Şu durumda taraflar arasındaki kira sözleşmesinin 1,2,10 ve 11. maddeleri göz önüne alındığında kira sözleşmesinin 10/09/2020 tarihinde sona erdiğinin kabul edilmesi gerekeceği, bundan sonra yapılan ödemelerin kira bedeli olarak yapılmasının taraflar arasındaki kira ilişkisinin devam ettiği anlamına gelmeyeceği, davalı belediyenin talep ettiği kullanım bedelinin 10/092020 tarihi ile 18/05/2021 tarihleri arasına ait olduğu, bu tarihlerde davalının fuzuli şağil olarak kabul edileceği ve davalının davacıdan kullanım bedeli altında ecrimisil talebinde bulunduğu, kira ilişkisinden kaynaklanmayan eldeki davada Asliye Hukuk Mahkemesi'nin görevli olacağı ve görevin kamu düzenine ilişkin olduğu, ihtiyati tedbir isteminin de Asliye Hukuk Mahkemesince karara bağlanması gerekirken, ilk derece mahkemesince talebin değerlendirilerek ihtiyati tedbir isteminin kabulüne karar verilmesi doğru görülmediğinden davalı vekilinin istinaf isteminin kabulü ile ilk derece mahkemesinin ara kararının HMK'nın 353...
Şu durumda taraflar arasındaki kira sözleşmesinin 1,2,10 ve 11. maddeleri göz önüne alındığında kira sözleşmesinin 10/09/2020 tarihinde sona erdiğinin kabul edilmesi gerekeceği, bundan sonra yapılan ödemelerin kira bedeli olarak yapılmasının taraflar arasındaki kira ilişkisinin devam ettiği anlamına gelmeyeceği, davalı belediyenin talep ettiği kullanım bedelinin 10/092020 tarihi ile 18/05/2021 tarihleri arasına ait olduğu, bu tarihlerde davalının fuzuli şağil olarak kabul edileceği ve davalının davacıdan kullanım bedeli altında ecrimisil talebinde bulunduğu, kira ilişkisinden kaynaklanmayan eldeki davada Asliye Hukuk Mahkemesi'nin görevli olacağı ve görevin kamu düzenine ilişkin olduğu, ihtiyati tedbir isteminin de Asliye Hukuk Mahkemesince karara bağlanması gerekirken, ilk derece mahkemesince talebin değerlendirilerek ihtiyati tedbir isteminin kabulüne karar verilmesi doğru görülmediğinden davalı vekilinin istinaf isteminin kabulü ile ilk derece mahkemesinin ara kararının HMK'nın 353...
Maddesi sözleşmenin süresinin dolmasından kaynaklanan tahliyelere ilişkin olduğu ve bu olayda bu maddenin uygulanmasının da ileride telafisi imkansız zararlara neden olacağı üzerine ihtiyati tedbir konulmasını talep ettiği, ihtiyati tedbir talebinin konusunun yargılamayı gerektirdiği anlaşılmakla davacının İHTİYATİ TEDBİR TALEBİNİN REDDİNE" şeklinde karar verildiği görülmüştür....
KANUN YOLU YÖNÜNDEN İNCELEMEDE; 6100 sayılı HMK' nin "İstinaf yoluna başvurulabilen kararlar" başlıklı 341. maddesinde;" İlk derece mahkemelerinin aşağıdaki kararlarına karşı istinaf yoluna başvurulabilir: a) Nihai kararlar. b) İhtiyati tedbir ve ihtiyati haciz taleplerinin reddi kararları, karşı tarafın yüzüne karşı verilen ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz kararları, karşı tarafın yokluğunda verilen ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz kararlarına karşı yapılan itiraz üzerine verilen kararlar. " düzenlemesi bulunmaktadır. Aynı kanunun 391/3 maddesinde; " İhtiyati tedbir talebinin reddi kararı gerekçeli olarak verilir ve bu karara karşı kanun yoluna başvurulabilir. Yüzüne karşı aleyhine ihtiyati tedbir kararı verilen taraf da kanun yoluna başvurabilir. Bu başvurular öncelikle incelenir ve kesin olarak karara bağlanır", Aynı yasanın 394. Maddesinde; "Karşı taraf dinlenmeden verilmiş olan ihtiyati tedbir kararlarına itiraz edilebilir....
ihtiyati tedbir kararının hatalı olduğunu, kaldırılmasını talep ettiklerini bildirmiştir....
ihtiyati tedbir kararının hatalı olduğunu, kaldırılmasını talep ettiklerini bildirmiştir....
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI : "1- İhtiyati tedbir kararına itirazın REDDİNE,. 2- İhtiyati tedbir isteyen tarafından teminat yatırılmasına yer olmadığına," şeklinde karar verildiği görülmüştür....
ye kiralanarak kira bedelinin ödenmemesi sebebiyle şirket ortağı olan davacı ve dahili davalı aileler arasında husumet doğduğu, şirketin ana faaliyet konusu olan inşaat alanında herhangi bir faaliyetinin bulunmadığı gibi şirketin atıl kaldığı, dolayısıyla şirket ortakları arasındaki güven ilişkisinin sarsıldığı iddiaları ileri sürülerek limited şirketin haklı nedenle feshi istemiyle açılan dava kapsamında, şirkete kayyım tayin edilmesine dair ihtiyati tedbir isteminde bulunulmuştur. Gerçekten de dosya kapsamında davacı şirket ortağı ... ... tarafından davalı ....... karşı 04.01.2021 tarihinde davalı .... mülkiyeti ait bulunan taşınmazın davalı şirkete kiraya verilmesine ilişkin 23/12/2019 tarihli kiralama ve devir sözleşmesinin feshi, tahliye ve kira alacağı istemleriyle açılan davanın Eskişehir 3. Sulh Hukuk Mahkemesi'nin .......
AŞ. ile yapılan finansal kiralama sözleşmesinin bedellerinin ödenmesini davacının taahhüt ettiğini, finansal kiralama sözleşmesinin bilgi amaçlı olarak davacıya bildirildiğini, malların iadesi için tedbir kararı alındığını, finansal kiralama sözleşmesinin feshi nedeniyle davacıya taahhüt ettiği kira bedellerini ödemesinin ihtar edildiğini, bu paranın davacı tarafından ödendiğini, devam eden finansal kiralama sözleşmesinden kaynaklanan dava nedeniyle resmi şekilde devir işleminin yapılamadığını, ancak ...'ın iflas erteleme isteminde bulunması üzerine araçların tedbiren ...'a geri verildiğini belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davalının davacıdan satın aldığı tırları dava dışı ... adlı şirkete finansal kiralama yoluyla kiraladığı, taraflar arasındaki geri alım sözleşmesi uyarınca davacının davalı ...'...
İhtiyati hacizde alacaklı ihtiyati haciz kesin hacze dönüşürse, üzerine ihtiyati haciz konulmuş olan mal icra dairesi tarafından satılır ve bedeli ile alacaklının alacağı ödenir. İhtiyati tedbirde ise, davacı davayı kazanırsa, üzerine ihtiyati tedbir konulmuş olan mal aynen davacıya verilir (teslim edilir). İhtiyati haciz ile ihtiyati tedbir arasındaki bu açık farka rağmen, uygulamada ihtiyati haciz yerine hatalı olarak ihtiyati tedbir kararı verildiği görülmektedir. Olayımıza gelince, talep edilen alacak herhangi bir kesinleşmiş mahkeme kararına veya kıymetli evrağa dayanmadığı gibi kira sözleşmesinin tek başına ihtiyati haciz kararı verilmesi için yeterli olamayacağı, alacağın varlığı ve cezai şart isteminin haklı olup olmadığının yargılamayı gerektirdiği, yaklaşık ispat kuralının gerçekleşmediği, borçlunun kaçma ya da mal kaçırma şüphesini gösteren delil de ibraz edilemediği, (Y. 6....