Kira ilişkisine dayalı uyuşmazlıklarda kiraya veren olduğunu iddia eden taraf, kira ilişkisini, başlangıcını, süresini, aylık kira bedelini ve sözleşmenin koşullarını; kiracı ise, kira bedelini ödediğini ve kiralananı iade ettiğini kanıtlamalıdır. Kiralananın tahliye edildiğinin (kiracının kiralananı iade borcunu yerine getirdiğinin) kabul edilebilmesi için, kiralananın fiilen boşaltılması yeterli değildir; Anahtarın da kiraya verene teslim edilmesi gerekir. Kiracının bildirdiği tahliye tarihinin kiraya veren tarafından kabul edilmemesi, başka bir ifadeyle, tahliye tarihinin taraflar arasında çekişmeli olması halinde, kiralananın fiilen boşaltıldığını ve anahtarın teslim edildiğini, böylece kira ilişkisinin kendisince ileri sürülen tarihte hukuken sona erdirildiğini kanıtlama yükümlülüğü, kiracıya aittir. Kiracı, kiralananı kendisinin ileri sürdüğü tarihte tahliye ettiğini ispatlayamazsa, kiraya verenin bildirdiği tahliye tarihine itibar olunmalıdır....
TBK.nun 310. maddesi hükmüne göre kiralananın mülkiyetinin kiralayan malik tarafından üçüncü kişiye devri ile birlikte, kiralayan ve kiracı arasındaki kira sözleşmesi tüm hak ve borçları ile birlikte yasa gereği kendiliğinden yeni malike geçer. Kiracı, devir öncesi mevcut muaccel ödenmemiş kira bedeli borçlarından dolayı kiralananı devreden kiralayana karşı, devir tarihinden sonra ise yeni malike karşı sorumludur. Kiralananı satın alan davacı TBK.nun 310. maddesi gereğince önceki malik kiralayanın haklarına halef olmuş ise de bunun için öncelikle kiralananı satın aldığı ve kira paralarının bundan sonra kendisine ödenmesi yönünde kiracıya bildirimde bulunması gerekir. Yeni malik tarafından kiracıya ihtar gönderilmesinden önce kiracının kira paralarını önceki malike ödemesi halinde, önceki malike yapılan ödeme miktarınca kiracı sorumluluktan kurtulacaktır....
Dava konusu icra dosyasına dayanak01/08/2018 başlangıç tarihli kira sözleşmesinde, kiraya veren alacaklı, davalılar kiracı ve kefil olarak yer almaktadır. Davalı kiracılar , icra takibine itirazında, borca, faize ve tahliye talebine itiraz etmiş olup, dayanak kira sözleşmesindeki imzasını açıkça inkar etmemiştir. Dava konusu takipte yazılı kira sözleşmesine dayanılmasına ve davalı borçlu kiracının takibe itirazında açıkça ve ayrıca sözleşmedeki imzasına karşı çıkmadığının anlaşılmasına göre İİK'nın 269/2 maddesi gereğince kira ilişkisi ve kira miktarı kesinleşmiştir. Öncelikle TBK'nin kefalet sözleşmesinde şekil şartını düzenleyen 583.maddesi “Kefalet sözleşmesi, yazılı şekilde yapılmadıkça ve kefilin sorumlu olacağı azami miktar ile kefalet tarihi belirtilmedikçe geçerli olmaz....
Davaya dayanak yapılan ve hükme esas alınan 01.07.2006 başlangıç tarihli ve bir yıl süreli kira sözleşmesi konusunda taraflar arasında bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Borçlar Kanunu'nun 256.maddesi hükmüne göre kiracı kiralananı özen göstererek kullanmakla yükümlüdür. Yine Borçlar Kanunu'nun 266/1.maddesi gereğince kiracı kiralananı ne halde teslim almış ise kira süresinin sonunda aynı halde geri vermekle yükümlüdür. Kira sözleşmesinde kiralananın niteliklerine ilişkin bir açıklamaya yer verilmemiş ise de, Borçlar Kanunu 266/3.maddesi uyarınca kiracının kiralananı iyi halde teslim aldığı asıldır....
Sair temyiz itirazların yerinde değil ise de; Davalı borçlu vekili temyiz dilekçesinde kiralayanın kiralananı başkasına sattığını, taşınmazda mülkiyet hakkının kalmadığını, yeni malikle yeni bir kira sözleşmesi yapıldığını ileri sürmüş olmakla, dosyada yer alan tapu kayıtlarına göre kiralanan bağımsız bölümlerin davacı kiralayan adına kayıtlı iken Bölge Adliye Mahkemesi yargılaması sırasında 07.02.2022 tarihinde satış işlemine konu edildiği ve bağımsız bölümlerin kiralayanın pasif kayıtları arasında yer aldığı görülmekte olup taşınmazın satılması halinde kiralananı devreden kişinin kiralayan veya malik sıfatı ortadan kalkmaktadır. O halde mahkemece takyidatlı tapu kayıtları getirtilerek taşınmazların satıldığının anlaşılması halinde dava tarihinden sonra kiralananı devreden kiralayanın davacı sıfatı kalmadığından tahliye isteminin reddine karar verilmesi gerektiği nedenle kararın bozulması gerektirmiştir....
DAVA Davacı vekili; dava konusu taşınmazı ihale sonucu aylık 300,00 TL kira bedeli ile davalı ......
Dava, ödenmeyen kira alacağı, erken tahliye nedeniyle yoksun kalınan kira kaybı zararı ile hor kullanma tazminatı istemlerine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir....
Kiraya verenin asli edim yükümü, kiralananı kira süresince kiracının kullanımına hazır bulundurması olup kiracının asli edim yükümü ise kira bedelinin ödenmesidir. Kiracı bunun dışında kiralananı sözleşmeye uygun kullanma borcu altındadır. Kiracı kiralananı özenle kullanmak ve olağan kullanmadan doğan yıpranmalar dışında kalan hâliyle geri vermek zorundadır. Eğer kiralanan olağan şekilde kullanılmamışsa kiracının iyi niyetle hareket etmediği ve kiralananı hoyratça kullandığı varsayılır. 6098 sayılı TBK'nın 316. maddesi hükmü uyarınca; kiracı kiralananı tam bir özenle kullanmak ve aynı Kanun'un 334. maddesi gereğince sözleşme sonunda aldığı hali ile kiralayana teslim etmekle yükümlüdür. Ancak, kiracı sözleşmeye uygun kullanma dolayısıyla oluşan eskime ve bozulmalardan sorumlu olmayıp, münhasıran kötü kullanım nedeniyle oluşan zarar ve hasardan sorumludur....
itirazlarının reddi gerekmiştir. 2-Dava, kiralananın kira sözleşmesi ile kararlaştırılan süreden önce kiracı tarafından tahliye edilmesi nedeniyle kalan süredeki kira bedellerinin tahsili için girişilen icra takibine vaki itiraz üzerine açılan itirazın iptali istemine ilişkindir....
Dava kira alacağı nedeni ile başlatılan icra takibine vaki itirazın kaldırılması istemine ilişkindir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir Davacı dava dilekçesinde, davalı ile aralarındaki mevcut kira sözleşmesinin devam ettiğini, anahtarın teslim edilmediğini, davalının kira borcunu ödemediği gibi haksız itirazda bulunduğunu beyan ederek itirazın kaldırılmasına ve takibin devamına karar verilmesini istemiştir. Davalı vekili ise borcun bulunmadığını, sözleşmenin 2011 yılı Aralık ayında karşılıklı olarak feshedildiğini, taşınmazın boşaltılıp teslim edildiğini ileri sürerek davanın reddini savunmuştur. Kiralananın tahliye edildiğinin (kiracının kiralananı iade borcunu yerine getirdiğinin) kabul edilebilmesi için, kiralananın fiilen boşaltılması yeterli değildir; anahtarın da kiralayana teslim edilmesi gerekir....