Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Dava; kambiyo senedi nedeniyle menfi tespit istemine ilişkindir. 1-) Türk Borçlar Kanunu'nun "Kiralananın geri verilmesi" başlığı altında düzenlenen 334. maddesinde; "Kiracı kiralananı ne durumda teslim almışsa, kira sözleşmesinin bitiminde o durumda geri vermekle yükümlüdür." şeklinde düzenleme yapılmıştır. Kira sözleşmesinde kiracının en önemli borçlarından biri kiralananı geri verme borcudur. Kiracı, kira sözleşmesinin bitiminde kira sözleşmesi dolayısıyla teslim almış olduğu kiralananı geri vermekle yükümlüdür. Kiracı, kiralananı geri verme borcunu, taraflar arasında anlaşıldığı biçimde; taraflar arasında anlaşma yoksa kiralananı kiraya verene fiili olarak teslim ederek gerçekleştirmelidir. Kiracı, kiralananı kiraya verene teslim ettiğini ispatla yükümlüdür....

    Kira sözleşmesi karşılıklı iradelerin birleşmesi suretiyle oluşur. Kira sözleşmesinin tarafları, kiraya verilen maldan bedel karşılığı yararlanan kiracı ile yararlanmaya razı olan kiralayandır. 15. Kira sözleşmesinde kiracının asli edim yükümü, kira bedelinin ödenmesi; kiraya verenin asli edim yükümü ise, kiralananı kira süresince kiracının kullanımına hazır bulundurmasıdır. Kira sözleşmesinin düzenlendiği tarihte yürürlükte bulunan BK’nın 249. maddesine göre [6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu (TBK) m. 301] “Mucir, mecuru akitten maksut olan kullanmağa salih bir hâlde müstecire teslim etmek ve icar müddeti zarfında bu hâlde bulundurmak ile mükelleftir.” Kiraya verenin teslim borcunu yerine getirmesi tek başına asli edim yükümlülüğünü yerine getirmesi anlamına gelmemekte olup sözleşme süresince de kiralananı kullanıma elverişli bir şekilde bulundurmakla yükümlüdür. 16....

      Dosya kapsamındaki bilgi ve belgelerden, önceki malik ile davalı arasında 32, 33 ve 34 no’lu bağımsız bölümler için ayrı ayrı 01.01.2009 başlangıç tarihli, 2 yıl süreli işyeri (Deri Ayakkabıcılığı), kira sözleşmesi imzalandığı, davacının bu yerleri 16.06.2009 tarihinde satın aldığı, davalı kiracının haklı neden göstermeden 21.06.2010 tarihinde kiralananı tahliye ettiği, bu hususun davacı tarafından açıkça kabul edildiği anlaşılmaktadır. “Kiralananın kira sözleşmesinin bitiminden önce geri verilmesi” başlıklı TBK 325. maddesinde; “Kiracı, sözleşme süresine veya fesih dönemine uymaksızın kiralananı geri verdiği takdirde, kira sözleşmesinden doğan borçları, kiralananın benzer koşullarla kiraya verilebileceği makul bir süre için devam eder. Kiracının bu sürenin geçmesinden önce kiraya verenden kabul etmesi beklenebilecek, ödeme gücüne sahip ve kira ilişkisini devralmaya hazır yeni bir kiracı bulması hâlinde, kiracının kira sözleşmesinden doğan borçları sona erer....

        Dava kira alacağının tahsili için tahliye istemli olarak başlatılan icra takibine kiracı olan davalı borçlunun itiraz etmemesi ve yasal süresi içerisinde takibe konu kira parasını ödememesi nedeniyle kiralananın tahliyesi ile davalı kefilin takibe itiraz etmesi nedeniyle itirazın kaldırılması istemine ilişkindir....

          Dosyadaki belgelerden, kiralananın yapı kullanma izin belgesinin 05/11/2015 tarihinde düzenlendiği, binanın tam ve eksiksiz olarak davalılara teslim edildiği, davalı kiracılar tarafından bağımsız bölümlerin dava dışı kişilere kiraya verildiği, davacının 6098 sayılı TBK 301. maddesinde düzenlenen teslim borcunu yerine getirdiği, kira bedeli talep hakkının doğduğu anlaşılmaktadır. Anılan kira sözleşmesinde yeralan "her türlü resmi iş" ifadesinde ise yapı kullanma izin belgesinin düzenlenmesi gerektiği anlatılmaktadır . Başka bir anlatım ile kiralananı teslim almış, alt kiraya vermiş, alt kiracılardan kira bedeli almış olan davalılar sözleşmeden doğan kira borçlarını ödemek zorundadırlar, abonelik işlemlerinde eksiklerin olması davalıları kira borcundan kurtaramaz, aksi durumda davalılar kendi kiracılarından elde ettikleri kira bedelleri oranında davacı aleyhine olarak sebepsiz zenginleşeceklerdir.Anılan nedenlerle ilk derece mahkemesinin kararının bozulması gerekmiştir....

            Somut olayda; davalı kiracı, her ne kadar kiralananı 28/04/2014 tarihinde tahliye etmiş ise de, tahliye tarihinden bir ay önce kiraya verene yazılı ihbarda bulunduğuna ilişkin dosyada herhangi bir delile rastlanılamamıştır. Taraflar arasında geçerli kira sözleşmesi ile erken tahliyeye ilişkin makul süre kira tazminatının bir aylık kira bedeli ile sınırlı olacağı kararlaştırılmış olmakla makul süre kira tazminatına ilişkin herhangi bir feragat beyanı içermeyen, kiraya verenin kira alacaklarına ilişkin davadaki haklarının saklı tutulduğu ibraname gerekçe gösterilerek makul süre kira tazminatı alacağının mahkemece değerlendirilmemiş olması usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir....

              Dava, erken tahliyeye bağlı olarak yoksun kalınan kira geliri nedeniyle tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş olup, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacı vekili dava dilekçesinde; davalının 01.07.2006 başlangıç tarihli ve iki yıl süreli kira sözleşmesi uyarınca kiracı olduğunu, davalının kiralananı 14.07.2008 tarihinde tahliye ettiğini, bu durumda davalının dönem sonu olan 01.07.2009 tarihine kadar olan kira bedellerinden sorumlu olacağını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile üç aylık kira bedeli olan 18.000 TL nin davalıdan tahsilini talep etmiştir. Davalı vekili; kiralananın iddia edilen tarihte değil akdin sona erdiği tarih olan 30.06.2008’de tahliye edilerek anahtarın davacıya teslim edildiğini, kiralananın süre sonunda tahliye edileceğinin 05.05.2008 tarihli noter ihtarı ile bildirildiğini, bu durumda erken tahliyenin söz konusu olmayıp davacının davasının reddi gerektiğini savunmuştur....

                Davaya konu mecurun kira sözleşmesi ile kiracı sıfatı ile davalı T3 kullanımına bırakıldığı hususunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Uyuşmazlık davacı konumundaki T1 kira alacağını isteme hakkının bulunup bulunmadığı ve davalının ödenmemiş kira borcu bulunup bulunmadığı hususundadır. Kira alacağı sözleşmeden kaynaklanan bir alacak ilişkisi olup kiracı, kiraya verene karşı edimini yerine getirmekle yükümlüdür. Bu nedenle kural olarak kira alacağını talep hakkı kiraya verene aittir. Ancak, kiraya veren dışında malik de kira alacağını talep edebilir. Az yukarıda açıklandığı üzere; kiralananı satın alan davacı TBK'nın 310. maddesi gereğince önceki malik kiralayanın haklarına halef olmuş ise de bunun için öncelikle kiralananı satın aldığı ve kira paralarının bundan sonra kendisine ödenmesine yönelik ihtar göndermesi gerekir....

                Dosya kapsamına göre taraflar arasında düzenlenen 15.12.2007 başlangıç tarihli ve 1 yıl süreli kira sözleşmesi gereğince davalının kiracı bulunduğu taşınmazı 15.4.2008 tarihinde tahliye ettiği ve aylık kiranın 400 TL bulunduğu anlaşılmaktadır. Davalı kiracının kira süresi bitmeden kiralananı 15.4.2008 tarihinde tahliye etmesi, sözleşmenin hukuken feshedilmiş olduğu anlamına gelmez. Kural olarak davalı kiracı sözleşme ile bağlıdır ve kira parasından sorumludur. Davalının kiralananı ... taraflı olarak tahliye etmesi haklı fesih değil, sözleşmeye aykırı davranış sayılır ve kiralayanın bu yüzden uğradığı zararı tazmin ile sorumludur. Ancak bu durumda davacı kiralayanın da zararın artmasına sebebiyet vermemesi gerekir. Davacının davalı tarafından kiralananı tahliye ettiğini öğrendiği tarihten itibaren BK'nun 98.maddesi ile 44.maddesi gereğince zararın artmaması için gerekli çabayı göstermek zorundadır....

                  Dava temerrüt nedeni ile kiralananın tahliyesine ve kira alacağının tahsili istemine ilikişkindir, mahkemece kira alacağının kısmen kabulüne ve kiralananın tahliyesine karar verilmiş, hüküm davalı tarafında temyiz edilmiştir. Davada dayanılan ve hükme esas alınan 15.12.2007 tarihli ve bir yıl süreli kira sözleşmesi konusunda taraflar arasında bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Sözleşmeyi davacı ... ve .... adına kiralayan sıfat ile imzalamıştır. Nitekim kiralanan tahliye edildikten sonra davacı kiralananı yine kirayalayan ... ve ... adına kiraya vermiştir. Davacı kiralananı vekil sıfatı ile ... ve ... adına kiraya vermiş olup sözleşmenin tarafı değildir. Kira sözleşmesine göre kiralayan ... ve ...’ dır. Temerrüt ihtarnamesi davacı tarafından keşide edilmiş ve dava da kendisi tarafından açılmıştır.Bu durumda davanın husumet nedeniyle reddine karar vermek gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir. Hüküm bu nedenle bozulmalıdır....

                    UYAP Entegrasyonu