirazın iptali ile icra inkar tazminatına karar verilmesini istemiştir. Davalı cevap dilekçesinde, artırımın ilk yıl kira bedeli ile ilgili olduğunu, davacı kiraya verenin ihtirazi kayıt koymadan banka hesabına artırımsız olarak yatırılan kira bedellerini kabul ettiğini belirterek yersiz ve haksız açılan davanın reddini savunmuştur....
maddesi uyarınca faiz uygulanmasına, alacak likit nitelikte bulunmadığından icra inkar tazminatı isteminin reddine karar verilmiş, hüküm kiralayan ve kiracı vekillerince temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere ve özellikle kira sözleşmesinin 4. maddesi gereğince kiracının fazla ödediği miktarın belirlenmesi yargılamayı gerektirdiğinden, davalı-birleşen davanın davacısı ANC Gıda A.Ş.nin tüm, davacı-birleşen davanın davalısı Ak Merkez Gayrimenkul Yatırım A.Ş. vekilinin de aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2-Taraflar arasında imzalanan kira sözleşmesinin 4. maddesinin “Not” başlıklı bölümünde kararlaştırıldığı şekilde kiracının (ANC Gıda A.Ş.nin) dava dışı Tab Gıda A.Ş.nin daha düşük bedelle ödediği m2 kira bedeli kadar kira ödeyeceği ve dolayısı ile fazla ödediği kira paralarını talep edebileceği kuşkusuzdur....
Davalı vekili; istinaf dilekçesini tekrarlayarak, tahliye edilen kiralanan için kira bedeli talep edilmeyeceğini, davacının kötü niyetli olduğunu, her iki işyerinin bağımsız abonelikleri olduğunu ve tek başına kiraya verilebileceğini, sözleşmeyi feshinin hukuka uygun olduğunu ileri sürerek; kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir. C. Gerekçe 1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, kira bedelinin tahsili için başlatılan takiplere vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. 2. İlgili Hukuk 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 313 üncü maddesi "Kiracı, kira bedelini ödemekle yükümlüdür." hükmünü içermektedir. 3....
Davacı karşı davalı vekili depozitonun verilmediğini iddia etmiş ise de; Davacıların Murisi ... ile yapılan 01.09.1989 tarihli kira sözleşmesinin 6. maddesinde “Muhtemel zarar ve ziyanların teminatı olmak üzere kiracı kira akdinin inikadı ile birlikte serbest irade ile kararlaştırılacak bir bedeli depozito olarak mal sahibine vermeyi kabul ve taahhüt eder. İş bu depozito bedeli kira müddetince mal sahibinin yedinde kalacak akdin feshi halinde kiracıya aynen iade edilecektir.” düzenlemesine yer verilmiş, kira sözleşmesinin En altına “depozito bedeli 2650 DEM” ibaresi yazılarak taraflarca imza edilmiştir. Sonrasında 01.12.1991 tarihinde Rasim Öztat'ın vefat etmesinden sonra mirasçıları olan davalılarla devam eden kira sözleşmesi yenilenmişse de, önceki kira sözleşmesinde bahsedilen depozitonun alınmadığına, yahut alınıp iade edildiğine ilişkin düzenlemeye yer verilmemiştir....