Asliye Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Dava, kira ilişkisi nedeniyle mecura yapılan faydalı masraflar ile yoksun kalınan kazanç kaybının tahsili istemine ilişkindir. Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesi, kira sözleşmesine aykırılıktan dolayı kiralanan taşınmaza yapıldığı iddia edilen faydalı masraflar ile yoksun kalınan kazanç kaybına ilişkin tazminat istendiğinden, tarafların sıfatına bakılmaksızın sulh hukuk mahkemesinin görevli olduğu gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur. Bakırköy 7. Sulh Hukuk Mahkemesince, dosya kapsamında geçerli bir kira sözleşmesi bulunmadığı ve uyuşmazlığın kira sözleşmesinden kaynaklanmadığı gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurulmuştur. Bakırköy 4....
¸ Hakim ... ¸ Not : Bu evrak 5070 sayılı Elektronik imza yasası kapsamında imzalanmıştır....
Yukarıda açıklanan nedenlerle, arsa sahibi ile yüklenici arasındaki arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi gereği müflis yükleniciye isabet eden taşınmazın gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi ile davacıya müflis şirket tarafından şahsi hak olarak temlik edildiği, davacının kira tazminatı ve eksik ve ayıplı işlerden kaynaklı tazminat istemlerinin ancak sözleşmenin nispiliği kuralı gereği taşınmaz satış vaadi sözleşmesinin tarafı olan yüklenici Müflis ...şirketinin iflas masasına alacak olarak kayıt edilebileceği, bu yönüyle davalı arsa sahibi ... Yapı Kooperatifi hakkındaki eldeki davada davalı arsa sahibinin tazminat istemleri yönünden pasif husumeti olmadığı anlaşıldığından davanın reddine yönelik aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
Davacı vekili, müvekkili davacının davalıların murisi ...ile yaptığı 01.03.2004 tarihli kira sözleşmesi ile 3549 parsel sayılı taşınmaz üzerinde bulunan dükkanı kiraladığını, davalıların murisi...’ın ölümü üzerine davalılar ile 24.07.2006 tarihinde iş yerinin 172.000,00TL bedelle satışına ilişkin ön sözleşme yaptıklarını, bu sözleşme tarihinde 21.500,00TL ödendiğini, bu sözleşmede eğer satış gerçekleşmezse ödenen paraların ileride yapılacak kira sözleşmesinde kira bedeli olarak sayılacağının kararlaştırıldığını, daha sonra anlaşılan bedelin tamamının ödendiğini ancak taşınmazın tapuda devredilmediği gibi kira sözleşmesi de yapılmadığı ve tahliye davası açıldığı tahliye sırasında müvekkilinin özel eşyalarına zarar verildiğini, müvekkili davacının taşınmaza harcamalar yaptığını ileri sürerek taşınmazın davalılar adına olan tapu kaydının iptali ile müvekkili davacı adına tescilini, bu mümkün olmazsa 5.234.009.00TL maddi 3.000.000.00TL manevi tazminatın davalılardan tahsiline karar...
CEVAP: Dosya kapsamında dava dilekçesi davalılara tebliğ edilmeksizin karar verilmiştir. DELİLLER : 1-Kira sözleşmesi, 2-Tüm dosya münderecatı, DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE HUKUKÎ NİTELENDİRME : Dava, iskele/malzeme kiralama sözleşmesi kapsamında kiralanan aracın hasara uğraması sebebiyle oluşan zararın tazmini talebine ilişkindir Davalılara ait ve davacıya kiralanan malzemelerin aranan şartları taşımaması nedeniyle uğranan zararın tahsili savına bağlı olarak dava açılmıştır. Dava tarihinde yürürlükte bulunan 6100 sayılı HMK'nın 4/1-a maddesinde, KİRA İLİŞKİSİNDEN doğan alacak davaları da dahil olmak üzere tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar ve bu davalara karşı açılan davaların, dava konusunun miktar veya değerine bakılmaksızın SULH HUKUK MAHKEMESİ'nde görüleceği düzenlendiğinden ve uyuşmazlık "KİRA SÖZLEŞMESİ"nden kaynaklandığından Mahkememizin görevsiz olduğu, Sulh Hukuk Mahkemelerinin görevli olduğu kanaatine varılmıştır....
Asliye Ceza Mahkemesinin 2012/367 esas ve 2013/349 karar sayılı ilamı ile tanık beyanları ve kira sözleşmesi dikkate alındığında sanığın konutta kira sözleşmesine dayalı olarak oturduğu gerekçesiyle beraatine karar verildiği, verilen kararın Yargıtay 8. Ceza Dairesi tarafından 09/12/2014 tarihinde onanarak kesinleştiği anlaşılmaktadır. Şu durumda, davalı ...'in şikayeti üzerine ... Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yapılan soruşturma sonucunda davacı hakkında kamu davası açılmasında yeterli delil ve emare görülerek hakkı olmayan yere tecavüz suçundan kamu davası açıldığı nazara alındığında, davalı ...'in şikayetçi olmasında somut birtakım emarelerin bulunduğu anlaşılmakla, şikayetin hak arama özgürlüğü kapsamında kaldığı kabul edilerek, davalı hakkındaki haksız şikayet nedeniyle açılan manevi tazminat davasının tümden reddine karar verilmesi gerekirken, istemin kısmen kabulüne karar verilmesi doğru değildir. Kararın açıklanan nedenle bozulması gerekmiştir....
Davacının, tazminata esas olacak depo etmesi gereken bir yıllık kira parası miktarına gelince; Davacı şirket vekili temyiz dilekçesinde, 23.03.2001 başlangıç tarihli sözleşme kapsamında ödenmesi gereken kira parasının 2.458.797,56 TL olduğunu kabul etmiştir. Yine aynı sözleşme kapsamında kaldığı halde 32’li motel ve umumi havuzdan yararlanamadığını, bunların kira parasının tazminat miktarından düşülmesini de kabul ederek, ödenmesi gereken tazminat tutarını 1.758.986,29 TL olduğunu bildirmiştir. Gerçekten, Borçlar Kanununun 272.maddesinin yaptığı yollama sebebiyle olaya uygulanması gereken aynı Kanunun 250.maddesi gereğince, kiralanan, kira süresi içerisinde kiracının bir kusuru olmaksızın kullanılamaz bir duruma veya önemli derecede ayıplı hale gelirse, kiracı ücretten mütenasip bir miktarın tenzilini veya ihtara rağmen bu müddet zarfında durum bertaraf edilmezse aktin feshini talep edebilir....
Yukarıda yapılan açıklama ve sözü edilen kurallarla birlikte somut olay değerlendirildiğinde: taraflar arasındaki sözleşme eser ve kira sözleşmesi hükümlerini içeren yap-işlet-devret sözleşmesi olup, davacı entegre tesis yapılarak ruhsat alınması gerektiği halde yerine getirilmediğinden tazminat istendiği için uyuşmazlık, sözleşmenin eser sözleşmesi hükümlerine tabi bölümü yönünden çıkmış olduğundan, davaya bakmaya sulh hukuk mahkemesi görevli olmayıp asliye hukuk mahkemesi görevlidir. Uyuşmazlığın niteliğine göre, davacının tahliye talebi de el atmanın önlenmesi talebi niteliğinde olduğundan bu yönüyle de sulh hukuk mahkemesi görevli değildir....
Buna göre, davacı geç teslim nedeniyle kira kaybına ilişkin tazminat isteyebilir. Kira kaybına ilişkin tazminat istenebilmesi için, davalı TOKİ'nin yaptığı ve 20 ay içinde teslimini taahhüt ettiği dairenin alt gelir grubu projesi kapsamında olmasının bir önemi yoktur. Öyle ise mahkemece anılan sözleşmeye göre belirlenecek teslim tarihi ile dairenin fiilen teslim edildiği tarih arasında geçen süre belirlenerek bu süreye ilişkin kira kaybı miktarı hesaplanarak dava tarihi itibariyle dava konusu değerin il tüketici sorunları hakem heyeti sınırları içinde kalması durumunda bu hususun dava şartı olduğu ve tüketici mahkemelerince resen dikkate alınması gerektiği gözetilerek uyuşmazlığın il tüketici sorunları hakem heyeti tarafından görülmesi için davanın usulden reddine; bu sınırların üzerinde olması halinde ise belirlenen kira kaybına hükmedilmesi gerekirken aksine düşüncelerle ve yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir....
Davacı idare,13.01.2011 olur tarihli kararı ile kiralanan taşınmazın birinci yıl iki,üç ve dördüncü taksit ile ikinci yıl bir ,iki ,üç ve dördüncü taksit kira bedellerinin kiracıya yapılan ihtarlara rağmen süresi içerisinde ödenmediği ,sözleşme yapıldıktan sonra kiracının taahhüdünden vazgeçmesi veya şartname ve sözleşme hükümlerine uygun olarak yerine getirmemesi nedeniyle düzenlenen kira sözleşmesini tek yanlı feshetmiş,kiracıdan bir yıllık kira bedeli tutarında tazminat alınmasına karar vermiştir. 27.01.2011 tarihli yazı ile de sözleşmenin feshedilmiş olması nedeniyle taşınmazın boş olarak teslimi ve 2886 sayılı kanunun 62. maddesine göre kira sözleşmesi fesih edildiğinden cari yıl kira bedeli olan 6.613,00 TL nin tazminat olarak ödenmesi gerektiği davalıya bildirilmiştir.Fesih durumunda davalının tazminat ile sorumlu tutulabilmesi için öncelikle feshin davacı idare yönünden haklı nedene dayanıyor olması gerekir....