Dava, kira alacağının tahsili için yapılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacı vekili, dava dilekçesinde, davalının kiralananda 2010 yılı Temmuz ayına kadar uzun yıllar kiracı olarak oturduğunu, davacıya ait banka hesabına kira bedeli adı altında bir çok ödeme yapılmışsa da, noksan ödeme yapıldığını, noksan yapılan ödemenin önce ihtarname ile istendiğini belirterek, kira alacağının tahsili için başlatılan icra takibine itirazın iptalini istemiştir. Davalı, 15 yıldır kiracı olduğunu, borcu olmadığını, davacının ihtarname ile kira miktarını ve ödeme şeklini değiştirmek istediğini, kiralananı hava parası ödeyerek devraldığını, anlaşma ile kiralananı boşalttığını, davacının kendisini borçlu göstererek hava parasını örtme gayreti içinde olduğunu savunmuştur. Davacı tarafından sözlü kira akdine dayanılarak, ... 2....
Davalı borçlu; ödenmemiş kira borçlarının olmadığını, taşınmazın tahliyesinden 2-3 ay sonra taşınmazın fırın olarak kiralandığını belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece Ağustos 2010 tarihine kadar ödenmeyen kira bedelleri toplamı 22.210.-TL nin tahsiline karar verilmiştir. Kiracının, kira süresi sona ermeden kira sözleşmesini tek taraflı olarak feshederek kiralananı tahliye etmesi durumunda kural olarak, kiracı kira süresinin sonuna kadar kiralayanın uğradığı tüm zararı ödemekle yükümlüdür. Ancak, 6098 Sayılı TBK.'nun 114/2. maddesi (mülga 818 Sayılı BK.nun 98/2.maddesi) göndermesi ile aynı Kanunun 52. Maddesi (mülga BK.nun 44. maddesi) uyarınca kiraya verenin de zararın artmasına neden olmaması gerekir. Bu durumda, davacının zararı tahliye tarihinden kiralananın aynı koşullarla yeniden kiraya verilebileceği tarihe kadar boş kaldığı süreye ilişkin kira parasından ibarettir....
Mahkemece; taraflar arasında düzenlenen 25/05/2012 başlangıç tarihli kira sözleşmesiyle dava konusu taşınmazın davalı tarafından davacıya 5 yıl süreyle kiralandığı, kira bedelinin aylık 750,00 TL olduğu, davacı kiracının kiralanana 20.290,00 TL tutarında tadilat yaptırdığı, bu hususun gerek delil tespit dosyası gerekse keşif sonucu alınan bilirkişi raporuyla tespit edildiği, davalı kiraya verenden kaynaklı nedenlerle hamamın 12/10/2012 tarihinde mühürlenerek kapatıldığı, bu tarihten sonra davacı kiracının kiralananı kullanmadığı, iş yerinin gerekli kriterlere uygun olmaması nedeniyle kapatılmasında davacıya atfedilebilecek herhangi bir kusur bulunmadığı, bu nedenle davacı-karşı davalı kiracının yapmış olduğu giderleri talep etmesinde haklı olduğu; buna karşılık her ne kadar davalı-karşı davacı kiraya veren 1 yıllık kira alacağı talep etmiş olsa da kira sözleşmesinin kendisinden kaynaklı nedenlerle sona erdiği, davacı-karşı davalı kiracının kiralananı kullandığı dönemle sınırlı olarak kira...
Bölge adliye mahkemesince; davalıların istinaf talebinin reddine karar verilmiş; karar, davalılar tarafından temyiz edilmiştir. 1) Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı bilgi ve belgelere, özellikle temyiz olunan kararda yazılı gerekçelere göre, davalıların sair temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2) Geçerli olan bir kira sözleşmesi ya tarafların birbirine uygun fesih bildirimi, mahkeme kararı ile ya da kiralananın yok olması ile sona erer. Kiracı, kiralananı kullanımında bulundurduğu sürece kira bedeli ödemekle yükümlüdür. Buna bağlı olarak kira bedelinin ödendiğini ispat yükü kiracıya aittir. Kiralananın tahliye edildiğinin (kiracının kiralananı iade borcunu yerine getirdiğinin) kabul edilebilmesi için, fiilen boşaltılması yeterli değildir. Anahtarın da kiralayana teslim edilmesi gerekir....
Kiracı davalı, kira süresi sona ermeden kira sözleşmesini tek taraflı feshederek kiralananı tahliye etmesi durumunda kural olarak kira süresinin sonuna kadar kira parasından sorumludur. Bununla birlikte kiralayanın Borçlar Kanunu'nun 98.maddesi yollamasıyla 44. maddesi gereğince kira sözleşmesinden kaynaklanan yükümlülüğünden dolayı yerin yeniden kiralanması konusunda gayret göstermesi, böylece zararın artmasını önlemesi için kendisine düşen ödevi yapması gerekir. Kiralananın 1.1.2009 günü tahliye edildiği hususu tarafların kabulündedir. O halde, davacının zararı 01.01.2009 tahliye tarihinden itibaren kiralananın aynı koşullarla yeniden kiraya verilebileceği tarihe kadar boş kaldığı süreye ilişkin kira parasından ibarettir....
Davacı vekili, dava dilekçesinde, davacının, ihaleye girerek davaya konu taşınmazı davalı Belediyeden 15.10.2014 tarihli sözleşmeyle, 3 yıl süreli olarak kiraladığını, davalı belediyenin 28.10.2014 tarihinde sözleşmeyi feshettiğini ve kararın kendisine 31.10.2014 tarihinde tebliğ edildiğini, sözleşmenin feshine gerekçe olarak davacının, kiralananı alt kiraya verdiğinin gösterildiğini ancak davacının mecuru alt kiraya vermediğini belirterek davacının kiracılık sıfatının tespitine karar verilmesini istemiştir. Davalı vekili davacının kira sözleşmesinin ilgili hükümlerine aykırı olarak davalının muvafakatını da almadan mecuru alt kiraya verdiğini 22.10.2014 tarihli tutanakla tespit ettiklerini belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece davacının, sözleşmenin 20 ve 21. maddelerine aykırı olarak mecuru üçüncü kişiye kiraladığı, tek taraflı feshin hukuka uygun olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir....
iş yeri olarak kullanılabilmesi için aylık 2.750,00 TL kira bedeli üzerinden sözleşme düzenlendiğini, ancak kat maliklerinin onay vermemesi üzerine, davacının bu sorunu kısa sürede çözeceğini belirterek, kira bedeli olarak aylık 1.650,00 TL üzerinden yeni bir kontrat yapmayı ve bu sorun çözülene kadar kira bedeli ödenmemesini teklif ettiğini, davacının bu teklifi üzerine, önceki kira sözleşmesi (aylık kira bedeli 2.750,00 TL olan) iptal edilerek yeni bir kira sözleşmesi düzenlendiğini, davacının, ruhsatla ilgili sorunu çözememesi üzerine bu defa aylık kira bedeli 1.650,00 TL olan kira sözleşmesi de iptal edilerek, aylık kira bedeli 1.100,00 TL olan sözleşme imzalandığını, bu sözleşme düzenlenirken, davacının ruhsat sorununu çözmesine kadar geçecek sürede kira ödenmeyeceği hususunda tarafların mutabık kaldığını, bu nedenle mahkemenin, aylık kira bedeline ilişkin 2.750,00 TL tutarlı kira sözleşmesinin esas alınması gerektiği yönündeki kararının hukuka ve hakkaniyete aykırı olduğunu, davacı...
Bu tanımdan da anlaşılacağı üzere kira sözleşmesi karşılıklı edimleri içeren bir sözleşmedir. Başka bir anlatımla kira sözleşmesi, bir bedel karşılığında geçici bir süre için tarafa veya başkasına ait taşınır veya taşınmaz malın veya bir hakkın kullanımını sağlayan sözleşmedir. Kira sözleşmesi karşılıklı iradelerin birleşmesi suretiyle oluşur. Kira sözleşmesinin tarafları, kiraya verilen maldan bedel karşılığı yararlanan kiracı ile yararlanmaya razı olan kiralayandır. Kira sözleşmesinde kiracının asli edim yükümü, kira bedelini ödemesi; kiraya verenin asli edim yükümü ise, kiralananı kira süresince kiracının kullanımına hazır bulundurmasıdır. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun (TBK) 301. maddesine göre “Kiraya veren, kiralananı kararlaştırılan tarihte, sözleşmede amaçlanan kullanıma elverişli bir durumda teslim etmek ve sözleşme süresince bu durumda bulundurmakla yükümlüdür.”...
Davacı şirket kiralananı kiraladığını, kiralananın kendisine ayıplı verilmiş olduğunu, ayıbından dolayı kiralananı hiç kullanamadığını ve bu ayıp sebebiyle kira sözleşmesini davalıya göndermiş olduğu noter ihtarıyla bildirmiş olduğunu iddia etmiş, davalı taraf ise cevap dilekçesinde davacı ile 08/08/2016 tarihlinde dava konusu kiralanana ilişkin olarak kira sözleşmesi yapmış olduğunu beyan ederek, kiralanana ilişkin dava dışı Makbule MIZRAK’ın kiracı, dava dışı Halil MIZRAK’ın ise davalı şirket yetkilisi olarak kiracı adına imza ettiği kira sözleşmesini imzaladığını, davacı tarafın yıllık kira bedeli olarak kendisine ilk yıl için 10.000,00 TL, 2017 tarihinden itibaren ise üç yıl 3.500 Euro ödeyeceğinin kararlaştırılmış olduğunu ve davacıdan 1.585,00 TL kira bedelinin kiralanana yapılacak masrafa sayılmak üzere eksik alındığını ve davacının kiralananı mevcut haliyle kabul etmiş sayıldığını beyan ederek ve kira sözleşmesinin bir suretinin kendisince dosyaya sunulmuş olduğu hususu dikkate...
- K A R A R - Davacı vekili, taraflar arasında noterde finansal kiralama sözleşmesi akdedildiğini, davacının kiralananı teslim edimini yerine getirdiği halde davalının kira bedellerini ödemediğini, keşide edilen ihtarnameden sonuç alınamadığını belirterek, kiralama konusu malın davalıdan alınarak davacıya teslimine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı, davaya cevap vermemiştir. Mahkemece, yapılan yargılama sonunda; taraflar arasında bağıtlanan finansal kiralama sözleşmesine istinaden davacının sözleşmeyle yükümlendiği kiralananı teslim edimini yerine getirdiği, davalının ise kira bedelini ödeme edimini yerine getirmediği, bu yönde keşide olunan ihtarnamenin sonuçsuz kaldığı, sözleşmenin davacı yanca haklı nedenle fesholunduğu gerekçeleriyle davanın kabulüne, finansal kiralama sözleşmesine konu traktörün davalıdan alınıp, davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir....