WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

KARAR Davacı alacaklı tarafından davalı borçlu aleyhine kira alacağı istemli olarak başlatılan icra takibine davalı borçlunun itirazı üzerine davacı İcra Mahkemesinden itirazın kaldırılması isteminde bulunmuş mahkemece davanın reddine karar verilmiş karar davacı alacaklı tarafından temyiz edilmiştir. Davacı alacaklı, 17/12/2015 tarihinde başlattığı icra takibi ile 5.000,00 TL 2015 yılı Kasım ve Aralık ayı bakiye kira alacağı ve 31,30 TL işlemiş faiz alacağının tahsilini talep etmiş, davalı borçlu süresinde verdiği itiraz dilekçesi ile; 3.000,00 TL ödemenin Kasım ayı kira bedelinden mahsup edilerek hesaplama yapılması gerektiğini, kira sözleşmesinin ilk sayfasında kira bedelinin 4.000,00 TL olarak kararlaştırıldığını, bu bedelin brüt mü net mi olduğunun açıkça yazılmamasına rağmen kiraya veren tarafından sözleşmede tahrifat yapılarak kira sözleşmesine elle yazılan hüküm ile bedelin net olduğunun yazıldığını belirterek borca itiraz etmiştir....

    bedelinden davalının eski kiracı olması nedeniyle uygun bir indirim yapılarak kira bedelinin tespitine karar verilmesi gerektiğinden bahisle bozulmuştur....

      İstinaf Sebepleri Davalı borçlu vekili istinaf dilekçesinde;dayanak kira sözleşmesinin İİK 68. maddesi anlamında belge olmadığından itirazın kaldırılmasına karar verilemeyeceğini, alacaklı ile aralarında kira sözleşmesinde belirlenen kira bedelinin %50'si oranında indirim yapılması yönünde sözlü anlaşma yaptıklarını, bu hususun Sulh Hukuk Mahkemesi kararı ile sabit olduğunu, anılan kararın istinaf incelemesi sonucu bölge adliye mahkemesince istinaf başvurusunun reddine karar verildiğini, kira bedelinin sözlü anlaşmaya uygun olarak ödendiğini ileri sürerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması ile davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. C. Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; huzurdaki takip dosyasında 2017 yılı Ocak ayı kira bedelinin tahsili ve kiralananın tahliyesinin talep edildiği, taraflar arasında aynı kira sözleşmesine dayalı olarak 2018 yılı Nisan ayı kira bedelinin tahsili amacıyla başlatılan ... 25....

        Somut olayda; taraflar arasında 13/05/2010 başlangıç tarihli 3 yıl süreli kira sözleşmesinin varlığı hususunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Kira sözleşmesinin 10. maddesinde; " Kiracı kira süresinin bitiminde derhal, sözleşmenin feshi halinde tebligatı müteakip on beş gün içinde taşınmazı tahliye etmek zorundadır. Kiracı taşınmazı tahliye etmezse, 08/09/1983 tarihli ve 2886 sayılı Kanunun 75 inci maddesine göre kiracının tahliyesi sağlanacaktır. " ve 14. maddesinde ise ; " Kira süresinin sona ermesi veya sözleşmenin feshi halinde taşınmaz idareye teslim edilmezse, geçen her gün için, cari yıl kira bedelinin yüzde biri oranında ceza, itirazsız olarak ödenir." şeklinde düzenleme yapılmıştır. Mülkiyeti davalıya ait taşınmazın 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu uyarınca "büfe" olarak işletilmek üzere davacıya kiraya verildiği, davacı kiracının kira süresi sonunda taşınmazı tahliye etmediği, mecurun 21/01/2014 tarihli tutanak ile tahliye edilerek davalıya teslim edildiği anlaşılmıştır....

          Hak ve nesafete uygun kira belirlenirken; en son ödenen aylık kira bedeline endekse (ÜFE) göre artış yapılarak belirlenen kiradan daha düşük olmayacak şekilde taşınmazın boş olarak yeniden kiraya verilmesi halinde getirebileceği kira bedelinden, davalının eski kiracı olduğu gözetilerek hakkaniyete uygun bir miktarda indirim yapılması gerekmektedir. Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda, emsal kira sözleşmelerinin incelenmemiş, kira parasına etki eden niteliklerin açıklanmamış olup, rapor bu haliyle hüküm vermeye yeterli değildir. Buna göre; mahkemece, taşınmazın galip vasfının çatılı iş yeri olduğu tespit edildiği takdirde, yeniden bilirkişi görüşüne başvurulması ve belirlenecek kira bedelinden davalının eski kiracı olduğu gözetilerek %5 - %20 oranında hakkaniyete uygun bir miktarda indirim yapması gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir....

            Davacı vekili davalının 28.02.2007 başlangıç tarihli beş yıl süreli kira sözleşmesi ile 4 yıllık kira bedeli olarak 80.000 TL peşin ödeyerek ve 4. yılın sonunda kira bedelinin piyasa rayiçleri dikkate alınarak belirleneceğinin karalaştırıldığı ve kira kontratının imzalandığı tarihten sonra davalı şirketin kullanmakta olduğu kira sözleşmesine konu yerin, tadilatlar ve eklemeler ile büyüdüğünü, daha geniş bir kapalı alan ile açık alanın davalı şirketçe kullanılmaya başlandığını belirterek dava konusu taşınmazın 26/12/2010 tarihinden itibaren kira bedelinin aylık 6.000 TL, 26/12/2011 tarihinden itibaren kira bedelinin 7.500 TL olduğunun tespiti, ayrıca sonraki yıl kira dönemine ilişkin kira bedelinin tespitini istemiştir. Davalı, davanın reddini savunmuştur....

              Buna rağmen iki kira dönemi üst üste hiç artış yapılmayarak, aynı kira bedelinin istenmesi durumunda, bir de bu kiradan indirim yapılması hakkaniyete uygun değildir.Öyle ise mahkemece, bu ilkeler ışığında, davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 09.10.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

                Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm davacı ve davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosya kapsamına,toplanan delilere,hükmün dayandığı gerekçelere, taraflar arasındaki kira sözleşmesine göre davacı vekilinin temyiz itirazları yerinde değildir. 2-Davalı vekilinin temyiz itirazlarına gelince: TBK. 305 (818 Sayılı BK 250 md) maddesi "kiralanan sonradan ayıplı duruma gelirse kiracı kiraya verenden ayıpların giderilmesini veya kira bedelinden ayıpla orantılı bir indirim yapılmasını ya da zararının giderilmesini isteyebilir.Ancak zararın giderilmesi istemi, diğer seçimlik hakların kullanılmasını önlemez.Önemli ayıp durumunda kiracının sözleşmeyi fesih hakkı saklıdır.”hükmüne yer verilmiştir Davaya konu icra takibine dayanak yapılan ve hükme esas alınan 15.09.2007 başlangıç tarihli ve üç yıl süreli kira sözleşmesi konusunda taraflar arasında bir uyuşmazlık bulunmamaktadır....

                  Mahkemece, alınan bilirkişi raporları da hükme esas alınarak sözleşmenin 16/3, 16/4 ve 16/9. bentlerinin haksız şart olduğuna yönelik talebin reddine, geç teslim nedeniyle kira kaybı alacağı ve eksik ve ayıplı imalat nedeniyle satış bedelinde indirim talebi yönünden davanın kabulüne karar verilmiştir. ... 1....

                    Taraflar arasındaki sözleşme hükmü ve kiralama öncesinde davacı tarafından imzalanan yer görüldü belgesi içeriğine göre dava dilekçesinde kira bedelinin indirilmesi gerekçesi olarak ileri sürülen hususların davacı tarafından bilindiği ve kabullenildiği anlaşılmaktadır. Davacı taşınmazı görerek ilgili kurumlardan taşınmazın imar durumu ve sit alanında bulunduğuna dair gerekli bilgileri alarak ve kiralananın işletilebilmesi için gerekli olan ruhsat vb izinleri alma yükümlülüğünün kendisine ait olduğunu kabul ederek ve ruhsat ve izin alamadığında da herhangi bir hak talep etmeyeceği taahhüdünde bulunarak sözleşmeyi imzalamıştır. O halde sözleşmede kararlaştırılan kullanım amacına yönelik indirim talebi yerinde olmadığından davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde kira bedelinden indirim yapılması doğru değildir. Hüküm bu nedenle bozulmalıdır....

                      UYAP Entegrasyonu