Dava, kira alacağının tahsili için başlatılan icra takibine itirazın iptali, olmadığı takdirde alacak istemine ilişkindir. Mahkemece itirazın iptali isteminin reddine, davacının alacak davası açmakta muhtariyetine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacı vekili dava dilekçesinde; davalının önceki malik ile yapılan 01.07.2011 başlangıç tarihli, 1 yıl süreli sözleşme ile kiracı olduğu taşınmazın davacı tarafından 01/02/2013 tarihinde satın alındığını davalının kira bedellerini ödemeden kiralananı 18/07/2013 tarihinde tahliye ettiğini, davalı hakkında kiralananın satın alınma tarihinden tahliye tarihine kadar olan kira bedellerinin tahsili amacıyla ......
KARAR Davacı alacaklı tarafından davalı borçlu aleyhine kira alacağı ve tahliye istemli olarak başlatılan icra takibine davalı borçlunun itirazı üzerine davacı icra mahkemesinden itirazın kaldırılması ve tahliye isteminde bulunmuş, mahkemece davanın kısmen kabulü ile 14.000,00 TL asıl alacak ve 371,84 TL işlemiş faiz alacağı üzerinden itirazın kaldırılmasına ve tahliyeye karar verilmiş, karar davalı borçlu vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacı alacaklı, 01/08/2013 başlangıç tarihli ve 17 ay süreli yazılı kira sözleşmesine dayanarak 22/07/2015 tarihinde başlattığı icra takibi ile 17.500,00 TL kira ve 841,44 TL işlemiş faiz alacağının tahsilini talep etmiş, davalı borçlu süresinde verdiği itiraz dilekçesi ile borca itiraz etmiştir. Dava konusu kiralanan taşınmazın 1/3 hissesini dava dışı ... ’tan davacı alacaklı ...’ın 06/06/2014 tarihinde iktisap ettiği anlaşılmıştır....
G.......... vekili, kira parasında anlaşamadıklarından kiralananın birinci yılın sonunda boşalttıklarını, anahtarın kendilerinde olduğunu kiralayana ihtarname ile bildirdiklerini, 11 ay sonra yapılan tespit ile belirlenen hor kullanma tazminatını kabul etmediklerini, taşınmazı iyi halde bıraktıklarını belirterek davanın reddini savunmuşlardır. Diğer davalı davaya cevap vermemiştir. Davada dayanılan ve hükme esas alınan 01.06.2004 başlangıç tarihli ve iki yıl süreli kira sözleşmesi konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmamaktadır. Kira sözleşmesinde kira ilişkisinin devamı sırasında taraflarca ne şekilde feshedilebileceğine ilişkin bir düzenleme yer almamaktadır. İkinci kira dönemi içinde davacı kiralayanın kira paralarının ödenmesini isteyen ihtarnamesine verdiği 13.06.2005 tarihli cevabı ihtarnamesinde davalı kiralananı boşalttığını, anahtarların kendisinden alınmasını bildirmiştir....
Dava, erken tahliye ve eski hale getirme süresi nedeniyle yoksun kalınan kira alacağı istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm davacı ve davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacı vekili dava dilekçesinde; Davacıya ait taşınmazın 16/05/2008 başlangıç tarihli ve dokuz ay süreli sözleşme ile davalıya kiralandığını, davalının kira süresi sona ermeden 13/11/2012 tarihinde kiralananı tahliye ettiğini, en son ödenen kira bedelinin 84.300 TL olup, davalının dönem sonuna kadar olan kira parasından sorumlu olduğunu, davalının mecura verdiği hasarın giderilmesi ve imara aykırı tadilatların eski hale getirilmesi zaman alacağından kısa sürede yeniden kiraya vermenin mümkün olmadığını belirterek kiralananın erken tahliyesi nedeniyle makul süre ve eski hale getirilmesi için geçecek süre de dikkate alınarak kira kaybı alacağı olarak şimdilik 10.000 TL'nin dava tarihinden itibaren yasal faiziyle tahsilini talep etmiştir....
kiralananda nem ve kokular meydana geldiğini davacının binada iyileştirme konusunda bir görüş bildirmediği gibi fahiş kira artışı istediğini bu nedenle müvekkilinin kiralananı haklı nedenle tahliye ettiğini belirterek davacının davasının reddine,karşılık dava olarak da kiralananı sorunsuz olarak teslim ettiğini 14.000 TL güvence parasının davacı-karşı davalıdan tahsilini istemiştir....
ihbar ve ihtar edilmediğinden, kira sözleşmesinin 1 yıl daha uzadığını, bu nedenle davalı aleyhine 01/02/2010-01/02/2011 tarihleri arasındaki kira paralarının tahsili amacıyla İstanbul 7....
Sözleşmeyi haklı nedenle fesih eden kiracı kiralananı kullanımında bulundurduğu süre kira bedelinden sorumlu olup erken tahliye nedeniyle makul süre kira bedelinden sorumlu değildir.Bu nedenle mahkemece davacı kiracının kira sözleşmesini haklı nedenle feshettiği kabul edilerek kiracının sadece kiralananı kullanımında bulundurduğu süreye kadar olan kira bedelinden sorumlu tutulabileceği gözetilmeksizin makul süre kira bedelinden de sorumlu tutulması doğru değildir. Hüküm bu nedenle bozulmalıdır. SONUÇ: Yukarıda (2) no.lu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK.ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 428.maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 13/06/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Kiralananı satın alan davacı TBK'nin 310. maddesi gereğince önceki malik kiralayanın haklarına halef olmuş ise de bunun için öncelikle kiralananı satın aldığı ve kira paralarının bundan sonra kendisine ödenmesine yönelik ihtar göndermesi gerekir. Davacı tarafından davalıya iktisaptan sonra kira bedellerinin kendisine ödenmesi hususunda usulüne uygun tebliğ edilmiş ihtar gönderilmediğinden davalı tarafından önceki malike yapılan ödemeler geçerlidir. Öte yandan; davacı alacaklı takip talebi ile dava dışı kiraya verenler....ile davalı kiracı ... Tic. Ltd. Şti. arasında akdedilen 01.01.2014 başlangıç tarihli kira sözleşmesine dayanmış olup, borçlu kiracı itiraz dilekçesinde takibe dayanak yapılan kira sözleşmesine itiraz etmekle birlikte, dayanak kira sözleşmesindeki imzasını açıkça inkar etmemiştir....
Bu tanımdan da anlaşılacağı üzere kira sözleşmesi karşılıklı edimleri içeren bir sözleşmedir. 14. Başka bir anlatımla kira sözleşmesi, bir bedel karşılığında geçici bir süre için tarafa veya başkasına ait taşınır veya taşınmaz malın veya bir hakkın kullanımını sağlayan sözleşmedir. Kira sözleşmesi karşılıklı iradelerin birleşmesi suretiyle oluşur. Kira sözleşmesinin tarafları, kiraya verilen maldan bedel karşılığı yararlanan kiracı ile yararlanmaya razı olan kiraya verendir. 15. Kira sözleşmesinde kiracının asli edim yükümü, kira bedelinin ödenmesi; kiraya verenin asli edim yükümü ise, kiralananı kira süresince kiracının kullanımına hazır bulundurmasıdır. Kira sözleşmesinin düzenlendiği tarihte yürürlükte bulunan BK’nın 249. maddesine göre [6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu (TBK) m. 301] “Mucir, mecuru akitten maksut olan kullanmağa salih bir hâlde müstecire teslim etmek ve icar müddeti zarfında bu hâlde bulundurmak ile mükelleftir.”...
Bu tanımdan da anlaşılacağı üzere kira sözleşmesi karşılıklı edimleri içeren bir sözleşmedir. 14. Başka bir anlatımla kira sözleşmesi, bir bedel karşılığında geçici bir süre için tarafa veya başkasına ait taşınır veya taşınmaz malın veya bir hakkın kullanımını sağlayan sözleşmedir. Kira sözleşmesi karşılıklı iradelerin birleşmesi suretiyle oluşur. Kira sözleşmesinin tarafları, kiraya verilen maldan bedel karşılığı yararlanan kiracı ile yararlanmaya razı olan kiraya verendir. 15. Kira sözleşmesinde kiracının asli edim yükümü, kira bedelinin ödenmesi; kiraya verenin asli edim yükümü ise, kiralananı kira süresince kiracının kullanımına hazır bulundurmasıdır. Kira sözleşmesinin düzenlendiği tarihte yürürlükte bulunan BK’nın 249. maddesine göre [6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu (TBK) m. 301] “Mucir, mecuru akitten maksut olan kullanmağa salih bir hâlde müstecire teslim etmek ve icar müddeti zarfında bu hâlde bulundurmak ile mükelleftir.”...